Ana Sayfa Tıp&Sağlık Kanser Aşısı Tümörü Yok Etmek İçin Bağışıklık Sistemini Eğitiyor

Kanser Aşısı Tümörü Yok Etmek İçin Bağışıklık Sistemini Eğitiyor

Kanser birçoğumuzun hayatının gerçeği oldu. Belki siz bir yakınınızı kansere feda etmiş olabilirsiniz. 2000’den önce kanser tedavisi için kemoterapiler geliştirilmişti. Kemoterapi hala yaygın olarak kullanılıyor ancak yeni nesil ilaçlar da geliştirildi. Şu an piyasada akıllı ilaç olarak tabir edilen immünoterapilerin klinik araştırmaları yapılıyor. Kendim de dahil olduğum bu çalışmalarda çok güzel sonuçlar alınıyor ama yeterli değil. Araştırmacılar şimdi kanser aşısı ile bağışıklık sistemini eğitmeyi planlıyorlar.

Çağlayan Taybaş / www.sinirbilim.org

Normalde bağışıklık sistemi kanserli hücreleri yok etmeyi başaramazlar. İmmünoterapiler de aslında bağışıklık sisteminin kanser hücresini kendi başına yok edebilmesini amaçlar. Ben bir PDL-1 inhibitörü üzerinde çalışmıştım. PDL-1 bir reseptör protein. Kanser hücrelerinde bulunuyor ve öldürücü T hücrelerinin kanser hücresine yaklaşmasını engelliyor. Bağışıklık sistemi bu protein yüzünden kanser hücresine nüfuz edemiyor. Dışarıdan immünoterapi ile bu protein inhibe ediliyor ve bağışıklık sisteminin tümörü yok etmesi hedefleniyor. Ancak immünoterapiler her kanser türünde çok başarılı değiller.

Kanser Aşısı T Hücrelerini Tümör Dokusuna Getiriyor

Amerika’da Mount Sinai Üniversitesi’ndeki araştırmacılar non-Hodgkin lenfomasında bir kanser aşısı geliştirdiler. Bu aşı bağışıklık sistemini uyarıcı bazı ajanlar içeriyor. İnatçı kanserleri yenmede hepimizin umudu haline geldiler. Bazı kanser vakaları var kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi işe yaramıyor. Hasta ölüme terkediliyor. Avrupa’da birçok hasta tedavi umudu bulamadığı için Türkiye’ye geliyor.

Bu kanser aşısı vücutta tümör dokusuna uygulanıyor ve dokuyu hedef bölge haline getiriyor. In situ vaccination (aşılama) adı verilen teknik ile kanser hücreleri sürekli bağışıklık sistemine sinyal gönderiyor. Bildiğiniz bir fabrika gibi bağışıklık sisteminin ilgisini çekecek maddeler üretmeye başlıyor. Kanda sürekli devriye gezen T hücreleri bu sinyalleri yakaladığında takibe başlıyor. Sinyallerin kaynağını bulduğunda taarruz başlıyor. Diyelim ki ilk birlikler kaybetti. Kanser hücreleri üretime devam ettiği için daha fazla T hücresio bölgeye intikal ediyor.

Sınırsız Hücre Bölünmesini Durdurulmalı

Araştırmacılar bu kanser aşısı ile beyaz kan hücrelerinin bütün hedef dokuları yok edebileceğini ifade ediyor. T hücrelerinin kanseri hedef alması kolay değil. Hedef alsa bile yok etmesi çok zor. Kanser vücutta çok farklı bir profil çiziyor. Petri kabında kanserli hücreleri yok edebilen moleküllerin %99’u vücutta yok edemiyor.Kanser aşısının başka ilaçlarla kombine olarak kullanılması belki başarı şansını artırabilir.

Sağlıklı bir hücre, bölünme sürecini kontrol eder. Sınırsızca büyümez ama kanser hücreleri tabiri caizse büyümek için büyür. Sınırsız bir bölünme kapasitesi vardır. Bugün kanser laboratuvarlarında kullanılan HeLa hücreleri 1940’larda yaşayan bir kanser hastasının hücreleridir. Hücreler hala bölünmeye devam ediyor. Kanser hücreleri, hücre döngüsünde kontrol noktalarını etkisiz hale getirir. Artık onları denetleyecek kimse yoktur. Halen geliştirilmekte olan çok sayıda ilaç bu kontrol noktalarını tekrar aktif hale getirmeye çalışıyor.

Kontrol noktalarını hedef alan immünoterapiler başarılı olduğunda T hücrelerinin kanserli dokuyu yok etmesi daha kolay oluyor. Ancak bu savaşın kazanılması hiç kolay değil. Kanser vücudun kendi hücrelerini siper olarak kullanıyor. İçeri giren molekülleri ABC taşıyıcı proteinleri dışarı püskürtüyor. Bir yandan da vücudun damar yolunu kendini besleyecek şekilde değiştiriyor. Tedavi edilmesi en zor kanser türlerinden biri de non-Hodgkin lenfomasıdır.

Kanser Aşısı Umut Veriyor

Bu tümör kanser aşısı için biçilmiş endikasyonlardan biridir. T hücreleri normal şartlar altında, hatta tedavi alan hastalarda bile tümör dokusunu tanımıyor. Eğer kanser aşısı kan kanserinin bu türünde FDA onayı alırsa tüm dünyada çok ses getirecek. Elde ettiğimiz ilk sonuçlar çok olumlu. Bu tedavi şu ana kadar 11 hastaya uygulandı ve tümör dokusunda önemli küçülmeler görüldü. Bu tedavi sayesinde hücreler hem anti-tümör T hücre yanıtı geliştirdiler hem de büyük oranda yok oldular.

Aşının içinde vücuda bazı uyaranlar ve dendritik hücreler veriliyor. Dendritik hücreler hücre işaretleyicilerini T hücrelerine tanıtmaktan sorumlular. Kanser hücrelerinden gelen sinyallerle beraber T hücreleri uyarılıyor ve ilgili bölgeye gidiyor. Dendritik hücreler önce dışarıdan verilen bir uyaran sayesinde tümör dokusuna gidiyorlar. Bu noktada ikinci uyaran devreye giriyor. İkinci uyaranın sayesinde kanserli hücreler “aranıyor” anlamına gelen antijenler salgılıyor. Dendritik hücreler bu sinyali alıp bağışıklık sistemindeki diğer arkadaşlarına bildiriyorlar. Ekibi toplayan hücreler toplu bir şekilde kanserli dokuya saldırıyor.

Şu anda çalışmanın erken faz aşamaları yürütülüyor. Eğer başarılı bir şekilde devam ederse ileride binlerce hasta üzerinde faz 3 ve faz 4 klinik araştırmalar yürütülebilir. Dahası, lenfomanın bu türünde başarılı olunursa diğer kanser türleri için de umutlanabiliriz. Bu kanser aşısı tek başına olmasa bile immünoterapi veya radyoterapi kombinli tedavilerde başarı şansını çok ciddi oranda artırabilir.

Hazırlayan: Çağlayan Taybaş
www.sinirbilim.org/kanser-asisi

Kaynaklar

https://www.nature.com/articles/s41591-019-0410-x

https://www.sciencealert.com/researchers-turn-tumours-into-self-destructive-vaccine-factories-of-doom