Ana Sayfa Tıp&Sağlık Cilt Kanserinin En Ölümcül Türünün Melanom Olmadığı Bulundu

Cilt Kanserinin En Ölümcül Türünün Melanom Olmadığı Bulundu

Cilt kanseri denildiğinde çoğu kişinin aklına en ölümcül cilt kanseri olan melanom gelir. Yeni bir araştırmaya göre dünya çapında melanom dışı cilt kanserinden (NMSC) ölenlerin sayısı melanomdan daha fazla olduğu kaydedildi.

Fransa’daki Nice Üniversitesi Hastanesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan çalışmada, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (Dünya Sağlık Örgütü’nün bir parçası) tarafından toplanan hasta verileri kullanıldı.

Melanomun 2020 yılında dünya çapında 57.000 ölüme neden olduğunu, melanom dışı cilt kanserinin ise daha da fazla ölüme yol açtığını ve 63.700 kişinin hayatını kaybettiğini gösterdi.

Bazı yönlerden bu çalışma, NMSC’nin yaşam için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğuna dair geleneksel düşünceyi altüst ediyor.

Çalışma sonrası hazırlanan raporda: NMSC’nin diğer kanser türlerine göre daha az ciddi olduğu düşünülür; nadiren ölümcüldür ve genellikle ulusal kanser kayıtlarının genel kanser sayılarına ilişkin raporlarının dışında bırakılır.

Ancak “nadiren ölümcül”, “hiçbir zaman ölümcül değil” ile aynı şey değildir ve bu yeni raporun gösterdiği gibi, yeterince fazla sayıda insanda bu tür kanser gelişirse, bu durum çok sayıda ölüme yol açabilir.

Melanom ve NMSC bazı özellikleri paylaşıyor; her ikisi de Güneş’ten veya bronzlaşma yataklarından gelen ultraviyole radyasyona (UV) maruz kalmayla yakından bağlantılı. UV, hem melanom hem de NMSC oluşumunu yönlendiren kansere neden olan mutasyonlar üretebilmektedir.

Geçtiğimiz birkaç on yılda, insanların tatil yerleri ve bronzlaşmaya karşı tutumları değiştikçe, her iki kanser türünün görülme sıklığında da büyük artışlar görüldü. Bu kanserlerin çoğu beyaz insanlarda görülür, ancak daha koyu ten rengine sahip kişilerde de cilt kanseri görülebilir.

Ne yazık ki hem hastalar hem de dermatologlar arasındaki farkındalık eksikliği nedeniyle sıklıkla teşhis edilemiyor.

Melanom ve NMSC’nin bazı önemli farklılıkları var. UV her ikisi için de bir risk faktörü olsa da, NMSC daha çok kişinin yaşamı boyunca kronik maruziyetle ilişkilidir. Sonuç olarak, tümörler sıklıkla yüz ve kafada ortaya çıkar.

Keratinositler cildimizin dış tabakası olan epidermisi oluşturan ana hücre türüdür. Buna karşılık melanomlar, melanosit adı verilen farklı tipte bir cilt hücresindeki kanseri aktive eden mutasyonların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Epidermiste keratinositlerden yaklaşık on kat daha az melanosit bulunur ancak melanin üreterek cildimizi hasardan korumada önemli bir rol oynarlar.

Melanin, normal cilt rengimizi belirleyen ve UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra daha fazla miktarda üretilen ve bronzlaşmaya neden olan pigmenttir.

Ölümler nasıl meydana gelir?

Kanser ölümlerinin çoğu, orijinal tümördeki hücrelerin parçalanıp vücutta uzak bölgelere yayılması veya metastaz yapması sonucu ortaya çıkan ikincil tümörlerden kaynaklanır. Cilt kanserleri istisna değildir.

Ancak metastaz kanser hücreleri için oldukça zorlu bir süreçtir. Öncelikle çevredeki dokuyu istila etmeleri, daha sonra kan dolaşımındaki taşıma stresinden kurtulmaları ve sonunda deriden oldukça farklı bir ortamda bir koloni kurmaları gerekiyor.

Melanom hücreleri, metastazın tüm aşamalarını gerçekleştirmede NMSC hücrelerine göre çok daha etkilidir.

Eğer NMSC’nin tehlikeli ikincil tümörler oluşturma olasılığı çok daha düşükse, neden melanomdan daha fazla ölüme neden oluyor? Bu kısmen ilgili sayılara bağlıdır.

Her yıl dünya genelinde kaç kişinin melanoma yakalandığı konusunda oldukça iyi bir fikrimiz olsa da, NMSC’ye ilişkin rakamlar çok daha az net.

Ancak, yılda 1,2 milyon vakadan oluşan mevcut resmi istatistiğin (melanom için 325.000 vakayla karşılaştırıldığında) muhtemelen önemli ölçüde eksik bir tahmin olduğunu biliyoruz. Bunun nedeni, NMSC vakalarına ilişkin verilerin farklı ülkeler arasında nasıl toplandığı ve rapor edildiği konusundaki tutarsızlıklardır.

Verilerdeki bu boşluklar, NMSC vakalarının sayısındaki eğilimlerin ve bunların ölüme neden olma olasılıklarının tam bir resmini elde etmenin oldukça zor olduğu anlamına geliyor. Bu boşluğa rağmen, bu son raporun özellikle endişe verici kısmı, dünyada yaşadığınız yerin, NMSC teşhisini hayatta kalma olasılığınız üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu sonucuna varmasıdır.

Tüm kanserler gibi, NMSC’ye ne kadar erken teşhis konulup tedavi edilebilirse olumlu sonuç alma şansı da o kadar artar.