Ana Sayfa Manşet “14 Nisan bizler için en değerli gün”

“14 Nisan bizler için en değerli gün”

W- MÜDAD (Mümessil Dayanışma Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Gökhan Çelik ile “14 Nisan Tıbbi Mümessil Günü” vesilesi ile söyleşi yaptık.

G.Ç.- Öncelikle sizin aracılığınız ile Tüm Meslektaşlarımın 14 Nisan Tıbbi Mümessiller Gününü kutlamak isterim size de çok teşekkür ederim.

W-Sayın Başkan sizi ve ilaç sektörünün stratejik paydaşı MUDAD! Tanıyabilir miyiz? Üyeleriniz sadece reçeteli ilaç grubuna mı aittir?

G.Ç.- 1983 Konya Ereğli Doğumluyum. 2009’da sektöre başladım. 2015 den itibaren çok uluslu bir firmada çalışmaktayım. MÜDAD ile 2018 yılında Konya İl Temsilcisi olarak görev alarak yolum kesişti. 4. Dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptım. 27 Mart 2021 de Olağan Genel Kurulda 5. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildim. MÜDAD 2012 yılında bir sosyal medyada ilk adı Mümessil Dayanışma Platformu olarak başlayıp ardından 18 Mart 2014 de resmi olarak Mümessil Dayanışma Derneği olarak kurulmuştur. Üyelerimiz İlaç ve sağlık şirketlerinde çalışan veya çalışmış, dermokozmetik, vitamin-mineral ve gıda takviyesi ürünlerinin tanıtımını yapan meslektaşlarımızdan oluşmaktadır. Beşeri tıbbi ürünlerin yani ilaçların tanıtımında rol alan meslektaşlarımızın oluşturduğu bir topluluğuz.

W-MÜDAD yapılanması ve üye yapınız, yaptıklarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?

G.Ç.- MÜDAD 9 Yönetim Kurulu ve 9 yedek üyemiz, 3 Denetim Kurulu ve 3 Denetim Kurulu yedek üyemiz, 3 Disiplin kurulu ve 3 Disiplin Kurulu Yedek üyemizden oluşmaktadır. Ayrıca 3 saha başkanı 38 İl temsilcisi ve İl Temsilcilerinin yönetiminde bulunan toplam 300 gönüllü ordusu olan bir yapılanmamız vardır. 2210 üye ile teslim aldığımız MÜDAD şimdi 3531 yakın gelecekte 4000 hedefimiz ise 10.000 Öncelikle Mart 2021 de devir aldığımızda tüm platformlarımızı dijitale aktarmak için gerekli görüşmeler ve anlaşmalar yaptık. Tabi bunlar çok kolay ve hızlı olmadı tamamen anolog bir düzenden çok hızlı olan dijitale geçmek biraz zaman aldı. Artık MÜDAD’a üye olmak çok kolay yaklaşık 2-3 dk lık bir form doldurarak üyeliğinizin ilk adımını atmış oluyorsunuz. Yine dijitale geçtikten sonra üyelerimiz ile daha sık iletişim sağladığımız e-mail ve sms i çok sık kullanıyoruz. Ayrıca zaman içerisinde anketler ile meslektaşlarımızın düşüncelerini ve taleplerini dinliyor yönetim kurulu olarak bu konular üzerinde istişare ediyoruz. 5. Dönem içinde çoğu illerimizde demokratik bir sistem ve dijitali kullanarak il temsilcilerimizi o ilin üyelerinin seçimi ile yaptık. 4. Dönem den başlayan aşı olma başvurumuzun takibi ve ısrarı ile Nisan 2021 de tüm meslektaşlarımızın aşı olmasına vesile olduk. Bu bizim için çok mutluluk verici bir gelişme oldu. Bu konuda desteği olan herkese teşekkür ederim.

W-MÜDAD olarak üyelerinize ne gibi hizmetler sunmaktasınız?
Hukuki destek alanda öne çıkan konular nelerdir?

G.Ç.- MÜDAD artık dijitalle birlikte üyelerimize bir çok destek sağlamaktadır. Özellikle işsiz kalan meslektaşlarımıza en hızlı bir şekilde ulaşarak onlara cv hazırlama, mülakat teknikleri ve tecrübesi kazandırma ile başlayan süreç meslektaşımız bir işe yerleşene kadar takipte kalmaktayız.

Hukuki anlamda ise yine yönetim kurulu başkan yardımcımız eski meslektaşımız Av. Serdar Kirtiloğlu talep eden üyelerimize ve meslektaşımıza destek vermektedir.

W- MÜDAD ve ÜTT (Ürün Tanıtım Temsilcisi) olarak hem ilaç sanayi hem de kamu da tanınma ve temsil alanında gelinen nokta nedir?
Meslek olarak tanınmada sektör temsilcilerinin İEİS, AİFD, TİSD ve SURDER’in desteği var mıdır?

G.Ç.- MÜDAD özellikle son yıllarda ki ziyaretleri, iyi uygulamaları bakımından hem ilaç sanayi hem de kamuda tanınma özelliğini gün geçtikçe artırıyor. Resmi kurumlar tarafından tanınan tek dernek MÜDAD’dır. Sektör temsilcilerimizle daha önce yapılan görüşmelerden aldığımız geribildirimler ve desteklerden de MÜDAD’ın iyi yolda olduğunu gösteriyor.

W-Hedef kitlenizde kabul edilirliğiniz yıllar içinde değişti mi?

G.Ç.- Tabi ki günümüz dünyasında dijital ve sosyal medyanın etkisi ve MÜDAD’ında bu konularda son yıllarda ivme kazanması hedef kitlelerimizin bizleri kabul etmesi her geçen gün artmakta.

W-Tanıtımlar dijitalleştikçe klasik konvansiyonel yöntem dolayısı ile sizler için bir tehdit kaynağı mıdır?

G.Ç.- Aslında ben dijitalleşmeyi tehdit olarak görmüyorum. Bizler Akdeniz ikliminde yaşayan bir ülkeyiz her ne kadar dijitalleşirsek iletişim en büyük yetkinliğimiz olduğunu düşünüyorum. Dijitalleşme ise gerekli yerlerde, mantık çerçevesinde ve verimli kullanılır ise başarı sağlayacağını düşünüyorum.

W- Ürün Tanıtım Temsilcisinin çalışma hayatı oldukça yoğun faaliyetleriniz katılım ve özel hayatlarına zaman ayırma konusunda neler yaşanmaktadır?

G.Ç.- Aslında 2018-2019 dan itibaren başlayan dijital toplantılar pandemi ile çok yoğunlaştı. Sonuçta 2020-2021 yıllarında kapanma, uzaktan çalışma gibi süreçlerde meslektaşlarımız evden de olsa hem uzaktan çalışma hem bölge toplantıları ve proje toplantıları derken özel hayatımızda kalite düştü.

W- Yoğunluğun karşılığı örneğin fazla mesai gibi hakedişler olmakta mıdır?

G.Ç.- Her ne kadar gün içerisinde sağlık mesleği mensupları ile görüşme toplantılar olsa da mesai dışına kalan bir işimiz veya toplantımız olduğunu düşünmüyorum.

W-Pandemi süreci sizleri nasıl etkiledi?

G.Ç.- Pandemi süreci aslında bizi etkilemedi ama geliştirdi. Dijitalleşme, uzaktan tanıtım ve projeler gibi konularda meslektaşlarımızın geliştiğini düşünüyorum. Sadece her zaman yüz yüze iletişim kurup daha sıcak temas kurduğumuz sağlık mesleği mensupları ile ayrı kalmak bizleri biraz üzdü ve özlem duyduk eski günlere.

W-Çalışma koşullarında yaşanan değişiklikler ileriye dönük farklı çalışma şekilleri oluşturacak mı?

G.Ç.- Artık Dünya da hızlı bir dijital dönüşüm oldu ve daha da olacak gibi gözükmekte. Bunu kabul etmek gerekir. Ancak Akdeniz ikliminde olduğumuzu ve sıcak temasın da ülkemizde çok önemli olduğunu vurgulamak isterim. Bizler kendimizi bu dijitalleşmenin ve tanıtım faaliyetlerinin içerisinde bir yerde konumlandırmalıyız. Aslında çalışırken bunu ayırt etme fırsatımız oluyor bundan sonra da olacak gibi duruyor.

W-Hem pandemi hem kur sıkıntı ile ortaya çıkan tabloda ÜTT’ler için iş kaybı oluşturdu mu?
Mevcutta ekonomik olarak yaşanılan durum nedir, yıllar içinde nasıl gelişmiştir?

G.Ç.- Pandemi süresince işverenlerimiz oldukça pozitif yaklaşımları oldu. Her zaman meslektaşlarımızı destekleyen koruyan bir yönetim politikası sergilediler. Pandemi sürecinde iş kaybı çok az oldu. İlk süreçte meslektaşlarımız daha tedirgin bir bekleyiş içerisindeydi. Ancak burada sağlık mesleği mensuplarının hakkını verelim uzaktan da olsak meslektaşlarımıza her zaman destek verdiler.  Bunlar bizleri çok mutlu etti. Ayrıca kur dan kaynaklanan süreçlerde işverenlerin hepsi elinden gelenin en iyisini yapmak için gayret gösterdi. İşverenlerimiz bu konuda meslektaşlarımızın ekonomisini göz önünde bulundurarak farklı politikalar ile destekte bulundular. Buradan tüm işverenlerimize de teşekkür ederiz.

Mevcutta ise ekonomik durum özellikle kur dengesizliği ve enflasyon bakımından bizleri ve meslektaşlarımızı olumsuz etkilemekte bunun üstesinden gelebilmek için meslektaşlarımızın çok dikkatli bir ekonomi yaptığına şahit oluyorum. İş verenlerimize bu konuda da teşekkür ederim bizleri bu zor durumlarda enflasyona ezdirmemek için ellerinden gelen bütün gayreti gösteren kararlar alıp uygulamaya geçiriyorlar. Ekonomik boyutlarımız özellikle son yıllarda oldukça düşüş göstermektedir, maalesef bu enflasyonu da göz önünde bulundurursak daha iyi ekonomik şartlara geri dönmemiz uzun sürebilir.

W-Firmalar için hayati öneme sahipsiniz, bizler sizleri gelir getiren cefakar çalışanlar olarak görmekteyiz fakat sıkıntılı zamanlarda firmalar sizleri gider olarak görebilmekte. Bu paradoksa dair değerlendirmenizi alabilir miyiz?

G.Ç.-  Firmalar için hayati önem taşıyoruz aslında insanlık için hayati önem taşıyoruz. Bizler medikal bilgileri sağlık mesleği mansıpları ile paylaştıkça aslında her hastanın hastalığına dokunmuş ona fayda sağlamış oluyoruz. Evet bizler iş verenlerimiz ile sağlık mesleği mensupları arasında köprü görevi gören cefakar bir çalışan sağlık ordusuyuz. Aslında ekonomi olarak olumsuz koşullarda günümüzde her sektör böyle bir uygulama içine giriyor. Yani sadece bizim sektörle sınırlı kalmıyor. MÜDAD işte tam burada devreye giriyor işten ayrılan arkadaşlarımızın her konuda yanında olmakla beraber tekrar iş bulmasına yardım ederek bu tarz konuların olumsuz havasını en aza indirmeye çalışıyoruz.

W-ÜTT’lerin firma aidiyeti profesyonel iş yaşamında olması gereken bir özellik midir? Aidiyete neler etki eder?

G.Ç.- Bence aidiyet duygusu her insanda olmalıdır. Bulunduğunuz ortamdan huzur almaktır. Aidiyet sizi sağlık, mutluluk, huzurlu ve başarıya götüren bir etkendir. Bir kuruma aidiyetiniz var ise sizin huzurlu bir şekilde çalışmanızı sağlar. Bizler profesyonel iş yaşamlarımızda aidiyet ile kurumlarımıza bağlılık gösteririz. Aidiyetsiz yapılan bir çok işin veya ilişkinin sürdüre bilinirliği kısa olacağını düşünüyorum ki bunlara şahitlik ediyoruz.

Aidiyete işi verenlerinizin yöneticilerinizin meslektaşlarımıza, meslektaşlarımızın  hayatınıza ne kadar önem verip dokunması ile orantılıdır. Genel olarak kapsayacak olur isek yan hakların olması, çalışma ortam kalitesi ve objektif ve demoktarik kariyer ortamı gibi özellikler meslektaşlarımızda aidiyet duygusunu artıran özelliklerin başında gelir.

W-“mobbing” sanırım bu konuda paylaşmak isteyecekleriniz vardır.

G.Ç.- Mobbing aslında paylaşılacak çok konu vardır. Dünyanın neresine giderseniz gidin nbu kelime karşımıza çıkıyor ben ise hem okurken hem de telafuz ederken çok rahatsız oluyorum. Aslında kişinin nasıl yetiştirildiği ile alakalı. Ben iş verenlerimizin böyle bir taleplerinin olduğunu asla ve asla kabul etmiyorum. Ancak zaman içerisinde egosuna ve duygularına yenilen ve mobbing ile başarının geleceğini düşünen kişilerde yok değil. Özellikle meslektaşlarımız bununla sıkça pandemide karşılaştı. Girişi izni olmayan olmayan ünitelere giriş baskısı, kısa çalışma ödeneği ile çalışma süresi dışına çıkarak daha fazla çalışılması baskılarına şahitlik ettik. Ancak bu kişiler zaman içerisinde mesleğimizden ayrılıyorlar. İnsanın kendisine verdiği en büyük zarar egosudur diye düşünüyorum.

W-“stres” iş hayatınızın bir vazgeçilmezi midir?
Firmaların buna yönelik destekleri olmakta mıdır?

G.Ç.- Stres kulağa hoş gelmeyen bir terim. Aslında bu göreceli sizin kendinizi nasıl yönettiğinize ve şekillendirdiğinizle alakalı. Siz çalışma hayatınızda her konu için olumsuz düşünce ve kendinizi geliştirmekten uzak kalırsanız her konu sizi strese götürür. Ancak çözüm üretebilme yeteneğinizi geliştirip çalışma hayatınızı bir program dahilinde yaparsanız stres sizden uzak durur veya daha az stres ile başa çıkmış olursunuz.

İşverenlerimiz stres ile başa çıkma konusunda yıl içerisinde bir çok eğitim, konuşmacı ve iyi uygulamalar ile bizlere destek veriyor. Bizler de bu uygulamalardan cebimize koyduklarımızı hayatımızda kullanmaya çalışıyoruz.

W-ÜTT’lerin nitelikleri ve iş tanımları yıllar için değişti mi?

G.Ç.- Çok bariz bir değişiklik olmadı ancak zaman içerisinde nitelikler kısmında yabancı dilin önemi ortaya çıkıyor bizler bunlara şahitlik ediyoruz. İş tanımlarımızda ise geçmişte daha sıcak olan yüz yüze iletişimin çok az bir oranı dijitale doğru eğilim göstermektedir.

W- Kariyer yolculuğunuz nasıldır?

G.Ç.- Kariyer yolculuğumuz bizler çalışırken her zaman kendimizi geliştirmek ve yetkinliklerimizi artırmak ile doğru orantılı. Sektöre başlıyoruz etkili ve nitelikli çalışmalarımız sonucunda sağlık mesleği mensuplarının gözünde değerimiz ve kabullenebilirliğimiz artıyor. Bunlar bizlerin performansına yansıyor. Ayrıca yıllar içerisinde hem iş verenlerimizin bizlere sağlamış olduğu eğitim hem de kendi kariyer yolculuğumuz için aldığımız eğitimler bizleri geliştirmekte. Çalışma hayatımız boyunca da tecrübemiz ile kazandığımız kendimize ait yetkinliklerimiz bizleri kariyer yolculuğunda hedefimize götüren etmenlerdir.

W- Firmaların sizlere sunduğu imkânlar nelerdir?
İ.K. departmanlarının başarılı uygulamaları nelerdir?

G.Ç.- İşverenlerimizin bizlere sunduğu normal çalışma hak edişleri haricinde yan haklar olarak yıllar ilerledikçe artarak devam ediyor. Bunların bazıları BES, bizlere ve ailemize özel sağlık sigortası, hayat sigortası, çocuklarımıza eğitim yardımı, bizlere hem kişisel gelişim hem de dil eğitim konusunda destek verilmesi, doğum gününde izin verip ayrıca hediye göndermeleri, çocuklarımızın karne günlerinde yanlarında olup o heyecanı birlikte yaşamak için o günleri izin vermeleri gibi. 

W- Bu alandan emeklilik ne kadar imkan dahilinde?

G.Ç.- Bu sektörde başlayan bir kişi yıllar içerisinde kendini her zaman geliştirme ve güncellemek zorundadır. Düzenli programlı bir çalışma hayatı ile devam edilirse emekliliğin çok zor olmadığını düşünüyorum. Ancak yıllar içerisinde sektörden emeklilik beklemeden ayrılan meslektaşlarımızda mevcut.

W- ÜTT’de olması gereken özellikler nelerdir, çalışmak isteyenlere bu işkolunda mutlu olabilmeleri için tavsiyelerinizi de beraberinde alabilir miyiz?

G.Ç.- Öncelikle ÜTT olmak isteyen meslektaş adaylarıma başarılar dilerim. MÜDAD bu konuda da her adaya yardım ederek üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışıyor. Sektöre başlamanın iki farklı yöntemi var. İlki üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olmak ve ÜTT belgesi sahibi olmak. İkincisi ise yine bazı Üniversitelerin Tıbbi Mümessillik bölümlerinden mezun olmak. Geniş bir bakış açılarının olması gerekli, her an kendilerini geliştirmek ve gelişen sistemlere uyum sağlamaları gerekli, seyahat engellerinin olmaması gerekli, çözüm üretmeleri gerekli, sorumluluk sahibi olmaları gerekli en önemlisi de her zaman bir hedeflerinin olması gerekir. Sektöre başladıktan önce veya sonra imkan dahilinde kişisel gelişim eğitimleri ve dil eğitimlerinin olmasını şiddetle öneririm. Zaten diğer kısımlar saha da tecrübe ile öğreniliyor.

W- Kamudan ve sektörden beklentileriniz nelerdir?

G.Ç.- Bizim kamu otoriterlerinden beklentimiz iş tanımımızın net bir şekilde çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığında tam olarak ifade edilmesi. Ayrıca sağlık bakanlığından beklentimiz ise bizlerinde sağlık çalışanı olarak tanınmamız. Bu talepler için önümüzde ki günlerde ziyaretlerde bulunacağız. Sektör den beklentimiz ise mesleğimizin tanımının konusunda bizlere destek olmaları ve alınacak kararlar doğrultusunda ve mesleki gelişmelerde katkıda bulunarak derneğimizle iş birliği yapmalarını bekliyoruz. Bütün meslektaşlarımızın eşit şartlarda ve eşit imkanlara sahip olmasını bekliyoruz. İşverenlerimiz ve yöneticilerimizden meslek etiği oluşturulması açısından etik kurul kurulmasını talep ediyoruz.

W- “14 Nisan Tıbbi Mümessil Günü” anlamını sizden alabilir miyiz?

G.Ç.- 14 Nisan anlamı bizlerde çok yoğun ve duygulu bizlere mesleğimizi ve değerimizi ifade ediyor. İlk defa meslektaşların birleşmesi kutlaması ile başlayan 14 Nisan artık iş verenlerimiz tarafından da kabul edilip o gün içerisinde kutlama mailleri ve programları yapılıyor. Sürecin ilk başından bu zamana kadar geçen sürece ister istemez duygulanıyorsunuz. 14 Nisan bizler için en değerli gün.

W- Sayın Başkan söyleşi için teşekkür eder başarılar dileriz.

G.Ç.- Ben MÜDAD yönetim kurulu başkanı meslektaşlarım adına bizlere sayfanızda yer verip bu güzel röportaj imkanını sunduğunu için teşekkür ederim. Başka bir röportajda görüşmek üzere. Esenlikler dilerim.