Ana Sayfa Manşet Eşdeğer ve biyofarmasötik ürünlerde global lider

Eşdeğer ve biyofarmasötik ürünlerde global lider

Teva İlaçları Ticari Girişimler Birimi Direktörü Cemal Battal

W- Teva İlaçları Ticari Girişimler Birimi Direktörü Sn. Cemal Battal Bey ile sohbet edeceğiz. Teva’yı, sizi ve içinde bulunduğunuz birimi biraz tanıyabilir miyiz?  

C.B.- Teva 120 senedir, eşdeğer ve biyofarmasötik ürünlerde global lider haline gelerek hastaların yaşamını daha iyi bir noktaya getirmeyi misyon edinmiş, 40.000 çalışanı ile her gün yaklaşık 200 milyon insana kaliteli bir yaşam sunmak üzere hizmet sağlayan Global bir firmadır. Ayrıca, güçlü orijinal ilaç ve öncü global eşdeğer ilaç portföyü ile 60 ülkede faaliyet göstermekteyiz.

Teva Türkiye tarafında ise, Onkoloji, Multipl Skleroz ve Merkezi Sinir Sistemi & Solunum olmak üzere 4 farklı terapötik alanda en iyi hizmeti sağlarken, Mart 2021 itibariyle Direktörü olarak atandığım, Ticari Girişimler Birimi bünyesinde OTC alanına güçlü bir giriş yaptık. 

Ticari Girişimler Birimi kendi içinde OTC alanı dışında farklı fonksiyonları da barındırıyor ancak bu birimin öncelikli misyonu Teva Türkiye’nin birçok ülkede de olduğu gibi sayılı OTC firmalarından birisi olması adına doğru adımları, en hızlı şekilde atmasıdır. Bu kapsamda attığımız ilk adım Sudocrem’in Teva bünyesi altında yeniden lansmanını yapmak oldu.

Bu yeni heyecan ve yolculuğumuza katılan arkadaşlarım da oldu; FMCG alanındaki tecrübesiyle iç lansmanımızdan başlayarak farkını ortaya koyan ve kendisi de yeni anne olup tam bir Sudocrem tutkunu Ürün Müdürümüz Selen Tütüncüoğlu aramıza katıldı. Şirket bünyesinde ise kültürümüzü ve değerlerimizi çok iyi bilen Modern Satış Kanalları Müdürümüz olarak atanan Ali Aküzüm ile yola koyulduk.

Kendimden biraz daha detaylı bahsetmem gerekirse; Teva’dan önce Johnson & Johnson ve Merck Sharp & Dohme gibi önde gelen ilaç şirketlerinde uzun yıllar çalıştım. 15 yılı geçen ilaç sektörü kariyerim boyunca Stratejik Planlama, Satış, Pazarlama, İş Geliştirme ve Inovasyon gibi çeşitli alanlarında yönetici pozisyonlarında görevler aldım. İlaç sektöründeki deneyimlerime ek olarak, önde gelen pazarlama araştırması şirketlerinde Müşteri İlişkileri Yöneticiliği ve ardından DAP Pazarlama Araştırmaları şirketinde Genel Müdürlük görevinde bulundum.

Yıldız Teknik Üniversitesi, İstatistik mezunu olup MBA derecemi Marmara Üniversitesinde tamamladım. Profesyonel kariyerimin yanı sıra uzun yıllar İstanbul Kültür Üniversitesi’nde “Pazarlama Araştırması” dersleri verdim ve son olarak biri kişisel gelişim, diğeri de roman kategorisinde olmak üzere yayınlanan iki kitabım bulunmaktadır.

W- Reçetesiz İlaçlar pazarına Sudocrem ile giriş yapıyorsunuz, bize biraz ürününüzden bahseder misiniz?

C.B.- Sudocrem 90 yıllık bir deneyim ve günümüze kadar değişmeyen güçlü bir formüle sahip. Hikâyemiz 1931 yılında Dublin’de Eczacı Profesör Thomas Smith`in, doğa ve bilimi harmanlayarak yarattığı, bebek pişiğini rahatlatan ve pişik öncesi koruma sağlayan krem formülü ile başlıyor. Yıllar içinde ise İngiltere’de pazar lideri oluyor ve dünyanın dört bir köşesinde kendinden başarıyla söz ettiriyor. Sudocrem halen İngiltere’nin 1 numaralı ve dünyanın en büyük 4. pişik kremi markasıdır.

Türkiye tarafına bakacak olursak; bir Teva markası olan Sudocrem’in satış ve pazarlaması yıllardır işbirliği içinde olduğumuz anlaşmalı bir distribütör tarafından yapılıyordu. Anlayacağınız ürünümüz hali hazırda ülkemizde de bulunan ve çok sevilen bir marka. 2020 yılında aldığımız kararla Teva olarak tüm satış ve pazarlama aktivitelerini kendimiz yürütmeye karar verdik. Kısaca “Sudocrem Evine Dönüyor!” diyebiliriz.

W-  Türkiye’deki Reçetesiz İlaçlar pazarını genel olarak değerlendirir misiniz?  Dünyadaki Reçetesiz İlaçlar pazarı ile Türkiye’yi kıyaslayacak olursanız neler söyleyebilirsiniz? İlaç pazarı ve Reçetesiz İlaçlar ’nin farkları neler? 

C.B.- İlk etapta şunu söyleyebilirim; son yıllarda dünya çapında tüketicilerde artan eğitim düzeyiyle beraber sağlık bilinci de arttı. Bu durum insanların beraberinde sağlıklarını korumak için hem spora, hem doğal yaşama yöneldikleri ve hem de OTC alanında bulunan ürünlerden takviye aldıkları gözlemleniyor. Ayrıca bu yönelim COVID süreci ile daha belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Buradaki potansiyel ise, ilaç şirketlerinin OTC alanındaki planlarını ilk sıralara almalarını sağlıyor.

Dünya OTC pazarı birinciliği ABD’nin göğüslediği gelişmiş bir pazar. Rekabet yoğun, yüzlerce kategori, binlerce marka var. Türkiye’yi bu pazardaki gelişmiş ülkelerden ayıran en önemli etken ise ülkemizde henüz bir OTC yasası olmaması. Bu yasanın olmaması ürünlerin tanıtım faaliyetlerini doğrudan, sektörün büyümesini de dolaylı olarak etkiliyor.

İlaç ve OTC farklarına gelirsek eğer, ilaç pazarı ve OTC iç içe gibi görünse de aralarında önemli farklar var. İlaç sektörü Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli yerli ve yabancı sağlık otoriteleri tarafından belirlenmiş regülasyonlara tabi. Bu regülasyonlar tanıtım faaliyetlerine net kurallar koyuyor ve nihai tüketiciye/hastaya direkt bir iletişim yapmanın önünü tamamen kapıyor. OTC ürünleri ise ilaç statüsünde olmaması sebebiyle ilaçların içinde bulunduğu keskin hatlarla çizilmiş yasal yönetmeliklere tabi değil. Bu durum OTC ürünleri için nihai tüketiciye yapılacak tanıtımların önünü açıyor. Ancak OTC alanında çalışmamıza rağmen, ilaç firmasında bulunmanın verdiği sorumluluk ve Sağlık Bakanlığı`nın belirli kuralları çerçevesinde çalıştığımız için, bu gibi regülasyonlar her ne kadar kısıtlayıcı görünseler de yaratıcılığı kesinlikle geliştirdiğine inanıyorum, bu da paralelde işimize heyecan katıyor diyebiliriz.

W- Sizler ekip olarak pandemi sürecini nasıl geçirdiniz?

C.B.- Pandemi süreci ile beraber Teva olarak biz de evden çalışma modeline geçtik ve şirketimizin zaten dijital dünya ile uyumu sayesinde hızlıca adapte olabildik. Bu dijital gücümüzü arkamıza alarak Kasım 2020`de Sudocrem’in “eve dönüş” planlarına hız verdik. Ekibimle birlikte Sudocrem’e yeni bir iletişim kampanyası hazırladık ve tüm görsel dünyamızı global Sudocrem dünyasıyla paralel hale getirdik. Önümüzdeki dönemde bu iletişim kampanyamızla beraber ürünümüz annelerin duygusal dünyasına biraz daha dokunacak diyebiliriz.

W-  Pandemi süreci Reçetesiz İlaçlar pazarını olumlu yönde etkiledi diyebilir miyiz sizce? Halkın Reçetesiz İlaçlar ürünlere bakışı değişti mi?

C.B.- Koronavirüs salgını tüketici gözünde “koruyucu sağlık” konusunun önemini oldukça arttırdı. Bu bağışıklığı güçlendirme isteğine hastaneye gitme korkusu da eklenince OTC ürünlerine ilgi de arttı.  Bilindiği üzere pandemi sürecinde online satın alımlar da büyük oranda arttı. OTC ürünlerinin de kolayca satın alınabilmesi ile bir yandan da evde ve internette geçirilen sürelerin artması, detaylı inceleme fırsatlarının bulunması sebebiyle kesinlikle olumlu yönde etkilendi diyebiliriz.

W-  Teva olarak Reçetesiz İlaçlar pazarına sunacağınız yeni ürünler olacak mı? Bu alanda uzun vadeli hedefleriniz neler?

C.B.- Teva global olarak da Türkiye’de de bu alanda stratejik büyümeyi çok önemsiyor.

Dünyanın farklı ülkelerinde, farklı kategorilerde güçlü OTC markalarımız var. Önümüzdeki dönemde tüm bunları değerlendirecek ve OTC alanında ses getirecek stratejik lansmanlar yapacağız.

Ancak kısa vadede odağımız Sudocrem ve her ne kadar şu an ülkemizde sadece pişik kremi olarak bulunsa da global portföyümüzde çok farklı ürünleri var, hedefimiz en hızlı şekilde Sudocrem’in bu farklı ürünlerini de getirerek markamızı Türkiye’de büyütmek.

W- Sayın Cemal Bey, değerli paylaşımlarınız  için teşekkür  eder ilaç sektöründe daha nice başarılar dileriz.