Ana Sayfa Tıp&Sağlık Covid-19’un Uzun Dönem Etkilerine Dikkat!

Covid-19’un Uzun Dönem Etkilerine Dikkat!

Dr. Özgür Mollaoğlu

Bugüne kadar milyonlarca insanı etkileyen COVID-19 virüsü, hastalığı hafif atlatanlarda bile uzun dönem etkileri ile endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Bu rahatsızlığın; geçmeyen yorgunluktan nefes problemlerine, tat ve koku kaybından bel ve sırt ağrısına kadar pek çok etkisi, hastalar negatife döndükten sonra da görülebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özgür Mollaoğlu, COVID-19 enfeksiyonunun uzun dönem etkileri konusunda merak edilen soruları yanıtladı.

1. COVID-19 sonrası en sık görülen şikayetler nelerdir?

“Uzun süreli COVID-19”, virüsle ilk kez enfekte olduktan sonra haftalar veya aylar sürebilen veya enfeksiyondan bir süre sonra ortaya çıkabilen bir dizi semptomdur. Bu süreçte hastalık hafif seyredebilir veya belirtileri olmayabilir. “Uzun süreli COVID-19” yaşayan kişiler;

Geçmeyen yorgunluk,

Düşünme veya konsantre olma zorluğu (“beyin sisi”),

Baş ağrısı,

Koku veya tat kaybı,

Ayakta dururken baş dönmesi,

Kalp çarpıntısı ve taşikardi,

Göğüs ağrısı,

Nefes almada güçlük veya nefes darlığı,

Öksürük,

Eklem veya kas ağrısı,

Depresyon veya kaygı,

Ateş gibi semptomlar yaşayabilmektedir.

2. COVID-19 enfeksiyonu olan bir kişinin bulaştırıcılığı ne kadar süre devam eder? 

COVID-19 enfeksiyonu sonrası immün sistemi baskılayan hastalığı olmayan ve immün sistem baskılayan ilaç kullanmayan hastalar 10 günden sonra izolasyonları sona ermekte ve bulaştırıcılık özelliklerinin olmadığı kabul edilmektedir. Ancak İngiltere (B.1.1. 7),  Güney Afrika (B.1.351) ve Brezilya (P.1) mutasyonlarının pandemide baskın hale gelmesiyle yeni çalışmalar yapılmış ve yeni görüşler ortaya çıkmıştır. Daha bulaşıcı olduğu bilinen bu mutasyonlarda izolasyon süresinin 14 gün olması gerektiğini ifade eden yani bulaştırıcılık sürelerinin daha uzun olabileceğini söyleyen çalışmalar mevcuttur.

3. COVID-19 belirtileri olan ya da temaslı bir kişinin test sonucu negatif çıktıysa tekrar pozitife dönme ihtimali var mı?

Kişide hastalık belirtileri varsa ancak test sonucu negatif ise yine de maske, mesafe, hijyen ve sosyal izolasyon tedbirlerine uymaya devam etmesi önemlidir. Bulaşın ilk günlerinde test sonucu negatif çıkabilmektedir. Mutasyonlu COVID-19 virüsü ile birlikte de ilk birkaç test negatif çıktıktan sonra pozitif sonuç tespit edilen vakalara rastlanmaktadır. Bu nedenle kişinin COVID tanısı almış gibi gerekli önlemleri almaya devam etmesi gerekmektedir.  

4. COVID-19 tedavisi almış ve iyileşmiş bir kişide hastalık hala pozitif çıkabilmektedir. Bu durumda ne yapılmalıdır? 

Bu konuda yapılmış pek çok çalışma vardır. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ve hastalığı ağır geçirip, çeşitli etken maddeli ilaçları kullanarak geçiren bireylerde pozitiflik daha uzun ( 20 güne kadar) sürmektedir. Bazı yayınlarda 86 güne kadar uzayan PCR pozitif sonuçlarına rastlanmıştır. Fakat bunların çevrelerine hastalığı bulaştırmadıkları gösterilmiştir. Testlerin ölü virüs parçacıklarını tespit ettikleri bilinmekte ve testlerin cut-off değerleri (virüs miktarını belirleyen sınırlar ) farklı olabilmektedir. Bunun yanında hastalığı hafif ya da orta şiddette evinde geçirmiş kişilerde de uzayan COVID PCR test sonuçlarına rastlanmaktadır. Bu kişilerden alınan burun, geniz ve boğaz sürüntülerinde canlı virüs saptanmamakta ve bu kişilerin bulaştırıcı olmadığı varsayılmaktadır. Bir çok ülkede izolasyon süresinden (genellikle 10 gün) sonra yeni temas öyküsü yoksa tekrar test yapılmamakta ve izolasyon sürelerine son verilmektedir.  Hastalığın klinik bulguları düzelmiş ve ortalama 10-14 günlük süre geçmişse negatif test sonucuna güvenilebilir.

5.Tat ve koku kaybı durumunda ne yapmalıdır? 

Tat ve koku kaybı yitiminde tedavi kapsamında bazı ilaçlar, B-kompleks vitaminleriyle birlikte, diğer vitamin ve mineral takviyelerinin kullanılması önerilebilmektedir. Koku kaybında kullanılan bir tedavi yöntemi ise koku rehabilitasyonudur. Koku rehabilitasyonu Kulak Burun Boğaz uzmanları tarafından uygulanan, evde de rahatlıkla yapılabilen tedavilerden biridir. Uzayan, tam ya da kısmi koku kaybı durumlarında uygulanabilir. Koku rehabilitasyonunda birtakım koku egzersizleri bulunmaktadır. Kahve, lavanta, mentol gibi güçlü kokularla koku siniri uyarılmaktadır.  

6. COVID-19 enfeksiyonu sonrası tat ve koku kaybı ne kadar sürede geri gelmektedir?   

Bazı hastalarda koku ve tat problemleri COVID-19’un tek semptomu olabilmektedir. COVID-19 nedeniyle koku alma rahatsızlığının görülme oranları yapılan ilk çalışmalarda %33,9 iken son yapılan çalışmalarda %75’e kadar yükselmiştir. Genel olarak koku ve tat problemleri kadınlarda erkeklerden daha sık görülmektedir. Tat ve koku kaybının gitmesi ve daha sonra geri gelmesi kişiden kişiye değişebilmektedir Genellikle ortalama 4 haftada düzelmektedir, ancak 6 ay a kadar süren vakalar izlenmiştir.

7.Solunum şikayetleri devam eden hastalar nasıl bir yol izlemelidir? Solunum fonksiyon testi yapılmalı mıdır?

Hastalığa bağlı olarak nefes problemleri yaşayan hastalar mutlaka doktora başvurmalıdır. Bu konuda solunum fonksiyon testi doğru tanı konulabilmesi ve tedavi planlaması açısından önerilmektedir. Akciğerlerin çalışma performansını ölçmeye yarayan solunum   fonksiyon testi  hastalık süreci bittikten 1 aydan önce önerilmemektedir. 1 ay sonrasında  şikayetleri  devam eden hastalara  solunum fonksiyon testi  yapılabilir.

8.COVID-19 enfeksiyonu atlatmış ama nefes problemleri devam eden kişiler ne yapmalıdır? 

COVID-19 virüsü bazı hastalarda akciğerleri önemli ölçüde etkilemektedir. Hastalığı hafif atlatan kişiler dahi negatife döndükten sonra nefes problemi ya da göğüs bölgesinde hassasiyet hissedebilmektedir. Bu durumda mutlaka uzman yardımı alınmalıdır. Bu tür sorunlarda solunum rehabilitasyonu önemli bir çözüm sunabilmektedir. “Pulmoner Rehabilitasyon” yani solunum fizyoterapisi; kişiye özgü olarak planlanan, akciğer hastalarının tedavisini amaçlayan, kişilerin günlük yaşamda daha kaliteli nefes alıp vermesini hedefleyen rehabilitasyon programıdır. Solunum fizyoterapisi genellikle hastalığı noninvaziv solunum desteği, ventilatör desteği ile geçiren hastalara da hastaneden taburcu olduktan sonra hastanın kalp ve akciğer durumu değerlendirildikten sonra önerilmektedir. Bu tedavi uzman solunum fizyoterapistleri tarafından uygulanmalıdır.  

9.COVID-19 sonrası vücut ağrıları devam ediyorsa ne yapılmalıdır? 

COVID sonrası yorgunluk, kas ağrıları, konsantrasyon bozuklukları sık görülen şikayetlerdir. Hastalığı ve oluşturduğu psikolojik durumun da bunda etkisi olmaktadır. Hastalık sonrası mutlaka doktora başvurarak tetkikleri yaptırmak kontrolden geçmek gerekmektedir. Ağrıların devam ettiği durumlarda uzman hekim gerekli görürse D vitamini ve magnezyum takviyeleri uygulanabilmektedir.

10. COVID-19 enfeksiyonu kalp ve beyni de etkiler mi?

COVID-19  enfeksiyonu atlatmış kişilerde kalp ve beyin dahil çoklu organ etkileri olabilmektedir. COVID-19, akciğer, böbrek ve deri fonksiyonları dahil olmak üzere vücut sistemlerinin hepsini olmasa da çoğunu etkileyebilir. Çoklu organ etkileri ve otoimmün hastalıklar COVID-19’dan sonra ortaya çıkabilmektedir. COVID sonrasında kişi bir rahatsızlığı olduğunu düşünüyorsa, tanı ve tedavi seçenekleri için ilgili tıbbi branş ya da branşlara başvurması gerekmektedir.  

11. Hastalığı atlatmış kişilerin bel, boyun ve sırt ağrıları geçmiyorsa ya da geçmeyen yorgunluk ile karşı karşıya iseler ne yapmalılar?

COVID-19’a yakalanan bireylerde hastalık boyunca ya da sonrasında bel, boyun, sırt ve ense bölgesinde ağrılar ve kronik yorgunluk görülebilmektedir. Test sonucu negatife döndükten sonra İş ve sosyal hayatlarına geri dönüş yapan bireylerin bu nedenle yaşam kalitesi olumsuz etkilenebilmektedir. Bu durumda doktora bilinçsiz kas gevşetici ya da ağrı kesici kullanımından kaçınılması ve mutlaka doktora başvurulması önemlidir. Çeşitli fizik tedavi uygulamaları ya da uzman kontrolünde medikal tedaviye başlanması gerekebilmektedir. Bu sayede şikayetlerden kurtulup ağrısız bir yaşama kavuşmak mümkün olabilmektedir.

12.COVID-19 atlatmış bir kişi antikor üretmiş midir? Önlem almayı bırakabilir mi?

Antikor üretimi kişinin kendi bağışıklık sistemiyle alakalı bir durumdur. COVID-19 enfeksiyonu sonrası hastalığın şiddeti, hastanın yaşına ve diğer hastalıklarının varlığına bağlı olarak az ya da çok antikor üretilmektedir.  Bu antikorlar zamanla, ortalama 3-6 ay içinde azalmaktadırlar. Antikorların tekrar hastalanmayı 3-6 ay civarında engelleyebileceği varsayılmakla birlikte yeni mutant virüslerin ortaya çıkması ile beraber koruyuculuk azalmakta, bu sürelerden daha önce tekrar Covid-19 geçiren kişilerin artmaya başladığının bilinmesi gerekir. Antikorlar uzun süre koruyuculuk sağlamadığı için ve mutasyona uğramış varyantların ortaya çıkmasıyla beraber tekrar vakalarının artmasından dolayı tedbirlerin, hastalanmadan önceki gibi devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu sebeple “maske, mesafe, hijyen” kurallarına herkesin uymaya devam etmesi gerekmektedir.

13. COVID-19 enfeksiyonu sonrası beslenme nasıl olmalıdır? Gündelik hayatta nelere dikkat edilmelidir? 

  • Sağlıklı beslenme kuralları çerçevesinde tuz ve şekerden uzak durarak, vitamin içerikleri yüksek, bol, taze sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Sağlıklı protein kaynakları olan beyaz et ve balık tüketilmeli ve günde 2-2,5 litre su içilmelidir. Bağışıklığın güçlü olması düzenli ve kaliteli bir uykuyla doğru orantılıdır. Günde uykuya 7-8 saat ayırmak gerekmektedir.
  • Pandemi döneminde evlerde fazla zaman geçirmek hareketsiz kalmaya ve fazla kilo alımına neden olabilmektedir. Bu dönemde de düzenli egzersiz yapılmalı ve gündelik hayatta daha fazla hareket edilmelidir.
  • 50 yaş ve üzerinde olanlar egzersiz yapmadan önce bir hekime danışmalı ve yapabilecekleri egzersizleri mümkünse bir fizyoterapistle belirlemeleri gerekmektedir.
  • Mümkün olduğunca kalabalıktan uzak durarak burun ve ağzı kapatacak şekilde maske kullanarak, evi sık havalandırarak önlemlere devam edilmelidir.
  • Hastaların çoğuna virüs yakınlarından, aile içinden bulaştığı görülmektedir. İşe gitmek durumunda olan aile bireylerinin dışarıda daha dikkatli olmaları, kalabalık, havasız ortamlarda bulunmaktan kaçınmaları gerekmektedir.
  • Hasta kişiyle temas şüphesi durumunda herhangi bir şikayet olmadan dahi evde izolasyona başlamaları önemlidir.