Ana Sayfa Manşet Bağımlılığa değil, bağımlılıkla mücadeleye destek olun

Bağımlılığa değil, bağımlılıkla mücadeleye destek olun

W- Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı ve Yeşilay Başkanı Prof.Dr.Mücahit Öztürk ile 98 yıllık köklü kuruluşumuz Yeşilay ve faaliyetleri hakkında söyleşiye devam ediyoruz;

M.Ö.- Bağımlıların hayatına dokunan çalışmalarınız mevcut. Bu kapsamda açılan YEDAM’lar var. Konu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yeşilay, 2013 yılında yapılan tüzük değişikliğiyle çalışma alanlarına rehabilitasyon hizmetini de ekledi.

2015 yılında Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) kuruldu.

İlk aşamada 444 79 75 Danışma Hattı ile çağrı merkezi hizmeti vermeye başlayan YEDAM, 2016 itibariyle İstanbul’da Üsküdar, Cerrahpaşa, 2017’de Şanlıurfa Eyyübiye, Başakşehir ve Düzce hizmet binalarını faaliyete açtı. 2018’de ise YEDAM Antalya hizmete girdi. Yeşilay, YEDAM ile bağımlılara ve yakınlarına ücretsiz psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon desteği vermektedir. YEDAM’ın tamamı bağımlılık alanında uzman psikologlardan oluşan ekibi, arayan kişilere uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı konusunda bilgi verme ve doğru yönlendirme, tavsiye ve danışmanlık hizmetleri de sunuyor.

YEDAM, psikolojik danışmanlık hizmetinin yanı sıra bağımlı bireylerin sosyal hayata tekrar uyum sağlaması için sosyal destek (meslek edindirme, hobi atölyeleri) hizmetleri de sunuyor, ayrıca aile terapileri ve bilinçlendirme çalışmaları yapıyor. Temiz olarak ifade edilen bağımlının fizyolojik ve psikolojik olarak maddeden arınmış olması sonrası İŞKUR işbirliğiyle işe yerleştirilmesi yapılıyor. Yeşilay, YEDAM Atölye adı ile 2018’de bağımlıların sosyal hayata uyum sağlaması amacıyla Grafik Tasarım, Gastronomi, Spor, Oyuncak Atölyelerini kapsayan merkezini hayata geçirdi.

W- Çalışma ortamları çok stresli olabiliyor. Ardından en çok sigara kullanımı kendini gösterebiliyor. Yeşilay’ın her hayata dokunan yönünde iş hayatına dönük neler yapılıyor?

M.Ö.- Yeşilay, İş yaşamında sağlıklı çalışma ortamını oluşturmak, çalışanların motive olmalarına katkıda bulunmak amacıyla İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Odası ve Kalite Derneği işbirliğinde, İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle İş Yaşamını İyileştirme (İYİ) programını hayata geçirmiştir. Ruhsal ve fiziksel olarak insan sağlığına zararlı yönde etki eden bağımlılıklar hakkında bilgilendirme çalışmalarının yapılacağı İYİ projesi kapsamında, projeye dahil olan firmalar ve çalışanlara yönelik eğitim ve etkinlik programı tasarlanması, çalışanların performans ve verimliliklerinin artırılması ve daha sağlıklı ve mutlu bir işyeri profilinin oluşturulması hedefleniyor. Ortaya çıkacak olan sağlıklı ve mutlu işyeri modeli ile de; çalışanların sağlığı, bağımlılıklar konusunda farkındalığı ve mutluluğunun önemli olduğunu vurgulamaya ve bu konuda kuruluşlara bir farkındalık oluşturmanın ötesinde, neler yapılması gerektiği konusunda bir kılavuz ve bu konuda ne ölçüde başarı sağladıklarını değerlendirmelerine imkân verecek bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.

İş Yaşamının İyileştirme Programı kapsamında kurulan Sağlıklı Çalışma Platformu, sektörün önde gelen kurum ve firmalarla birlikte başlatılmış ve işyerlerinde çalışanların ruhsal/bedensel olarak daha iyi olmalarını sağlamak amacı ile kurulmuştur. Platform, iş yaşamında meydana gelebilecek ruhsal ve bedensel bozulmaların önlenmesi, sağlıklı çalışma yaklaşımının benimsenmesi konusunda kurumlara pek çok imkân tanıyacaktır. Bu çalışma ile platforma dâhil olan kuruluşlarımız bir puanlama ve ödül mekanizması sürecine de dâhil olarak mevcut durumlarını gözlemlemiş ve geleceğe dair bir çerçeve çizmiş olacaklardır.

İş Yaşamını İyileştirme Programı kapsamında söz konusu puanlama ve ödül mekanizmasının ardından, proje süresince sağlıklı çalışma anlayışını uygulayan işletmeler geliştirilen puanlama sistemi vasıtası ile derecelendirileceklerdir. Platform ile puanlama sistemi aşamalı olarak güncellenecek ve proje sonrasında işletmelerin bağımlılıkla mücadelede sağlıklı çalışma anlayışı alanındaki gelişimi ve ilerlemelerini içerecek şekilde geliştirilecektir.

W- Sokak ve mahallelere yönelik mevcut durumlar nasıl, neler yapılıyor?

Yeşilay, mahallenin danışılan kişisi olarak esnaflarla da işbirliği yapıp, halkın bağımlılık konusunda doğru bilgiye ulaşmasına, yönlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda Yeşilay Elçileri çalışmasını hayata geçirdik. Yeşilay Elçileri, bağımlılıkla mücadelede toplumun yerel dinamiklerini, mahalle esnaflarını hareket geçirerek toplumun mücadele bilincinin artırılmasını ve bu yolla bağımlılıkları önlemeyi hedeflemektedir. Proje, toplumla doğrudan ilişkili meslek gruplarında bağımlılık olgusuna karşı bir söylem ve duruş geliştirilmesini amaçlamaktadır.

Proje kapsamında; çocuk ve gençlerin çoğunlukla ilişkide olduğu meslek grupları (kırtasiye, kuaför, büfe, eczane vb) belirlenmekte ve bu meslek grupları/gönüllü esnaflar üzerinden toplumsal duyarlılık sokaktan mahalleye, mahalleden ilçe ve il merkezlerine kadar yaygınlaşmaktadır. Böylece esnafların bölgelerindeki saygın rolü üzerinden toplumun bağımlılıkla mücadeleye aktif olarak katılımı sağlanmaktadır. Projenin 2017’de İstanbul’da Bağcılar ve Başakşehir’de pilot uygulaması yapılmış, projede 220 gönüllü esnaf yer almıştır. 2018 itibariyle de Yeşilay Şubeleri ile Türkiye’ye yaygınlaştırılmaya başlanmıştır.

W- Bağımlılık alanında proje gerçekleştiren çok sivil toplum kuruluşu var. Bu STK’lar ile nasıl çalışıyorsunuz?

M.Ö.- Yeşilay, bağımlılıklar alanında çalışmalar yapan paydaşlarla daha yakın işbirliği stratejisi çerçevesinde bağımlılık riski taşıyan dezavantajlı gruplara yönelik faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, araştırma merkezleri gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla etkin işbirliği gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda, ilgili kuruluşların bu alanda yapacakları projeleri mali destek programları kapsamında hibe desteği vermektedir. Projeler, teknik, idari ve bağımsız değerlendiriciler tarafından değerlendirilmektedir. Hibe almayı hak kazanan projelere yanı sıra Yeşilay tarafından süpervizör desteği verilmektedir. Destek programları çeşitleri aşağıdaki gibidir.

  • Gençlik Mali Destek Programı
  • Bağımlılıkla Mücadele Destek Programı
  • Genç Yeşilay Destek Programı

W- Yeşilay bağış alan bir sivil toplum kuruluşu. Bağış kampanyalarınız, çalışmalarınız nasıl? Halkımız size nasıl destek olabilir?

M.Ö.- Dışarıda sizden para isteyen bir kişiyi geri çevirmemek, belki de farkında olmadan o kişinin bağımlılık yapıcı maddeye ulaşmasını kolaylaştırıyor. Yeşilay da bu şekilde amacına ulaşmayan paraları hatırlatmak ve paralarını daha değerli bir amaç uğruna kullanmalarını sağlamak amacıyla duyarlı tüm vatandaşlarımıza “Bağımlılığa değil, bağımlılıkla mücadeleye destek olun” dedi.

Yeşilay, toplumu ve gençliği bağımlılıklardan korumak amacıyla önleme, koruma, bilgilendirme ve rehabilitasyon çalışması yapan bir halk sağlığı ve savunuculuk çalışmaları yapan bir sivil toplum kuruluşudur.

Bağımlılıklar dokunmadan önce insana dokunmayı, bağımlılara el uzatmayı, onlara hayatın renklerini kazandırmayı misyon saymıştır.

Ve bu yoldaki gücünü de farkındalığı ve duyarlılığı yüksek olan halktan, gönüllülerinden almaktadır. Yeşilay da bağımlılığa karşı verdiği mücadelede kamuoyunun desteğine ihtiyaç duymakta ve herkesin bu mücadelenin bir parçası olması için istek uyandırmayı amaçlamaktadır. “Bi’ liran var mı?” kampanyasında da amaç bağış yapılması değil, Yeşilay çalışmalarına karşılık farkındalık uyandırılmasıdır. Birinci fazımızda sembolik rakamlar yer almakta. Kampanyanın ikinci fazı bağış toplamaya yönelik olacak.

W- Kurum bazlı bağış kampanyası var mı?

M.Ö.- “Bi’ liran var mı?” kampanyasının ikinci fazı “Gücünü İyilik İçin Kullan” konseptiyle hazırlandı. Burada amaç firmalardan, şirketlerden, holdinglerden, spor kulüplerinden Yeşilay’a destek almak olacak. Biraz daha kurum bazlı ilerleyecek bir kampanya olacak. Örneğin; C Holding CEO’su; “Gücümü çalışanlarımdan alıyorum, çalışan sayım kadar Yeşilay’a 1 TL bağışta bulunuyorum” diyecek. Bu kampanyanın başlangıcını yaptık, birçok küresel marka/holding bağış kampanyamızın ve Yeşilay’ın destekçisi oldular.

W- İnsanların ilgisi nasıl?

M.Ö.Sivil toplum kuruluşlarının en önemli güç kaynakları gönüllüler ve bağıştır. Vicdani sorumluluk, yardımseverlik, hayırseverlik ve dini vecibeler sadaka, adak, bağış gibi başkasına faydalı olacak girişim ve görevleri ülkemizde daha yapılabilir ve sürdürülebilir pozisyonda tutmuş, bu yoldaki kurum ve hareketlerin oluşumunu da güçlendirmiştir. Örneğin, Aylan bebeğin cansız bedeninin kıyıya vurması daha önce konuyla hiç ilgilenmeyen bir kişinin dahi mültecilere yönelik yardım kampanyası yürüten kuruluşlara destekte bulunmasını sağlamıştır. Aylan bebekten sonra mülteci krizinin bu denli dile gelmesi ve yardım kampanyalarının hacminin büyümesi de sosyal medyanın gücü ve bu yönde tüm mecraları kullanan STK’ların çalışmalarıyla sağlanmıştır. İşte bu talihsiz ama bir akımı da başlatan örnekte olduğu gibi bazen bir fotoğraf, bir hikâye, daha önce “bu açıdan hiç bakmadım” dedirten bir cümle sürekli anlatmaya çalıştığınız çalışmalarınızda birden hiç beklenmedik bir etki ortaya çıkarabiliyor. Bu bağlamda insanların karşılığını direk görmek istedikleri, hayırseverlik bağışları daha cazip hale geliyor. Yeşilay’da ise uzun vadede görülebilecek sonuçlar için bağış yapılıyor. Yani bir çocuğun bağımlılık koruyucu eğitimleri alması ve bunu hayatında uygulamasıyla elde edilecek sonuçlar uzun vadeli, yine bir bağımlının Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinden aldığı destekle tekrar hayata dönmesi uzun bir süreç. Bu gibi durumları ne kadar iyi duyurabilirsek o kadar da ilgi artıyor. Şu an geldiğimiz noktada insanların ilgisini çok net görebiliyoruz. Bağımlılığın toplumsal bir mesele olduğunu herkes biliyor. Bu noktada elini taşın altına koyan gönüllerimiz çok…

GENEL BAŞKAN
Prof. Dr. Mücahit ÖZTÜRK
1965 yılında Eskişehir’in Günyüzü ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Eskişehir’de tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1990 yılında mezun oldu. 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve HastalıklarıAnabilim Dalında uzmanlık eğitimini tamamlayıp Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanıoldu. 2000 yılında Doçent, 2007 yılında Profesör unvanı aldı. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesidir. 2007 yılında Çocuk Psikiyatrisi, 2006 yılında 99 Sayfada Okul Fobisi, 2008 yılında Boşanmış Ailelerde Çocuk ve 2015 yılında Çocuklarda Dürtüsellik isimli kitapları yayınlanmıştır. Evli ve 3 kız çocuk babasıdır.