Ana Sayfa Manşet “Sağlık Aşkına”

“Sağlık Aşkına”

Queisser Pharma CEO ve Genel Müdürü Demet Eryılmaz

Queisser Pharma CEO ve Genel Müdürü Sn. Demet Eryılmaz’ın görüşlerini alacağız.

Sn. Demet Hanım sizi ve ülkemizde nispeten yeni olan Queisser Pharma’yı tanıyabilir miyiz?

D.E.-Tabii… 1994 yılında öğrenciyken sektöre GSK’da mümessil olarak adım attım. O tarihten bu yana da sektördeyim. İTÜ Çevre Mühendisliği ve ardında Marmara Üniversitesi MBA eğitimi sonrası İngiltere’de eğitimime devam ettim. Dönünce yine sektörde devam ettim. Sırasıyla Sanofi, Abdi İbrahim, Bilim İlaç, İnnovex ve Bayer’de pazarlama ve satış ekiplerini yönettim. 2016 yılından bu yana da Queisser Pharma Türkiye Genel Müdürü olarak çalışmaktayım.

Queisser Pharma 123 yıllık bir Alman OTC şirketi. Almanya’da 1897’de bir eczacı olan Alfred Queisser tarafından kurulmuş olan bir firma. Queisser Pharma Dünyada 70’den fazla ülkede varolan, %100 OTC alanına odaklı ve  değerleri  olan bir firma. 5 ana markası bulunan Queisser Pharma’nın yatırım markaları;  Almanya’nın vitamin ve mineral pazarının lideri olan 100 yıllık güçlü bir marka olan Doppelherz ve arkasında 50 yıllık bir tecrübe barındıran bir diğer güçlü markası ağız ve diş sağlığı kategorisinde protez bakımına yönelik geniş skalalı  Protefix markasıdır. Queisser Pharma çok önemsediği ve büyüme hedefleri olan Türkiye pazarına 2000’li yılların başında bir distribütör kanalı ile Protefix markası ile giriyor. Ancak pek çok ülkede Almanya gibi Pazar lideri olduğu ve en büyük markası olan Doppelherz lansmanını kendi organizasyonu ile yapmak istediği için kendi ofisini 2014 yılı sonunda Türkiye’de kurma kararı alıyor. Ben firmanın yapılanmasını 2016 yılında görevi devralarak bir start up olarak başlattım. Bu sene Türkiye’de 4. yılımız.  25 kişilik bir ekibiz. 2019 yılının en fazla büyüme gösteren ülkesi olduk. Pazarda yeni lansmanlarla hızla büyümeye devam ediyoruz.

W- Gıda takviyeleriniz ve protez diş bakım ürünleriniz mevcut, ürünlerinizin özelliklerini alabilir miyiz?

D.E- Doppelherz markası uzun yıllardır Almanya’nın bir numaralı vitamin ve mineral markası. Pazara girdiği her ülkede kısa sürede liderliğe yerleşen bir marka. Besin takviyeleri konusunda Almanya her ülke için bir rol model. O ülkede Pazar lideri bir marka olmak ve bunu uzun yıllar devam ettirmek büyük başarı. Doppelherz 100 yıllık bir marka ve tüketici ihtiyaçlarına yönelik kendini yenileyerek pazara innovatif formlar ve formüller ile öncülük eden Almanya’nın lider markası. Doppelherz’in en büyük özelliği optimum doz ile maksimum fayda sağlanması üzerine tasarlanmış özellikte formülasyona sahip olması. Doppelherz markasının arkasında güçlü bir AR-GE var. Üretim tesislerimizin Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm standartlarını karşılaması ve her şeyin ötesinde GMP sertifikası olan tesislerde üretiliyor olması etkileyici ve markaya duyulan güveni arttıran faktörler. Doppelherz markasının tüm ürünleri üstün Alman Teknolojisi ile fark yaratan ürünler. Katkı maddesi içermeyen, doğal içerikli ve pek çok ürünümüz laktozsuz ve glütensiz ürünler. Ayrıca Vegan ve Vejeteryanların da kullanabileceği ürünleri üreten firmamız özellikle herkesin kullanımına uygun ürünler bulabileceği ürün portföyüne sahip.

Firmamızın markaları arasında önemli yere sahip olan Protefix; protez diş kullanıcıların tüm ihtiyaçlarını karşılamak adına dizayn edilmiş ve arkasında 50 yıldan fazla bir tecrübe olan ürün grubu. Protefix’de benzer ürünlerde olmayan yine hasta odaklı tasarlanmış Yapıştırıcı Yastıklar sadece Queisser Pharma teknolojisi ile üretilen benzersiz bir ürün grubu. Yine formülasyonu tamamen bitkisel ve tescilli olan Protefix Ağıziçi Yara Jeli 1 yaşından itibaren herkesi kullanabileceği ağız içinde oluşan aft ve her türlü yaranın hızla tedavi edilmesini sağlayan alanında benzersiz etkiye sahip bir ürün.

W- Yakın dönem portföyünüze eklenecek ürünler nelerdir?

D.E.- Türkiye’de 2 marka ile varız. Doppelherz markasını 2017’de pazara vermeye başladık. Hem marka bilinilirliğini yaratmak hem de gerçekten farklı ve beklenen ürünleri pazara vermeyi hedefledik. Henüz 11 ürün ile Türk tüketicisine ulaşıyoruz. Ancak Almanya’da olan ve çok fazla talep aldığımız 2 yeni ürünü çok yakında pazara vereceğiz. Birini Haziran diğerini ağustos ayında. Queisser Pharma olarak yaz aylarında yaptığımız lansmanlarımız bize hep başarı getirmiştir. Sektör hayatımda ilk kez 2018 Temmuz ayında yaşadığımız ekonomik kriz döneminde şu anda en fazla satış yaptığımız ve hatta 2019 yılında tüm dünyada en iyi satan ülke olmamızı sağlayan Doppelherz System Kollagen Beauty ürünümüzün lansmanını yapmıştık. Bu sene de yine pandemi döneminde 2 büyük lansman yaparak ayakta kalacağız ve büyüyeceğiz.  Haziran ayında lansmanını yapmayı planladığımız ürün Doppelherz A-Z Depot adlı Almanya’nın en çok tercih edilen multivitamini. Bu ürün için eczacılarımızdan çok talep geldi ve onlardan aldığımız geribildirimlerle bu ürünün lansmanını yapma kararı aldık. Diğer ürünümüz ise gerçek anlamda pazardaki büyük bir açığı kapatacak çok özel bir ürün. Eklem sağlığı insidansı çok yüksek olan ve artık çok genç yaşlarda da sıkça görülmeye başlayan ciddi bir halk sağlığı problemi. Queisser Pharma olarak bu alanda çok etkili bir ürünümüz var. Hem içeriği ile hem de formu ile pazarda çok fark yaratacak güçlü bir ürün. Pazarda bu alanda büyük bir boşluğu dolduracağımıza inandığımız, sonuçları klinik çalışmalarla destekli bu ürünün lansmanını yaz aylarında yapıyor olacağız. Yine planımızda var olan bir ürünümüzün yeni bir formunun da lansmanı var. Tüm yeni lansmanlarda hem müşterilerimizi dinliyoruz hem pazarın ihtiyaçlarını analiz ederek hareket ediyoruz.

W- Queisser Pharma ürünleri hangi ülkelerde pazarlanmaktadır?

D.E.- Dünyada 70’den fazla ülkede Queisser Pharma ürünleri var. Queisser Pharma bu ülkelerin bazılarında Türkiye’de olduğu gibi kendi yapılanması ile var; bazılarında ise distribütör kanalı ile yer alıyor. Çin ve Rusya, Almanya’nın ardından gelen en büyük 2 ülke. Türkiye olarak biz Doğu Avrupa ülkeleri arasında yer alıyoruz. Türkiye pazarına firmanın girişi diğer Avrupa ülkelerine göre daha geç. Ancak hızla ve her sene başarı hikayeleri ile yol alıyoruz. 2019’da tüm dünyada en fazla büyüme gösteren ülke olduk.

W- Eczanelerde yer alan ve reçetesiz olarak sunumda olan ürünlerinizin özellikle Almanya’da tercih sebepleri nelerdir?

D.E.- Markalarımız Almanya’nın en köklü firmasının üstün Alman teknolojisi ile üretilen ve Almanya’da halka mal olmuş ürünler. Özellikle Doppelherz markası Alman halkı ile güçlü bir bağa sahip 100 yıllık marka. Doppelherz’in güçlü bir hikayesi var. Almanya uzun yıllar birinci dünya savaşında savaşmış ve pek çok kayıp vermiş bir halk. O tarihlerde Alman halkının geçim sıkıntısı çekmesi ve erkeklerin pek çoğunun ölmesi veya savaşta olması nedeniyle kadınların ailelerinin geçimlerini sağlamaya çalışmaları ve yaşanan yokluk halkın savaşın olumsuz etkilerini derinden yaşamalarına neden olmuş. O tarihe kadar kişisel bakım ürünleri, ağız ve diş sağlığına odaklı bir firma olan Queisser Pharma yeterince beslenemeyen halkının bu süreçte sanki çift kalpleri varmışçasına güçlü ve enerjik olmasını sağlayacak bir tonik üretiyor. Markasını da Almancada çift kalp anlamına gelen Doppelherz adını koyuyor. Doppelherz markasının logosu 2 kalpten oluşuyor; siyah ve kırmızı kalplerden. Logodaki siyah kalp savaşı temsil eder, kırmızı kalp ise sağlıklı yaşamı ve Doppelherz markasını temsil eder. 100 yıllık bu marka Almanya’da yaşamış olan herkesin adını duyduğunda yüzünde gülümseme ile ‘ben o markayla büyüdüm ve hala da kullanıyorum’ dedikleri bir marka. Firmamızın değerleri olan kalite, innovasyon ve müşteri odaklılık aslında yenilikçi ürünleri dizayn edip yeni trendleri oluşturacak ve takip edilecek ürünleri pazara vermesi aslında neden bu kadar çok tercih edilen ve Pazar lideri marka olmasının ana nedenleri diyebilirim.

W- Ürünlerinizin standartları ve almış olduğu ödüllerden bahseder misiniz?

D.E.- Almanya’da hem Doppelherz hem de Protefix pek çok ödül alan 2 marka. Ancak Türkiye’de henüz bir ödülümüz yok. Ben en büyük ödülün her evde yer alacak markalar olmaktan geçtiğine inanıyorum. Birtakım kuruluşların belli ücretler karşılığında verdikleri ödülleri önemsemiyor ve bu tarzda girişimlerden özellikle kaçınıyorum.  Queisser Türkiye olarak Türk tüketicisinin de uzun yıllardır Alman halkının güvenle kullandığı markalarımızı kullanarak yaşam kalitelerini arttırmalarını ve sağlıkla yaşamalarını ve yaş almalarını sağlamayı misyonumuz olarak belirledik ve bu misyonla elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

W- Ülkemizde yatırım düşünüyor musunuz?

D.E.-Üretimimiz Almanya’da devam edecek. Tüm ülkelere aynı üretim tesisinde üretim yapılıyor. Ancak firma olarak Türkiye’de büyüme hedefindeyiz ve bu anlamda yatırımlarımızı artarak devam etmeyi hedefliyoruz. Yeni ürünleri Türk tüketicisi ile buluşturmaya devam!

W- Pandemi Queisser Pharma çalışmalarını etkiledi mi, ne gibi önlemler aldınız?

D.E.-Sağlık Bakanlığı’nın kararı ile doktor ve eczane ziyaretlerimize 16 Mart itibariyle ile son vererek evden çalışmaya başladık. Halen evden çalışmaya devam ediyoruz. Pandemi bize her gün yeni bir şey öğretmeye devam ediyor. Öncelikle pandemi sonrasında eski normale dönemeyeceğimizin çok farkındayız. Yeni normali belirlememiz ve buna göre hareket etmemiz lazım. Değişime ayak uydurmayanların ayakta kalamayacakları dönemdeyiz. Biz Queisser Pharma olarak bu süreçte şirketimizin değerlerinin başında yer alan İNSAN’a yani çalışanlarımıza ve müşterilerimize odaklandık. Özellikle saha ekibimizin yeni yetkinlikler kazanmalarını sağlamak amacıyla tele satış ve tele tanıtım konularında profesyonel bir eğitim almalarını sağladık. Çünkü yeni normalimizde sosyal mesafe hep olacak ve artık uzaktan iletişim ve tanıtım çok daha fazla odağımızda olacak. Ayrıca yine ekibimizle birlikte tam da ümitsizliğe kapılıp önümüzü göremediğimiz vaka sayısının her geçen gün arttığı en yoğun günlerde bir klinik psikolog ile yine dijital ortamda bir saat süren bir terapi aldık. Bu süreç uzakta da olsak bizi birbirimize daha fazla kenetledi. Dijital transformasyon şirket olarak yeni normalimiz için olmazsa olmazımız. Bu anlamda alt yapımızı geliştirmeye çalışıyoruz. Hem ekibimizle hem de müşterilerimizle buluşma noktamız hem eğitimler hem de toplantılar için dijital platformlar. Ayrıca uzaktan çalışmak ve adaptasyonumuz için gerekli.  Ekibimizin eğitimlerinin yanısıra müşterilerimiz olan eczacılarımızın yanında da dijital eğitimlerle olmaya çalışıyoruz. Eczacılar ve ekipleri Covid-19 savaşında en ön saflarda savaşanlar, onlara minnettarız. Bu süreçte eczacılarımıza psikolojik destek vermek amacıyla klinik bir psikolog ile bir saatlik terapi seansları yaptık. Benzer bir eğitimi eczane teknisyenleri için de organize ettik. Ayrıca eczacılarımızın en fazla duymak istedikleri isimleri webinar aracılığıyla onlarla buluşturmaya devam ediyoruz. Bu süreçte onlara bir nebze de olsa moral ve destek olabiliyorsak biz çok mutlu oluyoruz.

Yine bu süreçte yeni lansmanlarımızı tüm ayrıntıları ile planlamayı da odağımıza aldık. Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları her geçen gün bizleri sevindirirken artık 1 Haziran’da şirket olarak biz de yeni normale geçiyor olacağız. Queisser Türkiye olarak yeni normale göre ekibimizi yapılandırdık, yeni görev tanımlarımızı netleştirdik. Yeni çalışma modelimizi belirledik.

W- Avrupa reçetesiz ve sağlık bakım ürünleri pazarı hakkında bilgi alırken ülkemiz içinde bir değerlendirme de bulunur musunuz?

D.E.- Avrupa ülkelerinin hepsini aynı  değerlendirmek doğru olmaz. Çünkü OTC alanında her ülkenin regülasyonları çok farklı. Fakat şunu söyleyebilirim ki OTC ürünlerinin kullanımına yönelik bilinç çok yüksek. Türkiye’ye bakarsak bizde OTC ürünleri yani besin takviyeleri kullanımı maalesef halen lüks olarak algılanıyor. Biz düşünülenin aksine besin takviyesi kullanmanın bir lüks olmadığını savunuyoruz. Her bireyin mutlaka besin takviyelerini yaşamının bir parçası haline getirmesi gereken bir dönemde ve şartlarda yaşıyoruz. İster genç ister orta yaşlı, istersek ileri yaşlarda olalım günümüzün yüksek tempolu, stresli hayat şartları her birimiz için özel mikro besin ihtiyaçları doğuruyor. Her geçen gün yüksek kalitede gıdaların ulaşılabilirliğinin azalıyor olması, hızla şehirleşmenin yarattığı tempodan ötürü atlanan öğünler, sağlıksız beslenme ritüelleri ve yaşam kalitemizi arttırmak adına oluşan yeni ihtiyaçlar yüksek kalitede güvenilir gıda takviyelerinin öneminin artmasını sağlıyor. Öte yandan Covid-19 salgınında gördük ki bağışıklık sistemi güçlü olanlar, vitamin ve mineral kullananlar ve kısacası sağlıklı yaşayanların hayatta kaldı ve hastalığı çok hafif atlattı. Pandeminin hayatımıza kattığı en önemli alışkanlıklardan biri bağışıklığımızı güçlü tutmak ve sağlıklı yaşamak adına hayatımıza besin takviyelerini katmayı anlamamız oldu. Ancak bilinçsiz ürün kullanmamak ve mutlaka sağlık danışmanlarının; doktor ve eczacıların önerilerine uymak gerekiyor. Öte yandan kullanılan ürünlerin GMP (İyi üretim uygulamaları) kurallarına ve WHO (DSÖ) standartlarına uygun üretildiğinden lütfen emin olun. Maalesef besin takviyesi kullanımına artan bu ilgi sonrası pek çok merdiven altı firma sağlık koşullarından uzak üretim yapacak ve yeni ürünler pazara verilecektir. Lütfen kullandığınız ürünü arkasındaki firmaya ve markaya bakarak karar verin.

W- Tüketici davranışları kültürel farklardan mı kaynaklanmaktadır?

D.E.- Kültürel farklar tüketici davranışlarını etkiler. Ancak öyle bir dönemdeyiz ki artık herkes bir noktada aynı yere geldi. Bundan 2 majör etken birincisi tabi ki pandemi ki herkes eşit yaşadı ve aynı anda öğrendik neler yapılması ve yapılmaması gerektiğini; ikincisi ise dijitalleşmek globalleşmeyi getirdi ve bu noktada da bence tüketici davranışları da benzer hale geldi. Konu besin takviyesi kullanımı olunca herkes artık biliyor ki bağışıklığımızı güçlü tutmak zorundayız ve mutlaka D vitamini, C vitamini kullanımı artık olamazsa olmaz rutinimiz. Bunu bir Alman belki zaten biliyor ve uyguluyordu ama artık bir İtalyan da bir Türk de bir Çinli de biliyor hale geldi.

W- Fitoterapi özelinde, Almanya ve ülkemizi dair değerlendirmenizi alabilir miyiz?

D.E.-Fitoterapi Almanya’da tıpkı homeopati ve aromaterapi gibi tamamlayıcı tıp yönetimi olarak uzun yıllardır benimsenmiş bir tedavi yöntemi.  Bitkisel tedaviler uzun yıllardır pek çok toplum tarafından kabul görmüştür. Almanya bu işin nirvanası, eczanelerde özel bölümler var fitoterapi ürünleri için. Ayrıca sadece fitoterapi ürünleri satan yerler de var. Halk bilinçli ve sağlık danışanlarına ve bu konuda uzman olan danışanlarla hareket ediyorlar. Türkiye’de ise bu fitotepariye en çok sahiplenen maalesef aktarlar. İnsanlar bilinçsizce gidip aktardan alışveriş yapıyor ilaç niyetine bitkisel ürünleri tedavisine dahil edebiliyor. Bu üzücü. Bu konunun tıpkı Almanya’da olduğu gibi bizde de sağlık çalışanlarının sahiplenmesi gereken bir alan olduğunun altını çizmek isterim.

W- Ürünlerinizin altında bilimsel çalışmalar mevcut mudur?

D.E.- Besin takviyelerine yönelik sizin de bildiğiniz gibi içerikle yapılan klinik çalışmalar var. Marka ile yapılmıyor çalışmalar ancak markalar yapılan klinik çalışmaların içeriklerinde ürünler üretebiliyorlar. Doppelherz’in tüm ürünlerinde  biz mutlaka arkasında bir klinik çalışma olmasını önemsiyoruz. Çalışmalarımızda da mutlaka referans olarak bu çalışmaları kullanıyoruz. Diğer markamız olan Protefix ile yapılan klinik çalışmalarımız var. Hatta Almanya’nın yanı sıra Türkiye’de üniversitelerin Diş Hekimliği Anabilim dallarında yapılan çok başarılı klinik çalışmalar da var. Biz de bu çalışmalara destek veriyoruz zaman zaman.

W- Yakın dönem hedef ve projelerinizi alabilir miyiz?

D.E.- Queisser Pharma olarak Doppelherz markası ile 5 yıl içerisinde içinde bulunduğumuz kategorilerde lider olmak ve kategori kaptanlığını hedefliyoruz. Doppelherz markasının ardında 300’den fazla ürün var ve biz halihazırda 11 ürünle henüz 4 kategoride varız diyebilirim. Önümüz çok açık; pazarın dinamiklerine çok hâkim profesyonel bir ekibim var ve 100 yıllık köklü ve yenilikçi bir marka ve 123 yıllık OTC deneyimi olan bir firma ile Türkiye’deki hedefimize çok yakın olduğumuzu düşünüyorum.

Beni sektörden tanıyanlar bilir; hayatımda projelerin yeri çok önemlidir. Başarının tesadüf olmadığına inanırım. Farklı olmak ve herkesin gittiği yollardan gitmemek gerekiyor. Bunun da anahtarı rutin veya sıradan işlerle değil yeniliklerle ve projelerle yol almaktır.  Her başarımın altında fark yaratan projeler olmuştur.  Pandemi öncesinde yani eski normalimizde pek çok projemiz vardı ama artık yeni normalde yeni projeler ile yola devam edeceğiz.

W- 14 Mayıs Eczacılarımız için özel bir gün, bu özel güne dair neler söylemek istersiniz?

D.E.- Queisser Pharma Türkiye olarak beraber yola çıktığımız eczacılarla toplum sağlığı adına en doğru bilgilendirmeleri yaparak ticari kaygılardan uzak, kategorinin yaygınlığını arttırarak besin takviyesinin belli bir kesime özel ayrıcalık olamayacağını kanıtlamayı hedefliyoruz. 100 yıllık Doppelherz markamızla eczacılarımızın güven endeksini yukarı taşıyacak işlere imza atarak iş ortaklarımız olan eczanelerin gücüne güç katmayı arzuluyoruz. 2,5 yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’nin en önemli eczanelerini kapsayan bir dağılıma ulaştık ancak bu daha başlangıç. 6500 eczanenin rafında yerimizi aldık. Misyonumuz besin takviyesinin bir ayrıcalık olmadığını, yüksek kalitenin ulaşılabilir fiyata olabileceğini kanıtlayarak Türk tüketicisinin koruyucu sağlık çözümlerine daha da aşina olmasını ve eczacılarla bağının güçlenmesi sağlamak.

Doppelherz lansmanını yaptığımız 2017 yılından bu yana bizi destekleyen bu büyük misyonda yanımızda olan tüm vizyoner eczacılara çok teşekkürler. Sloganımız olan “Sağlık Aşkına” ruhuyla eczacılarımızın desteği ile birlikte kat edeceğimiz daha çok yol var.

En önemli iş ortağımız olan eczacılarımıza ve ekiplerine pandemi sürecinde gösterdikleri özverili çalışma için minnettar olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim, iyi ki varlar. Bu vesile tüm eczacılarımızın 14 Mayıs Eczacılık Gününü kendim ve ekibim adına da kutlarım.

W- Sn. Demet Hanım güzel sohbet için çok teşekkür eder, başarılar dileriz.