Ana Sayfa Tıp&Sağlık Depresyon İştahınızı Nasıl Yeniden Düzenler ve Karbonhidrat İsteğinizi Nasıl Artırır?

Depresyon İştahınızı Nasıl Yeniden Düzenler ve Karbonhidrat İsteğinizi Nasıl Artırır?

Depresyon sadece ruh halini etkilemez, insanların yeme şeklini de değiştirir. Bazıları iştahlarını kaybederken, diğerleri özellikle karbonhidratlı yiyecekler ister.

Depresyon dünya çapında yaklaşık 280 milyon insanı etkiler ve yeme alışkanlıklarını etkilediği bilinmektedir.

Altered food liking in depression is driven by macronutrient composition

Bonn Üniversitesi Hastanesi (UKB), Bonn Üniversitesi ve Tübingen Üniversitesi Hastanesi’nden araştırmacılar, depresyonu olan kişilerin genellikle iştahlarının azaldığını ancak karbonhidrat açısından zengin yiyecekleri tercih etme eğiliminde olduklarını buldular.

Depresyonun İştahı Nasıl Etkilediğini Anlamak

Depresyon insanları farklı şekillerde etkiler. Bazıları evlerinden çıkmakta zorlanırken, diğerleri günlük yaşamlarının bazı yönlerini sürdürmeyi başarır. Bu farklılıklar iştaha da yansır. Depresyonu olan birçok kişi iştah kaybı yaşarken, diğerleri kendilerini daha fazla yemek yerken bulur ve genellikle tatlı isterler. Bu değişimler vücut ağırlığında gözle görülür değişikliklere yol açabilir.

Araştırmacılar “Bu raporlara rağmen, depresyonlu hastaların yeme tercihleri ​​hakkında çok az şey biliniyor, ancak bu bilgi belki de yeni terapötik yaklaşımları teşvik edebilir.

 Karbonhidrat İsteği

Bu çalışma, depresyonun farklı yiyeceklerin besin bileşiminden etkilenen belirli yiyecek tercihlerindeki değişikliklerle bağlantılı olduğunu gösteren ilk çalışmadır. Bu tercihlerdeki temel faktörler, diyetimizin temelini oluşturan makro besinlerdir. Karbonhidratlar, proteinler ve yağlar. Bunlar arasında karbonhidratlar insan hücreleri için birincil enerji kaynağı olarak hizmet eder.

Yiyecek Seçimleri ve Depresyon Şiddeti Arasındaki Bağlantı Depresyondan muzdarip kişiler, sağlıklı bir kontrol grubuna kıyasla yağ ve protein açısından zengin yiyeceklere daha az istek duyarlar. Buna karşılık, tatlılar gibi karbonhidrat açısından zengin yiyecekleri tercih etme eğilimindedirler. Çalışmada, daha yüksek oranda karbonhidrat, depresyonlu kişilerde yağ ve protein açısından zengin yiyeceklere olan ilginin artmasına da yol açtı.

Başka bir deyişle, depresyonlu hastalarda sütlü çikolata gibi yağ ve karbonhidratı birleştiren yiyeceklere olan istek de artmıştı. Bu tür enerji yoğun yiyecekler ayrıca sağlıksız bir diyeti karakterize etme eğilimindedir. Şimdiye kadar, karbonhidrat açısından zengin yiyeceklere olan isteğin daha fazla iştahla bağlantılı olduğu varsayılıyordu.

Depresyon Tedavisinin Geleceği: Beslenme ve Bağırsak-Beyin Bağlantısı

Çalışmanın sonuçları artık gelecekteki araştırmalar ve tedaviler için daha fazla soru ortaya çıkarıyor. Ekipte yer alan  Prof. Nils Kroemer, “Karbonhidrat içeren yiyecekler beyindeki ödül tepkisini yağ ve protein açısından zengin yiyeceklerden farklı sinyal yolları aracılığıyla kontrol ettiğinden, bundan daha iyi tedavi yaklaşımları elde etmek mümkün olabilir”

Bu nedenle, gelecekte eşlik eden bir diyet terapisi depresyon sırasında belirli yiyeceklere olan tercihte bir değişiklik olup olmadığını test edebilir. Ayrıca hastanın diyetini optimize ederek depresyonda kalıcı bir iyileşmenin mümkün olup olmadığı da araştırılabilir.

Ekip, “Bağırsak ve beyin arasındaki bağlantıyı hedefleyen terapiler gelecekte özellikle umut verici görünüyor. İlk çalışmalar oruç tutmanın veya probiyotik gıdaların antidepresan etkisi olabileceğini gösterdi. Ayrıca depresyonu olan kişilerin mikrobiyomlarında çeşitli semptomları şiddetlendirebilecek değişiklikler olduğu da gösterildi.”