Ana Sayfa Manşet Ekonomik Yıkımın Bir Boyutu: Geçim Zorluğuna Bağlı İntiharlar

Ekonomik Yıkımın Bir Boyutu: Geçim Zorluğuna Bağlı İntiharlar

Tevfik Bulut

Sosyal Araştırma Yöntemleri Uzmanı
Tevfik Bulut

Ruh sağlığı sorunlarının yoksunluk, yoksulluk, eşitsizlik ve sağlığın diğer sosyal ve ekonomik belirleyicileri ile ilişkili olduğu iyi bilinmektedir. Bu bağlamda kötüye giden ekonomik durum yaşandığı dönemler ve özellikle ekonomik kriz dönemleri, nüfusun, dezavantajlı bireylerin ve ailelerinin ruh sağlığı açısından önemli ölçüde intihar riski taşıyan dönemlerdir.

Dünya Sağlık Örgütü intiharı, bireyin ölümcül sonucunu tam olarak bildiği veya ölüm beklentisiyle kasıtlı olarak başlattığı ve gerçekleştirdiği bir eylem olarak tanımlar.

Ruh sağlığı, halk sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır ve ülkelerin beşeri, sosyal ve ekonomik sermayelerini önemli ölçüde etkiler. Aynı zamanda genel refahı ve üretkenliği destekleyen bir kaynaktır. Ruh sağlığı, yalnızca ruhsal bozuklukların veya semptomların olmaması değildir. Pozitif ruh sağlığı, bireyin kendi yeteneklerini gerçekleştirebildiği, hayatın normal stresleriyle baş edebildiği, üretken ve verimli çalışabildiği ve içinde bulunduğu topluma katkıda bulunabildiği bir iyilik halidir. İyi bir ruh sağlığı, stres karşısında sosyal becerilerin ve dayanıklılığın temeli olan bilişsel ve duygusal esnekliğe olanak tanır. Bu zihinsel sermaye, ailelerin ve toplumun sağlıklı işleyişi için hayati derecede önemlidir.

Ekonomik krizlerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilirken, ruh sağlığı sorunlarının giderek daha da önemli olan ekonomik etkileri vardır. Ruh sağlığı sorunlarının Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde gayri safi milli hasılanın ortalama %3-4’ü kadar verimlilik kaybına neden olduğu tahmin edilmektedir.

Yoksulluk, finansal sorunlar, sosyal yoksunluk, ruh sağlığı sorunları ve bozuklukları için başlıca sosyo-ekonomik risk faktörleridir. İntihar, yüksek sosyoekonomik yoksunluk, sosyal parçalanma ve işsizliğin olduğu bölgelerde daha yaygındır. Artan gelir eşitsizliği, artan intihar oranlarıyla korelasyon göstermekte olup, aynı zamanda intihar artışlarını da beraberinde getirmektedir. Her toplumda intihar nedenleri, dezavantajlı bireylerin ruh sağlığı sorunlarına karşı daha savunmasız olması, güvensizlik ve umutsuzluk deneyimi, kötü eğitim, işsizlik, borçluluk, sosyal izolasyon ve kötü barınma gibi faktörlerle açıklanabilir.

Bireyler gibi toplumlar da ekonomik krizler gibi stres faktörlerine karşı az ya da çok dirençli olabilir. Ekonomik şoklar, kamu hizmeti bütçelerini istikrarsızlaştırarak eğitim ve sağlık sistemlerini etkileyebilir. Ancak mevcut veriler, sosyal refahı korumaya yönelik düzenlemelerin, toplumların ekonomik şoklara karşı dayanıklılığını artırabileceğini, işsizliğin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve ekonominin kötüye gittiği dönemlerin neden olduğu stresin olumsuz sonuçlarını azaltabileceğini göstermektedir.

Bu yazımızda ilk olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel intihar istatistiklerine yer verilmiş, ardından ülke örneği olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ndeki intihar istatistiklerine değinilmiştir. Daha sonra Türkiye’de ekonomik neden olarak sınıflandırılan geçim zorluğuna bağlı intihar oranlarının yıllara ve cinsiyete göre dağılımı ele alınmıştır. Son olarak ise OECD ülkelerinde intihara bağlı ölüm istatistiklerine değinilmiş ve Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde yeri verilmiştir. Konuya dair istatistiklere girmeden hemen önce fikir vermesi adına ekonomi kaynaklı geçim zorluğu kavramını tanımlayalım. Geçim zorluğu, bir bireyin veya ailenin yiyecek, giyecek, barınma ve tıbbi bakım ihtiyaçlarını karşılamak için gereken paraya sahip olmamasıdır. Geçim zorluğu, davranış bozuklukları, zihinsel bozukluklar ve fiziksel sağlık sorunları riskini artırdığından önemli bir halk sağlığı sorunudur. 

İntiharı bir halk sağlığı önceliği olarak kabul eden Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel ölçekte genel intihar istatistiklerine göre;

  • Her yıl 700.000’den fazla birey intihar nedeniyle ölmektedir.
  • İntihar, 15-29 yaşındaki bireyler arasında dördüncü önde gelen ölüm nedenidir.
  • Küresel intiharların %77’si düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana gelmektedir.
  • Böcek ilacı yutmak, kendini asmak ve ateşli silahlar dünya çapında en yaygın intihar yöntemleri arasındadır.

Genel olarak intihara bağlı ölümlerin geldiği boyutu görmek adına ülke örneği olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) örneğine hızlıca bakalım. İntihara bağlı ölümler ABD’de önde gelen ölüm nedeni olup, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)’nin WISQARS Önde Gelen Ölüm Nedenleri 2020 raporuna göre;

  • 900’den fazla bireyin ölümüne neden intihar, ABD’de genel olarak on ikinci önde gelen ölüm nedenidir.
  • İntihar, 10-14 ve 25-34 yaş arası bireylerin ölüm nedenlerinde ikinci, 15-24 yaş arası ölüm nedenlerinde üçüncü, 35-44 yaş arası ölümlerde ise dördüncü sırada yer almıştır.
  • ABD’de cinayetler (N=24.576)’in neredeyse iki katı kadar intihar (N=45.979) bulunmaktadır.

TÜİK tarafından 24 Şubat 2023 tarihinde 2022 yılı Evlenme ve Boşanma İstatistikleri yayımlanmıştır. Bu istatistiklerle birlikte yayımlanan bir diğer istatistik ise 2000-2021 dönemlerini kapsayan, nedene ve cinsiyete göre intihar istatistikleridir. İstatistiklere göre intihar nedenleri arasında aile geçimsizliği, geçim zorluğu, ticari başarısızlık, hissi ilişki ve istediği ile evlenememe, öğrenim başarısızlığı ve kategorize edilemeyen diğer nedenler sayılmaktadır. Dikkat çeken bu intihar nedenlerinden biri de ekonomik kaynaklı geçim zorluğu nedeniyle intiharlardır. Şimdi birlikte geçim zorluğuna bağlı intihar istatistiklerine bakalım. Tablo 1’de cinsiyete ve yıllara göre geçim zorluğu nedeniyle gerçekleşen intiharların oranı verilmiştir.

Tablo 1: Ekonomi Kaynaklı Geçim Zorluğuna Bağlı İntihar İstatistikleri, 2000-2021

Kaynak: TÜİK verilerinden tarafımca düzenlenmiştir.

Şekil 1’de Tablo 1’deki verilerden üretilen intiharların oranları verilmiştir. Bunun nedeni, cinsiyete ve yıllara göre geçim zorluğuna bağlı gerçekleşen intihar oranlarına daha yakın plandan bakılarak öne çıkan çarpıcı farklılıkları göstermektir. Şekil 1’de kadın ve erkek bireylerin intihar oranları birbirine göre simetrik bir seyir izlemiştir. Bunun nedeni kadın ve erkek bireylerin intihar oranlarının toplamının 100’e eşit olması ve intihar oranlarının birinde artış gerçekleşirken diğerinde azalış gerçekleşmesidir. Tablo 1 ve Şekil 1 birlikte değerlendirildiğinde öne çıkan bulgular şöyledir:

  • 2021 yılında geçim zorluğuna bağlı intihar eden her 100 bireyden yaklaşık 96’sı erkek, 4’ü ise kadın bireylerden oluşmaktadır.
  • 2002-2021 dönemini kapsayan 22 yılda geçim zorluğuna bağlı intiharların oranı ortalama olarak erkek bireylerde çok daha yüksektir. 22 yıllık dönemde erkek bireylerde geçim zorluğuna bağlı ortalama intihar oranı %91,6 iken, bu oran kadın bireylerde %8,4’tür. 22 yıllık dönemde erkek bireylerin geçim zorluğuna bağlı ortalama intihar oranı kadın bireylerin ortalama intihar oranının 10,8 katıdır.
  • Ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında geçim zorluğuna bağlı intihar eden bireylerin sayısı diğer yıllara göre daha yüksektir. 2001 yılında geçim zorluğuna bağlı toplam intihar sayısı 525 olup, bu sayının 72’si kadın, 453’ü ise erkek bireylerden oluşmaktadır.
  • Bütün yıllarda erkek bireylerde geçim zorluğuna bağlı intiharların oranı kadın bireylere göre oldukça yüksek boyutlardır. Erkek bireylerde intihar oranının en yüksek olduğu 2017 yılında bu oran %96,1 iken kadın bireylerde bu oran %3,9 seviyesindedir. Diğer bir ifadeyle geçim zorluğuna bağlı intihar eden her 100 bireyden yaklaşık 96’sı erkek, yaklaşık 4’ü ise kadın bireylerden oluşmaktadır. 2017 yılında geçim zorluğuna bağlı intihar eden erkek bireylerin intihar oranı kadın bireylerin intihar oranından 92,2 puan daha yüksek, geçim zorluğuna bağlı intihar eden erkek bireylerin oranı geçim zorluğuna bağlı intihar eden kadın bireylerin 24,8 katıdır.

Şekil 1: Ekonomi Kaynaklı Geçim Zorluğuna Bağlı İntihar Oranları (%), 2000-2021

Kaynak: TÜİK verilerinden tarafımca düzenlenmiştir.

Fikir vermesi adına OECD ülkelerinde 2019 ve 2020 yıllarına ait genel olarak intihara bağlı ölüm istatistiklerine de yer vererek Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisindeki yerine bakalım. İlk olarak Şekil 2’de kadın ve erkek bireylerin intihara bağlı ölüm sayılarının toplamını içeren OECD üyesi ülkelerin grafiği verilmiştir.  Şekil 2’ye göre Türkiye’de 100 bin kişi başına intihar eden bireylerin oranı 2019 yılında 4,4 olup, Türkiye OECD üyesi ülkeler içerisinde intihara bağlı ölüm oranlarının en düşük olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Diğer taraftan 2020 yılı verilerinden hareketle Kore, OECD üyesi ülkeler içerisinde intihara bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu ülke olup, intihara bağlı ölen bireylerin oranı 100 binde 24,1’dir. Diğer bir ifadeyle Kore’de her 100 bin bireyden yaklaşık 24’ü intihara bağlı olarak ölmektedir.

Şekil 2: OECD Ülkelerinde İntihara Bağlı Ölüm Oranları (100 Bin Kişi Başına)

Kaynak: OECD veri tabanından alınmıştır.

Şekil 3’te ise OECD üyesi ülkelerde erkek bireylerin intihara bağlı ölüm oranları verilmiştir. Şekil 3’e göre Türkiye’de erkek bireylerde intihara bağlı ölüm oranı 100 binde 7 olup, Türkiye OECD üyesi ülkeler içerisinde intihara bağlı ölüm oranlarının en düşük olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Diğer taraftan 2020 yılı verilerinden hareketle Litvanya, OECD üyesi ülkeler içerisinde erkek bireylerde intihara bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu ülke olup, intihara bağlı ölen erkek bireylerin oranı 100 binde 35,9’dur.

Şekil 3: OECD Ülkelerinde Erkek Bireylerde İntihara Bağlı Ölüm Oranları (100 Bin Kişi Başına)

Kaynak: OECD veri tabanından alınmıştır.

Şekil 4’te ise OECD üyesi ülkelerde kadın bireylerin intihara bağlı ölüm oranları verilmiştir. Şekil 4’e göre Türkiye’de kadın bireylerde intihara bağlı ölüm oranı 100 binde 2 olup, Türkiye OECD üyesi ülkeler içerisinde intihara bağlı ölüm oranlarının en düşük olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Diğer taraftan 2020 yılı verilerinden hareketle Kore, OECD üyesi ülkeler içerisinde kadın bireylerde intihara bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu ülke olup, intihara bağlı ölen kadın bireylerin oranı 100 binde 14,9’dur.

Şekil 4: OECD Ülkelerinde Kadın Bireylerde İntihara Bağlı Ölüm Oranları (100 Bin Kişi Başına)

Kaynak: OECD veri tabanından alınmıştır.

Özetle, bu yazıda intihar nedenlerinden biri olan ekonomi kaynaklı geçim zorluğu kavramı, geçim zorluğuna bağlı intihar istatistikleri ile OECD ülkelerinde intihara bağlı ölüm istatistikleri ele alınmıştır. Geçim zorluğuna bağlı intihar oranlarının Türkiye’de erkek bireylerde çok daha yüksek olduğu, ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında ise kadın ve erkek bireylerde intihar sayılarının en yüksek seviyeye ulaşmış olduğu görülmüştür. Ayrıca küresel ölçekte ve OECD üyesi ülkelerdeki intihara bağlı ölüm istatistiklerine de değinilerek konu alanında bir farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.

Konumuz intihar olunca son not olarak şunu paylaşmak istiyorum: Ülkemizde meydana gelen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ve yakınlarının acısını derinden hissediyor ve paylaşıyorum. Geride kalan, yakınlarını, sevdiklerini kaybeden ve her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışan vatandaşlarımıza maddi desteklerin yanında ve belki de çok daha önemlisi yaşadıkları büyük travmaların üstesinden gelmeleri ve bu travmaları yönetebilmeleri için her türlü desteğin verilmesini istiyorum. Biz, birlikte biziz…

Ölümü değil, yaşamı kutsayan ve önceleyen bir anlayış ve bakış açısı kazandırması dileğiyle…

Bilimle kalın

Saygılarımla

 Tevfik Bulut

https://tevfikbulut.net/

Yararlanılan Kaynaklar

  • TÜİK. (2023). Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2022 Bülteni. Yayım Tarihi: 24.02.2023. Sayı: 49.437. URL: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Evlenme-ve-Bosanma-Istatistikleri-2022-49437&dil=1.
  • Bulut, T. (2023). Ekonomik Yıkımın Bir Boyutu: Geçim Zorluğuna Bağlı İntiharlar. URL: https://tevfikbulut.net/ekonomik-yikimin-bir-boyutu-gecim-zorluguna-bagli-intiharlar/
  • WHO Regional Office for Europe (2011). Impact of economic crises on mental health. URL: https://www.euro.who.int/__data/assets/pdf_file/0008/134999/e94837.pdf
  • Laaksonen E, Martikainen P, Lallukka T, Lahelma E, Ferrie J, Rahkonen O, Marmot M, Head J. Economic difficulties and common mental disorders among Finnish and British white-collar employees: the contribution of social and behavioural factors. J Epidemiol Community Health. 2009 Jun;63(6):439-46. doi: 10.1136/jech.2008.077198. Epub 2009 Feb 15. PMID: 19221110; PMCID: PMC2788762.
  • Merzagora I, Mugellini G, Amadasi A, Travaini G. Suicide Risk and the Economic Crisis: An Exploratory Analysis of the Case of Milan. PLoS One. 2016 Dec 29;11(12):e0166244. doi: 10.1371/journal.pone.0166244. PMID: 28033341; PMCID: PMC5199046.
  • Chang S, Stuckler D, Yip P, Gunnell D. Impact of 2008 global economic crisis on suicide: time trend study in 54 countries BMJ 2013; 347 :f5239 doi:10.1136/bmj.f5239.
  • Mirowsky, J., & Ross, C. E. (1999). Economic Hardship across the Life Course. American Sociological Review, 64(4), 548–569. https://doi.org/10.2307/2657255.
  • OECD (2023), Suicide rates (indicator). doi: 10.1787/a82f3459-en (Accessed on 19 March 2023).
  • The National Institute of Mental Health (NIMH). https://www.nimh.nih.gov/health/statistics/suicide.
  • WHO, https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/suicide.

 

Toplumsal Yıkımın Bir Boyutu: Aile Geçimsizliğine Bağlı İntiharlar