Ana Sayfa Hukuk&Etik Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Yapan Hekimlerin Mali Hakları

Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Yapan Hekimlerin Mali Hakları

Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Yapan Hekimlerin Mali Haklarına İlişkin Hukuki Bilgi Notu

Birliğimize yapılan başvurularda, üniversite kadrosunda yan dal uzmanlık eğitimi alan meslektaşlarımızın Sağlık Bakanlığı kadrosundaki meslektaşlarımıza göre temel aylık tutarı dışında tüm ödemelerde aleyhlerine fark oluştuğunu, yaptıkları başvurularda ödemeler arasındaki farkın “uzman hekim kadrosu bulunmaması nedeniyle asistan kadrosuna atama yapılmasından kaynaklandığı” yönünde kendilerine bilgi verildiği belirtilmiştir.

Yürürlükteki mevzuata göre yapılan işlemin yasal dayanağı bulunmamaktadır.

663 Sayılı Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Uzmanlık Eğitimi Yaptırılması” başlıklı 56. maddesi, Sağlık Bakanlığı adına diğer kurumlarda uzmanlık eğitimi yaptırılmasını düzenlemektedir. Bununla birlikte tıp fakültelerinin talebi üzerine açılan kontenjanlara yerleştirilen hekimler ise 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 50. maddesinin (d) fıkrası ve aynı kanunun 2880 sayılı kanun ile değişik 33. maddesi hükümlerine göre bu kurumlardaki öğretim yardımcısı kadrolarına atanmaktadırlar.

Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin “Uzmanlık Öğrencisi” başlıklı 11. maddesine göre; “Uzmanlık öğrencisi; kurumlarındaki kadro unvanı ne olursa olsun, bu Yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde programlarda uzmanlık eğitimi gören, araştırma ve uygulama yapan kişilerdir” ve “Programlara yerleştirilen uzmanlık öğrencilerinin istihdam şekli, kurumlarının özel mevzuat hükümlerine tabidir.”

2547 sayılı kanunun 3. maddesinin (l) bendine göre; “Öğretim Elemanları: Yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyeleri, öğretim görevlileri ve araştırma görevlileridir.” Aynı kanunun 50. maddesinin (e) bendine göre de; “Tıpta uzmanlık öğrenimi yapanlara verilecek aylık veya ödeneklerin tespitinde, aynı durumda bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığındaki personelin aylık ve ödenekleri göz önünde tutulur.” Kanunun 62. maddesine göre; “Üniversite öğretim elemanları ve üst kuruluşlar ile üniversitelerdeki memur ve diğer görevlilerin özlük hakları için bu kanun, bu kanunda belirtilmeyen hususlar için Üniversite Personel Kanunu, Üniversite Personel Kanunu’nda bulunmayan hususlar için ise genel hükümler uygulanır.” 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’nun 20. maddesine göre ise “Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır.”

Yan dal uzmanlık eğitimi alan hekimlerin, tıp fakültesi kadrosuna atanmalarıyla kazanılmış haklarından feragat etmiş sayılacaklarına dair iddianın hukuki dayanağı olmamasının ötesinde bu iddia Anayasa’nın hukuk devleti ilkesine de açıkça aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (Sözleşme) ek 1 No.lu Protokol’ün “Mülkiyetin Korunması” kenar başlıklı birinci maddesi şöyledir:

“Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.”

Sözleşme’nin 14. maddesi ise şöyledir:

“Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, mülkiyet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”

Anayasa Mahkemesi’nin Tevfik İlker Akçam (Başvuru Numarası: 2018/9074) kararında da belirtildiği gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), taraf devletlerin başka koşullarda benzer durumlar teşkil eden farklılıkların ayrımlı bir muameleyi gerektirip gerektirmediğinin ve ne ölçüde gerektirdiğinin değerlendirmesinde takdir yetkileri bulunduğunu kabul etmektedir.

AİHM; Sözleşme’nin 14. maddesine ilişkin başvurularda ölçülülük kriteri çerçevesinde izlendiği iddia edilen amacın önemi, bu amaca özgülenen ayrımcı müdahalenin başvurucunun mülkiyet hakkına müdahalesinin ağırlığı, ayrımcı müdahalenin amacın gerçekleştirilebilmesi için uygun ve elverişli olup olmadığı, söz konusu amacın izlenebilmesi için ayrımcı müdahalenin yapılmasının zorunlu olup olmadığı, başvurucunun ayrımcı müdahaleden mağduriyetinin giderilmesi için devlet tarafından önlem alınıp alınmadığı gibi unsurları denetlemektedir. Ayrıca AİHM, meşru bir kamu politikasını destekleyen bir müdahalenin uygulamada kabul edilemez derecede geniş olup olmadığını veya bazı kişilere makul olanın ötesinde veya aşırı bir yük yükleyip yüklemediğini saptamaya çalışmaktadır (Thlimmenos/Yunanistan [BD], B. No: 34369/97, 6/4/2000, § 47; Guberina/Hırvatistan, B. No: 23682/13, 22/3/2016, §§ 66-74; Fâbian/Macaristan, §§ 112-117).

Anılan mevzuat ve içtihat uyarınca, tıp fakültesi kadrosunda yan dal uzmanlık eğitimini yapmakta olan hekimlerin yasal hak edilmiş mali haklarının korunmasının, Sağlık Bakanlığı bünyesinde yan dal uzmanlık eğitimi yapan hekimlerin aylık ve ödeneklerinin de göz önüne alınmasının zorunlu olduğu açıktır.

Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi