Ana Sayfa Vitrin Yenilikçi İlaçların Geleceği

Yenilikçi İlaçların Geleceği

Dr. Ümit Dereli & Dr. Mete Hüsemoğlu

Sağlık ekosistemi paydaşları Yenilikçi İlaçlar Sempozyumu’nda yenilikçi ilaçların geleceğini konuştu

Yenilikçi İlaçlar Sempozyumu, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından 7 Aralık Çarşamba günü Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde gerçekleştirildi. AIFD tarafından ilk kez gerçekleştirilen ve önümüzdeki yıllarda devam edeceği vurgulanan sempozyum kapsamında hekim dernekleri, hasta dernekleri, akademi dernekleri, bilim insanları ve kamu temsilcilerinin yanı sıra sağlık sektöründen katılımcılar bir araya geldi. Yenilikçi ilaçların ve toplumda sağlıklı geleceğin çok yönlü olarak konuşulduğu sempozyumda sağlıkta etkili çözümlerin paydaşların birlikte hareket etmesi ile üretilebileceğine işaret edildi.

Türkiye’de sağlık sorunlarına etkin çözümler bulunmasına katkıda bulunmak, yeni ilaçlara ve tedavilere erişilebilirliği artırmak üzere Türkiye’deki araştırmacı ilaç firmaları tarafından kurulan ve yaklaşık 20 yıldır faaliyet gösteren Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), hastalıklarla mücadelede kritik rol oynayan yenilikçi ilaçların çok yönlü olarak ele alındığı “Yenilikçi İlaçlar Sempozyumu” etkinliğini gerçekleştirdi. 7 Aralık Çarşamba günü Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü’nde, sağlık sektöründen geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen sempozyumda, tedavilerin ve yenilikçi ilaçların geleceğine ilişkin konular akademisyenler ve alanında uzman profesyoneller tarafından ele alınırken; toplumsal sağlığın geleceği için paydaşların hasta odaklı bir yaklaşımla birlikte hareket etmesinin önemi vurgulandı.

Etkinlikte açılış konuşması yapan TÜSEB Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Ateş Kara, etkiniğin logosunun da simgelediği tüm paydaşların birlikte hareketinin önemine dikkat çekti. Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serhat Ünal ise etkinliğe ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirirken, “Tıp alanı, yenilikçilik sayesinde sürekli dönüşüm halinde ve yenilikçiliğin bundan daha çok yakıştığı bir başka alan yok; insanların kaliteli yaşam süresini uzatan ilaca erişim için sadece devlet ve sanayi değil, üniversiteler ve sivil toplum kurumları birlikte hareket etmeliyiz. Yenilikçilik için gerekli iklimi yaratmak adına AIFD’nin önderlik etmesi çok değerli ve düzenledikleri etkinlik için çok teşekkür ediyorum” dedi. TİTCK Denetim Hizmetleri Başkan Yardımcısı Sevil Azak Sungur ise TİTCK’nın “dünyada öncü ve referans bir kurum olma” hedefi yolunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğünü söyleyerek denetleyici ve düzenleyici otorite olarak uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapmalarının uluslararası tanınırlık sağlamak ve bu sayede sektörün kalitesini daha ileri seviyeye taşımak için çok önemli olduğunun altını çizdi. PIC/S ve ICH üyeliklerinden sonra uluslararası iş birliklerine bir yenisinin daha eklenmesi amacıyla kurum olarak yoğun çalışmalar yaptıklarını ifade eden Sungur, TİTCK’nın, ilaç ve aşı alanında tüm faaliyetlerini kapsayacak şekilde Dünya Sağlık Örgütü’nün listelenen otoriteleri arasına girme noktasında çalışmalarını kararlıkla yürüttüklerini söyledi ve etkinliğe katılan tüm paydaşlara teşekkürlerini sundu.

“Başarılı bir sağlık inovasyon ekosistemi yenilikçi tedavilere erişimi artırabilir”
Yenilikçi ilaçların ve küresel ilaç değer zincirinde Türkiye’nin güç kazanmasının önemine dair paylaşımlarda bulunan AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, şunları söyledi: “AIFD olarak kurulduğumuz günden bu yana gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızda yegane amacımız Türkiye’deki hastaların dünyanın gelişmiş ülkelerindeki ileri sağlık sistemlerinde olduğu gibi hızlı ve kolay bir şekilde yenilikçi ilaçlara ve yeni tedavilere erişimlerini sağlamak. Bu kapsamda, Türkiye’de daha fazla klinik araştırmanın yapılması ve yenilikçi ilaçlara erişilebilirliğin daha iyi seviyelere ulaştırılması adına çare bulana dek çalışmaya; yenilikçi ilaçların toplumsal sağlık adına önemini vurgulamaya devam ediyoruz. Klinik araştırmalar ve teknolojinin desteğiyle uzun soluklu Ar-Ge süreçleri sonucunda üretilen yenilikçi ilaçlar, ölümcül, kronik ve henüz çaresi bulunamamış hastalıklara tedavi umudu oluyor. 1900’lü yıllarda ortalama yaşam süresi 45 yıl iken yenilikçi tedavilerin yarattığı etki ile günümüzde ortalama 80 yıla ulaştık.[1] Nice amansız, bir dönem tedavisi imkansız gibi görünen hastalık yenilikçi tedavilerle yenildi ama mücadele bitmedi.  Bugün geliştirilmekte olan 8 binin üzerinde yenilikçi tedavi için dünya çapında çalışmalar devam ediyor[2] ve yenilikçi tedavileri geliştirmekle uğraşan bilim insanları sayesinde yaşam süresi uzadığı gibi sağlıklı geleceğimizin de temelleri atılıyor. Toplumsal sağlık üzerinde bu denli önemli rolleri olan yenilikçi ilaçların keşfi ve onaylanmış bir tedavi olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması aynı zamanda ekonomi üzerinde de çarpıcı etkilere sahip. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği olarak, yenilikçi ilaçlara erişilebilirliğin yanında sağlık alanında yaşanan çeşitli zorlukların aşılmasında da ülkemiz sağlık sektörüne çözüm ortağı olma misyonunu benimsiyor, ekosistemde birleştirici olma rolünü üstleniyoruz ve bu bakış açışımızla da ülkemizde ilaç sektörünün ötesinde bir bütün olarak sağlık ekosisteminin güçlenmesi adına birleştirici olmaya ve etkileşim yaratmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda toplumun sağlık düzeyini iyileştirmek ve ülkemiz ilaç sektörünün küresel rekabet gücünü artırmak üzere ana başlıklar olarak Ar-Ge, üretim ve dağıtım halkalarından oluşan değer zincirinin; ruhsatlandırma, fiyatlandırma, geri ödeme, fikri mülkiyet hakları gibi temel düzenleme alanlarında, gelişmiş pazarlarla uyumlu standartlarla bütünsel olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Kapsamlı bir katılımla gerçekleştirdiğimiz Yenilikçi İlaçlar Sempozyumu ile de ilaç sektörü ve bir bütün olarak sağlık ekosisteminde geleceğimize güç katacak paydaş iş birliğinin değerine bir kez daha vurgu yaparak; bu kıymetli buluşmadan geleceğimize ışık tutacak sonuçlar çıkaracağımıza inanıyoruz.”

İlaç sektöründeki tüm paydaşların hasta odaklı bir yaklaşımla iş birliği içinde olduğunu vurgulayan İlaç sektöründeki tüm paydaşların hasta odaklı bir yaklaşımla iş birliği içinde olduğunu vurgulayan AIFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu, , şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizdeki hastaların, en yeni tedavilere dünya ile aynı anda erişebilmeleri, başarılı bir sağlık inovasyon ekosistemi, iyi kurgulanmış ilaç finansman modelleri, karar alma mekanizmalarında hasta ve hekim derneklerinin rolünün artırılması ve sektördeki tüm paydaşların hasta odaklı bir yaklaşımla iş birliklerine imza atması ile mümkün olabilecektir. Sağlıklı bir geleceği kamu paydaşları, hekimler ve hasta dernekleri ile birlikte inşa etme hedefiyle ilk kez düzenlediğimiz bu değerli sempozyumu önümüzdeki dönemlerde de devam ettireceğiz.  Paydaşlarımızla ve Türkiye’nin potansiyeline ve geleceğine güvenerek yatırım yapan, ekonomik değer yaratan, küresel bilgi ve deneyimlerini ülkemiz insanlarının hizmetine sunan ve en önemlisi ülkemizdeki hastaların yenilikçi tedavilere erişimi için katkı sunan 38 üyemizle birlikte oluşturduğumuz ekosistemi canlı tutarak, yeni ve orijinal ilaçlara erişebilen insanların sayısını artırmak ve daha da geliştirmek için çare bulana dek çalışmaya kararlıyız.”

Türkiye’nin yenilikçi tedavilere erişim oranında gelişmiş ülkelerin seviyesine çıkma potansiyeli bulunuyor

Sağlık sektöründe inovasyonun, yenilikçi ilaçların ve girişim ekosisteminin Türkiye’de büyüme ve istihdama katkısına dikkat çeken Hüsemoğlu, “Bilim insanları binlerce yenilikçi tedaviyi geliştirmek için dünyanın dört bir yanında inovasyon odaklı çalışmalarına devam ediyor. Yenilikçi ilaçların sağlık sektörüne kazandırılmasında öncülük eden ilaç şirketleri, gelirlerinin ortalama yüzde 21,6’sını Ar-Ge süreçlerine aktarıyor ve bu oran ile ilaç sektörü tüm sektörler arasında Ar-Ge alanında en fazla yatırım yapan sektör olarak öne çıkıyor.[3] Bugün küresel anlamda ilaç geliştirmede Ar-Ge faaliyetlerine yaklaşık 212 milyar ABD doları yatırım yapılıyor ve 2026’da bu miktarın yaklaşık 254 milyar ABD doları gibi çarpıcı bir seviyeye ulaşacağı öngörülüyor.[4] İlaç şirketleri, yeni bir tedaviye imza atmak üzere Ar-Ge yatırımlarının büyük bir kısmını, klinik araştırmalara tahsis ediyor. Türkiye’de ilaç sektörüne yönelik Ar-Ge yatırımları 2017 yılında 86 milyon dolar[5] iken 2020 yılında Türkiye’de sektör destekli klinik araştırmaların tamamına yakınını yürüten üyelerimizce gerçekleştirilen 632 adet klinik araştırma sayesinde 325 milyon dolara yakın yatırıma ulaşıldı. Bununla birlikte, EFPIA ve IQVIA tarafından hastaların ülkelerde yenilikçi tedavilere erişim seviyesini ölçen W.A.I.T. anketinin sonuçlarına göre ülkemizin ankette değerlendirmeye alınan 160 yenilikçi ürüne erişim oranı yüzde 15 seviyesinde. Ülkemizin bu erişilebilirlik konusunda ilerleme kaydedip bu oranı gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltebileceğine inanıyor, paydaşlarımızla olan temaslarımızda bu potansiyeli açık bir şekilde görebiliyoruz. Bu kapsamda, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği olarak, yaklaşık 20 yıldır olduğu gibi ülkemizin sahip olduğu potansiyelin etkin  hale gelmesi  ve çok yönlü faydanın ortaya konması için  paydaşlarımızla birlikte güçlü iş birliklerine imza atmaya devam ediyoruz.” dedi.

Yenilikçi İlaçlar Sempozyumunda, sempozyumun 16 çok değerli konuşmacısına teşekkürlerini sunmak üzere, AIFD tarafından Eczacılık ve Tıp Fakültelerinde eğitim gören, sağlık sektörünün geleceğini oluşturan 16 üniversite öğrencisine Türk Eğitim Derneği (TED) aracılığıyla bir yıllık eğitim bursu verildiği bilgisi paylaşıldı.

[2] PhRMA, [Çevrimiçi]. Available: https://www.phrma.org/science-and-discovery/in-the-pipeline. [Erişildi: 22 11 2022].
[3]  Evaluate Pharma® World Preview 2021, Outlook to 2026, 14th Edition – July 2021