Ana Sayfa Hukuk&Etik “Meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açacak her türlü medyatik yaklaşımları kınıyoruz”

“Meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açacak her türlü medyatik yaklaşımları kınıyoruz”

Sağlık hizmetlerinin evrensel bilimsel bilgiler çerçevesinde sunulması gerektiği tartışmasızdır. Bilimsel araştırmalarla güvenilirliği kanıtlanarak insan sağlığında kullanılabileceğine karar verilen ilaç veya tedavi yöntemlerinin kullanılması gereklidir. Hastalıkların teşhis ve tedavisi günümüzde geçerli bilimsel bilgilere göre yapılmakta, olası sorun iddialarında da yapılan işlerin mesleki, idari veya adli sorgulaması buna göre olmaktadır. İnsan sağlığı gibi son derece ulvi bir konuda popülist söylemlerin yeri yoktur. Bu nedenle sağlık konusunda yapılan her türlü açıklamada ağızdan çıkacak her kelimenin özenle seçilmesi hayati öneme haiz bir konudur.

Son zamanlarda sürekli medya önünde olmanın verdiği şöhretle, her söylediği makbul ve her önerisi doğru bilgi sanılan bazı hekimlerin, uzmanlık alanı olsun ya da olmasın başta kanser olmak üzere sağlık ile ilgili çeşitli konularda halkımızın ulvi duygularını istismar ederek bir sömürü aracı olarak kullandığı gözlenmektedir. Doğru olmadığı açıkça bilinen hususlarda dahi halkımıza babacan tavırlarla yaklaşarak aklını çelmeye çalışan bu hekimlerin artık bazı açıklamalarıyla hastalarımızın yaşamlarını tehdit etme boyutuna geldiklerini, tıbbi tedavilerini bırakmak istediklerini görmekten büyük bir endişe ve üzüntü duymaktayız.

Kuşku yok ki bilim, tartışmalarla, aykırı ses ve görüşlerle gelişir. Ancak bu tartışmanın yapılacağı asıl alan bilimsel yayınlar, kongreler ve akademi dünyasıdır.

Gerek dünyada gerekse ülkemizde en sık görülen meme kanseri veya akciğer kanserleri başta olmak üzere birçok kanser türünde erken tanının hayat kurtardığı yarım yüzyılı aşkın süredir net bir şekilde bilinmektedir. Bu net bilgi ortada iken bazı özel kanserlerden yola çıkılarak bir takım genellemeler yapılması ve erken tanı hakkında yanlış anlaşılmalara yol açacak söylemler asla kabul edilemez. Aynı şekilde kanseri ciddiye almamak veya kanser ile barışık olmak gibi bilimsellikten uzak yaklaşımlar neticesinde yüz binlerce kanser hastasının hayatını tehlikeye atmanın ne derece vicdani olduğunun takdirini değerli halkımızın sağduyusuna bırakıyoruz.

Türk hekimlerinin tamamına yakınının gerek kamu gerekse özel hastanelerde bordrolu olarak çalışan, bilgisi, emeği ve tıp sanatı ile kazancını sağlayan bir meslek grubu olduğu bilinmesine karşın, genellemeler yapılarak tüm sağlık problemlerinin ve ticarileşmenin kaynağı olarak gösterilmesi de etik bir davranış değildir. Dolayısıyla bu konuda açıkça hedef saptırarak sağlığı gerçekten meta haline getiren asıl karanlık odakları karşılarına almaktan çekinerek biz Türk hekimlerinin suçlanması asıl vicdansızlıktır.

Günümüzde en çok çalışmaların yapıldığı konulardan biri kanser ve tedavisidir. Son yıllarda Radyasyon Onkolojisi camiasındaki pek çok gelişme ile kanser hastalarının hemen hemen her evresinde radyasyon tedavileri başarı ile uygulanmakta, hastalıktan tam olarak kurtulma oranları artarken hastaların şikayetlerinin giderilmesinde de en önemli rollerden birini radyoterapi üstlenmektedir. Gelecekte de kanser tedavisinde farklı çözümler sunacağımıza inancımız tamdır.

Bu bilgiler doğrultusunda başta kanser hastalarının doğru tedavi alamamasına, hekim hasta ilişki ve güveninin bozulmasına, meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açacak her türlü medyatik yaklaşımları kınıyoruz.

Saygılarımızla,

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu