Ana Sayfa Manşet COVID-19 Tedavisi için İlaç Geliştirme Çalışmaları ve Yanlış Bilinenler

COVID-19 Tedavisi için İlaç Geliştirme Çalışmaları ve Yanlış Bilinenler

Salgının vardığı nokta itibariyle toplumda oluşan endişe ve beklentiler, yanlış bilgi yayılımını harekete geçiren dürtülerin de ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Gürkan Akçay Boğaziçi Üniversitesi – Yazar / Editör – Bilimfili

Her ne kadar ilkel bir tepki olsa da insanlar yüksek belirsizlik, kaygı ve panik dönemlerinde, bu kaygı, belirsizlik ve paniklerini giderecek kesin ifade ve tavsiye arayışına girerler. Bu yüzden de, böylesi bir dönemde verilecek her tavsiye; panik halindeki kişinin ilkel tepkisini harekete geçirerek, önerilen şeyin doğruluğunu test etmesi için gereken fazladan enerjiyi harcamadan, bu tavsiyenin uygulanmasına yol açabilir. Dolayısıyla vereceğiniz ve/veya aldığınız tavsiylerin doğruluğu konusunda iki kat dikkat ve özen göstermeniz gerekir.

Son günlerde, özellikle de sosyal medyada COVID-19 hastalığının tedavisi için önerilmiş ilaç etken maddelerini mutlaka duymuşsunuzdur. Öncelikle tüm dünyada COVID-19’un tedavisi için potansiyele sahip birkaç ilaç denemesi yapılıyor, ancak sonuçlar henüz paylaşılmadı ve bu ilaçların halihazırda ciddi şekilde hasta olan insanları kurtarmaya yardımcı olup olamayacağını bilmiyoruz.

Bazı “aşırı” heyecanlı haber kanalları ve bazı sosyal medya hesapları anektodsal raporlardan çok daha fazlasını önerecek kadar sorumsuz davranabilmektedir. Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) en umut verici ilaçların uluslararası bir denemesini koordine etmektedir ve bunların herhangi birinin işe yarayıp yaramadığını yakında öğreneceğiz.

Doğrulanmamış Araştırmalar

Yapılan bu denemeler, öncelikli olarak “Bu ilaçlardan herhangi birisi ölüm oranını düşürür mü? Bu ilaçlardan herhangi birisi hastanın hastanede geçireceği süreyi azaltır mı? Bu ilaçların kullanımı ventilasyonu veya yoğun bakım ünitesi ihtiyacını ortadan kaldırır mı?” gibi halk sağlığı için temel bazı sorulara odaklanmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün koordine ettiği bu çalışmalar, klorokin ve hidroksiklorokin gibi uzun süredir kullanılan antimalaryal ilaçlar, remdesivir adı verilen yeni bir antiviral ilaç ve lopinavir ve ritonavir adı verilen iki HIV ilacının bir kombinasyonunu içermektedir. Ayrıca yapılan açıklamaya göre, HIV ilaçları ayrıca interferon beta adı verilen bir antiviral ile kombinasyon halinde test edilecektir.

Ancak içlerinde ABD Başkanı Donald Trump, girişimci Elon Musk gibi isimlerin bulunduğu kimi isimler, özellikle de klorokin etken maddesi hakkında yanlış bilgiler yayarak, ilacın kullanımının onaylandığını söylediler. Ülkemizde de uzman olmayan bazı sosyal medya hesapları bu yanlış bilginin yayılmasına “büyük harflerle” katkıda bulunmaya devam ediyorlar.

Öncelikle, klorokinin ve onunla yakından ilişkili hidroksiklorokin etken maddelerinin, SARS’a neden olan virüsün tedavisinde etkin olarak kullanıldığını gösteren deliller bulunuyor. Bununla birlikte, Çin’de yapılan denemelerde COVID-19’la ilişkili pnömoninin tedavisinde klorokinin işe yaradığı da duyurulmuştu, ancak elde edilen sonuçlar henüz DOĞRULANMADI.

Öte yandan, aslında bu ilaçlara yönelik söz konusu bu heyecanlar, Fransa’da yürütülen ve 42 kişinin katıldığı henüz review (inceleme) aşamasında olan bir çalışmadan kaynaklanıyor. Yapılan araştırmada, katılımcılardan sadece hidroksiklorokin alanların koronavirüsü daha hızlı temizlediği; bu etkinin, hidroksiklorokinin yanı sıra bir antibiyotik olan azitromisin verilenlerde daha da fazla olduğu ileri sürülüyor.

Ancak pek çok bilim insanı, çalışmanın çok küçük bir denek grubunda yapıldığını, kabul edilemez metodolojik hatalar içerdiğini, oluşacak diğer sorunları göz ardı ettiğini dolayısıyla da sonuçların şimdilik güvenilmez olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, hidroksiklorokin ve klorokin düzgün bir şekilde alındıklarında güvenli olsa da, alınan dozun önemi çok büyüktür ve ölümcül kalp sorunlarına neden olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Öte yandan klorokin, semptomlar henüz hafifken verildiğinde insanların ciddi şekilde hastalanmasını önlese bile, yine de yeterli değildir.

Mevcut duruma bakıldığında, şu anda, çoğu ülke koronavirüs enfeksiyonlarını ancak insanlar şiddetli semptomlar geliştirdiğinde tespit ediyor, bu yüzden ihtiyacımız olan şey bu aşamadayken hayat kurtarabilecek bir ilaçtır.

Üzerinde çalışmalar yürütülen iki HIV ilacı olan lopinavir ve ritonavir kombinasyonunun ise, Çin’de yapılan çalışma sonucunda işe yaramadığı anlaşıldı. Yine, remdevisir için de Çin’de yapılan çalışma sonuçları henüz duyurulmadı.

Antikor Geliştirme

Diğer birçok potansiyel tedavi, özellikle de COVID-19’a karşı antikor geliştirme olasılığı da araştırılmaktadır. Antikorlar, bağışıklık sistemimizin virüsü öldürmek için kullandığı proteinlerdir, ancak vücudumuzun enfekte olduktan sonra antikor üretimini artırması haftalar almaktadır.

O halde dışarıdan antikorlar takviyesinde bulunulması, COVID-19’u önlemek ve tedavi etmek için teroik anlamda etkili bir yol olarak görünmektedir. ABD’li bir ilaç şirketi, koronavirüse karşı yüzlerce antikor tespit ettiğini ve Nisan ayı ortasında en güçlü olanları seri üretime başlamayı planladığını duyurdu.

Antikor elde etmenin bir başka yolu ise, COVID-19’dan iyileşen insanların kanından antikor alınmasıdır. Çin’de en az 245 kişiye bu şekilde bir tedavi uygulandığını biliyoruz. Ancak özellikle yeniden vurgulamakta fayda var, bu çalışmaların sonuçları henüz yayımlanmadı.

Yukarıda bahsedilen tüm yaklaşımlar, virüsü öldürmeye ve çoğalmasını engellemeye dayanmaktadır. Bununla birlikte, COVID-19’un sebep olduğu ölümlerin çoğu, sitokin fırtınası olarak adlandırılan şiddetli bir bağışıklık reaksiyonunun sonucudur. Bu yüzden, bu bağışıklık tepkisinin azaltılmasını veya baskılanmasını sağlayacak başka yolların da geliştirilmesi gerekmektedir. Çin’de yalnızca 19 kişide yapılan ve yine henüz inceleme aşamasında olan küçük bir çalışmatocilizumab adı verilen immünosüpresif (bağışıklık baskılayıcı) bir antikorun oldukça etkili olduğunu göstermektedir.

Öte yandan bu yaklaşım riskli bir yaklaşım olabilir, çünkü immunoterapi yöntemiyle, çok hasta olan insanların bağışıklık sistemleri daha da zorlanmış oluyor. Konu ile ilgili daha fazla araştırmaya, dahası doğrulanmış araştırmaya ihtiyacımız var. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, COVID-19’u tedavi eden; doğrulanmış, bir ilaç ve yöntem henüz bulunmuyor, çünkü virüsün biyolojisini tanımlama noktasında sürecin daha başındayız.

 Kaynak ve İleri Okuma

www.bilimfili.com/covid-19-tedavisi-icin-ilac-gelistirme-calismalari-ve-yanlis-bilinenler