Ana Sayfa Tıp&Sağlık Çözülmesi gereken paradoks D vitamini takviyesi!!!

Çözülmesi gereken paradoks D vitamini takviyesi!!!

WinAlly : Tetkiklerde genelde D vitamini eksikliği çıkıyor! ve çokça D vitamini öneriliyor!!!
Ülkemiz akdeniz iklim kuşağında yeterli güneş ve taze sebze meyve tüketiliyor buna rağmen tablo farklı tam bir paradoks!!!!
Ya tetkikler hatalı
Ya Türkler için D vit standart değerleri farklı
Ya D vitamini gerekliliği için ortaya atılan iddialar hatalı
Ya da……..

Effects of vitamin D supplementation on musculoskeletal health: a systematic review, meta-analysis, and trial sequential analysis

https://www.thelancet.com/journals/landia/article/PIIS2213-8587(18)30265-1/fulltext

makaleyi incelediğinizde sonuç olarak:

-Bulgularımız vitamin D takviyesinin kırıkları (düşmeleri) önlenmediğini ya da kemik mineral yoğunluğu üzerinde klinik olarak anlamlı etkilerinin olduğunu göstermektedir.

-D vitamininin yüksek ve düşük dozlarının etkileri arasında fark yoktu.

-Kas-iskelet sağlığını korumak veya iyileştirmek için D vitamini takviyeleri kullanmak için çok az gerekçe vardır.

-Bu sonuç klinik kılavuzlara yansıtılmalıdır.

ve bu konuda 2 güncel çıkmış Türkçe yazı BBC & Popular Science aşağıdadır :

D vitamininin yorgunluğa, depresyona, hatta kansere bile iyi geldiği söyleniyor. Ancak bazı uzmanlar vitamin seviyesi normal kişilerin takviye almasını doğru bulmuyor.

Kuzey yarıkürede günler kısalıp güneş ışığı azalırken D vitamini eksikliği konusundaki kaygılar artıyor. Çoğu insan bunu gidermek için D vitamini takviyesine başvuruyor.

D2 ve D3 vitaminleri reçetesiz alınabiliyor. Bunların bağışıklık sistemini güçlendirdiği, yorgunluğa, kas zayıflığına, kemik ağrısına ve depresyona iyi geldiği söyleniyor. Ayrıca kanserden ve yaşlanma kaynaklı sorunlardan korunmayı sağladığı ifade ediliyor.

İngiltere’de vitamin takviyesi alanların üçte biri bunlar arasında D vitaminini de sayıyor.

Ancak tüm yetişkinlerin D vitamini takviyesi almasıyla ilgili öneriler tartışmalı.

D vitamininin vücuttaki kalsiyum ve fosfatı dengeleyerek kemik sağlığı üzerindeki etkisi tartışmasız. Bu nedenle D vitamini eksik olanların bu sorunu gidermesi tavsiye ediliyor. İngiltere’de nüfusun beşte birinde D vitaminini eksiği olduğu sanılıyor.

Ancak bazı uzmanlar vitamin seviyesi normal olanların ekstra D vitamini takviyesi almasının hastalıkları önleyici bir rolü olmadığını söylüyor. Peki doğrusu nedir?

Takviye miktarı

Peki D vitamini eksikliği varsa ne kadar takviye almak gerekir? Günde 25 nanomol D vitamini takviyesi eczaneden reçetesiz alınıp kullanılabilir.

Bunun üzerindeki dozlar ender durumlarda bulantı ve kusma gibi yan etkilere neden olabilir. Henüz kesin sonuca varılmış olmasa da aşırı D vitamininin kalp ve damar hastalıklarına yol açabileceği yönünde iddialar da var.

Tersine, daha yüksek dozda D vitamini takviyesine ihtiyaç olduğunu savunan uzmanlar da var. Örneğin İngiltere’de D vitamini eksikliği çekenlerin sayısı fazla olduğundan, risk grubundakilere vitamin takviyesi yapılması gerektiğine inanılıyor.

Böylesi zıt veriler yüzünden, vitamin takviyesinin yararları konusunda uzmanlar arasında bile bu kadar çelişkili görüşlerin olması şaşırtıcı değil. Hatta bazıları D vitamini takviyesini savunanların milyar dolarlık vitamin sektörü ile bağları olabileceğini bile ileri sürüyor.

Bu bakımdan, Harvard Tıp Fakültesi’ne bağlı bir kadın hastanesinde 25 bin kişi ile yapılan araştırmanın sonuçları merakla bekleniyor. Burada D vitamini ve omega 3 takviyesinin kanser, inme ve kalp hastalıkları üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığına bakılıyor.

Bu yıl sonunda yayınlanması beklenen sonuçların bu tartışmayı sonuçlandırması bekleniyor. O zamana kadar ise kışın D vitamini takviyesi almak isteyenler açısından en kötü sonuç biraz para kaybı olacaktır.

bbc.com Türkçe

 

09 ocak 2018 günü Journal of the American Medical Association bülteninde yayınlanan bir çalışmada, 50 yaşın üzerinde toplamda 50.000’den fazla yetişkini kapsayan, rastgellenmiş 33 çalışma analiz edilerek bu konuya yeniden bakıldı.

Ozan ZALOĞLU

Bu önceki araştırma tezlerinin her birinde kalsiyum, D vitamini veya her ikisi, bir plasebo ile karşılaştırılmıştı veya karşılaştırılan hiçbir tedavi bulunmuyordu.

Çin’deki Tianjin Hastanesi’nden Jia-Guo Zhao tarafından yürütülen analizde, genel toplumun içinde yaşayan yaşlı yetişkinlere odaklanıldı ve bakım evlerinde, hastanelerde ve diğer tesislerde yaşayan insanlar dahil edilmedi.

Varılan karar netti: D vitamini ve kalsiyum takviyeleri, bu yetişkinlerde meydana gelen kemik kırılmalarını veya kalça çatlaklarını önlemeyi garanti etmiyor gibi görünüyor. Bu gibi takviyeler, dozdan, hastanın cinsiyetinden, kırık geçmişinden veya beslenmede bulunan kalsiyum miktarından bağımsız olarak hiçbir belirgin fayda sunmuyor.

Etkili bir devlet danışma kurumu olan ABD Önleyici Hizmetler Görev Gücü, 2013 yılında kemik erimesi veya D vitamini eksikliği bulunmayan yaşlı yetişkinlerde besin takviyelerinin faydasını destekleyen bulguların “yeterli olmadığını” söyleyen öneriler yayınlamıştı. O tarihten beri bu besin takviyeleri hakkında soru kafalarda işareti oluştu.

New York Üniversitesi’nde gıda bilimleri ve beslenme fahri profesörü olan Marion Nestle, o zamanlar yazdığı bir yazıda UPSTF’nin açıklamalarına dikkat edilmesi gerektiğini belirtip, klinik tedavi uzmanlarının “sağlıklı bireyler için kalsiyum ve D vitamini takviyeleri önermeden önce dikkatli olması gerektiğini” söylemişti.

Kendisi bu hafta, kemik sağlığının beslenme ve hareket bakımından pek çok farklı yönü kapsadığını söyledi.

“Kemikleri hayat boyu korumak için, sağlıklı beslenmek, vücut ağırlığını içeren faaliyetler gerçekleştirmek, aşırı alkolden kaçınmak ve sigara içmemek gerekiyor; bunlar herkes için iyi tavsiyeler” diyor Nestle.

D vitamini bir vitamin değil, güneş ışığına tepki olarak üretilen bir hormondur ve vücutta kemiklerle, kanserle, kalp hastalıklarıyla, diyabetle, bağışıklık işleviyle ve üreme sağlığıyla ilgili pek çok farklı rolünün bulunduğu görünmektedir.

Besin takviyelerinin üreticilerini ve perakendecilerini temsil eden Doğal Ürünler Birliği’nin başkanı Daniel Fabricant, çalışmanın “çok yüzeysel” hükümler verdiğini söylüyor.

Kendisi, bu çalışmada evde yaşayabilen insanlara bakılarak, nüfusun en sağlıklı kısmına odaklanıldığını belirtiyor.

“Eksik olan bir çok şey var. Önceden kırıkları olan veya ailesinde kemik erimesi olan insanların D vitaminine hâlâ ihtiyaçları olabilir.”

Kalsiyum ve D vitamininin kemikleri korumak için önemli olduğu uzun süredir biliniyordu ve günlük önerilen dozları edinmenin en iyi yolu da doğal yollar.

Kalsiyum için, süt, peynir, yoğurt gibi süt ürünlerinin veya kalsiyum bakımından zengin olan yeşil yapraklı sebzelerin yenilmesi gerekiyor. D vitamini için ise biraz güneşe maruz kalınması gerekiyor. Sadece az miktarda besin D vitamini içeriyor ve bunlardan biri de somon gibi yağlı balıklar.

Sorun şu ki, bazı ülkelerde pek çok insan yeterli miktarda kalsiyum veya D vitamini almıyor; bu yüzden besin takviyeleri hakkında yapılan tartışma bu kadar önemli hale geldi.

2010 yılında ABD Ulusal Tıp Akademisi, çoğu insan için günlük D vitamini alımını üç kat artırarak günde 600 IU’ye çıkaran ve kalsiyum alımını 1.000 miligrama çıkaran öneriler yayınlandı.

Söz konusu bildiride takviyelerden açık şekilde bahsedilen küçük bir bölüm olsa da, takviye kullanımının varsayıldığı görülüyor ve D vitamini ile kalsiyum alımı için üst sınırları belirlemenin ve bu sınırları takip etmenin önemi hakkında birçok tartışma yer alıyordu.

Grup, aşırı tüketimden dolayı böbrek ve doku hasarı ihtimaline karşı uyarıda bulunarak şöyle diyordu: “Kuzey Amerikalılar giderek daha fazla besin takviyesi kullanıp, D vitamini ve kalsiyum destekli daha fazla besin tükettikçe, insanların bu besinlerden yüksek miktarlarda tüketmesi daha muhtemel hale geliyor.”

Fabricant ayrıca, yeni çalışmada ilgili doz miktarları bakımından sınırlı bilginin yer aldığını söylüyor.”Belki ortalama doz, doz yanıt eğrisinin alt ucunda yer alıyordu” diyor.

“Bu güzel bir matematik egzersizi olsa da, asıl meseleye varmıyor. Asıl mesele, takviyeye ihtiyaç duyan insanlar için hangi seviyelerin en uygun olduğu.”

Yeni çalışmada, O vitamini takviyelerinin diğer şartlardaki faydalarına veya tehlikelerine bakılmamış, ancak önceki çalışmalarda, bunların diyabet ile belirli kanserlerin tehlikesini azaltabildiği öne sürülmüştü.

Fakat Nisan 2017’de Jama Cardiology bülteninde yayınlanan bir çalışmada, aylık D vitamini tedariği dozlarının kalp damar hastalıkları konusunda fazla yardımcı olmadığının görüldüğü yazılmıştı.

Çalışmada yer alan bir diğer sınırlama ise, analize dahil edilen deneylerden bazılarında, kandaki referans D vitamini yoğunluğu çizgisinin tüm katılımcılarda test edilmemiş olmasıydı.