Ana Sayfa Tıp&Sağlık  Aşısızlar için PZR Takip Taraması Hakkında Dernek Görüşümüz

 Aşısızlar için PZR Takip Taraması Hakkında Dernek Görüşümüz

Sağlık Bakanlığına açık mektup…

Derneğimizin Koronavirüs aşısı olmaktan kaçınanlar için PZR testi zorunluluğu hakkındaki görüşü…

Koronavirüs pandemisi 2020 yılı Mart ayından beri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de tıbbi, ekonomik ve sosyal açıdan etkilemektedir. Bu salgının seyrini kontrol altına alabilmek için elimizde olan iki araç vardır;

  • Mesafe, maske kurallarını uygulamasına ve el hijyenine dikkat etmek
  • En kısa sürede toplumun aşılanması gereken tüm fertlerinin aşılanmış olması.

Her iki tedbire ek olarak vakaları erken tanımak ve klinik ortaya çıkmadan önce tespit etmek virüsün bulaşını kontrol altına almayı sağlayacak bazı ek tedbirler pek çok ülkede alınmaktadır. Benzer olarak ülkemizde örgün eğitimi başlatmak ve sürdürmek üzere ilköğretimin çeşitli kademelerinde görev yapan öğretmenler ve okuldaki diğer çalışanlardan son 48 saat içinde negatif PZR testlerinin ibraz edilmesi kuralı getirilmiştir. Bunun yanında örgün eğitimdeki öğrenciler için üniversiteler tarafından benzeri kurallar açıklanmaktadır. Ayrıca şehirlerarası seyahat için aşı veya negatif Covid PZR testi zorunluluğu getirilmiştir.

Ülke düzeyinde alınan karar ve kuralların uygulanabilir olması ve suistimal edilmemesi için tüm süreçler ayrıntılı planlanmalı ve takip edilmelidir.

Bu kuralların sağlıklı uygulanabilmesi ve sürdürülebilmesi için günlük PZR test sayımızın mevcut sayılarımızın en az 3 katına çıkabileceğini tahmin etmekteyiz. Bunun pandemi sona erinceye veya toplumun aşı olması gereken bireylerinin tümü aşılanana kadar kesintisiz olarak devamının sağlanması için hazırlık yapılmasının gerekliliğinin altını çiziyoruz.

Bunun için ;

Temel yaklaşım olarak

  1. Örnek alınması için yeterli sağlık personeli sağlanmalıdır. Bu kaynak oluşturulurken, ayrılan kaynağın diğer hizmetlerinde ortaya çıkacak aksamanın yaratacağı dolaylı maliyetinin ve sorunların hesaplanması gerekir.
  2. Örnek sonuçlarının çalışılıp ilgili sistemlere aktarılması için ayrılacak insan gücü ve ekonomik kaynakların planlanarak, bu kaynakların aktarılacağı alanlarda ortaya çıkacak eksikliklerin nasıl telafi edileceği ayrıntılı planlanmalıdır.

Bu konuda dikkatle planlanması gereken bir başka husus da: Sağlık çalışanlarının tüm toplumda olduğu gibi pandeminin başından beri beden ve moral yorgunluğu yaşamalarıdır. Bir de genellikle önerilere uymayan ve/veya aşı olmaktan kaçınan hizmet talep ediciler arasındaki artan gergin ortamları kontrol altına alacak tedbirlerin birlikte planlanması gerekmektedir. Bu nedenle bu uygulamaların sürdürülebilirliği açısından Türkiye EKMUD olarak önerilerimiz şu şekildedir;

Sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik öneriler

  1. PZR testi alınacak kişi sayısını azaltmak
    1. Daha önce hastalık geçirmiş kişilerin en az 6 ay süre ile tarama dışında tutulması
    2. Antijen testi sonuçlarının kabul edilmesi
    3. Aşı olmaktan kaçınıp test olmayı tercih eden kişilerden her örnek için test ücretinin bir kısmının (en az 20 TL civarı) alınması
  2. PZR örneklerinin hekim dışı sağlık personelleri tarafından alınması
  3. Burun-boğaz sürüntü örneği yerine ağız çalkantı suyu veya tükürük örneği kullanılması
  4. Örneklerin hastane dışında, kişilerin bulundukları yerlerde, çok yaygınlaştırılmış örnek toplama istasyonlarında alınması için çalışma yapılması
  5. Örnek alınan kişilerden sisteme girilen verilerin sadeleştirilmesi, TC numarası ve telefon numarası dışında veri kaydı yapılmaması
  6. Hastalık şüpheli kişiler dışındakilerin örneklerinin 10’lu veya 20’li gruplar halinde havuzlama yöntemi ile çalışılması.

Biz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Hekimleri olarak;

Kovid pandemi süresi boyunca tüm gücümüzle üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirdik, erişkin aşılamada olduğu gibi korona virüs aşılamasında en ön saflarda yer aldık. Ancak süreç uzadıkça bu konuda en fazla etkilenen hekimler olarak aşılanması gereken tüm kişileri aşılanmaya davet ediyoruz. Bir toplumun en temel öğesi eğitimdir. Eğitimin ilköğretimden uzmanlık eğitimine kadar en ideal şartta olması için yüzyüze eğitimin başlaması ve devamı için korunma önlemlerine eksiksiz uyulması ve aşılanmanın yaygınlaştırılması şarttır.

Saygılarımızla

Türkiye EKMUD Yönetim Kurulu