Ana Sayfa Manşet Kanser tedavisinde “Entegratif Tıp” vazgeçilmezdir

Kanser tedavisinde “Entegratif Tıp” vazgeçilmezdir

W- İstanbul İnternational Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği ve Medicana Hastaneler Grubu Onkoloji Koordinatörü İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mutlu Demiray’dan onkoloji özelinde görüşlerini alacağız.

Değerli Hocam sizi tanıyabilir miyiz?

M.D.- Denizli’nin Acıpayam ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Denizli’de tamamladıktan sonra lise eğitimi İzmir Atatürk lisesinde yatılı olarak tamamladım. Akdeniz üniversitesi Tıp Fakültesinden 1994 yılında mezun oldum ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji eğitimimi tamamladım. Halen Karatay Üniversitesi’nde ve Medicana Hastaneler grubunda çalışmalarıma devam etmekteyim.

W- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ile Alternatif Tıp kavramı sanırım karıştırılmakta onkolojide kullanımınız nasıldır?

M.D.- Alternatif Tıp gerçek anlamada alternatiftir. Yani mevcut bilimsel verilerle elde etiğimiz tüm kazanımları reddeden ve yerine bambaşka bir yöntem koyar.

Ancak geleneksel veya Entegratif Tıp öyle değildir. Geleneksel ve Entegratif Tıp bilimseldir. İnsanlık tarihinin süzgecinden geçerek günümüze kadar gelmiş bu kadim molekül ve yöntemlerin bilimsel verilerinin oluşturularak tüm insanlığın hizmetine sunulması planlanmıştır.

Entegratif ve Geleneksel Tıbbın amacı hem korumak hemde tedavi etmektir.

Ancak öncelikle daha az invaziv ve daha doğal olanı ön planda tutar. Modern tıpla iç içedir. Bilimseldir ve iyi tıp iyi bilimle yapılır düsturudur. Burada iyi ve doğru bilimin altı ayrıca çizilmeli.

Geçen yıl JAMA’da standart tedaviler dışındaki yöntemleri kullanan hastaların ömürlerinin 2 kat daha az olduğuna dair araştırma yayınlandı. Ancak çalışma saçma ve taraflıydı. Bir çok grup tarafından eleştirildi hatta bir bilim insanı Lars Haakon Soraas twitter hesabından bu sahte yayın kaldırılmalı diyerek sabitlenmiş tweet yayınladı. Bu da medscape de haber oldu. Haakon “completely destroying the pseudoscience article.” dedi. Tabi üzücü olan bu yayını kullanarak geleneksel tıbbı yok etmeye çalışan bir çok insan oldu.

2008 yılında Pekin’de Dünya sağlık örgütü geleneksel tıpla ilgili en büyük kongreyi topladı ve İnsanlık tarihine sahip çıkmalı ve bu tedavi yöntemlerinin mekanizmaları ve bilimsel verileri oluşturularak tüm insanlığın hizmetine sunulmalı denildi. Bu da biz bilim insanlarının görevi.

Halen dünyada sağlık hizmetlerinin yaklaşık %40 ı geleneksel yöntemlerle verilmekte.

W-  Onkolojide “Entegratif Tıp” anlayışını nasıl yorumlamak tasınız?

M.D.- Kanser tedavisinde Entegratif Tıp vazgeçilmezdir. Sadece kemoterapi veya diğer tedavilerle alabildiğimiz yol bellidir. Buraya entegratif tedavilerin eklenmesi hem objektif tümör başarısını hemde yaşam kalitesini belirgin olarak arttıracaktır. Entegratif Tıp bir bilimdir ve iyi tıbbın iyi bilimle olduğu gerçeği üzerinden hareket eder.

W- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp konusuna yaklaşımınızı alabilir miyiz?

M.D.- Tamamlayıcı kelimesinden esasen çok hoşlanmam. Çünkü Entegratif Tıp tam tanımlanmadan önce geleneksel tedavileri modern tedavilere entegre ederken hafifletilerek tepki çekmemek amacıyla türetilmiş bir kelime gibi gelir bana. Neyi tamamlayacağız! İyi tıp iyi bilimle olur ve bundan yüz yıl önce geleneksel dediğimiz yöntemler asıl tedaviler idi.

Bir de unutulmamalıdır ki binlerce yıllık insanlık tarihinden geçerek günümüze gelmiş yöntemleri insanlığın hizmetine sunmak ve yaygınlaştırmak bilim insanlarının asli görevidir. İnsanlık tarihi yok sayılamaz.

Biz Anadolu insanları ve özellikle de bilim insanlarının bu toprakların hazinelerinden yeterince yararlanamadığını düşünüyorum. Entegratif Tıp ve Entegratif Onkoloji tüm dünyada bilim dalı. Bizim ülkemizde öyle bir ortam oluşturuldu ki herkes konuşmaktan korkar hale geldi. Aslında bizim en önde yürümemiz ve bu zengin tarihimizle İbn’i Sina’mızla bu alanda en önde yer almamız gerekiyor. Ancak en sonlardayız. Ben var gücümle bu alanın ilerlemesi için çalışacağım. Arkamda bu alanda hoş bir seda bırakabilirsem ne mutlu bana.

W- GETAT Yönetmeliği ile tanımlanmış 15 uygulama var; Akupunktur, Apiterapi, Fitoterapi, Hipnoz, Homeopati, Kayropraktik, Kupa uygulaması (Hacamat), Larva uygulaması (Maggot terapi), Mezoterapi, Müzikterapi, Osteopati, Ozon uygılaması, Proloterapi, Refleksoloji, Sülük uygulaması (Hirudoterapi).
Tedavinizde yer verdiğiniz yöntemler var mı?

M.D.- Sizde takdir edersiniz ki bu yöntemlerin hepsi hakkında bilgi sahibi olmam mümkün değil. Ancak kime danışacağımı ve bana nasıl bir katkı sunabileceklerini biliyorum. Akupunktur, apiterapi, hacamat, ozon tedavisi ve özellikle refleksoloji en sık yararlandığım yöntemler.

W- GETAT içinde olmasa da kullandığınız farklı yöntemlerde var mıdır, örneğin “hipertermi” gibi?

M.D.- Hipertermi, esasen ülkemizdeki GETAT içinde olmayan yöntem diyelim. Çünkü tüm dünyada yaygın  olarak kullanılıyor. Özellikle de Japonya, Almanya, Amerika, Kore, Çin başta olmak üzere. Isı tedavisi Türk hamamları olarak bizim kültürümüzde, sıcak çadırlar olarak Amerikan yerlilerinden ve diğer toplumların geleneklerinde olan bir tedavidir. Ancak bilimsel veriler ve cihazların geliştirilmesi ve faz 3 çalışmaların yayınlanmasından sonra entegratif tedavilerin en önde gelen yöntemlerinden biri olmuştur. Amerika’da, Japonya’da, Almanya’da, İtalya’da ve Hollanda’da sigorta şirketleri tarafından geri ödemesi vardır. Hatta belki okuyuculara ilginç gelecek; bizim ülkemizde SGK geri ödeme listesinde de var.

Özellikle kemoterapi ve radyoterapi ile kombinasyonda yan etkilerde artışa neden olmadan etkinliği 2-4 kat arttırmaktadır.

W- Tedavilerinizde kurkumin ve vitamin C’ye yer verdiğinizi ve çalışmalarınız olduğunu biliyoruz.
Bu alandaki çalışmalarınız ve sonuçlarınız dan bilgi paylaşır mısınız?

M.D.- Evet benim temel uğraştığım 2 konu:
Yüksek doz vitamin C de veriler çok arttı ve FDA tarafından da 25 gr/50 ml ilk Vitamin C preparatı onaylandı. Bu onay kanser kullanımı için değil ancak onaylanırken kullanılan bilimsel verilerin yaklaşık %90 ı kanser tedavilerinde kullanımından gelen verilerden. Yani üstü örtülü kanser tedavisinde onaylandı. Yoksa 25 grlık flakonu neden kullanasınız ki. Son GETAT kongresinde en modern tedavilerden olan PARP inhibitörleri ile Yüksek doz vitamin C çalışmamı sundum. Dünya PARP inhibitörleri ile kemoterapiyi kombine etmeye çalışmakta ancak bu yol yanlış. Yüksek doz vitamin C selektif olarak kanser hücrelerine sitotoksik ve yan etkisi yok, kemik iliği süpresyonu yapmıyor ve PARP inhibitörleri için en makul ve mantıklı partner. 3 yıllık izleme sahip olduğumuz vaka serimizi sunduk. Gerçekten çok başarılı sonuçlar aldık. Müjde olarak paylaşmalıyım; özel bir Sarkom tipinde dünyada alınmış en iyi sonuçları alıyoruz ancak vaka sayımız 2 bu nedenle de bu veri şimdilik bende kalsın. Dikkatinizi çekerim dünyada ilk.

Curcumin üzerinde en çok çalışılan moleküllerden biri. Son olarak ortaya konan en önemli mekanizmalarından birisi de 20 S protosom inhibisyonu ki bu alanda en önemli ajan olan bortezomib dirençli serilerde bile etki gösterdiği ortaya kondu. Ancak bitkisel ilaçların klinik çalışmaları çok yavaş. Çünkü patentlenemez. Bizim verilerimizde de yaklaşık %40 daha iyi sonuç almanızı sağlıyor.

W- Ürünlerden ilaç elde etme konusunda hatta “Milli İlaç” için çalışmalarınız mevcut; çalışmalarınızın geçmişi, geldiğiniz nokta ve beklentileriniz hakkında bilgi paylaşır mısınız?

M.D.- En büyük hayalim, bu ülkenin gençlerinin ilaç bulabilme hayallerinin olması. Bu amaçla da majistral ilaç yasasının düzenlenmesi yani Amerika’daki adıyla coumpounding pharmacy, Almanya’daki in house production. Biz belki modern teknolojik moleküllerde Amerika ile yarışamayız ancak botanik ürünlerde ve geleneksel yöntemlerde yarışabiliriz. Anadolu bitki faunası en zengin 2. Bölge. Önce böyle başlayalım, ülkemin her yerinde laboratuvarlar olsun, bitkisel tedavilerle modern tedavileri birlikte uygulayalım, bir çok ülkeden hasta Almanya’ya gideceğine benim ülkeme gelsin, fikri olanların önünü açalım. Ancak bu ülkede yol almak çok zor. Özellikle Sağlık Bakanlığının ilaç eczacılık kısmı çok zorlu. Yeni gelen yönetimle inşallah daha iyiye gideceğini düşünüyorum. Biz yol almaya çalışıyoruz, bunun örneklerini de yaptık. Ülkemizdeki yasal alt yapı Coumpaunding pharmacy yani majistral ilaç için uygun ancak, çatışmalı yasalar ve yönetmelikler mevcut. Hiç kimse Türkiye’de ilaç üretilebileceğini düşünmediği için bu karışıklık olmuş. İlave düzenleme ile insanlar cesaretlendirilmelidir. Eczacılık Fakültelerinde, kimya birimlerinde hocalarımız cevherlerimiz yatıyor, onları gün yüzüne çıkaracak adımlar atmalıyız.

W- Kanser hastalarının arayış içinde olmasını nasıl karşılamalı ve yönlendirme yapmak gerekir mi?

M.D.- Önce kendinize sorun; “siz arayış içinde olmaz mıydınız?”. Çok haklılar. Saygı duymalı ve onların el yordamıyla ulaşmaya çalıştıkları noktalara biz ışık tutmalıyız. Yasak olmaz, kullanma demek esas yanlış olandır. Bir çalışmada gösteril diki alternatif tedavilere en çok en eğitimli ve sosyal ekonomik seviyesi yüksek grup başvuruyor. Neden mi; okuyorlar araştırıyorlar ve bilme olan inançları gidiyor. Eğer başvurdukları hekimde Entegratif Tıp, Geleneksel Tıp hakkında bilgi sahibi değilse veya ön yargılı ise hasta bize inanmıyor. Bu konularda bilgilenmeli ve hastalarımıza her konuda tedavi açısından yardımcı olmalıyız.

W- Yanlış uygulamalar olmaması için pratik çözümler üretilebilir mi? Örneğin aktarların belli bir eğitim alması vb .

M.D.- Tabi ki farklı çözümler üretilebilir. Ancak bu konuda benim düşüncem maksimum serbestlik.

Ancak ürün satışı varsa ürünlerin denetlenmesi, tedavi uygulamalarında da tedavilerin kayıt altına alınması yeterlidir.

Yanlışı yapacak kişi zaten kural tanımıyor, Amerika’da elektrikli sandalye var ama suç olmuyor mu? Tabi ki oluyor. Koyulan sınırlamalar ve yasaklar sadece gerçek ve dürüst bilim insanlarının önünü kesiyor. Ülkemizde önemli derecede yasaklı bir yapı var bizim önceki neslimiz her şeyi kontrol edip insanları koruma bahanesiyle yasaklama yoluna gitmişler. Bu yanlış, insanları özgür bırakın ancak denetleyeceğinizi bilsinler. Geleneksel yöntemlerde toplumun iyi analiz edilebilmesi ve taranabilmesi için daha serbest ama denetlenen bir yapı kurmalıyız.

W- Onkoloji tedavi yöntemlerinde gelişim tatmin edici mi?
Örneğin 10 yıl öncesine göre şu an daha yüz güldürücü sonuçlar alınan türler var mı?

M.D.- Onkolojide artık çağ değişimi başladı…….

devam edecek