Ana Sayfa Ekonomi KDV Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik

KDV Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik

15.02.2019, Resmi Gazete

Pwc bültenine göre;

Açıklanması Gereken Hususlar:

15/2/2019 tarihli ve 30687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 23 seri No’lu Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikler aşağıda yer almaktadır.

1. İndirim Hakkının Takip Eden Yıl Sonuna Kadar Kullanılabilmesi

KDV Kanunu’nun 29/3. maddesinde 7104 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilmesi hüküm altına alınmıştır.

Bu değişiklik uyarınca KDV Genel Uygulama Tebliği’nin:

a) (I/C-2.1.1.2.) bölümünün üçüncü paragrafında, aynı bölümde yer alan örnek’te, (II/A-8.7.) bölümünün dördüncü ve altıncı paragraflarında, (III/C-5.6.) bölümünün birinci ve dördüncü paragraflarında, (II/A-9.6.), (III/B-3.1.3.4.), (III/C-2.1.), (III/C-5.), (IV/D-2.) bölümlerinde yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde değiştirilmiştir.

b) (I/C-2.1.1.2.) bölümünde yer alan örnekteki “yıl geçmemek şartıyla” ibaresi “vergiyi doğran olayın gerçekleştiği takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla” şeklinde değiştirilmiştir.

c) (II/A-8.7) bölümünde yer alan örnekler sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek: İmalatçı (A) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (B) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (B) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine imalatçı (A) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. İmalatçı (A) vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (B) firmasına rücu etmiş, (B) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda (B) firması, imalatçıya ödediği KDV’yi Ocak 2019 dönemi veya 2020 takvim yılı sonuna kadar indirim konusu yapabilir.

(B) firmasının daha sonra yurtdışı bağlantılarını yeniden kurup KDV’sini ödediği bu malları ihraç etmesi durumunda da ödenen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilememesi halinde iadesi mümkündür.”

Örnek: (B) firması tarafından Eylül 2018 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (Z) firmasına teslim edilen malların ihracatı, (Z) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 31/12/2018 tarihine kadar gerçekleşmemiştir.

Yaşanan bu gelişme üzerine (B) firması 15/1/2019 tarihinde vergi dairesine Eylül 2018 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. Ödeme sırasında vergi dairesinin yaptığı sorgulamada (B) firmasının imalatçı vasfını taşımadığı ortaya çıkmıştır.

Sonrasında (B) firması vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (Z) firmasına rücu etmiş, (Z) firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2019 döneminde imalatçıya ödemiştir.

Bu durumda, yurtiçi teslim niteliğindeki işlemle ilgili (Z) firmasının, (B) firmasına ödediği KDV’yi en geç 2019 takvim yılı içerisinde indirim konusu yapması gerekmektedir.”

d) (III/C-1.) bölümünün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“7104 sayılı Kanun’un 8.’inci maddesiyle, 3065 sayılı Kanun’un 29.’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim hakkı, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Buna göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilen belgelerde yer alan tutarların gelir veya kurumlar vergisi açısından dönemsellik ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün olup bu belgelerde gösterilen KDV, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde defterlere kaydedilmesi halinde indirim konusu yapılabilir.

Bu hükme göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.”

Görüldüğü gibi, daha önce Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan taslak tebliğlerde, uygulamanın 2019 yılından itibaren düzenlenen belgelerde gösterilen KDV’nin 2020 yılında indirilebileceği, dolayısıyla 2018 yılına ait belgelerdeki KDV’nin 2019 yılında indiriminin mümkün olmadığına dair açıklamalardan vazgeçilmiş ve 2018 yılına ait belgelerde yer alan KDV’nin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde indirim konusu yapılabileceği belirtilmiştir.

e) (III/C-5.6.) bölümünün:

  • Birinci ve dördüncü paragraflarında yer alan “takvim yılı” ibareleri, “takvim yılını takip eden takvim yılı” şeklinde değiştirilmiştir.
  • Üçüncü paragrafındaki “takvim yılı içinde kullanılması, yılın aşılmaması gerekir” ibaresi “takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kullanılması gerekir.” şeklinde değiştirilmiştir.
  • Son paragrafındaki “özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla” ibaresi, “özel hesap dönemini takip eden özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla” şeklinde değiştirilmiştir.
  • Dördüncü ve altıncı paragraflarından sonra gelen örnekler sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek: 28 Ağustos 2018 tarihli alış faturasının 10 günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada gösterilen KDV 5 Eylül 2018 dönemi işlemlerine dahil edilerek indirim konusu yapılabilecektir.”

Örnek: Yukarıda örnekte yer alan 28 Ağustos 2018 tarihli faturanın 16 Ekim 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde Ekim/2018, 4 Kasım 2018 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım/2018 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak her halükarda 2018 yılının içinde kesilen faturanın en geç o yılı izleyen yıl defterine kayıt edilip indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak/2020 veya müteakip vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamayacaktır. Ancak Vergi Usul Kanununun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanunda belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabiidir.”

2. İhraç Kaydıyla Teslimlerden Doğan İadelerde İhracatçıdan Onaylı Yazı Alınması

KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (II-A/8.13.) bölümünde, ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadelerde aranılacak belgeler yer almaktadır. Bunlar arasında ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazı da sayılmaktadır. Ancak bu yazı, sadece gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgisine ilişkin kayıt bulunmaması halinde aranıldığından, tebliğin bu bölümünde gerekli düzeltme yapılmaktadır.

Buna göre, gümrük beyannamesinde imalatçı firma bilgisi yer almıyor ise, ihracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısının, belgeyi talep eden imalatçının adı, soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası, ihraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura veya benzeri belgenin tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve Hesaplanan KDV tutarının gösterildiği ihracatçı firmadan alınan onaylı yazının da iade talep eden imalatçı tarafından vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

3. İndirimli İstisna Kapsamına Giren İşlemler

Tebliğ’in (II-F) bölümünde yapılan açıklamalarda KDV’den istisna olmakla birlikte KDV indirimini de mümkün kılan istisnalar belirtilmektedir. Bu açıklamalara, 7104 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun 30/a maddesinde yapılan düzenleme sonucu yüklenilen vergilerin 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim konusu yapılabileceği:

  • 17/2-b maddesindeki, belirli kurum ve kuruluşlar ile kanunların gösterdiği gerek üzerine yapılan bedelsiz teslim ve hizmetler, bedelsiz verilen eğitim, öğretim, yurt hizmetleri,
  • 17/2-c maddesindeki, Türkiye’de bulunan diplomatik misyonlar ile yabancı hayır ve yardım kurumlarının bağışlayacağı malları alımı,
  • 17/2-d maddesindeki, tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri kapsamında verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanmasına ilişkin teslimler,
  • 17/4-ı maddesindeki serbest bölgelerde verilen hizmetler ile serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri,

17/4-ö maddesindeki gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri,

eklenmiştir.

Bu düzenlemelere paralel olarak ayrıca aşağıdaki değişiklikler yapılmaktadır.

a) Tebliğin;

  • (II/F-2.2.) bölümündeki, bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri ile yurt hizmetlerinin kısmi burs ve tam burs uygulanması suretiyle yapılabildiği, kısmi burs uygulanan eğitim öğretim hizmetleri ile yurt hizmetlerinde, kısmi burs tutarının faturada ticari teamüllere uygun iskonto veya indirim olarak gösterilip kalan tutar üzerinden KDV hesaplanacağı, bununla ilgili yüklenilen KDV’nin genel esaslara göre indirim konusu yapılacağı, tam burs uygulanarak verilen hizmetler için ise KDV hesaplanmayacağı ve yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılamayacağına dair açıklama,
  • (II/F-2.5.5.) bölümündeki, gıda bankacılığı kapsamındaki teslimin (gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi bağışlarının) bünyesine giren KDV tutarının indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle bağışın yapıldığı dönemde, bağışlanan malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV tutarının hesaplanıp aynı döneme ait KDV beyannamesinde “indirim KDV” hesaplarından çıkarılarak, gider hesaplarına aktarılmasına dair açıklama,
  • (II/F-2.7.3.) bölümündeki, tescilli  taşınmaz kültür varlığına ait rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri ile proje kapsamındaki işlerde kullanılacak malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak dikkate alınacağına dair açıklama,

yürürlükten kaldırılmaktadır.

b) Tebliğ’in (II/F-2.2.) ve (II/F-2.7.3.) bölümlerinin sonuna, (II/F-2.3.) bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere, (II/F-2.4.) ve (II/F-2.5.5.) bölümlerinin ikinci paragraflarından sonra gelmek üzere, (II/F-4.9.) bölümünün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere : “1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.” açıklaması eklenmektedir.

c) Tebliğ’in (II/F-2.6.) bölümünün ikinci paragrafının (d) bendi “1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.” şeklinde değiştirilmekte, bu bölümde yer alan “Örnek”teki “bu kapsamda yüklenilen vergilerin firma tarafından indirim konusu yapılması ise 3065 sayılı Kanunun (30/a) maddesi gereğince mümkün değildir.” ifadesi, “bu kapsamda yüklenilen vergiler firma tarafından indirim konusu yapılabilir.” şeklinde değiştirilmektedir.

d) Tebliğ’in (II/F-4.14.) bölümünün dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere: “3065 sayılı Kanun’un (17/4-o) maddesine göre, vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanmasına ilişkin yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz. 3065 sayılı Kanun’un (17/4-ö) maddesine göre, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için 1/1/2019 tarihinden itibaren verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetlerine ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.” açıklamaları eklenmekte, üçüncü paragrafı ile Örnek:1 yer alan “(17/4-o)” ibareleri “(17/4-ö)” olarak, Örnek:2’de yer alan “(17/4-o) maddesi” ibaresi “(17/4-o) ve (17/4-ö) maddeleri” olarak değiştirilmektedir.

e) Tebliğ’in (III/C-2.1.) bölümünün birinci paragrafının (a) bendinin sonuna “Ancak aynı maddede bu hükmün, Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca KDV’den istisna edilen işlemler için uygulanmayacağı belirtilmiştir.” cümlesi eklenmiştir.

f) Tebliğ’in (III/C-4.1.) bölümü başlığı ile birlikte, (III/C-4.2.) bölümünün ise “4.2. Diğer Hallerde Kısmi Vergi İndirimi Uygulaması” başlığı yürürlükten kaldırılmaktadır.

4. Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki Yazılımlarda KDV İstisnası

KDV Kanunu’nun Geçici 20. maddesinde düzenlenen, teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri yazılımlara ilişkin istisna kapsamına 7104 sayılı Kanun ile 1/1/2019 tarihinden itibaren oyun yazılımlarının teslimi de eklenmiştir.  Ayrıca bu maddede düzenlenen istisnalara ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin 1/1/2019 tarihinden itibaren indirim konusu yapılması da öngörülmüştür.

Bu değişiklik uyarınca, KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (II/G-2.) bölümünün birinci, ikinci ve dördüncü paragrafları ile Örnek 3’te yer alan “internet,” ibarelerinden sonra gelmek üzere “oyun,” ibareleri eklenmekte, altıncı paragrafındaki istisnadan yararlanmayacak hizmetlerden “oyun programları,” ibaresi kaldırılmakta, yedinci paragrafı “1/1/2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez.” şekilde değiştirilmektedir.

5. İndirimli Orana Tabi İşlemlerden Doğan İade Taleplerinde Düzeltme Beyannamesi Verilmesi

İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iadesi, en geç takip eden yılın Kasım dönemine ait KDV beyannamesinde gösterilmek suretiyle nakden veya mahsuben talep edilebilmektedir. Geçmiş dönemlere ilişkin olarak düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle iade talep edilip edilemeyeceği konusunda tereddütler yaşanmaktaydı.

Tebliğ’in (III/B-3.) bölümünün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere eklenen paragrafla bu konuya açıklık getirilmiştir. Açıklamaya göre mükellefler, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iadelerini, izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin düzeltme beyannamesinde göstermek ve en geç izleyen yıl sonuna kadar verecekleri form dilekçe ile talep edebilecekler. Bu sürelere uygun olarak YMM raporuyla talep edilen iadelerde, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde YMM raporu ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilecektir.

Ayrıca Tebliğ’in (IV/A) bölümünün sonuna 8. bölüm olarak “İade Talep Süresi” bölümü eklenmiştir. 2019 ve sonrasındaki vergilendirme dönemlerine ilişkin işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde geçerli olmak üzere aşağıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

8.1. İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Talep Süresi:

  • İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinin, en geç izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (yılın sonuna kadar verilen Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin verilecek düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV tutarı satırında beyan edileceği ve izleyen yılın sonuna kadar standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğ’in ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunlu olduğu,
  • Bu sürelere uygun olarak YMM raporuyla talep edilen iadelerde, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde YMM raporunun ibrazının zorunlu olduğu, bu süre içinde YMM raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebinin ivedilikle incelemeye sevk edileceği,
  • Bu sürenin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesinin mümkün olmadığı,
  • Ancak, tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesinin mümkün olduğu açıklanmakta ve aşağıdaki örnekler verilmektedir.

Örnek 1: (Y) Gıda A.Ş., 2019 yılında yaptığı indirimli orana tabi teslimlerinden doğan KDV iadesini 2020/Temmuz beyannamesinin “Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” tablosundan 439 kodlu satırı seçerek beyan etmiştir. Mükellef 15/11/2020 tarihinde standart iade talep dilekçesi ve belgeleri ibraz etmiş ancak bu iade talebine ilişkin yüklenilen KDV listesini vermemiştir. Mükellef, yüklenilen KDV listesini 15/7/2021 tarihinde sisteme girmiştir. Buna göre, (Y) Gıda A.Ş. KDV iade talebini süresinde beyan etmekle birlikte, yüklenilen KDV listesini süresinde (31/12/2020 tarihine kadar) sisteme girmediğinden mükellefin iade talebi reddedilecektir.

Örnek 2: (M) İnşaat Ltd. Şti. 2019 yılında teslim ettiği indirimli orana tabi konutlarla ilgili olarak vermiş olduğu 2020/Kasım beyannamesine ilişkin 439 kodlu satırda 500 bin TL “İadeye Konu Olan KDV” beyan etmiştir. (M) İnşaat Ltd. Şti., 27/12/2020 tarihinde standart iade talep dilekçesi ve diğer belgeleri ibraz ederek artırımlı teminat vermek suretiyle iade talebinde bulunmuştur. Buna göre, (M) İnşaat Ltd. Şti., 2019 yılındaki indirimli orana tabi işlemlerinden kaynaklanan KDV iadesini süresi içinde usulüne uygun olarak talep ettiğinden, iade talebi vergi dairesi tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır.

6. Tam İstisnalardan Doğan KDV İadelerinin İki Takvim Yılı İçinde Talep Edilebilmesi

KDV Kanunu’nun 32. maddesinde 7104 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, Kanun’un 11, 13, 14, 15. maddeleri ile (17/4-s) maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirilemeyen KDV’nin, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla iade olunacağı hükmü düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeye ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (III/C-3.) bölümünde yapılan değişiklikle, iade talebinde bulunacak mükelleflerin istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmalarının ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğ’in ilgili bölümlerinde sayılan diğer belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil vergi dairelerine başvurmalarının zorunlu olduğu, bu sürelere uygun olarak YMM raporuyla talep edilen iadelerde, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde YMM raporunun ibrazının zorunlu olduğu, bu süre içinde YMM raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edileceği açıklanmaktadır.

Ayrıca Tebliğ’in (IV/A) bölümünün sonuna 8. bölüm olarak “İade Talep Süresi” bölümü eklenmiş olup, 2019 ve sonrasındaki vergilendirme dönemlerine ilişkin işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde geçerli olmak üzere aşağıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

8.2. Tam İstisna Kapsamındaki İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi:

  • KDV Kanunu’nun 32. maddesine göre iade talebinin, iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar yapılmasının zorunlu olduğu,
  • İade talebinde bulunacak mükelleflerin istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmaları ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğ’in ilgili bölümlerinde sayılan diğer belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmalarının zorunlu olduğu,
  • Bu sürelere uygun olarak YMM raporuyla talep edilen iadelerde, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde YMM raporunun ibrazının zorunlu olduğu, bu süre içinde YMM raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebinin ivedilikle incelemeye sevk edileceği,
  • Bu sürenin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesinin mümkün olmadığı,
  • Ancak ilgili belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkün olduğu,

belirtilmekte ve aşağıdaki örnekler verilmektedir.

Örnek 1: (T) Makine A.Ş., 2019/Şubat döneminde YTB sahibi firmaya sattığı makinelerle ilgili olarak KDV beyannamesinde “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığında “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 308 kodlu satırda istisnayı ve bu teslimle ilgili yüklenimini beyan etmiştir. İade talebi için bu beyan tek başına yeterli değildir. Mükellefin iade talebinin geçerlik kazanması için en geç 31/12/2021 tarihine kadar standart iade talep dilekçesi ve istisnaya ilişkin diğer belgelerin ibrazı zorunludur.

Örnek 2: (Z) Ltd. Şti., 15 Ocak 2019 tarihinde gümrük çıkış beyannamesi kapanan bir ihracat işlemini Ocak/2019 KDV beyannamesinin “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 301 kodlu satırda beyan etmiş, ancak yüklenilen KDV bölümünü boş bırakarak ihracata ilişkin yüklendiği KDV’yi indirim yoluyla gidermeyi tercih etmiştir. (Z) Ltd. Şti.’nin bu ihracat işlemine ilişkin iade talep edebilmesi için en geç 31/12/2021 tarihine kadar Ocak/2019 KDV beyannamesinde düzeltme yaparak yüklenilen KDV’yi beyan etmesi ve aynı süre içerisinde standart iade talep dilekçesiyle Tebliğin (II/A-1.1.4.) bölümünde sayılan belgeleri ibraz etmesi gerekmektedir.

7. Kısmi Tevkifat Uygulanan İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi

Tebliğ’in (IV/A) bölümünün sonuna 8.3. bölümü olarak eklenen açıklamalara göre, 2019 ve sonrasındakivergilendirme dönemlerindeki kısmi tevkifat uygulanan işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır.

“8.3. Kısmi Tevkifat Uygulanan İşlemlere İlişkin İade Talep Süresi

Mükelleflerin, 3065 sayılı Kanun’un 9.’uncu maddesi kapsamındaki kısmi tevkifat uygulanan işlemlerine ilişkin iade taleplerini, tevkifata tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, tevkifata tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.”

8. Değersiz Alacaklara İlişkin Satıcı Tarafından Beyan Edilen KDV’nin İndirim Konusu Yapılması

KDV Kanunu’nun 29/4. maddesinde 7104 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılması öngörülmüştür.

Bu değişikliğe ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (III/C-1.) bölümünün sonuna eklenmesi öngörülen paragraflarda,

  • Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kaydedilen belgelerin, gelir veya kurumlar vergisi açısından dönemsellik ilkesi gereği vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kazancın tespitinde dikkate alınmasının mümkün olduğu, bu belgelerde gösterilen KDV’nin de indirim konusu yapılabileceği,
  • Buna göre, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabileceği,
  • Mükellefler tarafından yapılan mal teslimleri ve hizmet ifalarına ilişkin hesaplanan KDV’nin, alıcılardan tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın beyan edilerek ödenmesi gerektiği, 1/1/2019 tarihinden itibaren yapılan mal teslimleri veya hizmet ifalarına ilişkin alacakların, alacağın, 213 sayılı Kanunun 322. maddesine göre değersiz alacak haline gelmesi durumunda daha önce hesaplanıp beyan edilen KDV’nin indirim konusu yapılmasının mümkün olduğu,
  • Ancak Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için, aynı tutarın gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınmasının şart olduğu,
  • Söz konusu KDV tutarının, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan vergilendirme döneminde verilecek 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 111 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılacağı,
  • Aynı beyannamede değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki formun doldurulacağı,

açıklanmıştır.

9. Değersiz Alacaklara İlişkin Alıcı Tarafından İndirim Konusu Yapılan KDV’nin Beyan Edilmesi

7104 sayılı Kanun ile KDV Kanunu’nun 30/e maddesinde yapılan düzenleme ile Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen KDV’nin indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu amaçla Tebliğ’in (III/C-2.1.) bölümünün sonuna eklenen paragrafta, değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde satıcı tarafından indirim konusu yapılabildiğinden, mükerrer vergi indirimine yol açmayacak şekilde değersiz hale gelen alacaklara ilişkin alıcı tarafından ödenmeyen ve daha önce indirim konusu yapılmış KDV’nin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde 1 No.lu KDV Beyannamesinin “Matrah” kulakçığında “Diğer İşlemler” tablosunda 505 kod numaralı “VUK 322. m. Kapsamına Giren Borçlara Ait KDV” satırında beyan edileceği açıklanmaktadır.

Tebliğ’de yapılan düzenlemeler, tebliğin yayımı tarihi olan 15 Şubat 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.