Ana Sayfa Tıp&Sağlık PFAS Maddesinin Kardiyovasküler Hastalık Riskiyle İlişkili Olduğunu Buldu

PFAS Maddesinin Kardiyovasküler Hastalık Riskiyle İlişkili Olduğunu Buldu

Yeni bir çalışmada araştırmacılar, PFAS ‘ın (Pper- ve poliflorlu alkil maddeler) insan kanındaki etkilerine ışık tutarak, kimyasallar ile artan kardiyovasküler hastalık riski arasındaki ilişkiyi ve kimyasalların etkilerini nasıl gösterdiklerini açıklamaya yardımcı olabilecek ipuçlarını ortaya çıkardı.

Per- and Polyfluoroalkyl Substances Concentrations are Associated with an Unfavorable Cardio-Metabolic Risk Profile: Findings from Two Population-Based Cohort Studies

Alman Nörodejeneratif Hastalıklar Merkezi (DZNE) ve Hollanda’daki Leiden Üniversitesi Tıp Merkezi’nden araştırmacıların önderlik ettiği çalışmada, Almanya’nın Bonn kentinde ve Hollanda’nın Leiderdorp kasabasında 2 bin 500’den fazla yetişkinden alınan kan örnekleri incelendi.

Gençler daha büyük bir riskle karşı karşıya

PFAS, yaşları 30 ila 89 arasında değişen neredeyse her katılımcının kanında ortaya çıktı.

Araştırmacılar, hiç kimsenin bu kimyasallara karşı güvende olmadığını ancak sonuçlarının gençlerin daha büyük bir riskle karşı karşıya kalabileceğini gösterdiğini söylüyor.

Suyu, yağı ve kiri itme yetenekleri nedeniyle uzun süredir ödüllendirilen PFAS, 20. yüzyılın ortalarında piyasaya sürülmesinden bu yana yoğun bir şekilde üretildi ve yaygın olarak kullanıldı.

PFAS artık tencere seti ve kozmetik ürünlerinden kumaş ve diş ipine kadar çeşitli ürünlerde kullanılan binlerce farklı kimyasalı içeriyor.

PFAS’ın bolluğu ve çeşitliliği sağlık üzerindeki etkilerini inceleme çabalarını karmaşık hale getirirken, potansiyel tehlikeye dair kanıtlar da artıyor.

Araştırmacılar, kandaki PFAS’ın “olumsuz lipit profili” veya kandaki belirli yağ molekülleri dizisi ile ilişkili olduğunu ve bunun da daha yüksek kardiyovasküler hastalık riskiyle ilişkili olduğunu buldu.

Araştırmacılar, bu bağlantının PFAS düzeyi düşük olan kişilerde bile belirgin olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar kan örneklerini analiz etmek için kütle spektrometresi kullandı ve benzeri görülmemiş ayrıntılar sunan yeni yeteneklerden yararlandı.

Çalışma, PFOA, PFOS ve PFHxS olarak bilinen en yaygın üç PFAS türüne odaklandı.

Ayrıca 224 farklı kan lipidi, metaboliti ve amino asit düzeyini de belirleyerek araştırmacılara üzerinde çalışabilecekleri birçok veri sağladı.

PFAS ile olumsuz kan lipitleri arasındaki bağlantıyı aydınlatmak için, PFAS’ın bu etkileri teşvik edip edemeyeceği ve nasıl teşvik edebileceği ve riskin genç insanlar için gerçekten daha yüksek olup olmadığı da dahil olmak üzere daha fazla araştırmaya hâlâ ihtiyaç vardır.

Konuyla ilgili bugüne kadarki en ayrıntılı ve en geniş veri tabanına sahip çalışma olduğunu belirten araştırmacılar, PFAS’a karşı bir kanıt oluşturmada uzun bir yol kat ettiklerin ve gizli tehlikeli atıkla yüz yüze olduğumuzu hatırlattığını söylüyor