Ana Sayfa Tıp&Sağlık 25 Eylül Dünya Akciğer Günü

25 Eylül Dünya Akciğer Günü

Uluslararası Solunum Birliği Forum’u (FIRS), Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesinde akciğer hastalıklarına, özellikle de gözden kaçan ve önemsenmeyen akciğer hastalığı yüküne daha çok dikkat çekilmesi gerektiğine inanmaktadır.
Hepimizin sağlıklı akciğerlere ihtiyacı olduğundan, DÜNYA AKCİĞER GÜNÜ, kanun yapıcılar, sağlık hizmeti paydaşları, sivil toplum ve aslında herkes için küresel bir eylem çağrısını temsil etmektedir.

Bu hastalıklardan beşi; KOAH, astım, akut alt solunum yolu enfeksiyonları, tüberküloz ve akciğer kanseri, tüm dünyadda en sık ciddi hastalık ve ölüm nedenleri arasındadır:
-Tüberküloz 10.4 milyon vaka ve yılda 1.4 milyon ölüme neden olan en fatal enfeksiyon hastalığıdır.
-Pnömoni on yıllardır ölüm nedenleri arasında üst sıralardadır. Çocuklarda 5 yaş altında başlıca ölüm nedenidir. DSÖ tarafından hazırlanan raporda Avrupa’da Toplumda Gelişen Pnömoni (TGP) nedenli yıllık ölüm 230.000 (tüm ölümlerin %2,3’ü) olarak bildirilmiştir. Pnömoni yükünü azaltmak için tütün kullanımı gibi önlenebilir risk faktörleri ile mücadele, kronik hastalıklar gibi kaçınılmaz risk faktörleri varlığında da pnömoni semptomları açısından tetikte olmak, toplumda farkındalığı artırmak için aşı
kampanyaları önem arz eder. Enfeksiyon hastalıkları ve özellikle pnömoni eğitimlerinin etkin yapılmasının sağlanması da oldukça önemlidir.

Korona virüs (COVID-19)
Korona virüsler, insanlarda soğuk algınlığı gibi toplumda yaygın görülen, kendi kendini sınırlayan hafif enfeksiyon tablolarından, Orta Doğu Solunum Sendromu (Middle East Respiratory Syndrome, MERS) ve Ağır Akut Solunum Sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) gibi daha ciddi solunum yolu viral enfeksiyon tablolarına neden olabilmektedir.
Korona virüsler içerisinde en yeni keşfedilen Korona virüs türü (SARS-CoV-2) ise COVID-19 hastalığına sebep olmaktadır. Bu yeni virüs ve yeni hastalık ilk kez Aralık 2019’da Wuhan Çin’de tanımlanmıştır. Günümüzde ise COVID-19 tüm Dünya’yı etkisi altına alan bir pandemiye sebep olmuştur.

COVID-19 bir solunum yolu enfeksiyonu mudur?
Evet, COVID-19 bir solunum yolu enfeksiyonudur. Ancak virüs tüm vücudu etkileyebilmektedir. Nefes darlığı ve oksijen düzeyinde düşüş gibi solunumsal yakınmalar hastane yatışına ve yoğun bakım ihtiyacına sebep olmaktadır.

COVID-19 ile ilişkilendirilen tipik yakınmalar nelerdir?
COVID-19 ile ilişkili en sık izlenen yakınmalar ateş, kuru öksürük, nefes darlığı ve halsizliktir.
Yaygın vücut ağrısı, burun tıkanıklığı, baş ağrısı, konjonktivit, boğaz ağrısı, ishal, tat ve koku algısı kaybı, parmaklarda renk değişimi gibi diğer yakınmalar daha az sıklıkla izlenmektedir.
Hastaların yakınmaları genellikle hafiftir ve yavaş yavaş artış gösterir.
Bazı hastalar enfekte olmalarına rağmen çok hafif semptomlar gösterebilmektedir.
Hastaların çoğunluğu (%80) hastane yatışı gerekmeden COVID-19 geçirmektedir. COVID-19 geçiren 5 hastadan 1’inde ciddi hastalık ve nefes darlığı izlenmektedir. İyileşen hastaların %15’inde yakınmaların sebat edebildiği gösterilmiştir5.

Çocuklar ağır COVID-19 hastalığı açısından düşük risk taşımaktadır. Çoğu çocuk hastalığı yakınması olmadan veya hafif yakınmalarla atlatmaktadır. Çocuk hastaların küçük bir kısmında inflamatuvar bir süreç gelişmiştir.

Korunma
Solunum yolu enfeksiyonlarından nasıl korunabiliriz?
Pek çok solunum yolu enfeksiyonunda aşılama ile korunabilmekteyiz. Grip (influenza),
kızamık, tüberküloz, boğmaca ve pnömokok pnömonisi için geliştirilen aşılar yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bazı enfeksiyonlar (soğuk algınlığı, COVID-19) enfekte yüzeylere temas sonrasında burun ve ağıza dokunulması ile yayılmaktadır. El hijyeni korunmada çok önemlidir.
Bazı enfeksiyonlar ise havada var olan mikropların solunması veya öksüren hastalar ile temas sonrasında (tüberküloz, COVID-19) hava yolu ile bulaşmaktadır. Maske kullanımı korunma için oldukça önemlidir.
Bazı tropikal enfeksiyonlar ise yutma veya ciltten geçiş ile bulaşarak akciğerlere ulaşmaktadır (parazitler). Yemek öncesi ellerin yıkanması ve gıda hijyeni korunmada önemlidir. Nehirlerde, tatlı su göllerinde yüzülmemesi, klorlanmış havuz veya denizde yüzülmesi korunma için önerilmektedir.
Sağlıklı beslenme ve sağlığın korunması da enfeksiyonların önlenmesinde önemlidir. Bebeklerin anne sütü ile beslenmesi ve çocuklarda dengeli beslenmenin sağlanması enfeksiyonların önlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Tedavi
 Pnömoni: Pnömoni antibiyotikler ile tedavi edilebilir. Ağır hastalarda oksijen desteği gerekebilmektedir.

 Tüberküloz: Erken tanı ve 6 ay süreli uygun tedavi ile tüberküloz tedavisi mümkündür. Ancak ilaç kullanımına uyulmaması ilaca dirençli tüberküloz mikrobunun gelişmesine sebep olabilmektedir. Dirençli tüberkülozun tedavisi güç olmakla birlikte diğer bireyler için de risk yaratmaktadır. Bu sebeple tüberküloz tedavisinin doğrudan gözetim altında uygulanması önerilmektedir.

 COVID-19: COVID-19 için spesifik bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Uygulanan tedavilerin amacı hasta iyileşene kadar semptomların rahatlatılması yönündedir. Tüm Dünya’da aşı ve ilaç çalışmaları sürmektedir.

Dünya Akciğer Günü 2020, solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle COVID-19 ve tüberkülozun önlenmesi, tanı ve tedavisi konularında çalışmalara ihtiyacı vurgulamaktadır.

 Sağlık güvenliği ve gelecek COVID-19 salgınlarının önlenmesi
 Kimin bağışık olduğunu ve kimde hastalık geliştireceğini öngören testlerin geliştirilmesi
 Enfekte olduğunda kötüleşme riski olan hastaların tanınmasını sağlayacak tanısal testlerin geliştirilmesi
 Aşı ve tedaviler için kaliteli randomize kontrollü çalışmalar
 Etkin ve herkes tarafından ulaşılabilir aşı ve tedaviler
 İnfluenza (grip) ve Pnömokok (pnömoni) aşıları ve geliştirilen COVID-19 aşıların yararı ve güvenilirliği konusunda eğitimler