Ana Sayfa Eczacılık Pandemi döneminde 50 eczacı aramızdan ayrıldı

Pandemi döneminde 50 eczacı aramızdan ayrıldı

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Başkanı Ecz. Nurten Saydan

TEİS ECZACILAR İÇİN DESTEK PROGRAMI TALEBİNDE BULUNDU

2019 yılı Aralık ayı sonunda Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkarak, dünyaya yayılan ve 21. yüzyılın ilk pandemisine sebep olan yeni tip corona virüsün neden olduğu COVID-19, bugün itibariyle dünya genelinde 139 milyondan fazla vakaya ve 3 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olarak küresel ölçekte bir sağlık sorunu haline geldi.

Bu zor koşullarda 15. Yaşına giren Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), pandemide eczacıların ekonomilerinin iyice bozulduğunu ve mesleki sorunlarının arttığını ifade ederek taleplerini dile getirdi.

COVİD-19 mücadelesinde ön saflarda çalışan eczacıların büyük risk altındaki meslek guruplarından biri olduğunu söyleyen TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, COVİD-19 nedeniyle Türkiye’de ilk can kaybının bir eczacı olduğunu hatırlatarak, “Covid polikliniklerinde çalışanlardan sonra en büyük riski eczacılar yaşıyor” diyerek, şunları kaydetti:

“Dünyayı altüst eden corona virüsünden dolayı ülkemizde de olağanüstü tedbirler alınarak, bu süreç atlatılmaya çalışılıyor.

Türkiye genelinde salgından etkilenen çok sayıda eczane bulunuyor. Bu virüs yüzünden 50 eczacı, 17 eczane teknisyeni hayatını kaybetti.

Halkımızın ilk adımda ulaştığı sağlık kuruluşu eczaneler olduğu için ülke genelinde bu virüsten etkilenen eczacı ve eczane çalışanları sayısı giderek artıyor.”

ECZACILAR İÇİN EKONOMİK TEDBİRLER ALINMALI

Pandemi sürecinde eczacıların ekonomilerinin iyice bozulduğunu söyleyen Saydan, “COVİD-19’lu hastalarla en çok yüz yüze gelen meslek grubuyuz. Bu süreçte 50 meslektaşımız hayatını kaybetti. Ekonomik anlamda da en çok biz etkilendik. Eczacıları ekonomik olarak rahatlatacak destek programının olması gerekiyor” diyerek şu açıklamalarda bulundu:

“Pandemi ile mücadelede vazgeçilemez bir konumda olduğu açık bir şekilde görülen eczacıların yalnız bırakılmaması ve desteklenmesi amacıyla yetkililer tarafından eczacılar için ekonomik tedbirler mutlaka alınmalı. Bunların başında ilaç depolarına olan eczane ödemelerinde rahatlama yapacak tedbirler olmalı. Bağ-kur, SSK prim desteği, vergi indirimi ve muafiyeti, kira desteği gibi konular da mutlaka hayata geçirilmelidir. Diğer taraftan eczacıların sürekli zarar etmesine neden olan fiyat indiriminden doğan zararlar, SGK’nın kamu iskontosunu uygulamayan ilaçlar gibi kronik bazı sorunları giderecek düzenlemelerin de yapılması gerekiyor. “

Pandemi ile birlikte vatandaşlarımızın ilaç ihtiyaçlarının değişmesi sebebiyle eczane stoklarımızda son kullanma tarihi yaklaşan ilaçlar da eczane ekonomilerini zorlamaktadır.  İlaç stratejik bir üründür ve aynı zamanda milli servettir. İlacın miadının geçmesi demek hem ülke kaynaklarının israf olması hem de ilaç imhası için ayrıca kaynak ve işgücü ayrılması anlamına gelir. Lisanslı atık ara depolama tesisinden alınan verilere göre Ocak 2021 itibarı ile 7,5 ton ilaç imha için tesise gönderilmiştir. Bu miktarın süreç içinde daha da artacağı öngörülmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın miadı yaklaşan bu ilaçlar için acilen önlem alması gerekmektedir.

İNTERNET, MARKET GİBİ ORTAMLARDA GIDA TAKVİYESİ SATIŞINA DUR DENİLMELİ

Sendika olarak yıllardır gıda takviyeleri gibi ürünlerin internet ve market gibi ortamlarda satılmaması gerektiğini anlatarak bunun mücadelesini verdiklerini belirten Saydan, pandemi sürecinde bu satışların tavan yaptığını söyledi.

Saydan şöyle devam etti:

Pandemi sürecinde vatandaşın gıda takviyelerine olan talebinin artmasından dolayı bu ürünlerin internet vb gibi ortamlarda satış patlaması yaptığı görülüyor. Hatta öyle ki, bazı sitelerde “sahibinden az kullanılmış ilaç” şeklinde reklamlar bulunuyor.

TEİS olarak, bu tür ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılarak sadece eczanelerden satışının yapılması gerektiğini savunuyoruz. Bu ciro sorunu değil, bir halk sağlığı sorunudur. İnsan sağlığı için ivedilikle yasal düzenleme yapılarak bu ürünlerin eczane dışında satışı önlenmeli.”

AŞI OLUN !

Sırası gelip de aşı yaptırmayanlar konusuna da değinen Saydan salgın hastalıklarda en önemli silahın aşı olduğuna vurgu yaparak, “Aşılanmadaki temel amaç birey ve toplumun bağışıklığının sağlanması, salgınların önlenmesi, sakatlık ve ölümlerin azaltılmasıdır” dedi.

Saydan aşı ile ilgili açıklamasına şöyle devam etti:

“Bir yıldan fazla zamandır insanlığı esir eden salgın aşılamanın hayat kurtarıcı olduğunu bir kez daha bizlere hatırlattı. COVİD-19 aşılamalarında sırası gelmesine rağmen maalesef birçok insanın aşı yaptırmadığı istatistiksel olarak belirlendi. Aşılama dünyada ve ülkemizde bulaşıcı hastalıklara karşı en önemli koruyucu sağlık hizmetidir. Aşı yaptırmama kararı insanın sadece kendisini değil toplumu da riske atması demektir. Aşılanmanın bir hedefi kendimizi korumaksa diğer önemli hedefi de etrafımızdaki insanları koruyarak toplumun bağışıklık sistemini sağlamak ve sağlıklı toplum olmaktır. Bu yüzden toplum sağlığının korunması ve pandemi sürecini en az hasarla atlatabilmemiz için sırası gelen her vatandaşımızın aşı olması gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Aşı olmak kendimize bir kazanç olduğu gibi, topluma olan da bir borcumuzdur. ”

                                               TEİS