Ana Sayfa Manşet Koruyucu Hekimlik ön planda olmalıdır

Koruyucu Hekimlik ön planda olmalıdır

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Özlem Sezen

W- AHEF yeni dönem Başkanı Dr. Özlem Sezen ile söyleşi.
Başkanım öncelikle sonsuz başarılar dileriz. AHEF’i yakından tanımak için bizimle bağlı olan dernek ve üye sayınızı ve yeni yönetim olarak 2019 için önceliklerinizi ve planlarınızı paylaşır mısınız?

Ö.S.-AHEF an itibarı ile 68 il derneğinin üye olduğu ancak üye olsun olmasın tüm aile hekimlerinin ortak sorunlarına çözüm üretmeyi kendine görev edinmiş federasyondur.

Ülkemizde yaklaşık 26.000 Aile Hekimi görev yapmaktadır. 2005 Yılında başlayan Pilot uygulamalar sonrası 10 yıldır Ülke genelinde Aile Hekimliği uygulamasına geçilmiştir. Dünyada pek çok ülkede neredeyse yüzyıllarla ifade edilen süreçlerde gelişen ve yaygınlaşan Aile Hekimliği sistemi ülkemizde emekleme dönemini tamamlamaktadır. Birinci basamak koruyucu hekimliğin ön planda olması gerektiği uygulamaları daha aktif hale getirmenin önemini vurgulamak ana hedefimizdir.

Sağlığın korunması ve daha iyi hale getirilmesi aile hekimliğinin önceliğidir.

Sağlık harcamalarının azaltılmasının yolu da koruyucu hekimliktedir. AHEF Ülkemiz sağlık politikaları oluşturulurken öncelikle planlamalarda ve devamında saha uygulamaları esnasında oluşan sorunları paylaşıp çözümler üretmede rol almayı hedeflemektedir.

Sistem kurulumundan bu yana pek çok yönetmelik çıkartılmış ancak uygulamada aksaklıklar görülmüş ve düzenlemeler yapılmıştır.

Biz uygulayıcılar olarak bu düzenlemelerin her aşamasında fikirlerimizi paylaşmayı, oluşan ve oluşabilecek sorunları ön görerek yaşanmadan ortadan kaldırmayı hedeflemekteyiz.

Hekimler özellikle de Aile Hekimleri yalnızlaşmaya başlamıştır. AHEF bünyesindeki Dernekler, bölgesel sorunlarda AHEF ise Ülke genelinde sesimizi duyurmada aktif rol almaktadır.

AHEF komisyonları ile sahada aktif çalışan ve üretmeyi seven meslektaşlarımızı bir araya getirmeyi vizyonunu genişletmeyi, Aile Hekimliği dernekleri olmayan illerde yeni dernekler açmayı, hukuki prosedürlerde eksiklikleri düzenlemeyi yani daha doğru uygulanabilir bir aile hekimliğini ülke genelinde oluşturmayı hedeflemektedir.

W- AHEF olarak Aile hekimlerine verdiğiniz hizmetler nelerdir?

AHEF Yönetim Kurulu

Ö.S.- Aile hekimliği 2005 yılından beri uygulamada olmasına karşın halen net bir hukuki statümüz bulunmamaktadır. Dolayısıyla sahada uygulamalarda ilden ile hatta aynı il içinde dahi bir standart oluşmamıştır. Yasa ve yönetmeliklerin yorumlanması ve uygulanması farklılıklar arz etmekte dolayısıyla aile hekimleri fazlaca mağduriyet yaşamaktadır. Bu sebeple üyelerimize en önemli verdiğimiz hizmet olarak hukuki desteği görüyoruz. Sahada yerel toplantılar ile, dijital ortamda Ahef Akademi ile ve kongremiz AHEKON ile eğitim faaliyetleri düzenlemekteyiz. Bunun yanı sıra kurumsal anlaşmalarla federasyona üye il derneklerinin üyelerine indirim ve avantajlar sağlıyoruz. Gerektiğinde hem yerel idarelerden hem bakanlık bünyesinde bürokratlarla görüşerek sorunları hızlı ve kesin bir şekilde çözümlüyoruz.

W- Aile Hekimliği sisteminde tablo nedir; kaç ASM ve Aile Hekimliği Birimi var, birim başına düşen nüfus sayıları?

Ö.S.-Türkiye genelinde yaklaşık 7000 Aile sağlığı merkezi 26000 Aile Hekimliği birimi bulunmaktadır. Tüm Türkiye ortalamasına bakıldığında birim başına düşen nüfus 3200 kişi civarındadır. Fakat bu durum İstanbul, Bursa gibi büyük şehirlerde yeni ASM ve birim açmak için uygun koşulların olması mümkün olmadığından hala 3900 ve daha üstü ortalama devam etmektedir.

W- Aile Hekiminin iş yükü durumu nedir?

Ö.S.-Bir aile sağlığı merkezinde aile hekimi ne yapar nelerden sorumludur diye öyle en basit haliyle sıralayın deseniz…
Ortalama kayıtlı 3500 kişiden sorumlu; Poliklinik hasta muayenesi, bebek izlem , çocuk izlem, okul yaş grubu izlem, 15-49 yaş kadın izlem, kanser tarama (meme, kolon, rahim ağzı), evlilik raporları ve danışmanlığı, askere uygunluk raporları, sigarayı bıraktırma , obezite takip,  kronik hastalık takip, bebek-çocuk-erişkin aşılama…. Vb. mesleksel; kira, elektrik, su, doğalgaz, telefon, personel çalıştırma, sgk prim, aşı dolabı nöbeti , teknik servis , muhasebeci, tamir , boya- badana … vb. sizce ne durumda iş yükümüz?

W-Aile Hekimliği sistemi bildiğim kadarı ile özellikle bağışıklama da çok başarılı oldu, sistemin başarıları ve daha iyi olması gereken noktaları nelerdir?

Ö.S.-Sistemin daha başarılı olması için her şeyden önce birinci basamak sağlık hizmetlerine hak ettiği önem verilmelidir. Aile hekimliği sağlık sisteminin temelidir. Bu temel ne kadar sağlam olursa o kadar güçlü sağlık sistemi dolayısıyla sağlıklı toplum olur. Aile hekimine kayıtlı kişi sayısı hekimin koruyucu hekimlik yapabilmesi ve tedavi edici gücü bulabilmesi için öncelikle 2000-2500 bandına indirilmelidir. Fakat bunu yapar iken hekimin hak edişinde herhangi bir düşüş olmamalıdır. Ayrıca çalıştığı koşullar düzenlenmeli ve huzur sağlanmalıdır. Başvuran ya da kayıtlı kişiler bilmelidir ki hekimler tıpkı hakim ve hakemler gibi özel eğitimli bireylerdir. Ona göre davranmalıdır. Sağlık sistemi için sevk zincirinin oluşturulması ve aile hekimlerinin randevulu hasta ve acil hastalar dışında muayene yapmaması gerekir ki hem zaman etkin hem maliyet etkin olsun ve hasta hak ettiği süreye sahip olsun.

W- Aşı redleri toplum sağlığını etkileyecek düzeyde midir? Bu konu da yaptığınız çalışmalar nelerdir ve özellikle yasa ile zorunlu hale gelmesi konusunda ısrarınız hala mevcut mu?

Ö.S.- Aile Hekimliği pratiğinin temeli koruyucu hekimliktir ve bunun en önemli kısmını aşılamalar oluşturmaktadır. Aşıyı hem Toplum sağlığı hem de birey sağlığı açısından değerlendirmek gerekir. Aşı kararsızlığı maalesef yanlış bilgilendirme ve ön yargılarla ve reklamlara kanma olarak değerlendiriyorum. Aşı yapılmaması sonrası bulaşıcı hastalıklar ve maalesef bu hastalıklara bağlı ölümler artmaktadır. Bu konu içinde kişilere sağlık eğitimi verilmesinin öneminden de bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Sağlığın korunması ile ilgili en doğru eğitimler yine birinci basamakta yani Aile Hekimliğinde yapılabilir. Bunun en doğru şekilde yapılabilmesi için de yeterli zaman ve sağlık çalışanına ihtiyaç vardır. Aile Hekimliğinde nüfusların azaltılması ön görülmekte ancak planlamalara bakıldığında iş yüklerinde azaltma görülmemektedir. Yasal zorunluluk mutlaka olmalıdır. Hem aşıların yapılması hem de aşılarının takibi noktasında kişilere çocuk yaş grubu ise aileye sorumluluk verilmeli ve aksi bir durumda yasal yaptırım uygulanmalıdır.  Aşı karşıtlığının yükseldiğini fak eden birçok ülke aşıları tam olmayan çocukların okul kaydını yapmayarak fiilen mücadeleye başlamıştır.

W- Birim başına nüfus 2000’lere kadar çekileceği belirtilmişti özellikle büyükşehirlerde sanırım tablo değişmedi. Bu durum Aile Hekiminin iş yükünü arttırmakta dolayısı ile sistemdeki istenilen öncelikler-koruyucu hekimlik yerine poliklinik hizmetine odaklanmayı gerektirmez mi? Ayrıca çalışma barışı açısından hakkaniyet durumu olumsuz etkilenmekte midir?

Ö.S.–3500-4000 nüfusa hizmet vermek gerçekten başlı başına sadece poliklinik hizmeti olarak bakarsak dahi büyük bir iş yükü, kaldı ki hem koruyucu sağlık hizmetlerinin tamamını vermeye çalışıyoruz, hem genel olarak aile hekimliği birimlerinde bulunan yardımcı sağlık personelleri eksikliğine bağlı olarak çok zorlanıyoruz. Yeni ödeme sözleşme yönetmeliği çıkarılmadan, katsayılar yükseltilmeden yeni birimlerin açılması hem ciddi maddi kayıplara sebep olmuş, hem çalışanlar arası iş barışını bozmaktadır. İş yükünü en fazla artıran nedenlerden biri de keyfi, gereksiz, mevzuata dayanmayan, hangi kriterlerin değerlendirileceği bilinmeden istenen sağlık raporlarıdır.

W- ASM tarafından bakınca “sağlıkta şiddet”in sebepleri nelerdir? Ve beraberinde çözüm önerileriniz de alabilir miyiz?

Ö.S.-Aile Hekimliği görevleri ile ilgili toplumdaki algı ve beklentileri çok yüksektir. Ana hedeften uzaklaşmaya neden olan yüksek hasta memnuniyeti tanımı ve beklentiler işimizi daha da zorlaştırmaktadır. Mevzuatlar ile tanımı tam belli olmayan gereksiz rapor talepleri, abartılı tahlil tetkik beklentileri, istenilen her ilacın reçete edilmesi talepleri maalesef şiddete davetiye çıkartmaktadır. Yerel ya da genel uygulama farkları da şiddeti tetiklemektedir. Biz hekimler aldığımız tıp eğitimine, etiğe ve kanunlara uygun hizmet vermek istiyoruz. Hastaya olumsuz yanıt verdiğimiz her konuda aslında hasta yararını göz önüne alıyoruz. Bunu bir kere daha ifade etmek isterim.

Biz AHEF yönetim kurulu olarak sahada aktif çalışan Aile Hekimlerini dinlemeyi, ortak bir dille sorunlara ortak çözümler üretmeyi ve bunu her platformda paylaşmayı hedefliyoruz. Özellikle sağlık çalışanlarına şiddet ve aşı kararsızlığı konularında tüm sivil toplum örgütlerine görevler düşmekte. Bizler bilgilendirmeleri ve eğitimleri yaparken yanlış, yanlı, ön yargılı ve hedef gösterici söylemlerle de mücadele ediyoruz. Şiddetin giderek arttığı bu dönemde Caydırıcı, etkin, ertelenmesiz, cezalar olmasını ve kanun uygulayıcıların şu an var olan yasadaki cezaları en üst seviyede uygulamasını talep ediyoruz. Ayrıca sosyal medyadaki hakarete varan aleni yorumların da şikayete gerek kalmadan ceza almasını talep ediyoruz.

W- Gereksiz rapor istemleri konusunda durum nedir?

Ö.S.-Maalesef üzerinde bu derece yoğun çalışmalar olduğu halde talep edilmektedir. Oysa bir rapor isteniliyorsa bu raporun hem mevzuat hem de tıbbi yönden sınırları belli olmalıdır. Rapor bir kağıt parçası değildir. Bir bilirkişiliktir. Ayrıca diğer kurum kuruluşlar herhangi bir eylem için rapor istediklerinde bunu  üzerinde mutlaka sağlık bakanlığı çalışmalı ve sonucunda olması gerekiyorsa karar verilmelidir. Aksi takdirde 400 e yakın uygunsuz rapor talebi olur, bunu vermesini uygun olmadığını belirten hekime de şiddet riski devam eder.

W- ASM’lerin güncel sorunları nelerdir? Basına yansıdığı kadarı ile cari gider artışının beklentilerin altında kalması, performans sistemi özelinde özel hekim aşılamalarının bildiriminden sorumlu olmanız vb…

Ö.S.– Özveri ile çalışan Aile Hekimleri bir iş veren gibi personel çalıştırmaya başlamış, bir bilişimci gibi teknoloji takip eder olmuş, bir muhasebeci gibi zaten yetersiz ödeneklerle tüm ASM giderleri yanısıra pansuman dahil tüm kullanılan malzemelerin alacak – gider kayıtları tutmaya başlamıştır. Yanı sıra mobil hizmet vererek zorlu yol ve hava şartlarında en ulaşılmaz yerlere gitmiş yine o bölgelerde sağlık hizmeti verecek mekan düzenlemeleri yapmıştır. Bir yandan hekimlik yaparken bir yandan kayıt ve takip işleri yapmış bir yandan aksaklıkları görerek tamirciliğe başlamıştır. Bunca iş yükü görmezden gelinerek mevzuatı olmayan ve neredeyse canı isteyenin talep ettiği pek çok raporu düzenlemesi beklenmektedir. Planlaması tam yapılmadan pek çok sıfır nüfuslu birim ve yine pek çok “ Sanal ASM” açılarak neredeyse Aile Sağlığı Merkezi inşa etmesi beklenmektedir ve bunu yaparak borç içine giren meslektaşlarımız vardır. Abartılı rakamlarla telaffuz edilen ve ne yazık ki gerçeği yansıtmayan maaşlarımız emekliliğimize de yansımamaktadır. Cari gider ödenekleri zamanın çok gerisinde kalmıştır. Performans adı altında bizlere yüklenen tek taraflı sorumluluk işimizi yapmamızı zorlaştırmaktadır. Yetersiz personel ile vermemiz istenen iş yükü ve yüksek kaliteli hizmet beklentisi öz veri ile çalışan bizleri mesleki memnuniyetsizlik ile çalışmaya itmektedir.

Tüm bunlara rağmen ettiğimiz yemine Sadık kalarak Ata’mızın
“ Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır”
sözünü unutmadan görevimizi devam ettireceğiz.

W- AHEF olarak kamu tarafı özellikle T.C.Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmeler ve neticeleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ö.S.- Bizler bakanlığımızın her biriminde uygulama esnası yaşanan ve planlamalarda olası aksaklıkları görerek bunların hem hukuki hem de uygulanabilirlik boyutunda çözülmesini telep ediyoruz. Zaman içinde yapılan görüşmeler ve belge paylaşımları aynı süreçte saha gözlemi ile taleplerimiz doğrultusunda kazanımlarımız olmaktadır.

W-Adli nöbetlerde Türkiye geneli uygulamalarda farklılık var mı? Mevzuata göre uygulama nasıl olmalı ve sizin talebiniz nedir?

Ö.S.- Türkiye genelinde mevzuat olarak bir farklılık olmasa da fiilen uygulamada farklılıklar görülmektedir. AHEF’in önemli amaçlarından biri de iller arası farklılıkları ortadan kaldırmaktır. Adli ve defin nöbetlerinin Aile Hekimlerinin görevi olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bir nöbet olacaksa bu gönüllülük esası ile ve bilirkişi ücretleri ödenek olmalıdır.

W-Aile hekimlerinin motivasyonlarının kırıldığı konular nedir özellikle basına yansıyan SABİM şikayetlerinin boyutu hakkında bilgi aktarır mısınız?

Ö.S.-  SABİM hattı aslında bilgilendirme amaçlı kurulmuş ancak fiiliyatta amacının çok dışına çıkmıştır. Asıl yapılması gereken başvuruların yetkin kişiler tarafından değerlendirilmesi, eksik ya da yanlış bilgilerin düzeltilerek kişilere bilgi verilmesi ve doğru yönlendirmedir. Dolasıyla ya bu yönde kullanılmalı ya da KAPATILMALIDIR.

W- “14Mart Tıp Bayramı” dileklerinizi ve beklentilerinizi paylaşır mısınız?

Ö.S.- Bizler aldığımız tıbbi eğitime uygun şekilde, etiğe ve deontolojiye saygılı, çerçevesi belirlenmiş ve haklarımızı koruyan kanunlara göre çalışmak istiyoruz. Görevimizi büyük bir öz veri ve insan sevgisi ile yaparken gereksiz talepler ve popülist uygulamalarla boğuşmak istemiyoruz. Sorunların çözüldüğü, özlük haklarımızın korunduğu günlerde huzurla ve bayram tadında 14 Mart Tıp Bayramları kutlamayı istiyoruz.

W- Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz.