Ana Sayfa Tıp&Sağlık Tabağınızdaki Tehlike: Akciğer Kanseriyle Bağlantılı Yeni Bir Risk Faktörü Keşfedildi!

Tabağınızdaki Tehlike: Akciğer Kanseriyle Bağlantılı Yeni Bir Risk Faktörü Keşfedildi!

Akciğer kanseri denince çoğumuzun aklına öncelikle sigara veya hava kirliliği gelir. Ancak, Florida ve Kentucky Üniversiteleri’nden araştırmacılar, hastalıkla beslenme kalitesi arasında ilginç bir bağlantı keşfetti.

Glikojenin Rolü

Araştırmacılar, basit şeker glukozu depolayan glikojen molekülünün bazı akciğer kanseri türlerinin gelişiminde rol oynayabileceğini ortaya koydu. Glikojenin, dünya genelindeki akciğer kanserlerinin %40’ını oluşturan akciğer adenokarsinomuna ait insan doku örneklerinde daha yüksek seviyelerde bulunduğu saptandı.

Fareler üzerinde yapılan deneylerde, daha yüksek glikojen seviyelerinin tümörlerin daha hızlı büyümesine neden olduğu; glikojenin azaltılmasının ise tümör gelişimini sınırladığı gözlemlendi.

Yeni Bir Teknik: Mekansal Metabolomik

Bu çalışma, doku içindeki moleküler yapıların konum bazlı analizini mümkün kılan “mekansal metabolomik” adlı teknikle yürütüldü. Araştırma ekibi, bu teknik sayesinde hastalıklara dair daha önce fark edilmeyen moleküler desenleri ve etkileşimleri detaylı biçimde inceleyebildi.

Glikojen, Kanser Hücrelerine Enerji Sağlıyor

Glikojenin farklı kanser türleriyle olan ilişkisi daha önce de araştırılmıştı. Bu molekül, kanser hücreleri için adeta bir enerji kaynağı gibi davranarak, bağışıklık sistemimizin baş edemeyeceği şekilde hızlı büyümelerine olanak tanıyor.

Karbonhidratlardan gelen glikojen, vücudumuzda kaslarda enerji deposu olarak görev yapar. Egzersiz sırasında bu depolar kullanılır. Ancak yüksek yağ ve yüksek karbonhidrat içeren diyetler, glikojenin vücutta birikmesine neden olur. Çalışmada bu tür diyetle beslenen farelerin akciğer kanserinde daha yüksek tümör büyümesi gösterdiği tespit edildi.

Diyet ve Akciğer Kanseri: Yeni Bir Risk Faktörü Mü?

İnsanlarda diyet ve akciğer kanseri arasındaki ilişkiyi kesin olarak ortaya koymak için daha fazla araştırma gerekse de mevcut bulgular bu ikisi arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, sigarayı bırakma kampanyalarının başarısını örnek alarak, sağlıklı beslenme konusunda da benzer bir farkındalık ve politika geliştirme çabasının başlatılması gerektiğini savunuyor.

Sadece Adenokarsinomda Görülüyor

Glikojen artışı sadece akciğer adenokarsinomuna ait doku örneklerinde gözlendi; akciğer yassı hücreli karsinomu gibi diğer türlerde bu artış tespit edilmedi. Bu da konunun daha derinlemesine incelenmesini gerekli kılıyor.

Sonuç: Diyet Sağlığımızı Sandığımızdan Fazla Etkiliyor

Kırmızı et ve alkol gibi bazı besinlerin belirli kanser türleriyle ilişkilendirildiği uzun zamandır biliniyor. Bu çalışmayla birlikte, akciğer kanseri de Batı tipi diyetin potansiyel riskleri arasında sayılabilir.

Araştırmanın başyazarı Ramon Sun, “Pankreas ya da karaciğer kanserinde diyetin rolü konuşulur; ancak akciğer kanseriyle ilişkilendirilmesi nadirdir. Bu algı değişmeli,” diyerek çalışmanın önemini vurguluyor.

Glycogen drives tumour initiation and progression in lung adenocarcinoma

High-throughput spatial analysis of human LUAD samples revealed that glycogen accumulation correlates with increased tumour grade and poor survival.