Ana Sayfa Patent Patent haklarından bugüne BRICS

Patent haklarından bugüne BRICS

1990’lardan başlayarak, başta ilaç sanayisi olmak üzere, tüm sanayi dallarında ileri teknoloji ürünlerinde kullanılan yüksek değerli kimyasal maddelerin üretiminin merkezi Hindistan ve Çin’e kaydı. Bu olgu BRICS ülkelerinin bugünkü ekonomik gücünün dayanaklarından biridir.

MEHMET ÖZYAĞCILAR

Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-G. Afrika Cumhuriyeti ülkelerinin oluşturduğu BRICS adıyla anılan topluluğun Temmuz ayı sonunda yaptığı toplantının geniş yankıları, 1970’lerde uluslararası patent hakları konusunda bu ülkelerin tutumunu/duruşunu anımsattı.

Fikri mülkiyetin (intellectual property) uluslararası alanda korunması amacıyla imzalanan Paris Konvansiyonu (1970) adıyla da bilinen Patent İşbirliği Antlaşması, bir ülkede yapılan patent başvurusunun diğer üye ülkelerde engeç bir yıl içinde yapılmasıyla aynı öncelik haklarının korunmasını sağlıyordu.

İLAÇTA PATENT HAKKI

1970’li ve 1980’li yıllarda öncülüğünü Hindistan ve Brezilya’nın yaptığı 70 ülke bu konvansiyonun bazı maddelerine karşı çıktı. Söz konusu ülkeler, başlıca ilaç maddeleri için patent verilemesini kabul etmiyorlardı. O dönemde, bugünkünden daha farklı yönetimleri olan Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin de (ki 1974’e kadar ABD tarafından tanınmıyordu) aynı yaklaşımda olduğunu söylersek, o günkü BRICS tavrını tanımlamış oluruz.

Pekiyi, Türkiye’nin o dönemde patent politikası neydi? O yıllarda Türkiye de ilaçta patent hakkını kabul etmiyordu ve ayrıca tüm yerli ve uluslarası patent başvurularını tescil etmek için Türkiye içinde üretimi şart koşuyordu. Yani, fikri mülkiyet hakkına saygı gösterirken, insan sağlığı konusunda hassasiyet ve yerli üretim açısından BRICS gibi düşünüyor ve davranıyordu.

Daha sonra, dışarıdan, özellikle ilaç sanayisinden gelen baskılar sonucu, Türkiye 1990’lara kadar patent politikasından taviz verdi. Uluslararası Fikri Mülkiyet Teşkilatının (World Intellectual Property Organisation-WIPO) kurallarına uyumu kabul etti. Bunun sonucu, ilaçta patent hakkı verilmeye başlandı.

Başta ilaç olmak üzere, diğer sınai ürünlerde patent alan şirketler, Türkiye’de üretim yapmadan, patent koruması altında (başkasının üretimini engelleyerek) yurtdışında herhangi bir ülkede ürettikleri ürünleri Türkiye’ye ithal etmeye başladılar.

YERLİ SANAYİ GERİLEDİ

Bu durum, AB ve WIPO’ya uyum adı altında, yerli üretime vurulan darbelerden biri oldu. Yerli ilaç sanayiimizin üretimi geriledi. Daha sonra 1995’te imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması, araştırmacı-yazar Yılmaz Dikbaş’ın kitabının adıyla “Tabuta Çakılan Son Çivi” oldu. Türkiye’de bunlar yaşanırken, dünyada, 1990’lardan başlayarak, başta ilaç sanayisi olmak üzere, tüm sanayi dallarında ileri teknoloji ürünlerinde kullanılan yüksek (katma) değerli kimyasal maddelerin üretiminin merkezi (ABD ve AB’den uzaklaşarak) Hindistan ve Çin’e kaydı. Bu olgu BRICS ülkelerinin bugünkü ekonomik gücünün dayanaklarından biridir.