Ana Sayfa Biyoteknoloji Ankara Biyoteknoloji Günü

Ankara Biyoteknoloji Günü

Biyoteknoloji alanında uzman dünyaca ünlü bilim insanları 25 Eylül’de Ankara Sheraton’da düzenlenen Biyoteknoloji Günü’nde bir araya geldi.

Dünyanın lider biyoteknoloji şirketlerinden Amgen’ın sponsorluğunda İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG) tarafından düzenlenen “Ankara Biyoteknoloji Günü” alanında uzman bilim insanlarını, kişi ve kurumları bir araya getirdi. 25 Eylül’de Ankara Sheraton’da düzenlenen Ankara Biyoteknoloji Günü’nde “Sürdürülebilir Biyoteknoloji Ekosistemi”, “Yenilikçi Ar-Ge Yaklaşımları”, “Biyoteknolojik / Biyobenzer Tedaviler”, “Biyobenzerlerde Global Uygulamalar ve Kalite”, “Romatolojide Pratik Uygulamalar”, “Onkolojide Pratik Uygulamalar” ile “Biyoteknoloji İçin Bilim Odaklılığı Desteklemek” başlıkları altında biyoteknolojinin sunduğu olanaklar ele alındı.

Günümüzde kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme olduğuna dikkat çeken Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Güldem Berkman, dünyanın lider biyoteknoloji şirketlerinden biri olarak 1980 yılından bu yana aralarında Türkiye’nin de olduğu 100’den fazla ülkede insanlar için tedaviler keşfedip, geliştirdiklerini ve bunları tıbbın hizmetine sunduklarını söyledi. Berkman, “Bilim ve biyoteknolojinin sunduğu olanakları en üst düzeyde kullanarak gerçekleştirdiğimiz araştırmalardan elde ettiğimiz genetik bilgiler ve ileri analiz araçlarıyla DNA ile hastalık arasındaki bağlantıları kuruyoruz. Onkoloji, hematoloji, nefroloji, romatoloji ve kardiyoloji alanlarında mevcut tedavilere farklılık getiren birçok biyoteknolojik ürünün keşfedilip geliştirilmesi ve tıbbın hizmetine sunulması süreçlerini gerçekleştiriyoruz. İnovatif ilaçlar keşfetme, geliştirme, üretme ve sunma yoluyla ciddi hastalıklarla mücadele eden insanlar için biyolojinin potansiyelini çözmek üzere kararlı bir şekilde çalışıyoruz” diye konuştu.

Önümüzdeki 25 yılda geliştirilecek olan tedavilerin, şu anda kullanılmakta olanlara kıyasla çok daha etkin olacağı belirten İBG Müdür Yardımcısı ve İBG-FARMA Direktörü Soner Gündemir, şöyle devam etti: “Bu çığır açıcı yeni nesil tedaviler yalnızca insan hayatını kökten değiştirmekle kalmayacak, kendilerini geliştiren toplumların da zenginleşmesine ve refahının artmasına yardımcı olacaktır. Türkiye’nin bu yeni teknolojilerin yalnızca tüketicisi olmaması, aynı zamanda geliştiricisi ve üreticisi de olması bu açıdan çok önemlidir. Bu misyonla kurulmuş olan İBG, henüz 5 yaşında olmasına rağmen Türkiye’yi 21. yüzyılın tıbbıyla tanıştırmak için pek çok faaliyeti aynı anda başlatmış, yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.”

Amgen Türkiye Hakkında:

Biyoteknoloji alanında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olan Amgen, biyolojinin gücünü kullanarak ciddi hastalıklara yönelik yenilikçi ilaçlar keşfedilmesi, geliştirilmesi, üretimi ve hastalara sunulması için çalışmaktadır. Merkezi Thousand Oaks, Kaliforniya olan Amgen, dünya çapında 100’den fazla ülkede 20 binin üzerinde çalışanı ile hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarına, sağlık durumlarının iyileştirilmesine ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik tedaviler geliştirmeye odaklanmaktadır. 2012 yılında Mustafa Nevzat İlaç‘ı 700 milyon Dolar’a satın alarak Türkiye’deki yatırımlarını güçlendirmiştir. Bu yatırımı ile Amgen, son 5 yılda tüm sektörler arasında Türkiye’ye en fazla doğrudan yatırım yapan firmalardan birisi olmuştur. Amgen Türkiye’de 1000’den fazla çalışanıyla üretim, pazarlama ve ilaç Ar-Ge’si faaliyetlerini yürütmektedir. Mustafa Nevzat İlaç’a ait bitmiş ürün ve hammadde tesislerindeki üretim gücü sayesinde Türkiye’den dünya pazarlarına ilaç ihracatını artırmayı hedeflemektedir.

İBG Hakkında:

6550 sayılı yasa kapsamında kurulan Türkiye’nin ilk dört Araştırma Altyapısı’ndan birisi olan İBG, 2014 yılından itibaren faaliyet göstermektedir. İzmir’de bilim, teknoloji ve yenilik alanında bölgesel bir çekim merkezi kurmak için emek veren Dokuz Eylül Üniversitesi mensuplarının eseri olan İBG’nin başlıca amacı, biyotıp ve genom bilimlerinde güçlü araştırmalar gerçekleştirmek, sahip olduğu insan gücü ve teknik altyapı ile sağlık ve ilaç biyoteknolojilerine dayalı ürünler geliştirmek, böylece evrensel bilime ve milli sanayimizin dönüşümüne katkı sağlamaktır.