Ana Sayfa Biyoteknoloji Singapur ilaç endüstrisindeki başarısını tekrarlamaya hazırlanıyor

Singapur ilaç endüstrisindeki başarısını tekrarlamaya hazırlanıyor

Yeni bir küresel oyuncu geliyor…

Geçtiğimiz günlerde Singapur hükümeti, sentetik biyoloji stratejisini uygulamaya koydu ve bir program başlattı. Stratejinin temel amacı, önümüzdeki 10 yılda Singapur’un sentetik biyolojinin merkezi olması. Sentetik biyoloji, mühendislik uygulamalarıyla canlı organizmaları, hücreleri yeniden programlamaya imkan veriyor. Farklı amaçlara göre yeniden programlanan ve yapay olarak tasarlanıp üretilen canlı sistemler, farklı sektörler için kullanılabiliyor. İşte Singapur da, bugünden hayatımızı etkilemeye başlamış olan ve farklı sektörleri aynı anda dönüştürebilen bu teknoloji platformunun gelecekteki merkezi olmak istiyor. Singapur hükümeti, ilaç, enerji, elektronik ve gıda olarak önceliklendirdiği 4 farklı sektörde dönüşüm için sentetik biyolojiyi odak olarak aldı.

Selin Arslanhan MemişSelin Arslanhan Memiş

Hükümet temsilcileri bugünlerde, eskiden biyomedikal teknolojilerinde başlattıkları girişimle ilaç endüstrisinde elde ettikleri başarıyı yeniden tekrarlayabileceklerini ifade ediyor. Singapur, 2000 yılında Biyomedikal Bilimleri Girişimi adında bir strateji tasarlamış ve farklı birçok aracı uygulamaya koymuştu. Bu girişimle Singapur, ilaç endüstrisi yatırımlarının merkezi haline geldi. Dünyada ilaç sektörü yatırımlarını çeken ülkeler arasında ilk 3’e girdi. Singapur’un yüzölçümünü hatırlatmak gerekirse, bizim Yalova ilimizden daha küçük bir yerden bahsediyoruz. O kadarcık yerde 2000’li yıllardan itibaren 50’nin üzerinde ilaç Ar-Ge ve üretim merkezi kuruldu. Çok uluslu ilaç şirketlerinin arasında Singapur’da Ar-Ge yapmayan neredeyse yok. Singapur’un ilaç ihracatı 6 milyar dolar. Yani Türkiye’nin ilaç ihracatının neredeyse 10 katı. Mesele sadece ihracat değil tabii ki. İnovatif ilaçların temel araştırmalarının yürütüldüğü, inovasyonun çıktığı Ar- Ge merkezlerinin birçoğu orada.

Peki nasıl oldu? Singapur aynı bugünlerde sentetik biyoloji için yapmaya çalıştığını, o zaman da biyomedikal teknolojilerine odaklanarak yaptı. O zaman tek bir sektöre yönelik teknolojilere odaklanmak yerindeydi. Şimdi ise, farklı sektörleri aynı anda dönüştürebilen teknoloji platformları söz konusu. Singapur da akıllı bir devletle yıllar içinde gerçekleşen değişimi görüp, bu kez sentetik biyoloji gibi yatay bir teknoloji platformunu odak alarak farklı sektörleri dönüştürmeyi amaçlıyor.

2000’li yılların başında Ar-Ge yatırımlarını çekebilmek için Biopolis, üretim yatırımlarını çekebilmek için ise Tuas kümelerini kurmuşlardı. Biopolis kümesi daha çok yaşam bilimleri araştırmalarının yoğunlaştığı araştırma merkezleri ile ilaç şirketlerinin Ar-Ge merkezlerinden oluşuyor. Aynı küme içerisinde ilgili kamu kurumları da yer alıyor. Singapur hükümetinin bu kümeyi oluştururken üstlendiği rol ise, oraya yatırımları çekebilmek için şirketlerin ihtiyaçlarına cevap olabilecek araçlar ve yapılar ortaya koymak. Genom enstitüsü bunlardan biri. Yani sadece bina yapıp şirketler gelsin diye beklemiyorlar. Önce bir biyomedikal girişimi başlatıyorlar. Bu girişim çerçevesinde kümeyi tetikleyecek yapıları kurup işletmeye başlıyorlar. Bu yapılarda şirketlerin ihtiyaçları neyse, dünyadaki diğer kümelerden nasıl fark yaratılabilecekse ona odaklanıyorlar. Aynı zamanda odaklandıkları teknoloji alanına spesifik teşvik mekanizmalarını uygulamaya koyuyorlar. Ar-Ge için bir yandan bunu yaparken bir yandan da ilaç üretim yatırımlarını çekmek için bu kez farklı yapılar yerleştirdikleri Tuas medikal kümesini aktive ediyorlar. Tüm bunlar sonucunda elde ettikleri çok önemli bir başarı hikayesi var. Bu iki küme, Biopolis ve Tuas, dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinin merkezlerinin konumlandığı bölgeler haline geldi. Singapur, ilaç Ar-Ge ve üretim yatırımlarında dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdi ve ilaç ihracatı en önemli ihracat kalemlerinden biri oldu.