Ana Sayfa Manşet Varyantlarla Ekstra önlemler gündeme gelebilir!

Varyantlarla Ekstra önlemler gündeme gelebilir!

Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz

KLİMİK Derneği genel Sekreteri ve Sağlık Bakanlığı Koronavirus Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, Türkiye’de ağırlıkla İngiltere varyantının görüldüğüne dikkat çekti. Mutasyona karşı önlemlere daha çok dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Yavuz, “Ekstra başka önlemler de gündemimize gelebilir” dedi.

Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, Türkiye’de ağırlıkla İngiltere varyantının görüldüğüne dikkat çekerek “İngiltere’de görülen mutasyon virus yani varyant 1, bulaşma hızı yüksek olduğu için endişe yaratıyor. ABD’de Mart ayına kadar bu varyantın baskın olacağı öngörülüyor. Türkiye’de de en fazla saptanan şu ana kadar bu varyant. O nedenle Türkiye’de de bu varyantın yayıldığını kabul edebiliriz. Mevcut kısıtlamalara devam etmek zorundayız. Buna rağmen bu varyant ülkemizde de baskın hale gelirse, bu önlemleri de artırmamız gerekebilir. Okulların tamamen açılmasını bu nedenle ötelenecek” diye konuştu.

DHA’da yer alan habere göre, Sağlık Bakanlığı Koronavirus Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek-Yavuz, koronavirus salgınında tüm dünyanın endişeyle izlediği virus mutasyonlarının salgın hastalıklarda beklenen bir durum olduğunu vurgulayarak salgınla mücadelede asıl önemli olanın, uygulanacak tedbirleri bu değişimlere göre adapte etmek olduğunu söyledi.

Maske kullanımının çok daha önem kazandığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “İngiliz varyantı dediğimiz varyant 1’in bulaşma hızının yüzde 40 ila 70 oranında daha yüksek olduğunu biliyoruz. Türkiye’de de en fazla saptanan mutasyon bu. İngiltere ile yakın ilişkilerimiz, oradan buraya gelen giden sayısının çok olması ve bu varyantın ilk olarak Eylül’de ilk olarak saptanmış olması nedeniyle şu anda Türkiye’de de aslında bu varyantın yayıldığını kabul edebiliriz. Önlemlerimizi de buna göre almamız gerekiyor artık. Şu bir kere kesin, mevcut kısıtlamalara, hiçbir şekilde azaltmadan devam etmek zorundayız. Mevcut önlemlere rağmen eğer bu varyant gerçekten baskın hale gelirse, bu önemler de yetersiz kalabilir. Zaten kaygı da buradan kaynaklanıyor” dedi.

Hem varyant 2’de (Güney Afrika) hem varyant 3’te (Brezilya) aşıdan kaçan bir mutasyon olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği Astra Zeneca’nın adenovirüs aşısı ile Güney Afrika’daki aşılamaların durdurulmasıyla ilgili gelişmeleri ise şu şekilde yorumladı: “Aşılar açısından endişe yaratan gelişmeler bu iki varyantta. E-484 adı verilen bu mutasyon her iki varyantta da var. Bu da ‘spike’ dediğimiz, virüsün diken proteininde olan bir değişiklik. İn vitro olarak (laboratuvar ortamında) gösterilmişti ama bu kadar, yani yüzde 10 etkinlik de beklenmiyordu açıkçası. Ama aşının yarattığı antikor seviyeleri anlamlı olacak gibi duruyor. İster adenovirüs platformu olsun, ister mRNA platformu olsun, bu aşıların hepsinde aslında hedeflenen, mikroorganizmanın diken proteini. Yani hepsinde aynı hedef. Ama bu aşıların oluşturduğu antikor seviyelerinde farklar olabilir. Oradan bir sıkıntı doğabilir. Ama bunlar da biraz daha araştırmaya ihtiyaç olan alanlar. Yoksa virüs sadece adenovirüs aşılarından kaçıyor da diğerinden kaçmıyor diyemeyiz. Sadece antikor seviyeleri fark edebilir. Bunlar da çalışılıyor zaten.”

Astra Zeneca aşısında ortaya çıkan bu gelişmenin, diğer aşılar açısından da benzer sonuçlar yaratma riskinin varlığına işaret ettiği için bütün aşıların değişmesinin dahi söz konusu olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “Zaten bunu gripte de yaşıyoruz. Yılda bir değişiyor grip aşıları. Buradaki kritik soru, önümüzdeki günlerde cevabını arayacağımız soru, ‘Ne kadar sıklıkla değiştirmemiz gerekiyor?’ 1 yıl mı, 2 yıl mı? Çünkü mesela Kovid hastalığını geçirenlerin şu anda hastalığın engellenmesi, yüzde 90 olarak 6-8 ay civarında. Aşılarda da şu anda bunu söyleyebiliyoruz. Aşıdan kaçan varyantların ise çok büyük bir yaygınlık göstermediğini biliyoruz. Bununla ilişkili olarak yapılması gereken de ne kadar sürede aşı değiştirmemiz gerekecek? O sorunun cevabını bilmiyoruz şu anda. Aşıda hedeflenen şey, tüm aşıların çalışmasını sağlayan lokomatif, spike proteine karşı oluşan antikorlar. Dolayısıyla oradaki proteinler değişmişse, bütün platformlardaki antijenleriizi değiştirmeniz gerekir.”tamamı için kaynağa bknz
görsel