Ana Sayfa Hukuk&Etik Defin Nöbeti; ‘Görevi İhmal ve Görevi Kötüye Kullanmak’ davası!

Defin Nöbeti; ‘Görevi İhmal ve Görevi Kötüye Kullanmak’ davası!

İstanbul’da Gaziosmanpaşa ilçesindeki 31 Aile Hekimi 11 Temmuz’da vatandaşa sağlık hizmeti veremedi, iş yerlerine gidemedi. Aile Sağlığı Merkezindeki poliklinikleri yerine Mahkemede, Hakim önünde 2017 yılında tuttukları defin nöbetleri yüzünden ifade verdiler. Dava 17 Aralık 2019’a ertelendi.

31 HEKİME “HUKUKSUZ” DAVA AÇILDI!

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Genel Sekreteri Dr. Serkan Özbakış konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Aile Hekimlerinin Defin Nöbeti adı altında tuttukları bir nöbetleri bulunduğunu belirterek, “Bu nöbet hastanede tutulan bir nöbet değildir. Nöbet listesinde adı olan Aile Hekimi o akşamı evinde geçirmekte, bir vefat olmadıkça da evinden ayrılmamaktadır. Eğer nöbetçi olduğu ilçede bir vatandaşımız vefat ederse, belediyedeki ilgili kişi gerekli donanıma sahip bir araç ile hekimi evinden alıp mevtanın yanına götürmektedir. Aile Hekimi, vefat eden kişiyi muayene edip ölümde ‘bir şüphe var mı, yoksa beklenen doğal bir ölüm mü’ diye karar vererek, defin raporu adındaki raporu düzenlemektedir. Cenazeler bu defin raporu ile defnedilmektedir. Gaziosmanpaşa’da 2017 yılında çeşitli günlerde Defin Nöbetçisi olan 31 Aile Hekimi evlerinde beklemiş, kendilerine herhangi bir ölüm vakası bildirilmemiş, kanunda bildirildiği üzere belediyeden donanımlı bir araçla herhangi bir görevli, nöbetçi hekimleri almaya gelmemiş, yani hekimlere göre herhangi bir nöbet vakası yaşanmamış olmasına rağmen, haklarında nöbete gitmedikleri için ‘Görevi İhmal ve Görevi Kötüye Kullanmak’ suçlaması ile dava açılmıştır. Bu davanın 2. celsesi nedeniyle ifade vermeye giden hekimlerin çalıştıkları birimlerde bu perşembe günü hasta bakılamadı, aşılar yapılamadı” dedi.

SORUŞTURMA MAKAMI İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ OLMALI

“Kamuoyunun dikkatini çekmek istediğimiz soru ve cevaplarımız var” diyen Özbakış, şu soruları aktardı:

“Ne oldu da bu kadar hekim nöbetçi oldukları gün, nöbet yerlerinde beklemiş olmalarına rağmen bu davalarla karşı karşıya kaldılar?, Daha da önemlisi bir Aile Hekiminin nöbete gidip gitmemesi ile ilgili bir konu niye mahkemeye düşer?, Böyle bir konuyu esas soruşturması gereken yer İl Sağlık Müdürlüğü değil midir?, Verilmesi gereken bir ceza varsa da bunun idari bir ceza olması gerekmez mi?”

Özbakış ayrıca, “Aile Hekimleri kamuda Devlet memuru iken ya da özel sektörde hekimlik yaparken bu görevlerinden ayrılarak ya da ücretsiz izinli olarak bu görevlerine ara vererek Aile Hekimliğini tercih etmiş olan ve 5258 sayılı özel bir kanunla bu görevi ifa eden hekimlerdir. Yani temel olarak  ‘memur değildirler ve görevleriyle ilgili olarak bakanlık adına sözleşme yaptıkları Valiliğe karşı sorumludurlar’. 2017 yılında Gaziosmanpaşa’daki 31 Aile Hekiminin defin nöbetleri ile ilgili olarak yapılan yanlışlar silsilesi onları hakim karşısına çıkaran süreci başlatmıştır. İlçede görevli ilgili belediye ekibi, vatandaşın bildirimiyle haber aldığı vefat sonrasında aile hekiminin evine gitmesi ve onu alması gerekirken bu görevini yapmamıştır, sadece telefonla ulaşmaya çalışarak, ulaşamadıkları kişiler hakkında da nöbete gelmediği için tutanak tutmuştur. Tutanakların altına aile hekimlerinin nöbete gelip gelmediğinden habersiz olan ve sonrada nöbet için gelen kişiler imza atmıştır. Belediye görevlileri görevlerini ihmal etmekle kalmamış, sahte evrak düzenlemiş, bir de kendi hatalarını Aile Hekimlerine yıkmıştır.” diye belirtti.

Yanlışlık zincirinin burada da bitmediğine dikkat çeken Özbakış, “Normalde böyle bir tutanak hazırlandığında bu tutanak İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne, oradan da İl Sağlık Müdürlüğü’ne iletilmektedir. İl Sağlık Müdürlüğü de olayı araştırarak, gerekli işlemleri yapmaktadır. Ortada adli bir suç olduğunu düşünürse savcılığa bildirim yapmaktadır. Bu olayda işler yine ‘birilerinin elinin dokunması’ ile olağan sürecinde yürütülmemiş, tutanaklar belediye ya da İlçe Sağlık Müdürlüğü eli ile İl Sağlık Müdürlüğü’ne değil savcılığa yollanmış, savcılık da bunun üzerine kaymakamlıktan kovuşturma izni istemiştir.” dedi.

KAYMAKAMIN VERDİĞİ KARAR YANLIŞTIR

Savcılığın izin talebi sonrası, zamanın Gaziosmanpaşa Kaymakamı Oktay Çağatay’ın da bu yanlışlıklar zincirine bir yenisini eklediğini belirten Özbakış, şöyle devam etti:

“31 hekim hakkında 4483 sayılı yasa dahilinde istenen iznin vermek için en azından bir hekim görevlendirmesi gerekirken İlçe Tarım Müdürü ve İlçe Mal müdürünü muhakkik olarak görevlendirmiştir. Bilindiği üzere bir memurun görevinden dolayı yargılanması için izin vermeye yetkili amir olan Kaymakamın ilgili olayı inceletmek üzere görevlendireceği kişilerin, incelemesi yapılacak kişilerle aynı statüde veya üstünde olması gerekmektedir. Aile Hekimliği’nin kamusal statüsüne, defin nöbetleri ile ilgili mevzuata ve mesleki kurallara uzak bir görev yapan İlçe Mal Müdürü ve İlçe Tarım Müdürü’nün inceleme raporunun ne kadar sağlıklı olabileceği tartışmaları arasında, Gaziosmanpaşa Kaymakamı savcılığa soruşturma için gereken izni vermiş ve idari olarak hiç bir suçlama ile karşılaşmamış 31 hekim hakkında görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmak suçundan ceza davası açılmıştır. İşte o 31 Hekim, 11 Temmuz günü hastalarının yanında olması gerekirken Adliye’de hakim karşısına çıkmışlar, memur olmadıkları halde hekimler memurmuş gibi yargılanıp, tebliğ mevzuatına göre kendilerine her hangi bir görev verilmediği halde görevi ihmalle suçlanmışlardır.”

31 HEKİM İŞE GİDEMEDİ, HASTALAR KAPIDAN DÖNDÜ!

Defin nöbetlerindeki bu karışıklığın o günlerde bir şekilde çözüldüğünü, kimsenin zarar görmediğini ve kamu zararı oluşmadığını belirten Özbakış, “Bu hekimlerle ilgili hiç bir idari cezai işlem yapılmamıştır. Buna rağmen açılmış olan bu dava yüzünden birçok vatandaş aile sağlığı merkezlerinin kapısından geri dönmüş asıl ihmal ve kamu zararı mahkeme günü yaşanmıştır. Haklarında dava açılan hekimlerin bir kısmının mesai saatlerinde zaten nöbetçi olamadığı halde göreve gitmediğine dair tutanaklandığı, bir kısmının tutanağında hangi gün nöbete gitmediğinin belli olmadığı, tutanakların ilgisiz kişilerce imzalandığı, bir kısmının nöbetçi olmadığı gün hakkında tutanak tutulduğu, dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Tüm bu hekimlerin hakkındaki bu farklı ve asılsız işlemlerin tek dosyada toplanıp, tek davada yargılanması da yanlışlar zincirinin son halkası olarak önümüze çıkmış durumdadır. İstanbul Aile Hekimliği Derneği olarak bu açıklanması imkansız sürecin karşısında, aile hekimlerimizin yanında olduğumuzu ve davada gereken hukuki desteği sonuna kadar vereceğimizi kamuoyuna saygı ile bildiririz.” diye konuştu.