Ana Sayfa Manşet Depremde Vefat Edenlerin Kimliklendirilmesi

Depremde Vefat Edenlerin Kimliklendirilmesi

Prof. Dr. İ. Hamit Hancı Adli Bilimciler Derneği Başkanı
KİMLİK TESPİTİ NİÇİN GEREKLİ ?

Kimlik tespiti yaşayan veya ölü bir insanın tanınmasında, tanımlanmasında ve diğer insanlardan ayırt edilmesinde etkin olan özelliklerin ortaya konulması olarak tanımlanabilir. Çok sayıda insanın yaşamını kaybettiği olaylarda kurbanların kimlik tespitinin yapılmasının insani, yasal, dini, etik ve sosyal boyutu vardır. Yaşamını kaybeden kişilerin geride kalan yakınlarına kimliği doğru olarak belirlenmiş cesedi teslim etmek ve dini inanışlarına uygun tören yapmalarına olanak  sağlamak insani açıdan önem taşımaktadır. Ayrıca kişinin ölümünün resmiyet kazanmasının, vasiyetlerin yerine getirilmesi, sigortaların ödenmesi, miras paylaşımı, varlıklarının satılması gibi miras hukuku yönünden önem taşıyan yansımaları bulunmaktadır. Kimlik tespitinin olabildiğince kısa sürede ve doğru olarak yapılmasının uluslararası ilişkiler, suçlu ve mağdurların tespiti, velayet hakkı, tazminat hukuku ve kimlik tespitini yapanların yasal sorumlulukları yönlerinden de önemi bulunmaktadır.
1999 yılında ülkemizde gerçekleşen Marmara Depreminden sonra ölü sayısının fazla olması nedeniyle ve toplumun geri kalanının sağlığı öncelikli olduğundan toplu mezarlara defin yapılmış ancak bu yapılırken kayıt tutulmadığından daha sonra çeşitli sorunlar yaşanmıştır
DVI EKİPLERİNİN ORGANİZASYONU VE ÇALIŞMA ŞEKLİ

Toplu ölüm olaylarından sonra kimlik tespiti multidisipliner çalışma gerektirmektedir. DVI ekipleri ölüm öncesi ( ante mortem ) ve ölüm sonrası ( post mortem ) ekipler olarak iki grup halinde çalışmalarını gerçekleştirirler.
DVI standartlarında kimlik tespiti yapılırken ekiplerin yararlandıkları kriterler şunlardır:
-Parmakizi
-Diş kayıtları
-Tıbbi kayıtlar
70 küsür yıl önce
İki FBI görevlisinin de olduğu 25 kişiyi taşıyan uçağın düştüğü haberini alan FBI sorumluları, kendilerine ait eşyayı almak ve yardımı organize etmek için kaza alanına gittiklerinde tam bir karmaşanın yaşandığını, kendileri de dahil olmak üzere kimsenin ne yapılacağını bilmediğini görürler. En büyük sorun ölenlerin kimlik tespitinde yaşanır. Yolculardan sadece sekizinin kimlikleri parmakizi ile belirlenebilir. Bu kaza, çok sayıda insanın aynı anda öldüğü ve kimlik tespitinin yapılmasının özel çalışmalar gerektirdiği olaylarda görev alacak ve yerel yetkililere kimlik tespiti konusunda yardımcı olacak ekiplerin organize edilmesinin önemini ortaya çıkaran ve Felaket Kurbanlarını Kimliklendirme – Disaster Victim Identification (DVI) – ekiplerinin kurulmasını sağlayan olaydır.

Avrupa’ da Interpol üyesi tüm ülkelerde kimlik tespitinin standart yöntemlerle yapılması için ilk kez 1968 yılında DVI formları düzenlenmiştir. Özellikle 1980 yılından itibaren düzenlenen toplantılarda formlar geliştirilmiş, üye ülkelerin işbirliği ile DVI ekipleri organize çalışmalar gerçekleştirmişlerdir.

Günümüzde Felaket yerel olanakların müdahale için kısıtlı kaldığı her durumu ifade etmektedir.

Felaket kurbanı da sayının önemi olmadan bu olaylarda ölenleri içerir.
Felaket sonrası kurbanların kimliklerinin belirlenmesi çalışmaları, toplu ölümlerin gerçekleştiği olaylarda kimlik tespiti için gereken alanlarda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılması gereken tüm çalışmalar olarak tanımlanabilir.