Ana Sayfa Sosyal Tıp Kararlarımızda Ne Kadar Özgürüz?

Kararlarımızda Ne Kadar Özgürüz?

Hiç son derece önemli bir karar verdiğiniz oldu mu? Ya da karar verirken tamamen bireysel hareket ettiğinizi düşünüyor musunuz? Sorulara cevap almadan önce gelin en baştan başlayalım. / Selman Durukan-Sinirbilim

Bizler doğumumuzdan itibaren biyo-psiko-sosyal açıdan sürekli olarak gelişme eğiliminde olan canlılarız. Dünya üzerindeki insanlar dışındaki bütün canlılar içgüdüsel olarak doğal seçilim içerisinde hayatta kalmaya çalışırlar. Fakat unutulmamalıdır ki sadece içgüdüleri ile hareket ederler. Ancak biz insanları diğer canlılardan ayıran en büyük özelliğimiz irade sahibi olmamızdır. Yani bizler sahip olduğumuz irade sayesinde hayatlarımıza yön ve şekil verebilme kabiliyetine sahibiz. Sahip olduğumuz bu irade sayesinde yaşamımızı kendimiz şekillendirebiliyor Aynı zamanda bu irade sayesinde gündelik yaşantımız içerisinde karşılaştığımız sorunlara çözümler üretebiliyor ve önümüzde duran belirsiz geleceğe karşı plan yapabiliyoruz. İşte bu yön verme kabiliyetimiz neticesinde kendi kararlarımızı alabiliyoruz.

Karar verme Seçim davranışı olarak ifade edilmektedir (Connor ve Becker, 2003 akt; Nas 2010). Yani karşımızdaki olasılıkları değerlendirip bir tanesini seçme olarak da tarif edilebilir.  Hayatımız boyunca yaptığımız her davranış bir karar sonucunda meydana gelir. Bir taraftan bu davranışlar otomatik kararlar neticesinde gerçekleşir ki bu kararlar gün içerisinde yaptığınız her hareketin öncesinde beyniniz tarafından otomatik olarak verilen kararlardır. Örneğin odanızda otururken kahve almak için mutfağa gitmeniz ve kahveyi hazırlarken yaptığınız her eylem aslında temelde bir karar neticesinde yapılmıştır. Fakat siz bu hareketleri otomatikleştirdiğiniz için dikkat bile etmezsiniz. Diğer taraftan da düşünüp üzerinde kafa yorulduğu, artılarının ve eksilerinin hesaplandığı kararlar vardır. Örneğin yağmurlu bir günde arkadaşlarınızla dışarıda vakit geçirmek için buluşacağınızda birçok ayrıntıyı ve/veya olasılığı hesaplamak zorunda kalırsınız çünkü yağmurda ıslanabilir, üşüyebilir ve sonucunda hasta olabilirsiniz. Yani görüldüğü gibi kararlarımızın çoğunda o karardan nasıl ve ne düzeyde etkileneceğimizi hesaplama ihtiyacı duyarız. Ama bu kararların bazıları son derece önemli ve kritiktir. Hayatımızın yol ayrımlarında veya son derece önemli anlarında verdiğimiz kararlar bazen bizleri zorlayabilmektedir. Peki bu esnada verdiğimiz kararlarda ne kadar özgürüz ve/veya özgür olduğumuzu hissediyoruz? Aslına bakarsanız karar alırken düşündüğümüzden fazla etki altında kalıyoruz.

Bu yazımızda gün içerisinde basit ve orta düzeyde aldığımız kararlardan ziyade bizim için çok önemli anlarda ve durumlarda almak zorunda olduğumuz kararların üzerinde duracağız ve bu kararları etkileyen etmenlere göz atacağız. Herkesin hayatında dönüm noktası olarak nitelendirdiği zamanlar olmuştur. Çoğumuz bu zamanları ilerleyen yıllarda tekrar tekrar hatırlar ya pişmanlıklarımızı dile getiririz ya da iyi ki yapmışım deriz. İşte böyle zamanlarda hepimizin ortak yaptığı şey bazı konularda ve/veya durumlarda karar almaktır. Örneğin bu anlardan bazıları üniversitede bölüm seçme, yaşadığı şehri veya ülkeyi değiştirip yeni baştan bir hayat inşa etme, evleneceği insanı seçme veya yöneticilik düzeyinde aldığı önemli kararlar…

Bu önemli kararların her birinin ortak bir özelliği vardır ki bu yazımızın başında da belirttiğimiz gibi otomatik karar verme sürecinin aksine üzerinde kafa yorarak, belki çevremizdeki insanlara danışarak aldığımız kararlardır. Bu kararları bu kadar önemli kılan bazı özellikleri vardır bunlar;

  • Gelecek hayatımızı önemli derecede etkiliyordur
  • Gelecekte kim olmak ve ne yapmak istediğimizi etkiliyordur
  • Bulunduğumuz zaman dilimindeki hayat standartlarımızı etkiliyordur
  • Direkt bize ve dolayısı ile çevremizdeki insanlara olumu veya olumsuz etkileri vardır

Şeklinde başlıca sıralanabilir.

Diğer taraftan karar verme süreci kendi içerisinde bazı özellikleri de barındırmaktadır. Ve şu şekilde sıralanabilir. (Tosun, 1986:317 akt; Sağır 2006)

  • Karar verme işlemi geleceğe yöneliktir ve öngörüye dayanır.
  • Karar verme psikolojik ve maddi güçlükler taşır.
  • Her kararın bir maliyeti (maddi veya manevi) vardır.
  • Bir tür plan olan karar geleceği öngörebilmeye dayanır
  • Karar davranış özgürlüğü ve güç gerektirir
  • Seçenekler arasında en iyisini seçmeyi gerektirir.
  • Karar süreci sorun çözmeyi içerir.
  • Kararın verilmesi ve uygulanması için zaman faktörüne ihtiyaç vardır
  • Karar süreci pahalıdır.

Hayatlarımızdaki önemli kararların neden bu denli önemli ve dikkat edilmesi gerektiğinden ve karar verme sürecinin özelliklerinden bahsettikten sonra gelin yazımızın başındaki soruların cevaplarını inceleyelim.

  1. Kişiliğimiz: Kişilik, psikoloji biliminin ortaya çıkmasından itibaren bilim insanları tarafında yapılan birçok araştırmaya konu olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Yapılan araştırmalar kişiliğin bizlerin hayatını tamamen şekillendiren, içerisinde çok farklı boyutların olduğu, göründüğünden daha karmaşık bir yapıda olduğunu gözler önüne serer ki bu yapı bizim çocukluğumuzdan itibaren şekillenir ve bu doğrultuda sosyal ilişkilerimizi, mesleğimizi, geleceğimizi, kararlarımızı, dünyaya bakış açımızı, hayallerimizi, hedeflerimizi etkiler. Bu çerçeveden bakıldığında kişilik yaşamımızda aldığımız kararların üzerinde de son derece etkilidir. Örneğin üniversite okuyan ama içe-dönük kişilik yapısına sahip bir birey yalnız olmayı ister, bireysel yapılan aktiviteleri yaparken daha mutlu olur ve çok fazla insanın bulunduğu ortamlardan hazzetmezler ve bu doğrultuda kararlar alarak yaşamlarını, sosyal çevrelerini ve geleceklerini şekillendirirler. Ya da çocukluğundan beri bulunduğu çevreden çıkmamış bir genç birkaç günlük tatilde bile şehir değiştirdiğinde rahatsız olurken yurt dışında eğitim alma kararını bir türlü veremeyebilir. Görüldüğü gibi kişilik yapımız yaşamımızda aldığımız kararları son derece etkilemektedir. (Sağır, 2006)
  2.  Sahip Olduğumuz Değerlerimiz: hepimizin doğduğu ailenin, sosyal çevrenin, toplumun ve coğrafyanın değerleri birbirleri ile farklıdır. Bunun temelinde insanoğlunun çok çeşitli topluluklar halinde yaşamalarının ve çeşitli dinleri kabul etmelerinin etkisi oldukça fazladır.  Genele bakıldığımda değerler toplumların düzenlerini sağlar ve bireylere karar anlarında yardımcı olan bir destek mekanizması niteliğindedir. Örneğin muhafazakâr bir ailede ve toplumda büyümüş bir birey evleneceği kişinin yaşamının da kendisi gibi olmasını isteyerek aslında bulunduğu toplumun değerlerine uygun karar verme eğilimindedir. Ya da yurt dışına çıkmış ve orada eğitim görmekte olan bir birey kendi değer yargılarına ters düşecek aktiviteleri yapmaktan çekinebilir veya yiyecek ve içecek seçimi konusunda (alkol, domuz eti vs) hassas davranabilir ve ona göre karar verebilir. Buradan da anlaşılacağı üzere değerler de kararlarımız üzerinde bizleri etkileyen bir başka etmen olarak söylenebilir. (Sağır, 2006)
  3. Algı düzeyimiz ve biçimimiz: Algı temelde duyu organlarımızdan gelen duyumların işlenmesi ve anlamlandırılması olarak açıklanabilir. Algılama sürecimizi yetiştiğimiz kültürel ortam, geçmiş yaşam tecrübelerimiz, karakterimiz, hayattaki amaç ve hedeflerimiz doğrultusunda şekillenebilmektedir. Ki böyle olduğu için de her duyum rklı bireyler tarafından farklı farklı algılanacaktır. Örneğin kalabalık bir ortamda bir şarkı çaldığını hayal edelim. Bu şarkıyı dinleyen herkes kendi hayatlarında parçalar bulacak bazısı hüzünlenecek bazısı güzel anılar hatırlayacak ve mutlu olacak.  Dolayısı ile hayatı nasıl algılarsak öyle yorumlarız ve o doğrultuda kararlar veririz. (Sağır, 2006)
  4. Risk almaya karşı tutumumuz: yazımızın başında da üzerinde durduğumuz gibi karar geleceğe yöneliktir ve belirsizliğe karşı plan yapma ve geleceğe yön vermeyi amaçlar. Buradaki belirsizlik kavramı insanları daraltan, huysuzlandıran bazen korkutan bir durumdur. Biz insanoğlu belirsizlikten nefret ederiz sırf bu yüzden her şeye bir açıklama yapma ihtiyacı duyarız. Belirsizlik halinin bizleri bu kadar rahatsız ettiği bir ortamda karar vermek de tahmin edileceği gibi oldukça zor bir süreç haline gelecektir. Bu esnada hayata karşı daha atılgan, risk almayı seven ve kısmi olarak problem çözme becerisi kuvvetli olan bireylerle olmayanlar arasında alınan kararların çeşitliliği ve etkililiği de tahmin edileceği üzere farklılaşacaktır. (Sağır, 2006)

Toparlayacak olursak yaşamımız boyunca gerçekleştirdiğimiz bütün davranışlar verilen bir karar sonucunda meydana gelir ve karar verirken bizler kişiliğimiz, değerlerimiz, yaşamı algılama biçimimiz ve risk alma tutumumuz gibi değişkenlerin bizler üzerindeki etkisi sonucunda hareket ederiz. Bu konu ile ilgili yapılmış çeşitli araştırmaları “FARKLI ÖZ-ANLAYIŞ DÜZEYLERİNE SAHİP ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KARAR VERMEDE ÖZSAYGI, KARAR VERME STİLLERİ VE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ” (Tatlıoğlu, 2010) isimli çalışmanın özet kısmında bulabilirsiniz.

Hazırlayan: Selman Durukan
https://sinirbilim.org/kararlarimizda-ne-kadar-ozguruz/

Kaynaklar

NAS, S. (2010). Karar verme stillerine bilimsel yaklaşımlar.

Sağır, C. (2006). Karar verme sürecini etkiyelen faktörler ve karar verme sürecinde etiğin önemi: Uygulamalı bir araştırma (Master’s thesis, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Tatlılıoğlu, K. (2010). Farklı öz-anlayış düzeylerine sahip üniversite öğrencilerinin karar vermede öz-saygı, karar verme stilleri ve kişilik özelliklerinin değerlendirilmesi.

görsel