Ana Sayfa Tıp&Sağlık COVID-19 Pandemisinde yoğun bakım süreci

COVID-19 Pandemisinde yoğun bakım süreci

10 yıldır kesintisiz yayında olan Denizli Güncel Sağlık Programında COVID-19 Pandemisinde yoğun bakım süreci konuşuldu. Program yapımcısı Prof Dr Bülent Topuz’un konuğu Anestezioloji ve Reanimasyon uzmanı Koç üniversitesi Öğretim üyesi Prof Dr Nahit Çakar idi. Prof Çakar aşağıdaki bilgileri verdi;

2019 Aralık ayında Çinin Wuhan kentinde bildirilen olguların tüm dünyaya yayıldığı görüldü. Mart 2020 da Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu hastalığın pandemisinin yaşandığı ifade edildi.
Buna paralel olarak da 11 Mart 2020 de ülkemizde ilk olgu görüldü ve giderek yaygınlaştı.

11 Mayıs itibari ile ülkemizde 1403.320 pcr testi yapılarak, 139771 olgu tespit edilmiş ve 3841 vatandaşımız vefat etmiştir.

EN BÜYÜK TEHLİKE YOĞUN BAKIM KAPASİTELERİNİN AŞILMASI İDİ.

Aslında, hastalık ülkemizde ve tüm dünyada, sağkalım oranları açısından bazı viral infeksiyonlara benzer ölüm oranlarına sebep olmaktadır. Hatta MERS gibi aynı aileden olan viral infeksiyonlardan daha az ölüme yol açmaktadır.  Sorun bulaşıcılığın fazla olması ve pandemi yaratmasıdır.  Tehlikeli olan hastanelerin ve yoğun bakım ünitelerinin hızla dolması ve kapasitelerin aşılma olasılığıdır. Bu da sağlık kurumlarının zor durumda kalması ve beklenen ölüm oranlarının daha üzerine çıkılması olasılığını getirir. Bu durum her ülkede gerilime yol açmıştır. O yüzden ilk hedef salgının yayılmasını engelleme olmuştur.

VAKALARIN %5 KADARI İÇİN YOĞUN BAKIM GEREKSİNİMİ ORTAYA ÇIKMAKTADIR

Kimi hastalar hastalığı ayakta atlatırken, kimi hastane yatışı ve tedavisi gerektirmekte, % 5 kadarı için ise yoğun bakıma gereksinim duyulmaktadır. Bu süreç genel olarak solunum yetersizliği gelişmiş ve ağırlaşmış hastalara bakmayı içerir.  Ülkemizde ve pek çok ülkede hastalık başlarken ya da başlamadan yoğun bakım üniteleri buna hazırlıklarını yapmışlardır. Ülkemizde bulaş açısından yoğun bakım ekiplerine korunma önlemleri öğretilmiş, yoğun bakım yatakları COVID 19 hastalarına ayrılmış ve ilave yoğun bakım yatakları açılmıştır.

ÜLKEMİZ YOĞUN BAKIM YATAKLARI AÇISINDAN OLDUKÇA YETERLİ, TÜRKİYE SÜRECİ İYİ YÖNETTİ.

Ülkemizde yoğun bakım yatak sayısı birçok Avrupa ülkesinden daha fazladır. Koronavirüs enfeksiyonuna kadar yoğun bakım yataklarının amacı dışında kullanıldıklarını söyleyebiliriz. Yoğun bakım yataklarımızın tedavisi sonlanmış hastaların bakımı için kullanılmakta ve gereksiz yatak işgalleri olmakta idi. Bu süreçte bu tür talepler ortadan kalktığı gibi, Kalp cerrahisi gibi yoğun bakım desteği gerektiren elektif cerrahilerin yapılmaması yoğun bakım yataklarının boş kalmasını sağladı. Ülkemizde tüm yoğun bakım yataklarının dolduğu ve kapasitenin üzerinde yoğun bakım hastasının bulunduğu bir süreç yaşamadık. Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlar, Bilim Kurulu ile eşgüdüm içinde süreci iyi yönetti.

YOĞUN BAKIM TEDAVİLERİ HER TÜRLÜ İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ DESTEĞİNDE YÜRÜTÜLMEKTEDİR

Bu süreçte, hastalara uygulanan antiviral ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, yapay solunum uygulamaları ile yoğun bakımlardaki hastaların sağ kalımı temin edilebilmiştir.

Hastaların tedavisinde böbrek destek cihazları, kan temizleyici sistemler yapay kalp akciğer pompaları gibi destek sistemleri ihtiyaç duyulan her hasta için kullanılabilmiştir. Bazı çalışmalara konu olabilecek tedavilerden de yararlanılmıştır.

AMAN REHAVETE KAPILMAYALIM

Şu günlerde tedavilerin etkinliği ve hasta sayısının azalması yoğun bakım gereksinimini azalttığını söyleyebiliriz. Buradan yanlış mesaj almayalım. Hastalıktan kurtulabilmenin en iyi yolu öncelikle korunarak toplumda yayılmayı azaltma hafif ya da bulgusu az olan olguların evde izlenmesi ve karantinasıdır.  Orta düzeyde hastalar normal servislerde ve ağır hastalar yoğun bakımlarda uygun tedavilerle sağkalımı yakalama şansına sahiptirler

Program sunucusu Prof Topuz bu zorlu mücadelenin önemli ve vazgeçilmez ekip elemanı olan Hemşirelerin gününü kutlayınca, Prof Çakar buna anlamlı bir anı ile karşılık verdi. Türkiye’de ilk yoğun bakım uygulamasının 1853-56 yıllarında yapılan Kırım savaşı sırasında bir hemşire olan Florans Nigtingale tarafında verildiğini belirterek hemşireler günün kutladı.