Ana Sayfa Tıp&Sağlık Geleceğin Sağlık Sisteminde Hasta Doktorun İkinci Pilotu

Geleceğin Sağlık Sisteminde Hasta Doktorun İkinci Pilotu

Geleceğin sağlık sisteminde hasta doktorun ikinci pilotu

ABD’de Singularity Universitesi Tıp Fakültesi’nden doktor, bilim insanı, mucit ve girişimci Dr. Daniel Kraft teknoloji, biyo-tıp alanındaki gelişmelerin hasta-hekim ilişkisini de değiştireceğini söylüyor. Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi’nde konuşma yapmak üzere İstanbul’a gelen Dr. Kraft, kendiyle ilgili verilere daha kolay sahip olan hastanın tedavi ekibinin ortağı veya yardımcı pilotu olacağını söyledi.

Stanford ve Harvard üniversitelerde eğitim gören ve gelişen teknolojinin sağlık hizmetlerini demokratikleştireceğini savunan
Dr. Kraft sorularımızı şöyle yanıtladı:

Sağlık hizmetleri alanında kulağa çok hoş gelen birçok teknolojik ilerleme hala pahalı. Sağlık hizmetlerindeki eşitsizlikleri daha da artmaz mı?

– Sadece cep telefonları, akıllı telefonlar değil örneğin eksiksiz bir genom sıralamasına (maliyeti milyonlarca dolardan bugün 1.000 dolara kadar indi) kadar birçok teknolojinin ilk çıkışında fiyatı pahalı da olsa, daha sonra büyük ölçüde düştü. Pahalı teknolojilerin dahi kullanıldıklarında maliyetleri düşürebiliyor. Sadece 1000 dolar harcayarak diyabet, inme veya kanseri önleyebilir, sonradan bu hastalara harcayacağınız yüz binlerce dolardan tasarruf etmiş olursunuz. Hastalığın gerek hastaya gerekse ailesine yüklediği kişisel ve duygusal maliyetten bahsetmiyorum bile.

Söz konusu ilerlemeler daha çok teşhis ve gözlem odaklı. Tedavi alanlarındaki ilerlemeler umduğumuzdan daha yavaş…

– Aslında teşhis daha ucuz ve erişilebilir hale gelirken, aynı durum kimi tedavi alanları için de geçerli. Klinik denemelerin daha hızlı ve daha ucuza yapılabilmesi için örneğin belirtileri hastanın faaliyetleri ve diğer netice ölçümlerini takip etmek için ‘uygulamalar’ ve giyilebilir sensörlerden yararlanılabilir. Daha az zaman ve paraya mal olan klinik denemeler, ilaç maliyetlerini de düşürebilir. Kimi cihazlar (örneğin kişiye özel protezler) veya ortopedik cihazlar 3D yazıcılarda düşük maliyetler ile basılabilir. Eldeki veriler kullanılarak, çoğunluğu jenerik birçok mevcut ilacın, yeni endikasyonlar için kullanım amacı değiştirilebilir. Teknoloji ilerledikçe, bunu piyasaya yeni teşhis ve tedaviler sürmek üzere düzenleme ve onay sürecini iyileştirmek için kullanmalıyız. Tabii ki güvenli ve etkin yollarla.

2050 yılına kadar insan ömrünün 100 yıla kadar uzaması bekleniyor. Ancak bu aynı zamanda çok sağlık sorununun ortaya çıkması anlamına da geliyor. Yeni ilerlemeler yaşlanmayı nasıl kolaylaştırabilir?

– ‘Sağlık süresi’ yaşam süresinden daha önemli. Hayatın erken evrelerinde diyabetten Alzheimer’a kadar farklı risklerimizi tespit edebilirsek, bunların başlangıcını önleyebilecek veya erteleyebilecek, hayatın uzunluğu ve kalitesini iyileştirebilecek önlemleri daha çok alabiliriz. Kişi yaşlandıkça, evde robot gibi teknolojiler bireylerin daha bağımsız (ve örneğin, bakım evlerinin dışında) yaşamasına imkan verecek. Toplum yaşlanırken daha akıllı eğitim, ağır hasta bakımı (kimi hastaların yüksek maliyetlerle gereksiz yere yoğun bakımda kalmaması için) için de yardımcı olabilir.

Kronik hastalıkların gözetlenme ve tedavisi hangi açılardan iyileşecek veya değişecek?

– Verilerimizde çok daha az kesinti ve daha yüksek devamlılık olacak. Zira saat, kıyafet, ev, araba ve akıllı telefonlar, hastalığın başlangıcını öngörmek ya da akut veya kronik hastalıkları ortaya çıktıktan sonra yönetmemize yardımcı olmak üzere, verileri takip edip kullanabiliyorlar. Akıllı geri bildirim döngüleriyle birey kendi verilerini (ister adımlar olsun, isterse uyku, diyet, tansiyon) daha iyi takip edebilir, bunlardan yararlanarak hastalık ve ilaç yönetimini geliştirebilir.

Bugünlerde doku bankaları, kordon kanı bankalarını tartışıyoruz. Gelecekte bankalar nasıl olacak? Kişisel organ bankaları, klon bankaları vs. gerçek olacağını düşünüyor musunuz? Bunları yakın gelecekte görecek miyiz?

– Halen 3D yazıcı ile basılan organlardan (her ne kadar bunun küçük bir sürümü ilaçların keşfinde kullanılıyor olsa da) veya organ bankalarından çok uzağız. Ancak bununla birlikte, yakında örneğin organ nakli kaynağı olarak, ‘insanlaştırılmış’ domuzlardan yararlanabiliriz. Bu organların, hastaya nakledildikten sonra reddedilmemesi için, bu, domuz hücrelerinde bağışıklık işaretleyicilerini modifiye etmek üzere gen terapileri kullanılarak takip edilebilir.

Sizce geleceğin tedavileri (ilaçlar, ameliyat, vs.) neler olacak?

– Robotbilim ve daha küçük girişimsel araçlar açık ameliyatın yerini aldıkça, ameliyat çok daha az girişimsel hale gelecek. Bulut tabanlı bilişimi de içine alan düşük maliyetli BT ve MR taramaları daha hassas teşhisler yaparak daha az girişimsel tedavilerin önünü açacak. Kanser tedavisi açısından, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine verdiği tepkiyi güçlendiren ilaçlar piyasaya geliyor ve ciddi fayda sağlıyor. Yapay zeka, genom bilimi ve büyük veriyi harmanlayarak, belirli kanser türleri ve diğer hastalıkları, hastaya ve moleküler patolojisine uygun ilaçlardan oluşan kokteyller ile daha iyi tedavi edebileceğiz.

Bugün veya yakın gelecekte sizi en çok heyecanlandıran gelişmeler neler? Neden?

– Zenginleştirilmiş ve Yapay Gerçeklik (AR/VR) gibi sıklıkla sağlık hizmetleri ile bağdaştırmadığımız kimi alanlar ciddi bir etki yapacak. AR ve VR platformları, klinisyenlere yeni imkanlar (örneğin, ameliyathanedeki bir cerrah, taramaları, kontrol listelerini ve diğer yararlı bilgileri görebilir) sağlamanın yanı sıra tıbbi eğitim ve tedavide de kullanılabiliyor. Katlanarak büyüyen veri setlerinden bir anlam çıkarmamıza yardımcı olmak üzere, makine öğreniminin uygulaması da beni heyecanlandırıyor (genom, proteomik, kişiye dair dijital nicel veriler ve daha fazlası). Bu yeni bilgilerin çoğuna uygulanan yapay zeka ile, daha akıllı kararlar verebilir, daha düşük maliyetler ile daha iyi bakım sağlayabiliriz.

Mesude Erşan
Hürriyet