Ana Sayfa Tıp&Sağlık 4 Şubat Dünya Kanser Günü

4 Şubat Dünya Kanser Günü

Prof. Dr. Serkan Çelik

Dünyamız için en önemli halk sağlığı sorunlarının başında gelen kanser, hala yaşam kayıplarının da ikinci sırasında yer almaya devam ediyor. Gerek teknolojik gerekse tedavi anlamında ilerlemeler birçok kanser için tedaviler ile tam iyileşmeye yakın sonuçlara ulaştırsa da istatistikler hala kanserin yaşamı tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Kansere neden olan etmenlerin en başında çevresel faktörlerin geldiğini hatırlatan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Çelik, “Bu etmenler ile kanser ilişkisi daha önce birçok klinik çalışmada gösterilmiştir. Bilinen bu risk faktörlerinden kaçınarak kanserden korunmak çoğunlukla mümkün olmaktadır” diye konuşan Prof. Dr. Serkan Çelik alınması gereken önlemleri anlattı.  

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), kanserin küresel yüküne ilişkin en son tahminleri yayınladı. 2022’de tahminen 20 milyon yeni kanser vakası ve 9,7 milyon yaşam kaybı meydana geldiğini gösteriyor.  Yaklaşık 5 kişiden 1’i yaşamı boyunca kansere yakalanıyor, yaklaşık 9 erkekten 1’i ve 12 kadından 1’i hastalık nedeniyle yaşamını kaybediyor.

İstatistiklere göre dünya çapında en sık görülen ve yaşam kaybına neden olan akciğer kanseri. Akciğer kanseri, 2,5 milyon yeni vakanın yaklaşık yüzde 12,4’ünü oluştururken, kadınlarda 2,3 milyon vaka ile meme kanseri ikinci sırada, 1,9 milyon vaka ile  kolorektal kanser  ve 1,5 milyon vaka ile de prostat kanseri takip ediyor.

“CİNSİYETLERE GÖRE FARKLILIK GÖZLENİYOR”

Kanserin görülme sıklığı ile yaşam kaybına neden olma oranlarının değişebildiğini hatırlatan Prof. Dr. Serkan Çelik, şu bilgileri verdi:

“Yaşam kaybına neden olan kanserlere bakıldığında da akciğer kanserinin ilk sırada geldiği görülüyor. Bunu kansere bağlı yaşam kayıplarının yüzde 9,3’ü ile kolorektal kanserler, yüzde 7,8 ile karaciğer kanseri ve meme kanseri takip ediyor.

Her iki cinsiyet için de küresel toplamda cinsiyete göre hastalığın ortaya çıkışı ve yaşam kaybı oranlarında bazı farklılıklar var. Kadınlarda en sık teşhis edilen kanser ve kanserden ölümlerin önde gelen nedeni meme kanseri iken, erkeklerde akciğer kanseri. Meme kanseri, ülkelerin büyük çoğunluğunda kadınlarda en sık görülen kanser olmaya devam ediyor.”

Bugün dünyada 100’ün üzerinde kanser türünün bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Çelik, aynı organda bile çok sayıda kanser türünün olabileceğini anlattı. “Bu türlerin oluşması için gerekli koşullar, tedavileri ve her birinin davranış şekilleri de farklılık göstermektedir” diye konuşan Prof. Dr. Çelik, bu nedenle de bu hastalıklar için doğru bilgilendirilmek kanserden korunmak ve erken tanı için çok önemli olduğunu söyledi.

KANSER ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK MIDIR?

Kanserin çok yüksek oranda önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çelik, korunmak için hastalığa sebep olabilecek tüm risklerin bilinmesi ve buna göre korunma önlemleri alınması gerektiğini anlattı. Kansere bağlı risk faktörlerini ileri yaş, ailesel yatkınlık ve çevresel faktörler olarak üç grupta toplayan Prof. Dr. Çelik, hastalık için en önemli risk faktörünün çevresel faktörler olduğunu ve bunların da önlenebileceğini belirtti.  

“DEĞİŞTİRİLEBİLİR RİSK FAKTÖRLERLERİNİ DEĞİŞTİRMEKLE BAŞLAYIN”

“Kansere neden olan etmenlerin en başında çevresel faktörler gelmektedir. Bu etmenler ile kanser ilişkisi daha önce birçok klinik çalışmada gösterilmiştir. Bilinen bu risk faktörlerinden kaçınarak kanserden korunmak çoğunlukla mümkün olmaktadır” diye konuşan Prof. Dr. Serkan Çelik alınması gereken önlemleri anlattı.   

“SİGARANIN GÜVENLİ BİR KULLANIM SEVİYESİ YOK”

Tütün kullanımını (aktif içicilik, pasif içicilik, tütün çiğneme), kansere neden olan en önemli önlenebilir risk faktörü olarak işaret eden Prof. Dr. Çelik, “Akciğer kanseri başta olmak üzere ağız, gırtlak, yemek borusu, mide, pankreas, böbrek, mesane, rahim ağzı, kalın barsak kanseri gibi en sık görülen kanser türlerine neden olabilmektedir. Sigaranın güvenli bir kullanım seviyesi bulunmamaktadır. Ayrıca sürekli olarak sigara içilen ortamda bulunmak da (pasif içicilik) bizzat içilmese bile kanser riskini arttırabilmektedir. Sigarayı bırakan biri bıraktığı andan itibaren bırakmayan birine göre daha uzun yaşam süresine sahip olmaktadır. Bu nedenle sigarayı bırakmak için hiçbir zaman geç değildir.”

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN NASIL BESLENMELİ?

Beslenmenin kanserden korunmada çok önemli bir yeri olduğunu ve sağlıklı bir beslenme şekliyle yaşam tarzınızı değiştirerek kanserden yüzde 40-50 oranında korunmanın mümkün olabildiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serkan Çelik, “Sağlıklı bir diyet ile kilonuzu da kontrol ederek sadece kanser değil kalp-damar hastalıkları, diyabet hastalığı gibi önemli hastalıklardan da korunmak mümkün olabilmektedir” dedi. Kanserden korunmak için nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda şunları anlattı: “Akdeniz diyeti gibi bitkisel besin ağırlıklı (sebze, meyve, tahıl, bakliyat) bir diyet seçin. Her gün 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Tam tahıllı ürünleri tercih edin, hayvansal kaynaklı gıda tüketecekseniz deniz ürünlerini tercih edin. Paketlenmiş gıda, gazlı içecek, yağda kızartılmış yiyecekler veya şerbetli tatlılar gibi yoğun kalorili gıdalardan kaçının. kırmızı et tüketimini haftada en fazla 1-2 kez olacak şekilde azaltın. İşlenmiş et tüketimini (salam, sosis, sucuk) en aza indirin. Hareketli bir yaşam tarzı benimseyin. Haftada en az 150 dakika egzersiz (hızlı tempo yürüyüş, koşu vs.) yapın.”

“OBEZİTE BİRÇOK KANSERİN NEDENİ”

Çağımızın en önemli hastalıkların ve küresel sorunlarında biri olan obezitenin de kanser için değiştirilebilir risk föktörlerinden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr Çelik.” Obezitenin nedenlerinin en başında kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı gelmektedir. Meme, kalın barsak, yemek borusu, böbrek, mesane, rahim ve pankreas kanserlerine doğrudan sebep olabilmektedir. Bu nedenle sağlıklı beslenme önerilerine uyarak ve düzenli egzersiz yaparak hem obeziteden hem de kanserden korunabilmek mümkündür.” diye konuştu.  

NE KADAR AZ ALKOL O KADAR AZ RİSK”

Alkolün az miktarda alınsa bile kanser riskini arttırabildiğine dikkat ecen Prof. Dr. Serkan Çelik,  “En başta karaciğer kanseri olmak üzere ağız, boğaz, yemek borusu, gırtlak, meme kanserini riskini arttırmaktadır. Ne kadar alkol kullanılırsa o kadar kanser riski artmaktadır.” dedi.  

BAZI KANSERLER İÇİN AŞILAMA KORUMA SAĞLAYABİLİYOR

Enfeksiyonların en önemli kanser sebeplerinden biri olduğuna değinen Prof. Dr. Serkan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Rahim ağzı kanserinin neredeyse tamamına neden olan HPV (İnsan papilloma virüsü) isimli virüse karşı aşılamayla rahim ağzı kanserine ek olarak ağız ve yutak kanserlerine karşı korunmak mümkün olabilmektedir. Bu nedenle uzmanlar, 9 yaşından itibaren tüm çocukların (ideal yaş 11-12) bu kanserden korunmak amaçlı aşılanmasını önermektedirler. Aynı şekilde önemli oranda siroza daha sonra da karaciğer kanserine yol açan Hepatit B virüsüne karşı aşılama ile kanserden korunmak mümkün olabilmektedir.” 

GÜNEŞİN DOST OLABİLMESİ İÇİN KORUNUN

Güneşin zararlı, ultraviyole ışınlarının derinin erken yaşlanmasına ve cilt kanserine neden olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Çelik, alınması gereken önlemleri hatırlattı: “Güneş ışınlarının daha dik geldiği 10:00-16:00 saatleri arası dışarı çıkılması gerekiyorsa, şapka, uzun kollu giyecekler ve UV ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılması gereklidir. Bu sayede, baş ve göz çevresindeki hassas bölgeyi korunmuş olur. Ne zaman olursa olsun, güneşli havalarda açıkta kalan bölgelere (yüz, kol, bacak vs.) en az 15 faktörlü ( bazı uzmanlara göre 30 faktörlü) güneş kremi sürülmesi cilt kanserinden korunmaya yardımcı olacak bir başka önlemdir. Güneş ışınları haricinde solaryum kullanımı da UV ışınlara maruz bıraktığı için cilt kanserine neden olmaktadır.”