Ana Sayfa Manşet “Yenilikçilik, dürüstlük ve birlikte çalıştığım kişilere ilham verebilmek tüm kariyerimdeki temel odak...

“Yenilikçilik, dürüstlük ve birlikte çalıştığım kişilere ilham verebilmek tüm kariyerimdeki temel odak noktalarım oldu”

Astellas Genel Müdürü Dr. Özdemir Şengören

W- Astellas Genel Müdürü Dr. Özdemir Şengören ile özel bir sohbet ettik.
Sayın Özdemir Bey sizi tanıyabilir miyiz?

Ö.Ş.-Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. İlaç sektöründeki kariyerime 1996 yılında adım attım. Bugüne dek farklı ilaç şirketlerinde ürün müdürü, satış müdürü, iş birim müdürü, genel müdür, Türkiye, Ortadoğu, Afrika Bölge Başkanı gibi görevler üstlendim. 5 Ekim 2020 itibarıyla da Astellas İlaç Türkiye’nin genel müdürüyüm.

Yenilikçilik, dürüstlük ve birlikte çalıştığım kişilere ilham verebilmek tüm kariyerimdeki temel odak noktalarım oldu. Bu yönde, değişim yönetimi, transformasyon, verimlilik üzerinde çalışmak, birlikte çalıştığım kişilerin bireysel gelişimlerine ve kariyer yolculuklarına destek olmak, iş hayatındaki tutkularımın başında geliyor.

W- Astellas hakkında ve iş yapış biçimiyle ilgili bilgi verir misiniz?

Ö.Ş.- Astellas olarak, Japonya Tokyo merkezli bir ilaç şirketiyiz. Kuruluşumuz 2005 yılında, Japonya’nın en eski ve köklü ilaç şirketlerinden Yamanouchi ve Fujisawa’nın birleşimiyle gerçekleşti. Şu anda, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da 70’den fazla ülkede hizmet veriyoruz. Yaklaşık 16.000 çalışanımızla, dünyanın birçok yerindeki Ar-Ge merkezimizle, yenilikçi tedaviler ve sağlık çözümleri gerçekleştiriyoruz.

Yaptığımız her işin temelinde hastalar ve aileleri için daha parlak bir gelecek yaratma taahhüdümüz bulunuyor. Bu anlamlı taahhüt için bilim ve inovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Örneğin; mevcut ilaçlarımızı ihtiyacı olan hastalara ulaştırmakla hiçbir zaman sınırlı kalmıyoruz. Biz tedavisi olmayan hastalıklar için de yenilikçi tedaviler keşfetmek istiyoruz. Böylece, yıllık global gelirimizin %20’sini araştırma ve geliştirmeye aktarıyoruz. Güçlü ve köklü Ar-Ge altyapımızla yeni tedaviler bulmaya tutkuluyuz! 2018 yılında mesane kanseri tedavisindeki ürünümüzle FDA tarafından (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) “Çığır Açan Tedavi” unvanı almamız, inovasyonda sınırlarımızı zorladığımızın en somut göstergelerinden biridir.

Öte yandan hastaların etkili bir tedavinin yanında yaşam kalitelerini artıracak dokunuşlara da ihtiyaçları var. Bunu aklımızdan hiç çıkarmıyoruz. Güçlü hasta odağımızla, hastaların bu yöndeki ihtiyaçları için de çözümler üretiyoruz. Toplumu hastalıklar konusunda bilgilendiriyor, hasta dernekleriyle, hekimlerle, hastaların ihtiyaçlarını anlamaya ve bu ihtiyaçlara cevap vermeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.

2008 yılından itibaren hizmet verdiğimiz Türkiye’de ise onkoloji, hematoloji, organ nakli ve üroloji tedavi alanlarında hizmet veriyoruz. Yakın gelecekte nefroloji ve kadın sağlığı alanlarına, ilerleyen zamanlarda da gen tedavileriyle nadir hastalıklara odaklanarak toplum sağlığına hizmet edeceğimiz için heyecanlıyız.

Yarınları değiştirmek tutkumuzla, hastalıklardan muzdarip insanlar var olduğu sürece, hasta odaklı çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.

Bütün bu çalışmaları, en önemli gücümüz olan donanımlı, dinamik, şirket bağlılığı yüksek bir ekiple gerçekleştiriyoruz.  Ekip arkadaşlarımızın, açık iletişimden ve iş birliğinden beslenen bir çalışma ikliminde olmalarını amaçlıyoruz.

W- Pandeminin ilaç sektörüne etkileri neler oldu? Pandemi sonrası ilaç sektöründe nelerin değişebileceğini öngörüyorsunuz?

Ö.Ş.- Pandemi, getirdiği olumsuzluklarla, belki herkesin yaşamını farklı farklı yönlerden etkiledi. Ancak tüm dünya insanlarını hayattaki en önemli değerin sağlık olduğu düşüncesinde birleştirdi. Dolayısıyla, önceliklerimizi beklentilerimizi değiştirdi.

Herkesi hazırlıksız yakalayan ve hedeflerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğine işaret eden pandeminin bu yöndeki etkisi, ilaç sektörü için de farklı değildi. Pandemi süreci sağlık sektörüne daha farklı bakış açıları ve deneyimler getirdi. Bu deneyimlerle, bugüne dek yaptığımız işleri farklı şekilde ele almamız gerektiğini gördük. Örneğin; dijitalleşmede elde edilen ilerlemeler, insan sağlığının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için daha etkili ve verimli şekilde kullanılmaya başlandı. Uzaktan sağlık hizmeti almak anlamına gelen tele-tıp hizmetleri dünyada olduğu gibi ülkemizde de geliştirildi. Hastalar, fiziksel muayene gerektirmeyen ihtiyaçları için hekimleriyle çevrimiçi teknolojiler aracılığıyla görüşmeye başladı. Bu hizmetin pandemiden sonra yaygınlaşacağını, sağlık ekonomisine, hastaların yaşam kalitelerine ve sağlık çalışanlarının çalışma yükünün azaltılmasına önemli katkıları olacağını öngörüyoruz.

Sağlık sektöründeki bir başka ilerleme de daha hızlı ve odaklı çalışma sistemlerinin entegrasyonu olacak. Gelecekteki olası sağlık sorunlarına karşı daha öngörülü ve hazırlıklı olmak yönünde planlar yapılacak. Bu yönde sağlık sektöründeki tüm paydaşlar pandemide iş birliği içinde oldu. Bu değerli iş birliğinin önümüzdeki süreçte güçlenerek artacağına inanıyorum.

Büyük veri (Big data) ve yapay zekânın değeri pandemi öncesinde de elbette biliniyordu. Ancak pandemi sonrası sağlık hizmetlerinde büyük veri ve yapay zekâ bazlı teknolojilerin geliştirilmesi daha çok gündeme gelecek ve böylece hastalar daha hızlı tanı ve tedavi olanaklarına ulaşabilecek.

Bütün bu gelişmeler ve ortaya çıkan ihtiyaçlarla, sağlık sektöründeki şirketlerin bundan sonra inovasyona daha fazla yatırım yapacaklarını düşünüyorum.

W.- Astellas İlaç Türkiye pandemi dönemini nasıl geçiriyor?

Ö.Ş.- Pandemide çalışanlarımızın ve ailelerinin sağlığını korumak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak bizim için çok önemliydi.  Pandeminin başından itibaren evden çalışma sistemine geçtik. Bu süreçte dijital yetkinliklerimizi, esnek ve çevik davranabilme becerilerimizi geliştirdik. Karşımıza nasıl bir zorluk çıkarsa çıksın, birbirimize destek olduğumuz takdirde bunları yenebileceğimizi ve pandemiden güçlü bir şekilde çıkacağımızı kanıtladık. Edindiğimiz bu yetkinliklerle Astellas olarak tüm dünyada pandemi sonrasında da hibrit çalışma modeline geçme kararı aldık. Bu esnekliğin hem çalışanlarımızın hem de yaptığımız işlerin verimliliği açısından bizi daha ileri taşıyacağına inanıyoruz.

Öte yandan pandemide tüm ekip olarak, ilaçlarımızı kullanan hastaların tedavilerini aksatmamalarının birinci önceliğimiz olduğu konusunda mutabık kaldık. Örneğin; bağışıklık sistemi zaten düşük olan bir kanser hastasının koronavirüs tehdidi altında bir de ilacına ulaşamaması hastalığının ilerlemesine neden olabilirdi. Bu yüzden tüm lojistik önlemlerimizi aldık ve hızlıca hastaların herhangi bir mağduriyet yaşama ihtimallerinin önüne geçtik.

Dijital becerilerimizi artırmamızla, hasta odaklı çalışma yaklaşımımızla, paydaşlarımızla iş birlikleri kurarak, pandemide de toplum sağlığı için canla başla çalışmaya devam ediyoruz.

W- Astellas İlaç Türkiye’nin önemli ödüllere sahip olduğunu biliyoruz. Birkaç örnek verir misiniz, bu ödülleri hangi çalışmalarınız sonucu kazandınız?

Ö.Ş.- İnsan yaşamına dokunan ve topluma fayda sağlayan çalışmalarımızın dış dünyada fark edilmesi ve ödüllendirilmesi, çalışma motivasyonumuzu artırıyor. Astellas Türkiye olarak bugüne dek aldığımız tüm ödüller bizim için çok değerli. Ancak biri kurum kültürümüzü ortaya koyan diğeri topluma dokunan çalışmalarımızla gelen iki ayrı ödülü örnek vermek güzel olabilir.

2022 yılının başında Great Place to Work® anket sonuçlarına göre ikinci kez üst üste “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” listesinde yer aldık. Bu ödül, çalışanlarımızın şirketimize duydukları güveni ortaya koymalarıyla ve iş yeri kültürümüzü değerlendirmeleriyle layık görüldüğümüz bir ödüldü. Takdir edersiniz ki güvenin olmadığı bir işyerinde sürdürülebilir bir başarıdan söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla ekibimizin Astellas Türkiye’ye duydukları bağlılığı göstermeleriyle gelen bu ödülün yerinin bizim için çok ayrı olduğunu belirtmek isterim.

Topluma dokunan, fark yaratan çalışmalarımızla kazandığımız ödüllerimize örnek verecek olursak, sektörün en prestijli ödüllerinden biri olan IPRA Altın Küre Mükemmellik Ödülü’nden de yine gururla söz etmek isterim. Bu ödülü, toplumda prostat kanseri farkındalığı oluşturmak için üç yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz “Tak Bi Mavi Kravat” isimli sosyal sorumluluk projemizle aldık. Hasta odaklılığımızı ve paydaşlarımızla güçlü iş birliğimizi ortaya koyan “Tak Bi Mavi Kravat” 2018-2021 yıllarında tüm medya kanallarıyla 60 milyonun üzerinde kişiye ulaştı ve prostat kanseri farkındalığına önemli ölçüde hizmet etti.

W- Önümüzdeki dönemde Astellas hangi alanlara yoğunlaşacak?

Ö.Ş.- Astellas’ta yenilikçi bilimi hastalar için değere dönüştürmek hedefiyle çalışıyoruz. 

Bu hedefle başardıklarımızı ileri taşımak ve daha çok hayata dokunmak istiyoruz. Bunun için önce bilim yaklaşımımızı benimseyen ve uzmanlığımızı tamamlayan kuruluşlar ve şirketlerle, yeni tedaviler geliştirmek amacıyla ortaklıklar kuruyoruz. 2006 yılından bugüne tam 24 özel ortaklık ve şirket alımı gerçekleştirdik.1 Bu önemli iş birlikleri ve hiç durmadan ilerleyen Ar-Ge’mizle önümüzdeki dönem yeni tedavilerin geliştirilmesine odaklanmaya devam edeceğiz.

İşimiz elbette ki tedavi geliştirmekle bitmiyor. Uzmanlığımızı farklı alanlardaki teknoloji ve bilgiyle birleştirerek, hastalıkları önleme, erken teşhis ve tedavi etme gibi konuların üzerinde çalışacağız.

Global çapta en büyük tedavi alanımız olan onkolojide son on yılda önemli yol kat ettik. Önümüzdeki süreçte, tedavisi zor kanser türleri üzerindeki onkoloji odağımız devam edecek. Yakın ve uzun dönemde ise nefroloji, kadın sağlığı ve nadir hastalıklar alanlarında yeni tedavileri tıbbın hizmetine sunacağız.

W- Ülkemize yönelik gerçekleştirmek istedikleriniz nelerdir?

Ö.Ş.- Türkiye’ye tam 14 yıldır büyük bir sorumluluk duygusuyla hizmet ediyoruz. 110 çalışanımızla ülkemize iş gücü sağlıyoruz. Onkoloji, hematoloji, organ nakli ve üroloji tedavi alanlarındaki hastalara yenilikçi tedaviler sunuyor ve farklı hastalıklara yönelik de yeni tedaviler getirme hazırlıkları yapıyoruz.

Sağlık alanında değişimin öncüsü olarak hastalar için yenilikçi bilimi değere dönüştürmek vizyonumuz doğrultusunda, sağlık ekosisteminin güçlendirilmesine destek olmak bizim için çok önemli. Bu yönde üstlendiğimiz sorumluluklardan biri yerel üretime katkı sağlamak. Aşırı aktif mesanenin semptomatik tedavisinde kullanılan ürünümüzü 2018 yılından bu yana Türkiye’de üretiyoruz. Önümüzdeki süreçte, diğer tedavi alanlarında yer alan ürünlerimizin de ülkemizde üretilmeleri için yoğun çalışmalar sürdürüyoruz.

Çalışmalarımızdan biri de toplumu hastalıklarla ilgili bilinçlendirmek ve böylece hastalıkların erken evrede teşhis ve tedavi edilebilmelerini sağlamak. Ayrıca, gerçekleştirdiğimiz farkındalık çalışmalarının, toplumun hastalara empatiyle yaklaşabilmelerine de katkı sağladığına inanıyoruz.

Astellas Türkiye ekibi olarak, ülkemiz için yapacağımız her katkının en maksimum faydayı getirmesi amacıyla hareket ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de tüm bu çalışmalarımızı aynı sorumlulukla ve kararlılıkla sürdüreceğiz.

W- Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.