Ana Sayfa Tıp&Sağlık Bir Çocuğa Kendini Gerçekleştirebileceği Ortamı Nasıl Sunabilirsiniz?

Bir Çocuğa Kendini Gerçekleştirebileceği Ortamı Nasıl Sunabilirsiniz?

Kim olmamız gerektiğini bulmak oldukça zorlu bir görevdir. Pek çok insan da bu yolculuğun gerektirdiği zaman ve enerjiden kaçınır.

Temel ihtiyaçların karşılanması için her gün verilen mücadele sonucunda pek çok kişi enerjisini daha yüksek ve daha tatmin edici ihtiyaçlara yönlendiremez hâle gelir. Bireyin kendini gerçekleştirmesi, sağlıklı bir gelişim için olmazsa olmazlardandır ve çocuklukla başlar.

Post Author Avatar
Gürkan Akçay Boğaziçi Üniversitesi – Yazar / Editör-Bilimfili

Abraham Maslow, insanların, her biri farklı öneme sahip beş ihtiyaç düzeyine sahip olduğunu belirttiği ihtiyaçlar hiyerarşisini tanımladı. Bu hiyerarşinin en altında hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğumuz şeylerin olduğu en temel ihtiyaçlar yer alır. Üst basamaklara doğru çıktıkça ihtiyaçlar da gelişme gösterir. Hiyerarşinin en tepesinde ise kendini gerçekleştirme bulunur. Carl Rogers bunu, algılanan benlik ve ideal benlik arasındaki uyum olarak tanımlıyor.

Bu ihtyiaçlar, ancak diğer ihtiyaçlar karşılandığında ulaşılabilirdir. Örneğin, yiyecek, içecek ve barınak bulmakta sürekli olarak zorluk yaşayan evsiz bir insan, kendisini bu hiyerarşinin en alt iki basamağı arasında sıkışmış bir vaziyette bulur. Kişi, ancak bu ihtyaçları karşılandığında sevgi, özsaygı vb. arayabilecektir. Hiyerarşideki ilk dört seviye D ihtiyaçları olarak bilinir ve bunlar olmadan eksiklik hissederiz. D ihtiyaçları tek başına motive edici değildir. İhtiyaçlar karşılanmadığında, kişi onları karşılayabilme dürtüsü hissedecek ve bir kez karşılandığında da kişi tatmin olmuş hissedecektir.

Çocuğun Gelişimi için Olumlu Bir Çevre Yaratmak

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi esasında pek çok şey anlatır. Bu hiyerarşi aynı zamanda çocuğun gelişimini ve kendisini keşfetmek için çıktığı yolculuğu daha iyi anlamamız noktasında bizlere yardımcı olur. Buradan itibaren, kişilik gelişimi açısından özellikle çocuklarda kendini gerçekleştirmeye ve farklı yaşam ortamlarının gelişimi nasıl etkileyebileceğini karşılaştırmaya odaklanacağız.

Yapılan araştırmalar, genel anlamda olumlu ve uyumlu bir çevrede yetiştirilen bir çocuğun, genel olarak olumsuz bir çevrede yetiştirilen bir çocuğa kıyasla daha fazla büyüme fırsatına sahip olduğunu gösteriyor. Olumlu bir çevre, çocuğa yalnızca koşulsuz bir olumlu saygıyı sunmakla kalmayan, aynı zamanda bunu birbirine de sunan iki ebeveyn figürünün bulunduğu bir ortamdır. Hem psikolojik hem de fiziksel anlamda sağlıklı bir çocuk yetiştirmenin anahtarı, çocuğun kendisini genel olarak güvende, emniyette, memnun hissetmesi ve her iki ebeveynden de korkmamasıdır. Bu ortam her iki ebeveyne de saygı duyulmasını mümkün hale getirecektir.

Otoritenin Önemi

Böylesi bir ortam yaratmanın en etkin yolu, otoriter bir ebeveynlik biçimidir. Otoriterlik, modern kavrayışta olumsuz bir davranış biçimi gibi görülse de; bahsettiğimiz otorite, baskıcı, aşırı sınırlandırıcı bir yöntem değildir. Diana Baumrind, otoriter ebeveynliği yüksek talep ve büyük duyarlılığın bir kombinasyonu olarak tanımlar. Yani, ebeveynin katı kuralları vardır, ancak gerektiğinde esneklikler yapmaya da isteklidir.

Ebeveynler, çocuğun ihtiyaçlarına aşırı bir hoşgörü göstermeden karşılık sunabilmeliler. Bu tür bir ebeveynlik, çocuğa sağlıklı bir şekilde gelişebileceği bir ortam sunarken; toplum içinde de belirli bir şekilde hareket etmeleri gerektiğini anlamalarına yardımcı olur. Bununla birlikte, ebeveynlerinin destekleyici ve kabul edici tavırları sayesinde çocuk yüksek düzeyde özsaygı ve öz-yeterlik geliştirebilir.

Tipik bir otoriter ebeveyn, örneğin başka bir çocuğa vurduğu için çocuğunu uyaracak ve çocuğun yaşına uygun bir mola verdikten sonra, çocuğa vurma kararına neyin yol açtığınıbunun neden yanlış olduğunu ve gelecekte ne yapacaklarını konuşmalıdır. Bunu yaparken de çocuğa, kötü olanın kendisi olmadığını; aksine yapılan davranışın zararlı ve genellikle de kabul edilemez olduğunu göstermek gerekir. Bu tarz bir yaklaşım sonucunda, çocuğun kendisine veya ebeveynleriyle olan ilişkisine karşı olumsuz duygular besleyen bir durumdan uzaklaşması daha olası hâle gelir.

Bu, çocuk yetiştirmenin önemli bir parçasıdır. Ebeveyn ile böyle bir olumlu ilişki geliştirilememsi sonucunda, çocuk kendine veya başkalarına karşı kaygı veya depresyon gibi belirli nevrozların gelişimini teşvik edebilecek olumsuz duygular besleyebilir.

Sağlıklı ve Güvenli Bir Ev Ortamının Önemi

Çocuğa kendini geliştirmesi için büyüyebileceği sağlıklı ve güvenli bir ortam sunulması zorunludur. Bu şekilde, çocuk her gün ihtiyaçlar hiyerarşisindeki ilk üç seviyeyi tamamlanmış olarak uyanacaktır. Artık gün boyunca odak noktası, hiyerarşinin çok benzer ve birbiriyle ilişkili iki seviyesi olan itibar kazanma ve kendini gerçekleştirme olacaktır.

Üçüncü seviyede olan sevgi ve aidiyetin karşılanmasıyla (her iki ebeveynin birbirleriyle ve çocukla olan ilişkilerini anladığı, çocuğun da ebeveynleriyle olan ilişkisini anladığı sağlıklı bir aile ortamıyla) çocuk, eş zamanlı olarak saygıyı yerine getirecektir. Yani, ebeveyn çocuğa sevgi ve aidiyet duygusu sunarak, çocuğun kendi yeteneklerine olan inancını – öz yeterliklerini – geliştirir ve bu da çocuğun öz saygısını güçlendirir.

Çocuğuna sıcak ve sevgi dolu bir ortam sunan bir ebeveyn, çocuğuna çeşitli etkinliklerde destek de sunacaktır. Örneğin, çocuğun yaptığı bir resme bakan bir ebeveyn, çocuğa bunun güzel bir resim olduğu ve gayet iyi çizdiği cümlesini kurarsa; bu ifade, çocuğu çizmeye devam etme noktasında teşvik edecektir. Çünkü bu konuda iyi olduğu yorumunu en çok güvendiği kişiden almıştır. Ebeveynler, çocuğu ne kadar çok desteklerse, kendine ve yeteneklerine o kadar çok inanır.

Bir ebeveynin sevgisi ve kabulü, çocuğun tüm enerjisini benliğini geliştirmek ve kendini anlamak için harcamasına olanak tanıyarak, kendini gerçekleştirmedeki başarısının temelini oluşturur.

Yukarıdaki resim örneğinde, çocuk kendisinin “resimde iyi” olduğu konusunda bir kavrayışa sahip olur ve bu yeteneği ile devam etme veya yeni bir yetenek bulma ve geliştirme fırsatına sahiptir. Oysa, ona resimde kötü olduğu ve asla gelişemeyeceği, dolayısıyla da devam etmemesi gerektiği söylendiğinde, bu onu ebeveynlerin sağladığı herhangi bir saygı veya aidiyet duygusundan yoksun bırakır. Böylece gelecekte ebeveynlerinden olumlu ilgi ve sevgi için kendisiyle bir yarışa girecek ve sadece başkalarının onayında saygınlık bulabilecektir. Bu da, enerjilerinin sürekli olarak Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin 3. ve 4. kademesine odaklanacağı ve sürekli olarak kendini gerçekleştirmeyi gerçekleştirmek için mücadele edeceği anlamına gelir.

Bu ebeveynlerin çocuklarını şımartması ve sahte övgüler sunması gerektiği anlamına gelmiyor. Hatta ebeveyn, övgünün gerekli olmadığı durumlarda övgüde bulunmamalıdır. Ebeveyn, çocuğun başarılarının yanı sıra başarısızlıklarını da kabul etmelidir – önemli olan ebeveynin bu başarısızlıklarla nasıl başa çıktığıdır. Çocuğun başarısızlığıyla etkili bir şekilde başa çıkabilmek için durumu koşulsuz olumlu saygı fikrini akılda tutarak ele almak gerekir. Yani çocuğu olduğu gibi kabul etmek ve asla yargılamamak.

Başarısızlığı çocukla ilişkilendirerek ele almamak zorunludur. Yani çocukta, başarısızlığın bir kişi olarak kim olduklarıyla doğrudan ilişkili olduğu hissine asla sebep olmamalısınız. Eğer çocuk böyle bir hisse kapılırsa; yukarıda bahsettiğimiz senaryonun bir benzeri yaşanmaya başlar: Çocuk sürekli olarak aslında başarısız olmadığını size ve başkalarına kanıtlamaya çalışır. Ait olma ve saygınlık arasında sürekli mücadele edecek ve kendini gerçekleştirmenin son derece zor olduğunu düşünecektir.

Çocuk yaşta kendini gerçekleştirmenin önemi açıktır. Bu, çocukların küçük yaşta kendilerini gerçekleştirmeleri gerektiği anlamına gelmez – özellikle de gereken muazzam miktarda enerji nedeniyle, herkesin kendini gerçekleştirmesi çok zordur. Ancak bir çocuğa saygı ve aidiyet kazanabileceği uygun ortam sunulursa, çocuk kendini gerçekleştirme ihtiyacını başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazır olacaktır.
 Kaynak ve İleri Okuma

www.bilimfili.com/bir-cocuga-kendini-gerceklestirebilecegi-ortami-nasil-sunabilirsiniz