Ana Sayfa Görüşler Tıp Hukuku – IV

Tıp Hukuku – IV

Y.Ü. : Burada mutlaka bilirkiþilik kurumu devreye giriyor. Þimdi yabancý ülkelerde insanlarý rahatlatan þunlar var; Bir kere, kanuni düzenlemeler çok fazla. Kanuni düzenlemeler ne kadar çok fazla olursa doktorlarý o kadar rahatlatýr. Ama kanunla yapmazsanýz, baþka düzenlemelere giderseniz, saðlýk personelini ateþe atarsýnýz.

 

Bakýn çok yeni bir, daha 2009 tarihli bir hemþirelik yönetmeliði çýktý. Onun 6 ncý maddesinde hemþireye doktorun söylediði her þeyi mutlak, kesinkes itaatle yerine getirme yükümlülüðü yüklendi. 6 ncý maddesinin, yanlýþ hatýrlamýyorsam (f) ya da (g) bendinde. Bu, ceza hukuku bakýmýndan hemþireleri ciddi ateþin içine atan bir þeydir ve hiçbir zaman da bir mazeret deðildir hukukta. Çünkü hukukta þöyle temel bir kural vardýr. Suç teþkil eden emir hiçbir þekilde yerine getirilemez. Þimdi hemþire tabi ki doktorun yerine geçip teþhis koyamaz, tedaviyi deðiþtiremez, ilaçta oynama yapamaz. Ama hemþire somut olayda doktorun atladýðý, bilmediði, acemi olduðu, anlamadýðý bir konuda gerçekten o ilaç ve müdahalenin hastanýn yaþamýna yol açacak, hayatýna son verecek veya sakat kalmasýna yol açacaðýný görüyorsa bunu yerine getiremez. Burada bana doktor bunu söyledi, ben yaptým diyemez. Hukuk burada mazeret tanýmýyor.

 

Bu, burada þunu gösteriyor bakýn. Bir taraftan bir Yönetmelik veriyorsun, Hemþirelik Yönetmeliði, hemþireye diyorsun ki okuyun yapýn. Ama diðer taraftan hukuka göre hem Anayasamýz, Anayasamýzýn 137 ve 141 inci maddeleri, Ceza Kanunumuzun 24 üncü maddesi, suç teþkil eden emri yerine getiremezsin, mazeret deðil, ceza sorumluluðu vardýr. Demek ki kanuni düzenlemeleri artýrmamýz gerekir, bir.

 

Ýkincisi malpraktis konusunda, gerçekten objektif, bilinçli, tarafsýz kurumlar oluþturmamýz lazým. Üç, Almanya’da ve Ýsviçre’de örnekleri var, bizim gerçekten bir Týbbi Bilimler Akademisi gibi baðýmsýz, özerk, tamamen týp uzmanlarýnýn, ama farklý branþlardan insanlarýn oluþturduðu ve içtihatlar üreten, normlar koyan kurumlara ihtiyacýmýz var. Bunun örneði Almanya’da vardýr.

 

W. : Her disiplinde mi yoksa bir tane mi hocam?

 

Y.Ü. : Bir tane çatý kurum bu.

 

Ama bu kurum her disipline özgü temel dikkat edilmesi gereken þeyleri.

 

W. : O zaman dernekler, ana dernekler çalýþma gruplarý kurarak konuya yaklaþacaklar. Dernekler üzerinden gittim ama Tabipler Odasý da burada etkili olabilir deðil mi?

 

Y.Ü. : Ama yasal düzenlemeler buna izin vermez . Burada þimdi yapmamýz gereken bir kere þu. Siyasi konulardan arýndýrmak gerekir, baðýmsýz olmasý gerekir. Ayrýca da gerçekten uzman kiþilerin olmasý lazým, mümkünse her branþtan. Hukukçularla entegre çalýþmasý gerekir ve ona özgü çýkaracaðýnýz yasayla mahkemeleri bir ölçüde baðlamanýz lazým.

 

Mesela bir Alman Doktorlar Birliðinin veya Almanya’daki Saðlýk Yüksek, Ýsviçre’deki pardon, Ýsviçre’deki Doktorlar Birliðinin çýkarttýðý talimatlar mahkemeleri yönlendirir. Mahkemelerin mutlaka uygulamada dikkate aldýðý talimatlardýr. Çünkü doktor diyor ki: Alman Doktorlar Birliðinin çýkardýðý ve benim branþýmdaki þu kurala uyaraktan bir operasyon yaptým. O zaman mahkemeler doktordan hesap sormuyor. Çünkü diyor ki: “Týbbi standart nedir?” Malpraktis, týbbi standarda aykýrýlýk demektir.

 

W. : En özet tanýmý bu herhalde fakat olay daha derin biraz daha ilerleyelim mi?

 

Y.Ü. : Týbbi standart nediri, doktor daha elle tutulur, daha somut görüyor. Bizde olay olup bittikten, mahkemeye yansýdýktan sonra, tesadüfen baþvurduðumuz bir bilirkiþinin uzmanlýðýna, tecrübesine, iyi niyetine, kötü niyetine, baðýmlý olup olmamasýna ve baþka sebeplere baðlý olarak sonradan yapýlan bir tespit. Çünkü yabancý ülkelerde insanlar ben kurallara uyarsam, hangi kurallara uyacaðýný biliyor, ben o kurala uyarsam benim bir problemim olmaz diye görevlerini rahat yapýyor, mesleðini rahat yapýyor. Tamamen hiçbir sorun mu çýkmýyor? Hayýr, çýkýyor; ama onlarda beþ tane sorun çýkýyorsa, bizde 500 tane çýkýyor. Yani dava sayýsýný büyük ölçüde azaltan bir durumdur. Doktorlar neyi yapýp yapmayacaklarýný çok net biliyorlar. Bizde ise, standardýmýz eðitim aldýðýmýz fakülteye göre. Bu hukuk fakültelerinde de böyle diðer alanlarda da, sadece týp alanýnda deðil.

 

Þimdi malpraktisde þöyle bir olgu var. Bir ortalama standart bulmak zorundasýnýz. Týbbi standarda uygun yapmanýz gerekir. Bunu dünyadaki diðer ülkelerdeki standarda baðlarsak haksýzlýk etmiþ oluruz. Yani bu hukuk için o zaman hayata, doðaya aykýrý kurallar getirmek. O zaman Türkiye standardýný belirlemeliyiz; ama Türkiye’de biliyoruz ki bütün þehirlerde bu standart ayný deðil. Fakat yine de bir standart belirlememiz lazým. O zaman ne yapýyoruz? Bilirkiþiye soruyoruz. Þimdi bilirkiþiye sorduðumuz zaman tabi ki somut olayýn koþullarýný hukuk dikkate alýr, ama öyle alanlar vardýr ki, öyle durumlar vardýr ki orda objektif ortalama bir doktoru almak zorundasýnýz. Nitekim yargý kararlarý da böyledir, hukukçu da böyle düþünür. Yani böyle bir durumda ortalama bir doktor nasýl davranýrdý? Malpraktis olup olmadýðý buna göre saptanýr. O zaman Türkiye ortalamasýný almamýz lazým. Türkiye’de bu konuda uzman birilerine soruyoruz.  

 

W. : Bu doðru mudur deðil midir hakkýnda ki düþüncesini, tabi ki ortalmaya göre deðil mi?

 

Y.Ü.: Evet ve oradan gelen rapora göre diyoruz ki malpraktis vardýr, yoktur.

 

Þimdi burada þu önemli. Eðer objektif, yetersiz, çeliþkili, uzman olmayan, taraflý raporlar geliyorsa yanlýþ hukuksal kararlar çýkýyor, bir. Ýkincisi, malpraktis ve komplikasyon ayrýmý çok bilinmiyor. Þimdi burada, bu alanda çalýþan insanlar, hukukçu da var içlerinde, saðlýk mensuplarý da var. Maalesef saðlýk personeli ve doktorlarý yanýltýyorlar. Þöyle, diyorlar ki komplikasyon eþittir izin verilen risk, izin verilen riskte de sorumluluk olmaz. Bu yanlýþtýr. Hukuk hiçbir zaman böyle bakmaz. Þimdi malpraktisle komplikasyonu ayýrmamýz þuradan kaynaklanýyor. Malpraktis, bir týbbi müdahale hatasýdýr. Orada sizin, týbbýn sizden beklediði, o koþullar içerisinde beklediði bir davranýþa aykýrý davranmýþsýnýzdýr. 

 

W. : Hekim Türkiye’de yalnýz belli kurallar içinde deðil ve kurumlar içinde hareket etmekte.

 

Y.Ü. : Haklýsýnýz. Bir þeye dikkat etmemiz lazým. Maalesef Türkiye’de öyle deðil. Mesela Türkiye’de birçok kurum, hatta Bakanlýk, doktorun bazen ne tür, hangi ilacý yazacaðýný veya hangi yöntemi, sezaryen tartýþmasýnda olduðu gibi, doktora dayatýyor ve bunun, doktorun hareket serbestîsini kýsýtlýyor. Hukuk, buna karþý. Hukuk, burada doktorun tedaviyi, tedavi araçlarýný, yöntemini seçme özgürlüðünü kesinlikle koruyor. Burada hiçbir zaman, hiçbir kurum, hukuk veya Bakanlýk, kurum, baþka bir kamu kurumu veya bir amir, baþhekim bir doktora hangi tedaviyi, nasýl yapacaðýný emredemez. Bu yapýlýrsa hukuka aykýrýdýr. Sorun da hukuk ama, biraz önce hemþireler örneðinde verdiðim gibi, burada daha sonra iþte Bakanlýk bana bunu demiþti ya da iþte baþhekim bana bunu demiþti, o yüzden bu ilacý yazdým ya da þöyle bir yöntem belirledim, sezaryen deðil de normal doðuma gittim, çocuðu veya anneyi kaybettik, ben masumum diyemezsin, sonra fakat ortalama standarda bakar.

 

Dolayýsýyla burada çok önemli bir konuda bizim göz ardý etmemek, tam aksine desteklememiz gereken bir þey. Tedaviyi, ilaçlarý, yöntemi, aracý seçme tamamen doktorundur. Hiçbir kurum, hukuk dahi burnunu ona sokmamalýdýr. Ama doktordan hukukun istediði bir þey var. Hukuk diyor ki doktora, senin önünde bu bilim dalýnýn sunduðu onlarca ilaç, farklý metotlar ve yöntemler, artý diðer araç, tedavi araçlarý var. Sen bunlardan birini seçebilirsin. Yani hukukun istediði, modern týbbýn kabul ettiði yöntem veya araçlardan birisini doktorun seçip uygulamasý, doktorun týbbýn kabul etmediði, týbbýn reddettiði, týpta yeri olmayan bir yöntemi seçmemesidir. Dolayýsýyla doktorun seçme özgürlüðü var; ama modern týbbýn ona sunduklarýndan birisi. Kimisi gider burada ilaç tedavisini seçer, kimisi ameliyatý seçer, kimisi ýþýn tedavisini seçer. Buna hukuk karýþmaz. Ama seçilenlerden birisinin gerçekten o hastalýkta modern týpta kabul edilebilir tedavi olmasý lazým. Bu, bu açýdan çok önemlidir.

 

Komplikasyonda ise komplikasyon aslýnda kavram olarak, ister týbbi olarak yaklaþýn ister hukuksal; ama biz, bu hukuksal problem olduðu için hukukçu nasýl anlar, yargý organý, hukukçular ya da bu yasal düzenlemeler nasýl bakýyor, komplikasyona þöyle bakýyor. Komplikasyon aslýnda istenmediði halde meydana gelen birtakým neticelerdir.      

 

Ama hukukçu burada ya da bir hukuk burada bir ikili ayrým yaparak yaklaþýr.

 

W. : Hekim komplikasyonlardan da sorumlu olacak mý?

 

Y.Ü. : Yani hiçbir zaman hukuk, komplikasyon eþittir izin verilen risktir, sen rahatsýn demez. Hukuk der ki: komplikasyonlarý ikiye ayýrmak gerekir. Bir, bazý komplikasyonlarýn, önceden öngörülebilmesi, önlenebilmesi, tedbir alýnabilmesi, meydana gelirse hastaya vereceði zararý azaltmak ya da iþte hastanýn nabzý düþtü, kalbi durdu, baþka bir problem geliþti, tekrar onu normalleþtirmek için çaba sarf etmek üzere alacaðýmýz tedbirler var. Eðer bunlarý yapmamýþsa, buna isterseniz komplikasyon deyin ister baþka bir þey deyin, hukuka göre bu, sorumluluk gerektiren bir komplikasyondur. Ama burada doktorun sorumluluðu vardýr.

 

Doktorun ne zaman sorumluluðu yoktur? Ya öngörülemeyen yahut önlenemeyen veyahut tedbir almakla birlikte doktorun önüne geçemedikleridir. Çok güç ihtimallerdir. Bunlar doðmuþtur, doktor elinden geleni yapmýþtýr, buna raðmen netice meydana gelmiþtir. Buradaki anahtar kavram þudur. Bir, doktorun hiçbir zaman, hiçbir hukuk branþýnda, Türkiye’de de örneði var, Ýngiltere’de de, iyileþtirme borcu yoktur. Hukuk, doktordan hiçbir zaman sen neden iyileþtirmedin, neden neticeye ulaþmadýn diye hesap sormaz. Bunun bir tek Türkiye’ye özgü tartýþmasý estetik operasyonlardadýr; belki süremiz olursa aktarýrýz, onu bir tarafa býrakalým. Onda ayrý bir tartýþma vardýr. Ama estetik operasyondan sonra hiçbir zaman hukuk, sen neden bu hastayý iyileþtirmedin, neden saðlýðýna kavuþturmadýn, neden kurtarmadýn diye sormaz.

 

Hukukun sorduðu soru, sen neden modern týbbýn sana sunduðu imkânlardan birini kullanarak bu hastaya yardým etmeye çaba sarf etmedin? Hukuk bunu sorar. Dolayýsýyla malpraktis,  komplikasyon konusunda eðer standarda aykýrý müdahale varsa bu malpraktstir. Standarda uygunsa, çünkü komplikasyon, standarda aykýrý müdahalede de geliþebilir, standarda uygun müdahalede de komplikasyon geliþebilir. Ama komplikasyonun sorumsuzluða yol açmasý için, komplikasyon nedeniyle bir saðlýk personeline dava açýlamamasý ya da dava açýlmakla birlikte doktorlarýn hiçbir zaman sorumlu olmadýðý, hukuken sorumlu olmadýðý bir olayýn olabilmesi için, doktorun o ilgili branþýn kendisinden istediði güvenlik normlarý diyoruz, önlemler diyoruz, teoriler diyoruz, bunlarý almasý gerekir. Bunlarý alýyorsa, somut olayda da doðru düzgün davranmýþsa bir problem yoktur.  

 

W. : Belli normlar içerisinde kaldýysa hiçbir problem yoktur.

 

Y.Ü.: Evet.

 

W. : Bu yeterlidir diyebilir miyiz gerçekten?

 

Y.Ü. : Mesela iþte, dediniz ki iþte, bir yakýným bir operasyona girdi, anestezi uzmaný veya deðil. Ama hepsi hakkýnda davalar açýldý. Þimdi iki þeye dikkat etmek lazým. Birisi, bir kere bir þikâyetin olmasý, dava açýlmasý, bunlar her zaman o doktorun sorumlu olduðu anlamýna gelmiyor. Burada, insanlar birbirlerini þikâyet edebilirler. Sadece saðlýk alanýnda deðil, baþka alanda da.

 

Burada önemli olan þey aslýnda, bir, bizim bu hasta haklarýyla ilgili kurullarýnýn doktor avcýlýðý yapmayýp, gerçekten bir filtre fonksiyonu görmeleridir. Yani doðruyu, yanlýþý ayýrmalarý gerekir. Her þeyi, normal bir þikâyeti bir havale, noter makamý gibi, direk Rektörlüðe, þuraya, buraya…

 

W. : Nasýl bir filtre olacak?

 

Y.Ü. : Filtreden amaç þu, bu filtre hukuka aykýrý bir çalýþmayý tasnif anlamýnda deðildir. Filtrenin amacý þu. Gerçekten hukuksal bir problem yoksa bu aydýnlatýlmalýdýr. Hasta yakýnlarýna ve denmelidir ki aslýnda burada doktorun hiçbir kabahati yoktur. Siz çok istiyorsanýz gidin yasal yollara kendiniz baþvurun. Ama doktor bakýmýndan yanýlýyorsunuz, aslýnda sizin hastanýz bakýmýndan baþka da yapýlacak bir þey yoktu gibi. Ama gerçekten problem olan þeyleri taþýmalýdýr. 

 

Ýkincisi burada, savcýlýklarýn da ayný iþlemi görmesi lazým. Savcýlýklar mesela bu tür þeylerde yalnýzca týp alanýnda deðil,  diðer alanlarda da mesela bir derneðin, bir sendikanýn faaliyetinde tutup herkes hakkýnda dava açýyor. Siz sonra  gidin derdinizi mahkemede anlatýn. Bu da hukuka aykýrý. Çünkü hukuk diyor ki burada bir soruþturma izninin, aþamasýnýn, evresinin, çünkü soruþturma biliyorsunuz gizli, kapalý yapýlýr, bu gizli yürütülür. Ýnsanlar duymaz, basýna yansýmaz. Orada filtre fonksiyonu vardýr. Gerçekten kusurlu veya suç teþkil eden eylemi olan, çünkü hukukta þöyle bir durum var. Herkes, ancak kendi kusurlu eyleminden sorumludur. O nedenle savcýlýðýn burada eleme fonksiyonu yapmasý lazým.

 

Þimdi burada çok önemli bir kavram, bu ikinci oldu. Demek ki birincisi, insanlar dava açabilirler. Bu doktorlarýn haklarýný bilmeleri gerekiyor. Dolayýsýyla doktorlarýn þunun farkýný varmalarý gerekir ki, hukukun birçok alanýnda, baþta ceza hukukunda bir sanýk, þüpheli olarak gündeme geldikleri zaman, adli yardým alabileceklerini dikkate almalarý gerekir. Mutlaka yüksek paralar ödemeleri gerekmiyor. Doktorlar mutlaka, Baronun CMK dediðimiz servisinden yardým almalýdýrlar. En ufak bir soruþturmayla karþýlaþtýklarý zaman burada direk hemen oradan bir adli yardým almalarý gerekir ve bunu ücretsiz olarak bu yardýmý alýrlarsa birçok haksýz soruþturmayý, davayý engelleyebilirler.

 

Ýkinci önemli þey, ekip halinde çalýþýlan alanlarda, ameliyatlarda çoðunlukla böyledir. Burada çok önemli temel bir prensip var. Anayasamýzda da Ceza Kanunumuzda da özel hukukta da yeri olan bir þeydir. Güven ilkesi ve yasal sorumluluðun þahsiliði dediðimiz bir ilke. Bize þunu söylüyor. Bir kere, sadece ve sadece kusurlu, suç teþkil eden ya da hukuka aykýrý eylem gerçekleþtiren bir kiþi sorumlu olabilir. Üçüncü þahsýn, baþkalarýnýn eyleminden sorumluluk olmaz.  Ekip halinde bir iþi yapmak, kolektif olarak sorumlu olduðunuz anlamýna gelmez.

 

W. : Ekip içinde ayrým saðlanabiliyor fakat güven ilkesi nedir?

 

devam edecek….

 

Önceki bölümler:

 

http://winally.com/gorusler_909_Tip_Hukuku_-III

http://winally.com/gorusler_850_Tip_Hukuku_-II

http://winally.com/gorusler_825_Tip_Hukuku_-_I