Ana Sayfa Manşet Ramazan ve Kronik Hastalıklar

Ramazan ve Kronik Hastalıklar

Sağlıklı kişilerde 12-24 saat açlığın vücuda zararlı olduğunu gösteren kanıta dayalı bir veri bulunmamaktadır. Birçok çalışmada orucun sağlık açısından kilo kaybı, kolesterolün azalması, kan basıncının daha iyi kontrol edilmesi, yüksek endorfin seviyeleri ve iyi ruh hali gibi olumlu etkileri bildirilmiştir. (Pak J Med Sci 2023;39(3):662)Ancak Ramazan orucu özellikle kronik hastalıklarda tedavi düzeninin aksaması nedeniyle sakıncalı olabilmektedir. (The Am.J.Nutrition https://doi.org/10.1016/j.ajcnut.2024.01.019)

Kalp damar hastalıkları açısından  bakıldığında;  yakın zamanda kalp krizi (enfarktüs) geçiren,  kardiovasküler bypas ameliyatı olan, anjiografik olarak stent takılan hastaların bir yıl süreyle oruç tutmamaları önerilmektedir. Bu süreç zarfında kontroller yapılarak  sağlık durumlarının  oruç tutmaya elverişli olup olmadığı tekrar gözden geçirilebilir.

Tansiyonu kontrol altında olanlar, yeterli miktarda sıvı almaları durumunda ilaç saatlerini düzenleyerek hekimin de onayıyla oruç tutabilirler.  Hipertansiyonun kontrol altında tutulamadığı ve ileri evre kalp yetmezliği olan hastaların oruç tutması medikasyonların zamanlamasında oluşabilecek aksamalar açısından sakıncalı olacaktır. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan diüretikler vücuttan su atılımını arttıracağı için oruç esnasında sorun yaratabilirler.  Kalp damar hastaları için ideal olan oruç tutma kararı alma aşamasında öncelikle kendisini takip eden hekim ile iletişime geçmesi ve danışmanlık almasıdır.  Türk Kardiyoloji  Cemiyetinin (T. Anatol J Cardiol 2021; 25: X) önerileri gözden geçirilecek olursa  kontrollü hiper tansiyon, Stabil  anjina pektoris,  dekompanze kalp yetmezliği,  Hafif-orta kapak hastalıkları , hafif-orta pulmoner hipertansiyon   Atrial fibrilasyon ve  Supraventriküler taşikardi  ramazanda oruç açısından düşük riskli kardiyolojik hastalıklar olarak   belirtilmiştir.

Uzun süreli açlık veya susuzluk   böbreklerin çalışması açısından sorun yaratabilmektedir. Böbrek yetmezliği olan hastalar oruç tutarlarsa böbrek yetmezlikleri ağırlaşabilir. Ayrıca bu kişilerde böbrekler yeteriz çalıştığı için sıklıkla hiperpotasemi vardır. Oruç nedeniyle hiperpotasemi ciddi kalp ritim bozukluğuna yol açabilir. Bu kişilerde kronik anemi de sıktır. Kansızlık ve hipovolemi birleşerek kalp yetmezliğine bağlı şikayetleri  artırabilir.  

Böbrekler susuzluğa duyarlıdır.  Özellikle hemodiyaliz gerektiren hastaların   oruç tutması uygun değildir. Böbrek fonksiyonlarının az miktarda bozulduğu hastalarda tuzsuz diyet faydalı olacaktır. Hipertansiyon atakları bu hastalarda gözlenebilir ve oruç tutmayı zorlaştırır. Yine diyabete bağlı böbrek fonksiyonlarının bozulduğu devamlı ilaç kullanması gereken hastalarda da oruç tutmak medikasyonların ayarlanabilmesi açısından zorlaşacaktır. Sık üriner sistem enfeksiyonu geçirmek ve sessiz üriner sistem taşlarının bulunması oruç tutmamak için mutlak bir neden olmamakla birlikte; üriner istem taşı olanlarda susuzluk nedeniyle ağrı  problemleri ortaya çıkabilmektedir. Bu grup hastaların hekimlerine danışarak oruç tutma kararı almasında fayda vardır. (J Health Sci Med 2018; 1(2): 45-46)

Diyabetik hastalar kan şekeri seviyelerinin diyet ve ilaçlarla kontrol altında olması gözetilerek oruç   tutabilirler. Bu hastalar için en önemli risk hipoglisemi atakları olup hayati risk teşkil edebilir. Kullanılan ilaçların günde tek dozsa iftarda, iki dozsa iftar ve sahurda  alınacak şekilde ayarlanması ,iftar ve sahur arası beslenmenin kademeli şekilde yapılması ve sıvı alımına dikkat edilmesi, susuz kalınmaması tavsiye edilmektedir. Türk Endokrinoloji ve Metabolizma derneğinin önerisine göre tip 1 diyabetli ve ko-morbid (Hipertansiyon , koroner arter hastalıkları vb. gibi) sorunları olan tip 2 diyabetli hastaların oruç tutması sakıncalıdır.   İnsülin tedavisinde  düzenli  ana ve ara öğünler gerekmektedir Bu sebepten ötürü   Bazal-bolus insülin tedavisi almakta olan tip 1 ve tip 2 diyabetli hastaların kesinlikle oruç tutmamaları sağlanmalıdır. (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Diabetes Mellitus ve Komplikasyonlarını izleme klavuzu 2014)

Felç geçiren, beslenme ve diğer ihtiyaçları için desteğe ihtiyaç duyan hastaların kesinlikle oruç tutmaması gerekir

Kemoterapi alan kanser hastalarında sıklıkla bulantı ve iştahsızlık şikayetleri olacaktır.  Bu kişilerin sıvı ve elektrolit dengesi zaten bozuk olacağı,  katabolizmanın artacağı, kilo kaybının yaşanacağı  göz önüne alındığında  oruç tutmaları  uygun  olamayacaktır.

Ramazan ayında günde 2 öğün yemek yenmesi, asit fazlalığı olan kişilerde midenin uzun süre boş kalmasıyla asite bağlı şikayetleri artırabilir, ülser gelişimine sebep olabilir. Gastrit ve ülser öyküsü olan hastalar ramazan boyunca mide koruyucu ilaçlarla oruç tutabilirler. Obezite nedeniyle mide küçültme operasyonu geçirenlerin mide depolama fonksiyonu yetersiz olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kişilerde ani hiperglisemi ve hipoglisemi atakları bekleneceği için oruç tutmaları önerilmez. Ameliyatla midesi küçültülen veya tama yakın alınan kişiler oruç tutamaz. Bu kişilerde gıdalar uzun süre midede depo edilemez. İlaveten bir kısmında alınan gıdalar hızla ince bağırsağa geçer ve bu da önce kan şekerinde hızla yükselmeye sonra ani düşmelere neden olur.  Aşağıda çeşitli kronik hastalıklara yönelik British İslamic Medical Association tarafından oluşturulan özet risk önerileri tablosu   paylaşılmıştır. (BIMA Ramadan Compendium V1.2 Feb 2023)

 

Sonuç olarak kronik hastalıkları olanların oruç tutma kararı öncesinde hekimine danışarak bir check up yaptırmaları tavsiye edilmeli , oruç tutabilme kararı bireysel ve kişiye özel olmalıdır.

Uzm. Dr. Gülden Uzer Ekin