Ana Sayfa Tıp&Sağlık Plastik Ve Kozmetiklerdeki Kimyasalların Erken Doğum Riskiyle Bağlantılı Olduğunu Ortaya Çıktı

Plastik Ve Kozmetiklerdeki Kimyasalların Erken Doğum Riskiyle Bağlantılı Olduğunu Ortaya Çıktı

ABD’de 5 bin’den fazla hamile kadının verilerinin analizinde; Tırnak cilaları ve saç spreyleri gibi kişisel bakım ürünlerinin yanı sıra gıda ambalajlarında yaygın olarak kullanılan ftalatlara maruz kalmanın, erken doğum riskinin artması ve ortalamanın altında doğum ağırlığı ile ilişkili olduğu öne sürüldü.

Çalışma, bu hamilelik sonuçlarının olasılığının annenin idrarındaki ftalat parçalanma ürünlerinin konsantrasyonuna bağlı olduğunu buldu.

Yeni rapor, doğumların zamanlamasında gözlemlenen değişikliklerin gün ölçeğinde olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, kısaltılmış bir hamileliğin zincirleme etkileri önemli olabilir.

1998 ve 2022 yılları arasında Ulusal Sağlık Enstitüleri’nin Çocuk Sağlığı Sonuçları Üzerindeki Çevresel Etkileri (ECHO) Programına katılan kadınlardan elde edilen verileri analiz edildi.

Araştırmacılar, hamilelik sırasında üç noktada alınan idrar örneklerinde 20 ftalat metabolitinin düzeyini değerlendirdi. Daha sonra bu seviyeleri her yeni doğanın doğumdaki yaşı ve doğum ağırlığıyla karşılaştırdılar. Ayrıca annenin doğum yaşı ve etnik köken gibi potansiyel olarak etkili olan diğer faktörleri de hesaba kattılar.

İnsanlarda 50’den fazla yeni çevresel kimyasal tespit edildi

Trimesterler boyunca kadınların idrarındaki ftalat yan ürünlerinin konsantrasyonu tutarlı kaldı. En çok bulunan ftalatlar, parfüm ve sabun gibi ürünlerde bulunan mono-etil ftalat ve polyester yapımında kullanılan ftalik asittir.

Her bir kimyasala en az maruz kalan kadınlarda (en alt yüzde 10’da) erken doğum riski artmadı, ancak en üst yüzde 10’da yer alan kadınların bu sonucu alma şansı önemli ölçüde daha yüksekti.

Di-2-etilheksil ftalat (DEHP) adı verilen bir ftalata en yüksek düzeyde maruz kalan kadınların ilk yüzde 10’unun, kimyasalın en düşük düzeyine sahip olanlara kıyasla erken doğum yapma olasılığı yaklaşık yüzde 45 daha fazlaydı.

Ftalat maruziyetine ilişkin modelleme çalışmalarından ve yayınlanmış doğum verilerinden yararlanan ekip, 2018’de yaklaşık 56 bin erken doğumun kimyasallarla bağlantılı olabileceğini tahmin etti.

Araştırmacılar, verilerdeki bazı sınırlamaların çalışmanın bulgularını saptırmış olabileceğini belirtti.

Örneğin, idrar numuneleri vücuttaki maruz kalma seviyelerinin mükemmel bir yansıması olmayabilir çünkü bunlar yalnızca halihazırda metabolize edilmiş olanın anlık görüntüsünü yakalamaktadır. Kadınların, ekibin araştırmadığı diğer ftalat türlerine de maruz kalmış olmaları da mümkün.