Ana Sayfa İlaç Bilim İnsanları Aburcubur Yiyen Farelerde Kilo Almını Önleyen İlaç Geliştirdi

Bilim İnsanları Aburcubur Yiyen Farelerde Kilo Almını Önleyen İlaç Geliştirdi

Texas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi (UT Health San Antonio) liderliğindeki bir ekip tarafından geliştirilen küçük moleküllü ilaç, Hayatlarının büyük bölümünde yüksek şekerli, yüksek yağlı bir diyetle beslenen farelerde kilo alımını önleyerek, karaciğerlerini korumayı başardı.

Kimyasal kısaltması CPACC ile bilinen bu ilaç, hücrenin enerji üretmekten ve kalori yakmaktan sorumlu kısımları olan mitokondriye magnezyum girişini sınırlayarak çalıştığı kaydedildi. Mitokondriyal anormallikler obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar dahil olmak üzere bir dizi hastalıkla ilişkilendirildi.

Araştırmacılar yeni ilacı, Mrs2 adı verilen magnezyum taşıyıcı proteini kodlayan MRS2 adı verilen spesifik bir genin silinmesinin etkisini incelerken keşfettiler.

MRS2 geni silinmiş farelerle karşılaştırdı

Bu protein, magnezyumun mitokondriyal membran boyunca taşınması için bir kanal görevi görür. Uzun süreli yüksek yağlı, yüksek şekerli ve yüksek kalorili Batı diyetinin normal fareler üzerindeki etkilerini, MRS2 geni silinmiş farelerle karşılaştırdılar.

Farelerin 14 haftalıktan itibaren batı diyetini bir yıla kadar  tüketmesine rağmen, mitokondrilerinde gelişmiş şeker ve yağ metabolizması olan daha zayıf, daha sağlıklı oldukları kaydedildi.

Karaciger yağlanmasını önledi

Ayrıca , MRS2 delesyonlu farelerin karaciğerinde veya yağ dokularında dengesiz beslenme, obezite veya tip 2 diyabetten kaynaklanabilecek yağlı karaciğer hastalığı belirtileri de yoktu.

Ekip, CPACC’nin uygulanmasıyla ilgili daha sonraki deneylerde, MRS2 geninin silinmesiyle aynı etkileri bildirdi.

İlaç, genin kodladığı magnezyum kanallarını inhibe ederek çalışır. Yine mitokondriye taşınan magnezyum miktarını azaltarak zayıf, sağlıklı farelerle sonuçlandı.

Elbette farelerde elde edilen sonuçlar insanlar için geçerli olmayabilir ve araştırma ekibi bunun bazı sınırlamalara sahip olduğunu belirtiyor.

İnsanlardaki metabolik sendromu taklit etmek için kullandıkları yöntemde uzun süreli diyet stresi kullanılıyor. Sistemi kısa süreli diyet stresine sokmak, MRS2 silinmesinin ana etkilerini açıklığa kavuşturmaya yardımcı olabilir.

Ayrıca araştırmacılar, MRS2 için tam bir silme yöntemi kullanmanın, her bir dokunun metabolik düzenlemeyi nasıl etkilediğine bakmayı imkansız hale getirdiğini söylüyor.

MRS2’nin yaygın ifadesi göz önüne alındığında, beyin, kalp, böbrekler, akciğerler ve iskelet kasları gibi çeşitli organlar üzerindeki etkilerine ilişkin daha fazla araştırmanın önemini vurguluyorlar.

Araştırmacılar CPACC’ye patent başvurusunda bulundular

Araştırmacılar “Kalp krizi ve felç gibi kardiyometabolik hastalıkların riskini azaltabilen ve ayrıca yağlı karaciğer hastalığını takip edebilen karaciğer kanseri görülme sıklığını azaltabilen bir ilaç, büyük bir etki yaratacaktır”