Ana Sayfa Manşet 2021 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri

2021 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri

2021 TÜBA Uluslararası Akademi, GEBİP ve TESEP Ödülleri Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 28 Aralık 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edildi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “TÜBA ve TÜBİTAK Ödülleri Töreni”ne; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, TÜBA Konsey üyeleri, üniversite rektörleri ile TÜBA Asli Üyesi ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın konuşmalarının ardından 2021 TÜBA Ödülleri sahiplerine tevdi edildi. TÜBA 2021 Uluslararası Akademi, GEBİP ve TESEP Ödül sahipleri ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldılar.

2021 TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri Tören’e katılamayan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Volkan Adsay yerine Koç Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Zeynep Gürhan Canlı’ya, Kolombiya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jeffrey David Sachs yerine TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bulut’a, Kopenhag Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Messoud Ashina yerine ise TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Hayrunisa Bolay Belen’e takdim edildi.

2021 TÜBA-GEBİP Ödülleri; doğa bilimleri alanında Dr. Öğr. Üyesi     Ahmet Acar, Dr. Öğr. Üyesi  Ogün Adebali, Doç. Dr. Deniz Ceylan Tuncaboylu, Doç. Dr. Mehmet Özkan, Doç. Dr. Eren Şahiner, Dr. Öğr. Üyesi Erkan Şenses, Doç. Dr. Emre Yüce, Prof. Dr. Yunus Zorlu’nun olurken Doç. Dr. Duygu Ağaoğulları, Dr. Öğr. Üyesi   Pelin Angın, Prof. Dr. Erchan Aptoula, Dr. Öğr. Üyesi       Emre Büküşoğlu, Doç. Dr. Erdem Cüce, Doç. Dr.          Enes Dertli, Dr. Öğr. Üyesi   Onur Ergen, Doç. Dr. Ali Erçin Ersundu, Dr. Öğr. Üyesi    Fatih İnci, Doç. Dr. Tufan Kumbasar, Dr. Öğr. Üyesi       Emir Salih Mağden, Doç. Dr. Mohammedreza Nofar, Doç. Dr. Akın Taşçıkaraoğlu, Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Fatih Toy, Dr. Öğr. Üyesi Lütfi Taner Tunç, Doç. Dr.            Meltem Yanılmaz ve Dr. Öğr. Üyesi Murat Kaya Yapıcı mühendislik Bilimleri alanında, Doç. Dr.            Ahmet Eken, Dr. Öğr. Üyesi Gözde Korkmaz, Doç. Dr. Cemal Georg Orhan ve Doç. Dr. Bilge Güvenç Tuna sağlık bilimlerinde, Doç. Dr. Dilek Altun, Prof. Dr. Yiğit Atılgan, Dr. Öğr. Üyesi Hayat Ayar Şentürk, Prof. Dr. Hasan Dinçer, Doç. Dr. Gizem Erdem Gürel, Doç. Dr. Efe Can Gürcan ve Doç. Dr. Murat Şentürk’e sosyal bilimleri alanında tevdi edildi. Ahmet ve Nezahat Keleşoğlu TÜBA-GEBİP Eczacılık Özel Ödülü’nün sahibi ise Prof. Dr. İpek Süntar oldu.

2021 TÜBA-TESEP Ödülleri kapsamında ise; Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hümeyra Özturan’a “Êthostan Ahlâka: Antik Yunan Ahlâk Literatürünün İslâm Dünyasına İntikali ve Alımlanışı” kitabı dolayısıyla Sosyal Bilimler alanında Telif Eser Ödülü,

“XVI. – XVII. Yüzyıl Üsküdar Şer’iyye Sicilleri: Diplomatik Bilimi Bakımından Bir İnceleme”si eseriyle İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ekrem Tak’a Mehmet Genç Özel Ödülü

“Acem’den Rum’a Bir Bürokrat ve Tarihçi: İdris-i Bidlisi (1457-1520)” eseriyle Bitlis Eren Üniversitesi’nden Doç. Dr. Vural Genç’e Halil İnalcık Özel Ödülü,

“Osmanlı Sarayında At” eseriyle Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emine Dingeç’e Kemal Karpat Özel Ödülü

“Anayasa Hukuku Genel Kısım: Temel İlkeler, Kavram ve Kurumlar-3. Baskı” eseriyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Prof. Dr. Ömer Anayurt’a, “Arabuluculuk Sürecinde Zayıf Tarafın Korunması” eseriyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Ermenek’e, “Hadis Rivayetinde Bağlam Sebebü Îrâdi-l Hadîs” eseriyle İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Bekir Kuzudişli’ye, “Kurtuluş Teolojisi ve Öze Dönüş: Hristiyan ve İslami Perspektifler” eseriyle        İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Güder’e ve “Türk Bozkır Kültürünün Doğuşu: Andronovo Kültürü”   eseriyle İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Doç. Dr. Elvin Yıldırım’a Sosyal Bilimler alanında Mansiyon takdim edildi.

Bakan Varank, Muzaffer Şeker ile Erdoğan’a ayrıca Prof. Dr. Andreas Tietze Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügatı’nı hediye etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Üst düzey yetkinliklere sahip bilim insanlarımıza destek olmak hepimizin boynunun borcudur.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’ndeki konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en saygın bilim ödülleri töreni olan TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni dolayısıyla bilim insanlarını ve misafirleri milletin evinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Eskilerin, “Bir mekânın şerefi, orada bulunanlardan gelir” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin kıymetinin de bugüne kadar milletin tüm kesimlerinden misafir ettiği güzel insanlardan geldiğini söyledi.

Bu mekâna değer verenin, şehit yakınlarından gaziler ve sporculara, muhtarlardan öğretmenlere, engellilerden ilim ve kültür insanlarına kadar 84 milyonun hep birlikte sahip çıktığı birlik, beraberlik ve kardeşlik olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mekânda bugün ilme ömrünü adamış bilim insanlarını, çığır açıcı işlere imza atacak genç araştırmacıları ağırlamanın kendilerini bir başka sevindirip gururlandırdığını ifade etti.

Her yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri’nin sahipleri ile burada buluşarak artık bir geleneği iyice yerleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, araştırmaları ile dünyaya yön veren, hayatı kolaylaştıran, Türkiye’nin müreffeh yarınları için gecesini gündüzüne katan tüm bilim insanlarına şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 66 bilim insanının yaptıkları çığır açıcı çalışmalarla TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri’ne layık görüldüğünü aktararak, TÜBİTAK Bilim Ödülü’nün üç, TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nün ise 14 bilim insanına takdim edileceğini kaydetti.

Aynı şekilde üç bilim insanına TÜBA Uluslararası Akademi Ödülü, 37 üstün başarılı genç araştırmacıya da TÜBA GEBİP Ödülü vereceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilimsel Telif Eser Ödülleri kapsamında ise dokuz Türkçe bilimsel telif eserin TÜBA TESEP Ödülleri’ni alacağını aktardı.

TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri’ni alan bilim insanlarının her birinin kendi disiplinlerinde seçkin çalışmalar gerçekleştiren, bilime uluslararası düzeyde katkıda bulunmuş isimler olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ödül alan bilim insanlarımızın yaklaşık üçte birine tekabül eden 21’inin kadın olması bizim için ayrı bir gurur vesilesidir. İnşallah bu ödüller Türkiye’de bilimsel faaliyet yürüten herkes için birer teşvik unsuru olacak, bilimin yaygınlaşması ve benimsenmesinde önemli bir görev icra edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’nin bilim camiasına hayırlı olmasını dileyerek, ödül alan bilim insanlarını tebrik etti.

“Evlatlarımız stratejik teknolojilere yönelik yeni nesil yöntemlerle eğitimler alıyor, sosyal etkinliklere katılıyorlar.”
Cemil Meriç’in “Bilgi sonu gelmeyecek olan bir fetihtir” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, sonu gelmeyecek bu fetih için yeni fetihler, yeni fatihler yetiştirmenin derdindeyiz. Kabiliyetli evlatlarımız Türkiye’nin dört bir tarafındaki ‘dene yap’ teknoloji atölyelerinde kritik ve stratejik teknolojilere yönelik yeni nesil yöntemlerle eğitimler alıyor, sosyal etkinliklere katılıyorlar” diye konuştu.

Dünyanın en büyük uzay, havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST’te yarışmalara katılan gençlerin gelecekte dünyayı değiştiren mucitler arasında yer alabilmek için yarıştığını, emek harcadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz bu yatırımlar, bu etkinlikler, bu atölyeler ülkemizden daha birçok Aziz Sancar çıkacağının habercisidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Safahat’ta Mehmet Akif Ersoy’un Asım’a seslenişini hatırlatarak “Biz de bilim insanlarımıza şöyle sesleniyoruz, o çocuklarla beraber gece gündüz didinin, giden 300 senelik ilmi sık elden edinin. Fen diyarında sızan namütenahi pınarı hem için hem getirin yurda o nafi suları” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’yla 127 öncü bilim insanının çalışmalarını Türkiye’ye taşımasına ön ayak olduklarını söyledi.

Bu çağrıyla Türkiye’ye gelen yabancı hocaların da bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yabancı demek biraz hoşuma da gitmiyor, küresel bazda hocalarımız da var. Örneğin, Prof. Dr. Erik Jeppesen, iklim değişikliği ve göl restorasyonu alanında yürüttüğü çalışmalarını ülkemize taşıdı. Dr. Maria Veldhuizen, ülkemizde obezitenin sinirsel sürücülerini anlamaya odaklanan ilk nörobilim araştırma laboratuvarını kurdu. Prof. Dr. Stefan İvanov Dimitrov, moleküler biyoloji ve genetik alanındaki çalışmalarını artık ülkemizde sürdürüyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hocaların aynı zamanda doktora çalışmalarıyla genç bilim insanlarını yetiştirdiklerine işaret ederek, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nın yeni çağrısıyla inşallah daha fazla bilim insanını ülkemizin beşeri sermayesine katmış olacağız” ifadesini kullandı.

Aynı programın bir benzerini Ulusal Lider Araştırmacılar Programı adıyla Türkiye’deki bilim insanları için de tesis ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize gelen ve ülkemizde yerleşik bilim insanlarımız biyoteknolojiden nanoteknolojiye, robotikten dijital teknolojilere kadar birçok alanda yüksek bütçeli projeler yürütüyorlar. Bu projelerin sadece birinden çıkacak üst düzey ürün bile ülkemizde milyarlarca dolarlık katma değer oluşturabilir. Hocalarımızın yetiştirdiği gençler yakın zamanda milyar dolar değerlemeye sahip girişimlerle karşımıza çıkabilir. Bu sebeple ülkemizdeki üst düzey yetkinliklere sahip bilim insanlarımıza destek olmak hepimizin boynunun borcudur” görüşünü paylaştı.

TÜBİTAK’ın araştırma alanındaki desteklerini, gelecek yıllarda yeni programlarla çeşitlendireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aziz Sancar Hocamız adına verilecek doktora sonrası araştırma bursunu daha önce duyurmuştum. Bu bursumuzu 2022 yılı ocak ayında başlatıyoruz. Programda yer alacak araştırmacıları Aziz Sancar Hocamız bizzat seçecek ve kendi laboratuvarında birlikte çalışma yürütecek. Bunun yanında yeni bir burs programını daha buradan duyurmak istiyorum. Bütün ömrünü bilime adayan ve bilim tarihi alanındaki çok kıymetli çalışmalarıyla dünyada çığır açan Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocamız adına yeni bir burs programı başlatıyoruz. Bu burs programı aracılığıyla yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası süreçlerde bilim tarihi alanında çalışmalar yapacak bilim insanlarımıza destek vereceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerin fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimler alanındaki bölümlerine ilginin istedikleri seviyelerde olmadığını belirterek, “Bu tablonun önüne geçmek için çeşitli tedbirleri hayata geçiriyoruz. Gençlerimizi temel bilimlere yönlendirmek üzere her yıl 2 bin 300 lisans öğrencisine başarı bursu veriyoruz. Araştırma, geliştirme faaliyetleri yürütülen merkezlerde ve teknoparklarda temel bilimler mezunu istihdam eden firmalara maaş desteği sunuyoruz” açıklamasında bulundu.

Bu tür desteklerle gençlerin temel bilimlere olan ilgisini artırmayı hedeflediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece teknoloji üretiminin bel kemiği olan temel araştırma çalışmalarına ivme kazandırmak istediklerini bildirdi.

Bilimsel araştırmaların sağlıklı yapılabilmesi için bilim insanlarının son teknoloji altyapılara erişimini sağlamanın da önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerdeki tematik araştırma merkezlerine bu sebeple büyük çaplı yatırımlar yaptıklarını belirtti.

“Üniversitelerdeki tematik araştırma merkezlerini destekliyor ve bilimi tahkim edecek adımlar atıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir ülkenin teknolojik yetkinliği, araştırmalar sonucunda ortaya çıkan ve uygulamalı araştırmalara baz olacak makaleler, araştırma raporları ve temel teknolojiler sayesinde gelişiyor. Yüksek teknolojiye erişebilmenin ilk tohumu temel araştırmalarda atılıyor. Bunun için üniversitelerdeki tematik araştırma merkezlerini destekliyor ve bilimi tahkim edecek adımlar atıyoruz” bilgisini verdi.

Türkiye’de bilim denildiğinde ilk akla gelen kurumların başında Türkiye Bilimler Akademisi’nin olduğunu ve TÜBA’nın yayımladığı her eserin ve her bilimsel etkinliğinin bilim hayatına önemli katkı sağladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk-İslam Bilim ve Kültür Mirası Projesi bunlardan biridir. Bu kapsamda 2021 yılında 12 eser basıldı. Yazımında önemli mesafe alınan Bilim Terimleri Sözlüğü de titizlikle üzerinde durduğumuz bir diğer önemli eserdir. Bu sözlük, bilimin kendi dilimizde üretilmesine ciddi katkı sağlayacaktır” sözlerini sarf etti.

TÜBA’yı, bu doğrultuda gösterdiği gayretler sebebiyle tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bilhassa son zamanlarda bilime, bilim insanına ve teknolojiye çok büyük yatırımlar yaptığını, gören her göz, hakkı konuşan her dil kabul etmektedir. Ülkemiz bu sayede teknolojisini daha üst seviyelere taşıyarak, gayretlerinin meyvesini alma yolunda ilerlemektedir” diye konuştu.

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker: “TÜBA olarak, ülkemizin stratejik hedeflerine ve dünyadaki güncel gelişmelere yönelik tematik çalışmalar, projelendirmeler ve raporlamalar da yapıyoruz.”
TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerini almaya hak kazanan bilim insanlarımızı tebrik ederek sözlerine başlayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker bilimsel çalışmaların Türkiye’nin gelecek hedeflerine ulaşması için bize güven verdiğini ifade etti ve himayelerinden dolayı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerini sundu.

Prof. Şeker konuşmasına şu şekilde devam etti: “Küresel salgın ortamında COVID-19 için dünyada aşı üreten dokuz ülkeden biri olmamızı sağlayan, sağlık ve yaşam bilimlerinde nitelikli işlere imza atan, TÜRKSAT 6A ile Türkiye’yi kendi haberleşme uydusunu üreten 10 ülkeden biri yapan, fen ve mühendislik bilimlerinde bilişim teknolojileriyle savunma sanayiini birleştiren, sosyal ve beşerî bilimlerde medeniyet tasavvurumuzla dünyaya örneklik teşkil eden bilim insanlarına sahip bir milletin ulusal bilim akademisi başkanı olarak sizlere hitap etmenin onurunu taşıyorum. Tüm dünya küresel salgının tetiklediği, insani olmayan sömürgeci, adaletsiz yaklaşımların doğal bir sonucu ve yılların birikmiş sorunlarının neden olduğu, sosyo-ekonomik krizlerin peş peşe sıralandığı yüksek riskli bir dönemden geçiyor. Bu süreçten toplumumuzun en az etkilenmesi için bağımsızlığımızı önceleyen, özverili ve sosyal devlet ilkesiyle bireye sahip çıkma yönünde gösterilen olağanüstü çabanın takdire şayan olduğunu belirtmek isterim. Bilimin topluma faydalı olması için çabalayan bir Akademi olarak, Türkiye’nin son dönemde bilimsel ve teknolojik anlamda attığı adımlarda, ortaya koyduğu performansta üyelerimizin katkısının olması bizleri gururlandırıyor. Bilim tarihinde genişçe yer alan atalarımızın katkılarının verdiği özgüvenle günümüzde yeni bilimsel başarılara imza atan genç nitelikli bir nesil Türkiye’nin güvencesi, dünyanın umudu olma yolunda azimle ilerliyor.” dedi.

“Türkiye’nin ulusal bilimler akademisi olmanın bilinci ve sorumluluğu ile ülkemizi uluslararası bilim dünyasında temsil ediyoruz.”
“TÜBA, bilimi sadece belirli bir zümrenin üstünlüğünü kabul ettirmek için kullandığı araç olarak görmüyor. Aksine, toplum yararına, paylaşmacı, üstün insani değerler üzerinden doğadaki kaynakları israf etmeden, adil ve verimli kullanma çabasına destek verecek bir yaklaşımı önemsiyor. Elbette TÜBA olarak, ülkemizin stratejik hedeflerine ve dünyadaki güncel gelişmelere yönelik tematik çalışmalar, projelendirmeler ve raporlamalar da yapıyoruz. TÜBA Çalışma gruplarımız ve gönüllü akademisyenlerin katkıları ile Türkiye’nin gündemine giren, kimi zaman sorun teşkil eden, kimi zaman ülkemize fırsat pencereleri sunan ve çoğu zaman ekonomik ve toplumsal yansımaları olan konulara yönelik multidisipliner çalışmalarımız “bilim temelli danışmanlık” görevimizin bir bölümünü oluşturuyor.

Türkiye’nin ulusal bilimler akademisi olmanın bilinci ve sorumluluğu ile ülkemizi uluslararası bilim dünyasında temsil ediyoruz. G-20 ülkelerinin bilim akademilerinden oluşan S-20 dahil olmak üzere Asya ve Avrupa bilim akademilerinin çatı kuruluşlarına ve dünyadaki diğer bilimsel üst kuruluşlara TÜBA ve TÜBA üyeleri olarak “bilim diplomasisi” çerçevesinde katkı sunuyoruz. Üyesi olduğumuz International Science Council-Uluslararası Bilim Konseyi’nin 2022 yılını temel bilimlerde farkındalık oluşturma odaklı çalışmalara ayırmış olmasını değerli buluyoruz. Ülkemiz için de tüm bilim disiplinlerinin gelişiminin öncüsü olan temel bilimlere yönelik özel projeler ve stratejiler geliştirilmesini ve pozitif ayrımcılıkla desteklenmesini gerekli görüyoruz.”

“Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bu dönemde; TÜBA olarak Millî Teknoloji Hamlesini sadece savunma sanayiinde değil enerjiden sağlığa gıdadan bilişim teknolojilerine her alanda uluslararası rekabette çok değerli bir atılım ve stratejik hamle olarak görüyor ve önemsiyoruz.”

“Uluslararası bilim dünyasında akademik özerkliğin ve özgünlüğün temeli olmasına rağmen, bilim insanları arasında cinsiyet, ırk, dil, din ayrımı, maalesef gelişmiş ülkelerde dahi yapılmaktadır. Bu konuda genellikle ikircikli, iki yüzlü yaklaşımlar sergilenmektedir. Ulusal ve uluslararası güvenliğimizi tehdit veya şiddet savunuculuğu içermediği müddetçe geniş bir akademik özgürlük alanına sahip olan Türkiye’nin, bu durumu görmezden gelinmektedir. Ülkemiz, içeriden ve dışarıdan belirli merkezler tarafından kasıtlı olarak dezenformasyona ve kara propagandaya maruz bırakılmaktadır.

Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bu dönemde; TÜBA olarak Millî Teknoloji Hamlesini sadece savunma sanayiinde değil enerjiden sağlığa gıdadan bilişim teknolojilerine her alanda uluslararası rekabette çok değerli bir atılım ve stratejik hamle olarak görüyor ve önemsiyoruz. Bu hamlenin her bir aşamasında bilim insanlarımızın verdiği katkı, bilimsel destek ve gösterdikleri özverili çabalar sonuçta ülkemizin bağımsızlığına, refah düzeyinin artışına ve toplumsal birlikteliğinin sağlamlaşmasına yönelik kıymetli katkılardır. Dünyadaki tüm mazlumların sessiz derin çığlığının karşılık bulduğu ülkemizin başta göçmen politikası ile az gelişmiş ülkelere yönelik yardımları da kapsayan derin tarihi tecrübesinin yansımasını sergilediği dış politikası, bilimsel temelli Millî Teknoloji Hamlesinin etkisi ile daha kalıcı, yapıcı hale gelecek; böylece bölgemizde ve dünyada barışın, huzurun teminatı olacaktır.”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal: “Bugünün ve geleceğin güçlükleri, üniversite, sanayi ve kamunun yanında toplumu da dahil edecek şekilde, yenilikçi çözümlerle aşılabilecek.”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ödül töreninde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK olarak 56 yıldır alanlarında yaptıkları çalışmalarla, bilime uluslararası düzeyde katkılarda bulunmuş seçkin bilim insanlarını onurlandırmak ve teşvik etmek için ödüller verdiklerini ve bunların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleştirilmesinin, Türkiye’de bilim ve teknolojiye en üst düzeyde verilen önemi gösterdiğini söyledi.

Bugünün ve geleceğin güçlüklerinin, üniversite, sanayi ve kamunun yanında toplumu da dahil edecek şekilde, yenilikçi çözümlerle aşılabileceğini vurgulayan Mandal, şöyle devam etti: “TÜBİTAK olarak bilim ve teknoloji alanındaki tüm faaliyetlerimizi bu yaklaşımla yürütüyor ve bilişimden savunmaya, enerjiden gıdaya, kutup araştırmalarından çevreye kadar tüm alanlarda bu anlayışı yaygınlaştırıyoruz. Birlikte geliştirme ve birlikte başarma odağında oluşturduğumuz iş birliklerinde, bilgiyi üreten ve kullanan kurumları, Ar-Ge ekosistemimizi büyütmek ve güçlendirmek için bir araya getiriyoruz. Kovid-19 Türkiye Platformu’nda bir yandan yenilikçi aşı ve ilaç çalışmalarını sürdürürken diğer yandan salgının sosyal, beşeri ve ekonomik boyutlarına yoğunlaşan çalışmaları destekliyoruz. Buradan edinilen tecrübelerle ve oluşturulan altyapı ile olası diğer salgın hastalıklar için çok daha hızlı adımlar atabileceğiz.”

Mandal, deprem araştırmalarına yönelik oluşturdukları Türkiye Deprem Platformu ile de farklı disiplinlerden kurum ve kuruluşlarla Türkiye’nin gerçeği olan deprem konusuna yenilikçi çözümler geliştirdiklerini ve müsilaj sorununun çözümünde ise iklim değişikliğinin sosyal etkilerine odaklanarak çalışmalar yaptıklarını anlattı.

Benzer bir anlayışla Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum ve Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ulaşması için de çalışmalar sürdürdüklerini belirten Mandal, sözlerini şöyle tamamladı:

“Dahil olduğumuz, 2021-2027 yılları arasında yürütülecek Ufuk Avrupa Çerçeve Programı’nda iklim değişikliği odak noktasıdır. Yürüttüğümüz tüm çalışmalarda elde ettiğimiz başarılar, yola devam etmemiz için motivasyonumuzu ve sorumluluğumuzu artırıyor. Ülkemizin gelecekte karşılaşacağı yeni küresel zorluklarla mücadelesine ve yeni ekonomik modelimiz kapsamında katma değer üretmesine bilim ve teknolojiyle katkımız sürecek.”

Prof. Şeker, Tören’in ardından Ödül sahiplerine sertifikalarını takdim etti ve aile fotoğrafıyla program sona erdi.