Ana Sayfa Tıp&Sağlık TDB: Aile Dişhekimliği’nde Kamu Özel Çalışan Dişhekimleriyle İşbirliği Yapmalı

TDB: Aile Dişhekimliği’nde Kamu Özel Çalışan Dişhekimleriyle İşbirliği Yapmalı

A. Tarık İşmen Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı

Koruyucu hekimlikte, bir çok sorun yaşanmasına rağmen halen devam eden Aile Hekimliği Projesi’nin ardından şimdi de Aile Dişhekimliği Projesi hayata geçirildi. Türkiye geneline yayılacak olan projede her mahallede aile hekimlikleri gibi aile dişhekimliği birimlerinin açılması planlanıyor. Sağlık Bakanlığı 2022 yılında proje için startı verdi. Eskişehir, Kırşehir ve Karabük olmak üzere üç ilde Aile Dişhekimliği pilot uygulaması başlatıldı. 2-12 yaş çocuklara koruyucu dişhekimliği hizmetinin verilmesi ile başlanan projeye katılımın az olduğu, kamuoyunun daha çok bilinçlendirilmesi gerektiği gözlendi.  Proje ile ilgili Sağlık Bakanlığı ekiplerine danışmanlık desteği veren Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) ile bu yıl tüm ülke genelinde uygulanmaya başlanması planlanan Aile Dişhekimliği hakkında bilgi aldık. Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Tarık İşmen, BSHA’ya projenin hayata geçirilmesi ile gözlemledikleri eksileri ve artıları değerlendirdi.

“Aile Dişhekimliği Farkındalığı artırılmalı”

Türk Dişhekimleri Birliği olarak, koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerini çok önemsediklerini, aile dişhekimliği adı altında pilot uygulama ile başlatılan projeyi eksiklikleri olsa da bu açıdan çok değerli bulduklarının ve desteklediklerinin altını çizen TDB Genel Başkanı Tarık İşmen, “Ağız diş sağlığı alanında koruyucu hekimliğin bir devlet politikası haline gelmesi ve aslında tüm partilerin de bunu sağlık programlarına koyması gerektiğini düşünüyoruz. Geçmişte bununla ilgili bütün siyasi partileri bilgilendirdik. Sağlık Bakanlığına da yıllardır koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ilişkin projelerimizi ve taleplerimizi iletiyoruz. Aile Dişhekimliği Projesi ile 3 ilde ve 12 ilçede pilot uygulama ile başladı. Eskişehir, Kırşehir ve Karabük illerinde eylül ayında başlayan çalışmada bazı eksiklikler var. Pilot uygulamaya ilişkin yapılan değerlendirmede vatandaşların ilgisinin az olduğu gözlendiği belirtiliyor. Öncelikle toplumun koruyucu ağız diş sağlığı hizmet birimlerine talebini daha da artırmak gerekiyor. Bu talebin azlığı bizim için bir sıkıntıdır. Proje 12 yaş grubu çocuklara uygulandı. Sayın Bakanımız da bunu mecliste müjde olarak duyurdu. 2023 te bütün Türkiye’de yapılacağını ifade etti. Ancak buradaki eksiklik bu işi en iyi bilen Türk Dişhekimleri Birliği’nin konuya daha fazla dahil  edilmiyor olmasıdır” dedi.

“Aile Ağız Diş Sağlığı Merkezleri reçete yazılan merkezler olmamalı”

Projenin başlangıç aşamasında Sağlık Bakanlığı’nın TDB’den danışmanlık aldığını, projenin oluşmasına 3 TDB’li dişhekimin bilimsel destek verdiğinin altını çizen İşmen şunları söyledi: “Projenin yaygınlaşması ve kalıcı olması gerekiyor. Ama aile hekimliği gibi olmamalıdır. Bu çok doğru değil çünkü aile hekimliğinde yaşanan sıkıntılar bu alanda da yaşansın istemiyoruz. Bu işin mali ve idari boyutu mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmalıdır. Aile hekimlerine 3-4 bin kişi bağlanarak hekimler reçete yazar konuma geldi.  Aile Dişhekimliği Projesinde böyle bir şey yaşansın istemeyiz. Daha dikkatli ve daha derinlikli  bir proje haline dönüştürülmesi gerekiyor.”

“Aile Dişhekimliklerine başvuru oranları çok düşük”

Pilot olarak uygulanan projede başvuruların ilginin azlığına dikkat çeken TDB Genel Başkanı Tarık İşmen, “Başvuru oranları çok düşük. Pilot illerdeki başvuru oranı yüzde 6 civarındadır. 2-12 yaş hedefinde gitmesi gereken kişilerin yüzde 90’ı gitmemiş demek oluyor. Duyurunun, kamuoyu bilgilendirmesinin etkili bir şekilde yapılması gerekiyordu. Halk tarafından mutlaka bir işlem yapılması beklentisi var. Koruyucu hekimlik demek; koruyucu materyalleri, ağız diş ve bakımını ebeveyne ve çocuğa öğretmek demektir. Bu projede kamunun hizmet sunumunun yaygınlaşması ve başvuruların artması açısından özel sağlık kurum ve kuruluşlarından yararlanması, işbirliği yapması gerekir.” diye konuştu.

Koruyucu hekimlikte Kore örneği

Avrupa-Türkiye kıyaslaması yapan TDB Genel Başkanı İşmen, “Avrupa ile ülkemizi karşılaştırdığımızda, bir- bir buçuk olan kişi başı problem sayısı bizde altı civarında. Bu veriler; gelecekte çocukların diş kayıplarına, yaşanan diş kayıplarına bağlı olarak daha büyük problemlerin ortaya çıkmasına ve bunların tedavisi için de çok daha büyük  kamu kaynaklarına ihtiyaç duyulacağına işaret ediyor. Koruyucu hekimlik ile Kore 1 dolar harcayarak 50 dolarlık kar ettiğini ifade ediyor. 1 dolarlık yatırımla gelecekte 50 dolarlık devlet karı söz konusu” vurgusunda bulundu.

“Aile Dişhekimliği Projesi’nde kamu-özel işbirliği çok önemli”

TDB Genel Başkanı Tarık İşmen, son olarak Meslek Birliği sürece dahil edilmesi ile Aile Hekimliği Projesi’nde kamu-özel birlikteliğinin çok önemli olduğunun altını özellikle çizerek,  mahallelerde aile hekimlikleri gibi bir yaygınlaşmanın çok sonuç vermeyeceğini ifade etti. İşmen sözlerine şöyle devam etti: “Çocukların ağzında çürük var, bu çürüklerin tedavi edilmesi ve koruyucu uygulamanın yapılması gerekiyor. İşte tam burada kamu ve özelin işbirliği konusu devreye giriyor. Önce çocukların çürükleri tedavi edilecek. Bu çürükler ağızdan uzaklaştırılacak. Daha sonra koruyucu materyaller uygulanacak. Risk grubunda ise 3 ayda bir, değilse 6 ayda bir kontrol edilerek flor uygulaması  yapılacak. Ve böylece kalıcı dişlerin zarar görmesi engellenecek. Süt dişleri daha uzun ve sağlıklı bir şekilde ağızda kalacağı için altından gelen sürekli dişler de daha sağlıklı bir şekilde çıkacaklar. Bu konunun finansmanı önemli. Bu finansman mutlaka kamu eliyle karşılanmalı, muayenehanelerden bu şekliyle bir hizmet alımı olmalı. Her bölgede her ilçede her mahallede dişhekimi var. Muayenehane dişhekimleri aslında o bölgedeki insanların aile dişhekimleri gibidirler. Bunun devreye sokulması gerekiyor. Koruyucu hekimlik sunmak isteyen meslektaşlarımız bölgede kendilerine bağlanacak 1500-2000 çocuğu yıl içerisinde sürekli kontrol edip, durum tespiti yaparak ve sürekli koruyucu işlemler uygulayarak gelecekte daha sağlıklı bir toplum yaratabilir”