Ana Sayfa Duyurular&Mevzuat Doğal Afetlerde Aşılama ve Profilaksi

Doğal Afetlerde Aşılama ve Profilaksi

Doğal afetler sırasında ve sonrasında doğal afetin çeşidine göre farklı zamanlarda farklı enfeksiyon hastalıkları görülebilmekte, salgın boyutuna ulaşabilmekte ve afet bölgesindeki insanların sağlığını tehdit edebilmektedir.

Afet sonrası ortaya çıkabilen bulaşıcı hastalıkların önemli bir kısmı aşıyla önlenebilir hastalıklardır ve bu yüzden afetzedelere sağlık hizmeti sunumunda aşılama önem kazanmaktadır. Afet sonrası ilk günlerde sağlık hizmetlerinin önceliği kurtarma, ilk yardım, travmalara bağlı oluşan sağlık sorunlarının tedavi edilmesi olmakta birlikte aşılama da göz önünde bulundurulmalıdır. Afet sonrası rutin aşılama hizmetlerinde de aksama olabileceği dikkate alındığında ideal olan, çocukluk çağındaki afetzedelerin eksik aşılı olmamaları kadar erişkinlerin de yaş grupları ve risk durumlarına göre tam aşılı olmalarının sağlanabilmesidir.

Doğal afetler 3 grupta sınıflanmaktadır:

  1. Hidro-meteorolojik afetler (sel, fırtına, tayfun, girdap, tsunami, vb)
  2. Jeo-morfolojik afetler (heyelan ve çığ)
  3. Jeo-fiziksel afetler (deprem, tsunami, volkanik patlama)

En sık görülen doğal afet sel olup boğulma ve travmalara bağlı yaralanma ve ölümler görülebileceği gibi kanalizasyon suyunun sel suyuna karışması, yutulması, temas edilmesi, alt yapının hasar görmesi sonucu içme suyunun kanalizasyonla kontaminasyonu ve aynı zamanda sel sonrası sivrisineklerin artması ile salgın hastalıklar ortaya çıkabilir.

Depremler selden sonra en sık rastlanılan afetlerdir. Şehir altyapılarının, yani kanalizasyon ve su sistemlerinin hasarlanması, kanalizasyonun toprağa karışması, temiz su ve yiyeceğe erişimde sorun yaşanması, kişisel hijyen ihtiyaçlarının karşılanamaması, atık su ve kanalizasyonun yeterli düzeyde bertaraf edilememesi, aşırı kalabalık barınaklarda yerleşim zorunluluğu, sağlık hizmetlerinin sunumunda yetersizlik bulaşıcı hastalık salgınlarına zemin hazırlar. Depremlerde farklı dönemlerde farklı enfeksiyonların gelişme riski vardır:

Faz 1 (Deprem sırasında): 0-4 gün içerisinde depremzedelerin kurtarıldığı ve afetle ilgili yaralanmaların ilk tedavisinin yapıldığı dönemdir. Bu dönemde yara enfeksiyonlarının riski vardır. En büyük risklerden biri de tetanozdur. Yüzeyel yaralanmalarda bile tetanoz riski vardır. Bu yüzden yapılması gereken aşıların başında tetanoz aşısı gelir.

Faz 2 (Deprem sonrası): 4-30 gün içerisinde bulaşıcı hastalıkların ilk dalgalarının ortaya çıkabileceği dönemdir. Bu dönemde gıda ve/veya su kaynaklı enfeksiyonlar veya damlacık yoluyla bulaşan solunum yolu enfeksiyonları görülebilmektedir. Sıcak havalarda gastrointestinal enfeksiyonlarla sık karşılaşılırken kış mevsiminde solunum yolu enfeksiyonları daha çok görülür.

Hijyen koşullarının bozulması, sanitasyonun sağlanamaması (sabun ve dezenfektan yetersizliği), taşıma ve depolama sırasında suyun dışkı ile kontaminasyonu, kontamine kaplar ve tencereler, kontamine yiyecekler, kemirgenlerin çoğalması, su ve gıda kaynaklı hastalık gelişme riskini arttırmaktadır. Bunların arasında hepatit A, hepatit E, tifo, tifo dışı salmonellozlar, amipli dizanteri, şigelloz, kolera, norovirus, rotavirus, leptospiroz sayılabilir.

Depremzedelerin çadır ve barınaklarda kalabalık ve yetersiz havalandırılan ortamlarda bulunması solunum yolu ile bulaşan enfeksiyonların riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyonlar viral akut solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bunların ardından gelişen bakteriyel pnömoni komplikasyonu ölüm nedeni olabilir. Ayrıca, solunum yolu ile bulaşan tüberküloz, kızamık, meningokok menenjiti riski de artar. COVID-19 pandemisi ve influenza epidemisinin bu dönemde devam ettiğini göz önünde bulundurulmalıdır.

Faz 3 (İyileşme ve normale dönüş): 30 günden sonra uzun kuluçka dönemleri olan enfeksiyonlara yakalanmış veya hali hazırda latent tip enfeksiyonu (örn. Tüberküloz) olan kişilerin semptomlarının klinik olarak belirgin hale gelebildiği dönemdir. Bu dönemde bölgede zaten endemik olan bulaşıcı hastalıklar veya dışarıdan alınan bulaşıcı hastalıklar salgına neden olabilir.

Afet Durumunda Önerilen Aşılar

Tetanoz aşısı: Afet sırasında yaralanmalara bağlı olarak tetanoz gelişme riski artar. Aşılanmamış ya da eksik aşı yapılmış kişilerde risk daha yüksektir. İlk tercih Tetanoz/Difteri (Td) toksoid aşısıdır. Aşı gereksinimi ve profilaksi uygulaması hastanın daha önceki immunizasyon durumuna ve yarasının durumuna göre belirlenir (Tablo 1).

  • Kişinin aşılama durumu bilinmiyorsa ya da hastaya geçmişte üçten az tetanoz aşısı yapılmışsa hem tetanoz aşısı hem de tetanoz immunoglobulini, iki ay sonra ikinci, 6-12 ay sonra da üçüncü tetanoz aşısı yapılmalıdır.
  • En az üç doz aşısı olan ve son dozu 5 yıl içinde yapılmış kişilerde ek doz aşı gerekli değildir. Ancak aşısı 5 yıldan önce yapılmış olanlarda bir doz tetanoz aşısı yapılması önerilir.
  • Yaralıların dışında tüm afetzedelere ve bu bölgeye gidecek olan arama, kurtarma ve yardım ekibinde bulunan herkese son 5 yıl içinde rapel doz yapılmamışsa tek doz Td yapılmalıdır. Tetanoz aşılamasının olabildiğince en erken zamanda planlanması ve uygulanması önemlidir.

Grip aşısı: Bu dönemde grip aşısı yaptırmayan tüm afetzedelere uygulanmalıdır.

COVID-19 aşısı: Son doz aşıdan 6 ay geçmiş yetişkinlere uygulanmalıdır.

Pnömokok aşısı: Risk faktörü (65 yaş üzeri, kardiovasküler hastalık, kronik akciğer hastalığı ve DM gibi kronik hastalıkları) olan ve daha önce konjuge pnömokok aşısı yapılmamış yetişkinlere tek doz 13-valanlı konjuge pnömokok aşısı (PCV13) uygulanmalıdır.

Hepatit A aşısı: Çadır, barınak ve toplu yaşam alanlarında yaşayan afetzedelere, buralarda çalışanlara, yardım eden görevlilere, sağlık çalışanlarına, yemek hazırlanmasında görev yapan kişilere eğer bağışıklıkları yoksa tek doz hepatit A aşısı uygulanmalıdır. Uzun dönem koruma sağlamak için de 6 ay sonra rapel doz yapılır.

Kızamık aşısı: Afetzedeler çadır, barınak ve toplu yaşam alanlarında yaşamaya başladıkları andan itibaren aşısız çocuk ve yetişkinlere kızamık aşısı uygulanmalıdır. Tercih edilen aşı kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) aşısıdır.

Suçiçeği aşısı: Daha önce suçiçeği geçirmeyen veya aşılanmayan ve toplu yaşam alanlarında yaşayan afetzedelere uygulanmalıdır.

Meningokok aşısı: Eksik aşılı çocuklara yapılması önerilir. Risk grubunda (splenektomi, kompleman eksikliği gibi) olan yetişkinler eğer daha önce aşılanmamışsa veya rapel zamanı gelmişse aşılanmalıdır.

Hepatit B aşısı: Afetzedelere tıbbi bakım veren, kan veya vücut sıvıları ile teması olanlara eğer önceden bağışıklıkları yoksa hepatit B aşısı önerilir. Erken bağışık yanıt oluşturabilmek için 0, 7, 21.gün şeklinde uygulanabilir. Bu kişilere uzun süreli bağışıklık sağlamak için bir yıl sonra tek bir rapel doz uygulanır.

Tablo 1. Yara Yönetiminde Tetanoz Proflaksi Şeması
AŞI HİKAYESİTEMİZ, KÜÇÜK YARAKİRLİ YARA+
Tetanoz toksoid içeren aşı*Tetanoz antitoksinTetanoz toksoid içeren aşı*Tetanoz antitoksin
Bilinmiyor ya da primer aşı serisi 3 dozdan azEVETHAYIREVETEVET
3 ya da daha fazla doz uygulanmışHAYIR**HAYIRHAYIR***HAYIR
+ Kir, feçes, toprak, büyükbaş hayvan salyası ile kontamine olmuş yaralar, kesici/batıcı aletlerle oluşmuş yaralar, kopma, ezilme, mermi ile yaralanmalar, yanma ve donmalar
*59 ayın altında ise beşli karma, 60-155 aylık ise DaBT-İPA, 14 yaş ve üzerinde ise Td uygulanır.
**Son dozdan 10 yıldan daha uzun süre geçtiyse aşı uygulanır.
***Son dozdan 5 yıldan daha uzun süre geçtiyse aşı uygulanır.

Profilaksi için tetanoz immun globulini (TIG) dozu intramüsküler olarak uygulanan 250 IU’dur.