Ana Sayfa Manşet Aile Şirketleri Yönetiminde Bitmeyen Sorunlar…

Aile Şirketleri Yönetiminde Bitmeyen Sorunlar…

Ali Rıza Değer

Merhaba Sevgili Dostlarım,

Eğer bir aile şirketi ortağı veya yöneticisi iseniz, yazı başlığının size pek tanıdık geldiğini zannediyorum! Sn. Dr. İlhami Fındıkçı’nın, İTO Gazetesindeki yazısı için de, çok teşekkürler!

Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru, uzun zamandan beri tanıdığım, Enerji + Akaryakıt + İnşaat ve Sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren, ancak son dönemlerde bazı sıkıntılar yaşayan bir aile şirketimizden, özel bir davet aldım.

Davetin konusu; 1980’lerin başında 4 kardeş tarafından kurulan bu aile şirketimizin, yeniden yapılanması ve de gelecek kuşaklarla ilgili aile birliğinin korunması adına, özel bir “Aile” veya içindeki aileye mensup olmayan ortaklar nedeniyle “Ortaklık Anayasası” nın hazırlanması idi.

Uzun zamandır, kendi aralarındaki problemlere ilaveten,  çocukları arasındaki sorunlarla da uğraştıklarından ve de iş kopma noktasına gelince, 10 yıl kadar önce temsilcisi oldukları bazı uluslararası şirketlerin de desteğiyle standart bir Aile Anayasası hazırlatmalarına rağmen, 50 yıllık çalışma hayatımdaki aile şirketleriyle ilgili detaylı deneyimlerimi de, çok yakından takip ettiklerinden, akıllarına gelen ilk isim olmuştum. Hoşuma gitmedi dersem, yalan olur! J

Aslında ciddi bir sıkıntıları yoktu. Ekonomik olarak bazı krizlerden etkilenmelerine rağmen, sektördeki tecrübeleri ve bilgi birikimleri ile gelişmeye devam ediyorlardı. Sorunlar genellikle 2. Kuşağın ve Eş’lerin devreye girmesiyle, baş göstermeye başlamıştı.

İşi ilk kuran ve kardeşlerini himaye ederek bugünlere gelen büyük ağabey işin başındaydı. Ancak, kendisiyle aynı hisseye sahip diğer 2 kardeşin, tam olarak kendisini desteklemedikleri ve yeterince işe adapte olamadıkları konusunda, endişeleri vardı. İş zaten 40 yıldır bir şekilde yürüyordu. Onun istediği; diğer kardeşlerinin, çocuklarıyla birlikte yeni projeler üretmesi ve aile şirketlerine, yeni ufuklar açmasıydı!

4. Kardeş ise, ağabeylerine saygı duyan ve pek suya sabuna dokunmayan pozisyonundaydı!..

Yaptıkları işler kapsamında, 50 ile 100 kişi arasında değişken bir çalışan sayısına sahip, bu aile şirketi ile ilgili geleceğe yönelik olarak yaptığımız ilk toplantıda, çalışma şartlarımızda anlaştık.

4 Kardeşin ve 25 ila 35 Yaş Aralığındaki 2. Kuşak toplam 9 genç kardeşimizin, kişilik yapılarını ve aile şirketleri ile ilgili düşüncelerini daha yakından tanıyabilmek için, 50 soruluk bireysel ve özel anket çalışmalarına başladık.

Aile şirketine, aile birliğine ve ailenin geleceği ile ilgili sorulara dayalı anket çalışmalarında aldığımız neticelerde 13/10 oranında olağanüstü bir uyum vardı ve bu durum beni çok mutlu etmişti. Ancak bu uyumu pek birbirlerine göstermiyorlar ve iş konuları ile ilgili sürekli artan tartışma ortamlarında, aile anayasası ile ilgili, özel kişisel taleplerde bulunuyorlardı.

Bu taleplerin bazıları ise; özellikle kardeşlerin 2. Kuşak çocukları tarafından ortaya konan yeni projelerin tartışılması ve de desteklenmesi (Tümü üniversite mezunu ve yurtdışı deneyimlere sahip olan çocuklar, kuşak farkı nedeniyle pek desteklenmedikleri düşüncesinde), projelerin gelirlerine göre alınacak prim, kardeşlerin emekli olma ve dinlenme arzuları (Kardeşler bunu belirtiyor, ama kontrolün kendilerinde olmasını istiyorlar), aile şirketlerinin profesyonellerle yönetimi, kullanılan arabaların modelleri, oturdukları yazlık kışlık evlerin tipleri ve konumları, yıllık yapacakları tatil süreleri ve tekne edinimleri, tatil sürelerinde istedikleri sabit gelirler… Şeklindeydi!

Kendilerine nazar değmesin, ama “biraz insaf” dediğinizi duyar gibiyim! J

Yakından tanıdığım ve hatırladığım kadarıyla, profesyonel yöneticilerle daha önce çalışmayı denediler, ancak o profesyonellerle ailenin çocukları pek anlaşamadılar ve o konuyu şimdilik askıya aldılar.

Ayrıca, yukarıda bahsettiğim ve genellikle en büyük Ağabeyin özel istekleri doğrultusunda belirtilen ve “biraz insaf” dedirten taleplerin; aile anayasasının genel ilkelerine ters olduğunu ve anayasanın devamlılığında özellikle 2. Kuşaklar arasında problem yaratacağını (Babanın haklarının, çocukları tarafından kendilerine miras gibi nitelendirilmesi) belirtmeme rağmen,
yapılan ısrar karşısında, konuyu 2. Kuşak çocuklarla birlikte yapılacak toplantıya erteledik!

Bu noktada tıkanmıştık. Aile ve Şirket ilişkileri ile ilgili yaşananları ve gelişmeleri bir kez daha tekrar gözden geçirmek gerekiyor diye düşündüm!..

Kardeşler arasında; yönetim + proje + satış gibi iş bölümlerinin olmasına rağmen, piyasadaki olumsuz koşullar nedeniyle, sorumluluk almakta çekinceleri, söz konusu idi. Hiçbiri önünü tam olarak göremiyor ve bazı hallerde eş ve çocukların etkisiyle, karşı karşıya kalıyorlardı.

Bunun bir nebze olsun önüne geçebilmek için, ailenin ve şirketlerin, amaçları ve hedefleri doğrultusunda, SWOT + TOWS + PEST Analizleri ve 3 Daire Modelli Aile Ağacına göre, yepyeni bir organizasyon şeması ve de görev tanımlarının güncellenmesi aşamasına geçtik.

Sonuçta artık, kardeşler arasında “Yönetim Kurulu” olarak çalışma düzeni kurulmuştu. Ancak yukarıda bahsettiğim bazı aile içi önemli konularda, fikir ayrılıkları devam ediyordu.

Bunun nedenlerinin başında da; Yönetim Kurulu Üyesi kardeşlerin, alınan bazı ortak kararları kendilerine göre yontmaları ve de beklentilerindeki değişikliklerle, evlerdeki tatsızlıkların iş’e yansıması ve “atsan atılmaz – satsan satılmaz” bunca yıllık aile ve de iş ilişkileri çerçevesinde olmaması gereken, güç odaklı çıkar çatışmaları idi!..

Aslında, 40 yılı aşkın bir süredir, aile olarak şirketi bugünkü hale getirmek için, çeşitli sıkıntılar içinde çok çaba sarf etmiş ve büyük zorlukları aşmışlardı. Dolayısıyla, 2. Kuşak Aile Üyelerinin de, aile ve şirket bağlarına kendileri gibi sadık kalarak bunu anlamaları ve kendilerini koşulsuz takdir etmelerini bekliyorlardı.

Ancak aile şirketleri bir yana, şirketlerin söz konusu olmadığı tüm aile ilişkilerinde olduğu gibi genç kuşakların, kendinden önceki kuşakları onların istediği gibi anlamaları ve takdir etmeleri pek mümkün değildi. (Gençlerin çok kullandığı bir tanımlamayla… Ok! Boomer!.. J)

Netice de, en büyük Ağabeyin; kardeşlerim ve çocuklarımız, beni her zaman sayar ve de sever, onların iyiliğini düşündüğümü bilirler, bugünlere hep beraber geldik, anca beraber kanca beraber, Vs + Vs. demesine rağmen, çevre faktörlerin de yoğun etkisiyle J / makam arabası, oturulacak villa, alınmak istenen tekne, yapılacak tatiller ve o tatil süresince ekstra masrafların da karşılanması gibi konularda maalesef mutabakat noktasına gelinemediğinden, anayasa taslağı, hala rafta beklemeye devam ediyordu!..

Tabi bunun genel olarak en büyük sebebi de “akıllardaki soru işaretleri ile ilgili her türlü iç ve dış sorunlara çözüm öneren, anayasa taslağını; özellikle okumayı pek sevmeyen bir toplum olmamızdan dolayı, tam olarak okumadıklarının”, aynaya yansıması idi!

Yani “Aile veya Ortaklık Anayasası” var mı? Var! Ama her madde “Önce Benim Çıkarlarımı Korusun” düşüncesi! Maalesef böyle!.. (Önce Can, Sonra Canan!)

Ailenin, Birinci Kuşağının; ortak çıkarlar adına – kararlaştırılan kurallara uymak gibi pek bir alışkanlıkları olmadığından, kendileri için özel olarak hazırlanan aile anayasası taslağını, kendi aralarında tatsızlık olmasın diye, özümseyerek tartıştıklarını da pek tahmin etmiyorum. J

Aileyi ve şirketi yakından tanıdığım için, bu konu bana hiç tuhaf gelmiyordu! Kendilerine de bunu ilk toplantıda belirttiğimden dolayı, önce konuya ve de aile birliğine inanmaları ve genç kuşaklara güvenmeleri gerektiğinden, kendilerinin de “oluru” ile 1. Kuşağı devre dışı bırakıp, konuyu 2. Kuşak ile neticelendirme yoluna gittik ve de çok güzel aşamalar kaydettik!

Genç kardeşlerimizin özverili katkıları ile aile ve şirket anayasa taslağının bölüm maddelerini;

*) Dünden Bugüne Tarihçe…
*) Genel Amaçlar ve Hedefler…
*) Aileye Özgü Şirket İlişkileri…
*) Profesyonel Çalışma İlkeleri…
*) Projeler ve Kurumsal Yönetim…
*) Profesyonel Kadro + İdari Yapılanma…
*) Hisse Oranları ve Mülkiyet Hakları…
*) 1. + 2. + 3. Kuşak Aileye Özel Konular…
*) Aile Konseyi ve Uyuşmazlıkların Çözümü…
*) Anayasanın Yürürlüğe Girmesi ve Güncellenmesi…

Şeklinde belirledik!..

Daha sonrada Yönetim Kurulunun onayına sunduk!

Gerekli onay ve imzaların atılması sonucunda, yolumuza hep birlikte devam kararı aldık!..

Daha mutlu bir gelecek için, aile şirketiniz içinde, her zaman güzellikleri yaşamanız dileğiyle…

Sevgi ve saygılarımla

ALİ RIZA DEĞER