Ana Sayfa Manşet “Yaşının İyisi Olmak”

“Yaşının İyisi Olmak”

W- Mezoterapi Derneği Kurucu Başkanı Sn. Dr. Ahmet Atalık ile mezoterapi özelinde sohbet edeceğiz.

Dr.Ahmet Bey farklı bir kariyeriniz var sizi yakından tanıyabilir miyiz?

A.A.- İstanbul’da Medikal Estetik, Yaşlanmayı Yönetme ve Sağlıklı Yaşam alanlarında kendi kliniğinde faaliyet göstermekteyim. “Aging Management Medicine AMM ”, “American Academy of Aesthetic Medicine (AAAM)”,  Nöral Terapi Derneği ve “Medikal Estetik Tıp Derneği (MESTDER)” üyesiyim. Aynı zamanda “Allergan Medical Institute” üyesi ve 1st SurgiConcept (SpringThread) ile ISAM (International Society of Aesthetic Mesotherapy) uluslararası eğitmeniyim. Yurtiçi ve dışı birçok kongre, kurs ve çalıştayda meslektaşları ile bilgi ve deneyimlerini tıbbi etik ve bilimsel yaklaşımla paylaşmaktayım.

W- Mezoterapi ülkemiz için yeni bir kavram mıdır?
Tıp alanında yeri nedir? 

A.A.- İlk olarak 1952 yılında Fransa’da Dr. Michel Pistor bir uygulama tekniği olarak ürünlerin verilme şekli olarak tanımlamıştır. Dr. Pistor, 1958 yılında bu tekniği ilk kez literatürde tanımlayarak mezoterapi terimini kullanmıştır.

Özellikle ağrı, spor hekimliği ve yaşlanma karşıtı uygulamalarda klinik etkinliğini ve güvenirliliğini destekleyen bilimsel çalışmaların olmamasına rağmen mezoterapi 1987 de Fransız Tıp Akademisi tarafından kabul edilen bir uygulama tekniği olmuştur. Ülkemizde de uzun yıllardır ağrı ve yaşlanma karşıtı uygulamalar ile alınan başarılı sonuçları bilinirliğini artırmıştır.

W- Ülkemizde mezoterapinin gelişimini bu konuda yıllarını veren bir uzman olarak sizden alabilir miyiz?

A.A.- Son yıllarda yaşlanma karşıtı (Kırışıklık, iz, leke, sarkma), saç dökülmesi, bölgesel zayıflama ve selülit tedavilerinde hekimlerin ve hastaların öncelikli olarak tercih ettiği bir seçenek olmuştur.

Mezoterapi tüm branşların kullanabileceği bir uygulama tekniğidir.

Ağrı tedavilerinin yanında, spor hekimliği, yaşlanma karşıtı, saç tedavileri, bölgesel zayıflama, selülit tedavilerinin yanında göz, kulak, burun ve boğaz, kadın doğum, fizik tedavi alanlarında da kullanılmaktadır.

Ürünlerin ve tekniklerin gelişmesi, eğitimli ve sertifikalı hekimlerin artması mezoterapinin önümüzdeki yıllarda güvenli, etkin ve ulaşılabilir bir tedavi olacağını göstermektedir.

W- Mezoterapinin sınırlarını çizmek mümkün müdür?

A.A.- Yukarıda da belirttiğim üzere, tüm branşların kullanabileceği bir uygulama tekniği olduğu için, ilgili uzmanlık alanlarının kendi endikasyonlarında mezoterapiyi kullanabilirler.

W- Mezoterapiyi avantajlı kılan nedir?

A.A.- Çok düşük miktarlardaki ürünlerin direk sorunlu hedef bölgeye ve çok ince iğnelerle uygulanması olmasından dolayı; uygulama sonrası iyileşme süresinin kısalığı, ifade-mimik kaybının olmaması, doğal görünümde kalmayı sağlaması ve ulaşılabilir olması önemli avantajları.

W- Proaktif bir yaklaşımdır diyebilir miyiz?

A.A.- Kesinlikle; koruyucu ve önleyici bir tedavi şekli olduğu için, iyi yaşlanmak ve gelecekteki deformitelerine şimdiden önlem almak isteyenlerin ilk tercihi olmuştur.

W- Dünya da mezoterapiye özellikle bu alanda ileri olan ülkelerde bakış nedir?

A.A.- Özellikle Batı Avrupa’da, yaşının iyisi olmak isteyen ve yaşlanmasını yönetmek isteyen bilinçli kişilerin ilk tercihi mezoterapidir.

W- Ülkemizde mezoterapinin gelişimini nasıl öngörüyorsunuz?

A.A.- 2014 Yılında T.C.Sağlık Bakanlığımız tarafından yayınlanan yönetmelik ile bir takım geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları toplum sağlığının korunması ve sağlık mensupları tarafından yapılması için standardize edilmiş ve sertifikalı eğitimleri başlatılmıştır. Mezoterapi alanında da üniversitelerde başlayan dünya standartlarının üzerindeki bu eğitim ile mezoterapistler çalışmaya başlamışlardır.

W- Hekimler bu alana yönelmek isterse bu konuda ne yapmalılar ve sertifikasyonu ve T.C.Sağlık Bakanlığı’nın yaklaşımı nasıldır?

A.A.- Sağlık Bakanlığı onaylı sertifika programlarını takip edebilirler. Sağlık Bakanlığı’da mezoterapi uygulamalarının yetkili ve sertifikalı hekimler tarafından uygulanmasını takip etmektedir.

W- Hekim bu alanda çalışmak için Mezoterapi Bakanlık sertifikasına sahip olması yeterli midir? Muayenehanesinde ne tür uygulamaları yasal sınırlar içinde gerçekleştirebilir?
Devamında muayene koşullarında yapamayacağı uygulamalar var mıdır?

A.A.- Sağlık Bakanlığı mezoterapi endikasyonlarını ünite ve merkezlerde olmak üzere ikiye ayırmıştır. Ünitelerde uygulanabilecek endikasyonlar muayenehane, poliklinik, tıp merkezi ve hastanelerin GETAT ünitelerinde yapılabilir.

W- Mezoterapi uygulaması sonuçlarında hekimler malpraktis davası ile karşılaşabilir mi? Dikkat etmeleri konular örneğin aydınlatılmış onam gibi nelerdir?

A.A.- Evet, aydınlatılmış onam formu mutlaka alınmalı, hastaya detaylı bilgi verilmeli, mezoterapi’de gelişebilecek komplikasyonlar olan enfeksiyon ve allerjiye karşı hekimler dikkatli olmalıdır. Mezoterapi uygulamasında derinliğin yüzeysel olması ve kullanılan ürünlerin ilaç olması nedeniyle çok önemli ve kalıcı komplikasyonları sıklıkla görmüyoruz.

W- Derneğinizin kuruluş hikayesini paylaşır mısınız?

A.A.- Üniversite’de kursiyer meslektaşlarımın cevaplayamadığım tek sorusu ”Hocam bu kurstan sonra biz ne yapacağız, nasıl gelişeceğiz bize kim sahip çıkacak” olmuştu. Gerçekten de kurstan sonra yapabilecekleri çok bir şey yoktu. Bizde aramızdaki konuşmalarda sertifikalı mezoterapistlerin bir araya gelerek kuracakları bir dernek çatısı altında gelişebileceklerine ve haklarının korunacağını düşündük.

İlk kuruluş aşamasında yaklaşık olarak on yedi farklı grup ile görüştük, birden fazla derneğin olması yerine güçlü ve herkesin yer aldığı tek bir derneğin daha doğru ve etkin olabileceğine beraberce karar verdik. İlk kurucular toplantımıza yaklaşık olarak seksen meslektaşımız katıldı. Benimde misyonum detaylı bir tüzük-dernek anayasası hazırlayarak arkadaşlarıma sunmaktı.  Arkadaşlarımın öneri ve katkılarıyla tüzüğümüze son halini verdik. Aramızdan on dört meslektaşımızı seçerek kuruluş çalışmaları için bizi temsilen görevlendirdik. İyi hazırlanmış, detaylı bir tüzük ve güçlü bir kurucular grubu ile kısa sürede tüm kuruluş çalışmalarını tamamladı. Geçici yönetim kurulumuz üç ay gibi kısa bir sürede yapılması gereken tüm faaliyetleri tamamlayarak 05 Mayıs’ta derneğimize 1. Olağan Genel Kurul’a hazırladı. Aynı gün genel kurul öncesi bir çalıştay ile üyelerimiz ile bilgi ve deneyimlerimizi paylaştık.

W- Derneğinizin amaçları ve yakın dönem planları nelerdir?

A.A.- 2019 Yılında ülkemizde Mezoterapi Derneği kurulmuş, tüm tıp disiplinlerinin kullanabileceği bir uygulama tekniği olarak mezoterapi alanında faaliyet gösterecek üyelerine bilimsel katkı sağlayarak, gelişmeleri, yeni teknik, ürün ve yaklaşımlarını öğrenmelerini amaçlamaktadır. Ülkemizde mezoterapinin gelişmesi için önemli ihtiyacı karşılayacak olan Mezoterapi Derneği; üyelerinin gelişimi için sunacağı eğitimler ve haklarını koruma temel amaçları için çalışacaktır.

Yakın dönemde üyelerimizin gelişimi için eğitime öncelik vereceğiz. Kurullarımız ve çalışma gruplarımızda başta uluslararası ve ulusal yayınlar olmak üzere faaliyette bulunacaklar.

W- Dernek olarak eğitim planlamalarınız var mıdır?

A.A.– İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Adana ve Diyarbakır’da yapacağımız eğitimler ve kongremiz bu yıl planladığımız ana eğitimler olacaktır. Bu geniş katılımlı eğitimlerin yanında deneyimli üyelerimizin kliniklerinde genç meslektaşlarımıza da  beşer kişilik gruplar halinde kısa süreli eğitimler planlıyoruz.

W– Mezoterapi de size gelen talepler ve uygulamalarda yoğunlaştığınız alanlar nelerdir? Hastaların her isteği uygun mudur, kısaca değerlendirme sürecinizden de bahseder misiniz?

A.A.- Yaşlanma karşıtı uygulamaların yanında saç tedavileri ile bölgesel zayıflama ve selülit tedavileri sıklıkla başvurulan şikâyetler olmaktadır. Ayrıca ağrı yakınmalarında da mezoterapiyi etkin olarak kullanıyoruz.

W- “İyi Yaşlanmak” kavramınızı açar mısınız?

A.A.- Kısaca “Yaşının İyisi Olmak” sadece fiziki görünüm olarak değil, bütünsel olarak tam sağlıklı olmayı düşünüyorum. Dengeli beslenmek, iyi uyumak, yeterli su içmek, güneş koruyucu ve nemlendirici kullanmak en az yaptığımız uygulamalar kadar değerli.

 

W- İnsanlar bu konuya daha fazla önem vermeye başlamış mıdır?
Bu konuya ilginin artmasını nasıl değerlendirmektesiniz?
İhtiyaç mı V Zaruret mi?

A.A.- Başta sosyal medya olmak üzere iletişimin artması, kişinin kendini daha genç, güzel ve bakımlı olma arzusu olmaktadır. Özellikle orta yaşa gelen kişilerin yaşlanmanın belirtilerinin başlaması ile birlikte önlem alma istekleri olmaktadır. İyi yaş almanın yani yaşlanmanın yönetilebileceği düşüncesi artık insanlarda daha erken yaşlarda başlıyor. Koruyucu ve önleyici yaşlanma karşıtı uygulamaların gelecekteki olumlu etkileri ve düşük maliyetleri de ilginin artmasına neden oldu.

devam edecek…..