Ana Sayfa Görüşler Tıbbın Zor Alanı: Uyuşturucu

Tıbbın Zor Alanı: Uyuşturucu

Uzm.Dr.Arzu Çiftçi Demirci

Tıbbın Zor Alanı: Uyuşturucu

W- Dr.Arzu Hanım merhaba, oldukça zor bir alandasınız, sizin ve sağlık alanındaki sorumluluklarınız hakkında kısa bilgi alabilir miyiz?

A.Ç.D.-Evet oldukça zor bir alan. 18 yaş altı alkol madde kullanım bozukluğu olan genç ve çocukların tedavisinin yapıldığı merkezde hekimlik yapmaktayım..

W- Uyuşturucu madde bağımlılığı nasıl bir sorun? Kişinin irade ve ahlakı yapısı ile ilişkisi var mı?

A.Ç.D.-Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Beyinde ciddi biyolojik mekanizmalarda  bozulmayla ortaya çıkmaktadır ve irade yada karakter zayıflığı, bozukluğu ile alakalı değildir.

W- Öyle ise neden?

A.Ç.D.-Alkol ve madde kullanıldığında beyinin ödüllendirme merkezini uyararak aşırı haz alınmasına yol açar tıpkı çok lezzetli bir yiyeceği yemek gibi . Beynimiz bunu kaydeder ve hatırlayarak geri çağırır yani canımız tekrar ister. Kişi  madde kullanmayı  devam ettirirse zaman içinde beyinde hücresel düzeyde değişiklik olmaya başlar,kişi zamanla arzu ettiği hazzı yada keyfi alamaz ve kullandığı maddenin miktarını ve kullanım sıklığını arttırır. Buna tolerans diyoruz.

Madde kullanımı devam ettiği taktirde değişiklikler kalıcı hale gelir. Bunun sonucunda kişi madde kullanmayı bıraktığında ciddi şekilde ruhsal yada bedensel  sıkıntı hisseder buna da yoksunluk diyoruz. Yoksunlukla beraber eş zamanlı karşı konulması çok güç olan maddeye karşı yoğun bir kullanma arzusu duyar buna da aşerme diyoruz. Beynimiz yaşadığımız her anı tüm boyutları ile kaydeder yani görüntü,ses,koku….Madde kullanımı sırasında kaydedilen tüm detaylar sonrasında hatırlatıcı olur ve aşermeyi dayanılmaz hale getirebilir.

W- Risk grupları nelerdir? Yanıtı duymak korkutuyor , 2015 itibarı ile uyuşturucu maddeye başlama yaşı nedir mümkünse yıllar içindeki gelişimini aktarır mısınız?

A.Ç.D.-Herkes her yaş grubu sosyokültürel ve ekonomik yapıda insan bağımlı olabilir. Ama en riskli dönem ergen ve genç erişkinlik dönemidir. Bu yaş grubunda kişinin otokontrol merkezi tam gelişmemiştir,risk algısı bozuktur yani kendilerine hiçbirşey olmayacağını düşünürler.Burada sayamayacağım bir çok başka sebepten ergenlik çok riskli bir dönemdir. Bunun dışında genetik yatkınlık ders başarısında düşüklük,psikiyatrik hastalık yada sorunlar,sorunlu bir aileden gelme şiddet görme,yanlış çocuk yetiştirme tutumları, aşırı serbestlik yada aşırı baskı,zorlanılan yaşam döngülerinde yani kişiyi negatif etkileyecek durumlarda risk artmakta.

Maalesef maddeye başlama yaşı düşmekte ortalama 13-14  yaş civarına inmiş durumdadır. Aslında ilk başlanılan madde sigaradır. Sigaraya başlama yaşı ne kadar düşükse maddeye geçme riski  o kadar yüksektir.

W- Jenerasyon arası farkların buna tesiri nedir? Ebeveynlerin genel hataları hakkındaki görüşünüz?

A.Ç.D.-Her zaman anne babalarla çocuklar arası kuşak farkı olur. Son yıllarda çocuğu ile arkadaş gibi olan , özgür yaşamasının daha iyi olduğunu düşünen çocuk yetiştirme tutumları ile karşılaşıyoruz. Buda bizim sınır problemli dediğimiz çocukların tamamen hazza yönelik yaşaması ve istediği şey olmadığında ortaya çıkan sıkıntı hissini tahammül edemeyen çocuk ve ergenlere yol açmaktadır. Çocuk ve gençlerde toplumun, ailenin kurallarını kabul etmekte zorlanmasına yol açmaktadır.
Çok çocuk sahibi olma,
çocukların duygusal ve diğer ihtiyaçlarını karşılayamama,
ders başarısı ile ilgilenmeme,
aşırı baskı yada aşırı serbest şekilde büyütülme,
anne babanın kurallar konusunda tutarsız davranması,
yetersiz iletişim ,
gibi…sayabileceğim hatalı tutumlardan bazılarıdır.

Geçtiğimiz son 30 yıl içinde teknolojide ciddi gelişmeler oldu ve internet ve haberleşme hayatımıza girdi bunun da madde kullanımında yaygınlaşmada etkisi olduğunu düşünmekteyim. Bunu sentetik kannabinoidlerde yaşadık , öncelikli olarak internetten satışı yapıldı ve yaygınlaşması sağlandı.Madde satıcıları ve kullanıcıları internet ortamında haberleşebiliyor.Gençler yanlış haberlerle bilgilerle maalesef kandırılabiliyor.

W- Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımı durumu hakkında bilgi alabilir miyim ve bu konu da yapılmış epidemiyolojik çalışmaların ortak tespitleri nelerdir?

A.Ç.D.-Ülkemizde tüm yaygınlılığı gösterecek epidemiyolojik çalışmalar maalesef yok.
İstanbul için 2010 ve 2012 de yapılmış lise 10.sınıflarda 2 çalışma mevcut. Yaşam boyu tütün  deneme oranı %50, alkol deneme oranı %35 , herhangi bir yaşa dışı madde deneme oranı %10 civarındadır.

W- Bağımlılık başlıyor? 1 kez kullanım ile bağımlı olunur mu?

A.Ç.D.-Tabiî ki tek kullanımda bağımlılık gelişmiyor. Bağımlılık zaman içinde beynin maddeye sürekli maruz kalması ile oluşur, her maddenin bağımlılık geliştirme yani beyinde kalıcı değişiklikler yapma hızı ise farklıdır.

W- Madde kullanımının Tıbbi ve Sosyal sonuçları nelerdir?

A.Ç.D.- Ek psikiyatrik hastalık: %72, akıl hastalığından depresyona her türlü hastalığa sebep olabiliyor.
Normal popülasyona göre intihar 20-30 kat fazla
, kendine zarar verme kendini kesme, yakma gibi davranışlar %90 , AIDS, Hepatit B ve C yaygın,şiddet:  12-16 kat fazla

Evden/okuldan kaçış , sokak hayatına alışma ,ders başarısında düşme ve okul kaybı,davranış bozuklukları,çalışamama,suç işleme toplum dışına itilme,damgalanma,fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalma ise gelişen sonuçların bazılarıdır.

W- Ülkemizin tedavi konusunda mevcut imkânları nedir? Bu konuda sınıfta mı kaldık?

A.Ç.D.- Ülkemizde maalesef şimdiye kadar sorunun ne kadar ciddi olduğu ve yaygınlığı pek anlaşılamadı. Bir çok ilde AMATEM  ve 3 ilde ise ÇEMATEM mevcut fakat mevcut tedavi merkezlerinin sayısı ve yatak kapasitesi yetersiz, ayrıca tedavinin devamı olan rehabilitasyon merkezleri  Türkiye’de yok.

W- Yanlış değilsem 3 bin civarında psikiyatri uzmanı var fakat madde bağımlılığı tedavisi konusunda sanırım zafiyet var, meslektaşlarınız bu alana uzak mı duruyor ve size göre neden olabilir?

A.Ç.D.-Hiç bir meslektaşım bu hasta grubunu sevmiyor ve çalışmak istemiyor. Tıpkı halk ve diğer hekimler gibi birçok psikiyatrist bu hasta grubuna öfke duyabiliyor. Aynı zamanda çok fazla emek isteyen ve başarı oranı düşük bir hastalık olması da tercihi olumsuz etkiliyor.

W- Tedavide kılavuzlar neler ve ülke olarak biz hangisini uygulamaktayız?

A.Ç.D.-
Tedavide birçok terapi tekniği birlikte kullanılır. Madde bağımlılığı çok boyutlu sonuçları olan bir hastalıktır; biyolojik, psikolojik ve sosyal sonuçlarına eş zamanlı yaklaşımla başarılı olmak mümkündür. Dünyada bir çok model geliştirilmiştir.kısa sureli yatış,ayaktan tedavi,6-12 ay yatış sonrasında ayaktan tedavi ,3-4 yıl kalınabilen bağımlılık köyleri.Bu modellerin içinde kullanılan teknikler benzer terapi teknikleridir.

W-  Okurlarımızın bir çoğu ergen çocuğa sahip ve sizden kısaca ergen için Yaşam Becerileri Eğitimi nedir, açıklar mısınız?

A.Ç.D.- Yaşam becerileri: ergenin daha sağlıklı bir erişkin hayatı yaşamasını sağlayacak ruhsal ve sosyal becerilerdir. hayır diyebilme, öfke kontrolü, kendini ifade edebilme, ilişki kurabilme, kendine fiziksel olarak  bakabilme, sorun çözebilme  gibi.Kişinin yaşamda zorluklarla karşılaştığında bunun üstesinden daha kolay gelmesini sağlarlar.

W- 13 kasım 2014’de Uyuşturucu ile Mücadele konulu Başbakanlık Genelgesi resmi gazetede yayınlandı, bu konuda güçlü bir irade olması çözüm için ne kadar önemli?

A.Ç.D.- Çok çok önemli, çünkü çok boyutlu  bir sorun ve en temelde önleme faaliyetleri gelmektedir. Bağımlılık gelişince tedavi hem çok pahalı hem de ciddi profesyonel ekip gerekmektedir. Çocuğun doğumundan sağlıklı bir erişkin olana kadar geçen sürede  önlemede devletin tüm kurumlarına görev düşmekte başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışan çocuklar için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi. Hem önleme hem de tedavi ve rehabilitasyon sistemlerinin yapılandırılması için güçlü bir irade ve kurumlar arası koordinasyon gerektirmektedir.

W- Sentetik Kannobinoidler in (bonzai) hikayesi nedir ve bu hikayede ilaç sanayinin yeri konusunda bilgi verir misiniz?

A.Ç.D.-Sentetik Kannabinoidler ilaç sanayinde ve üniversitelerde ilaç araştırmaları sırasında ortaya çıktılar. Son 10 yılda tüm dünyada büyük sorun oluşturmuştur. Son 5 yılda da Türkiye’de hızla yayıldı. Tamamen laboratuarlarda üretilmiş sentetik maddelerdir , asetonda eritilerek bitkilere sıkılarak doğal bitkisel denerek pazarlanmıştır.çok tehlikeli maddelerdir.

W- Tedavide kullanılan ilaçların temininde sıkıntı var mı? Özellikle Naltreksan bulunabilirliği ve tedavide kullanımının hayatiliği konusundaki durum nedir?

A.Ç.D.-Maalesef bazı ilaçlarla ilgili zaman aman sıkıntı yaşıyoruz. Naltreksan da bu ilaçlardan birisidir.

W- Sizce uyuşturucu ile mücadele konusunda T.C.Sağlık Bakanlığının,  devletin acil atması gereken stratejik adımlar nelerdir?

A.Ç.D.- Sağlık Bakanlığı ve devlet, kurumlar arası organizasyonu sağlamalıdır. “Önleme Faaliyetleri” planlaması bir an önce başlatılmalı. Sağlık Bakanlığı ile  Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı yeterli sayıda rehabilitasyon merkezleri kurmalıdır.

W- Son olarak toplumda giderek artan şiddet eğilimi var ve sağlıktaki korkunç tablo hakkındaki yorumunuzu almak isterim.

A.Ç.D.-Evet şiddet maalesef daha yaygın ve daha kolay yapılabilir oldu. Geçinmenin çok zor olması, günlük yaşam stresinin yüksek olması, özellikle İstanbul gibi aşırı uçların bir arada olması, İletişim araçlarının şiddeti sürekli sergilemeleri normalizasyon dediğimiz-sanki çok doğal ve herkesin yaptığı davranışlar gibi algılanmasını sağlamaktadır. Örneğin kadın cinayetleri yıllar önce kadın cinayetlerine dikkat çekmek için bir kampanya başlatıldı. Ne yazık ki cinayetler ayrıntılı verilmekte ama suçluların başına gelenlerin üzerinde durulmamakta. İnsanların zihninde cinayetler kalmakta ama faillere ne olduğu bilinmemekte. Hekimlik gibi eğitimi çok zor, yapılması sürekli özveri isteyen bir mesleği icra ederken halkın bu meslek mensuplarına saygı duymasını bırakın, saldırgan tutumu çok endişe verici ve çok üzücü. Zaman zaman meslektaşlarımızla bu konuyu konuşuyoruz. Özünde insan sevgisi gerektiren bu meslekte hepimiz hayal kırıklığı ve üzüntü içindeyiz.

W- WinAlly olarak şiddet haberlerini paylaşmıyoruz fakat şiddeti uygulayana verilen cezaları haber yapmaktayız. Şiddet haberleri olayı vakayı adiye-sıradanlaştırdığı yönündeki düşüncemize katılır mısınız, bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

A.Ç.D.-Evet bende aynen katılıyorum neyin altını çizerseniz insanların aklında o kalır suça karşı verilen cezaların altı çizilirse insanlar bunu hatırlar.

W- Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.