Ana Sayfa Manşet İstanbul’da Kızamık Hastalığındaki Artış Endişe Verici!

İstanbul’da Kızamık Hastalığındaki Artış Endişe Verici!

İstanbul’da kızamık hastalığındaki artış endişe verici, kaybedilen çocuklar var, bu seyir en kısa zamanda önlenmelidir

Hastalıkların ortaya çıkıp da büyük insan topluluklarına yayılarak bir halk sağlığı sorununa yol açmadan önce yapılması gereken koruyucu hekimlik uygulamalarını kamu otoritesine hatırlatmak ve onları bu konuda gereken tedbirleri almaya zorlamak meslek odası olarak en önemli sorumluluklarımızdandır.

Bugün burada kızamık hastalığıyla ilgili kötü gidişata dikkat çekmek için toplanmış bulunuyoruz, çünkü İstanbul’da kızamık hastalığında endişe verici bir artış olduğunu ve ne yazık ki kızamık salgını nedeniyle kaybedilen çocuklar olduğunu biliyoruz.

Kızamık, tarihi çok eskilere dayanan ve milyonlarca insanın hayatına ve ondan daha fazlasının sakat kalmasına yol açan, bulaştırıcılığı yüksek bir hastalıktır. Ancak yaklaşık yarım asırdır uygulanan aşısıyla günümüzde önlenebilir bir hastalık olan kızamıktan çocuklarımızı kaybetmeye tahammülümüz yok.

Kızamık hastalığı, 1980’de yaygın aşılama başlamadan önce, dünya çapında her yıl tahmini 2,6 milyon ölüme neden olurken, hızlandırılmış küresel aşılama programları ölümlerin azaltılmasında büyük bir etkiye sahip olmuş, bu sayı 2011 de yılda 158 bine gerilemiştir. DSÖ, 2000-2013 yılları arasındaki dönemde aşılama ile tahminen 15,6 milyon ölümün önlendiğini bildirmiştir.

Buna karşılık DSÖ, ülkemizin de içinde yer aldığı Avrupa Bölgesinin Kızamık Eliminasyon(virüsün dolaşımının durdurulması ) hedefi olarak önce 2010 yılını, o hedef olmayınca 2015 yılını belirlemesine rağmen bu hedeflere günümüze kadar ulaşamamıştır. Ülkemiz de bu hedeften oldukça uzaktır. Nitekim, Nisan 2022 – Mart 2023 tarihleri arasında Avrupa’daki kızamık olgu sayılarına göre Rusya ve Tacikistan’dan sonra 457 olgu ile Türkiye gelmektedir. Bu sayının 343 ü de 2023 ün Ocak ve Şubat aylarına aittir. Sahada çalışan meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilerden Mart ayından itibaren yeni olguların olduğunu biliyoruz ancak Sağlık Bakanlığı’nın verilerin paylaşımında Covid 19 Pandemisi’ndeki şeffaf olmayan tutumunu devam ettirmesi sebebiyle rakamlara ulaşamıyoruz.

Oysaki epidemiyoloji biliminin genel kurallarına göre, salgınlarda kamu otoritesi güven inşa etmeli, erken duyurmalı ve şeffaf olmalıdır.

Sağlık Bakanlığı salgın yönetiminde sergilediği pratikle bu üç maddenin tümünü ihlal etmektedir.

Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi toplumun yüzde 92-95’inin kızamık aşısıyla aşılanmış olması gereklidir. Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ ile paylaştığı 2021 verilerinde İstanbul dâhil olmak üzere ülkemizin birçok şehrinde bu orana ulaşılamadığını görüyoruz.

Bu konuda etkili faktörler:

1- Aşı reddi ve aşı kararsızlığı: Bu sorun giderek büyüyen bir krize dönüşmektedir ülkemizde.2011 yılında 18 aile çocuğuna aşı yaptırmak istemezken 2018 yılında bu rakam 23 bine çıkmıştır. 2015 yılında çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen bir babanın açmış olduğu davada Anayasa Mahkemesi’nin yetersiz yasal mevzuata dayanarak babayı haklı bulmasının etkisiyle aşıyı reddeden ailelerin sayısındaki tırmanış, corona virüs aşılamaları döneminde bilim dışı, aşı karşıtı çevrelerin yol açtığı bilgi kirliliğiyle daha da artırmıştır.

2- Göç olgusu: Son yıllarda çeşitli ülkelerden insanların kontrolsüz bir göçle ülkemize sığınmak zorunda kalmaları ve bazıları kayıt dışı bir statüde yaşayan bu nüfusun aşılamalarında yaşanan güçlükler. Yurt içi bölgeler arasında mevsimlik işçiler nedeniyle yaşanan göçler de bu kapsamda değerlendirilebilir.

3- Aşı takviminde yapılan plansız değişiklik: 2020 yılında ulusal bağışıklama programında yapılan değişiklikle ilkokul 1.sınıfta yapılan kızamık aşısının ikinci dozu 4 yaşa çekilerek arada kalan 5 ve 6 yaşındaki 3 milyona yakın çocuğun aşılamasında yaşanan aksamalar.

4- Bağışıklamada yaşanan bölgeler arası eşitsizlikler: Bilhassa doğu ve güneydoğu illerinde yaşayan nüfusun aşıya ulaşımında yaşanan güçlükler

5- Kayıt altına alınamamış nüfus: Herhangi bir aile hekimine kaydı olmayan nüfusun varlığı

Epidemiyolojinin ve halk sağlığının gereği olarak açıklanması gereken bilgileri Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz:

İstanbul’da ve diğer illerde kaç kızamık vakası vardır?

Bu hastalık nedeniyle hastanede yatan hasta sayısı kaçtır, kaç kişi yaşamını kaybetmiştir?

Kızamık vakalarının görüldüğü illerin hangi ilçelerinde kümelenme olmuştur? Epidemiyolojik haritalama yapılmakta mıdır?

Vakaların yaş grubu, aşılı olup olmadıkları, aşılıysalar kaç doz aşılı oldukları bilgisine sahip misiniz?

Bu vakaların kaçı yerli kaçı yurtdışı (importe) kaynaklıdır?

İstanbul’daki kayıt dışı nüfusun oranı nedir ve bu insanlarda bağışıklama ve sürveyans çalışmaları ne şekilde yapılmaktadır, bu konuda sahada ne gibi aksaklıklar yaşanmaktadır?

Kızamık salgının daha fazla büyümemesi için aşılama oranında artış sağlamak için bağışıklama programında değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz?

Aşı reddi ve aşı kararsızlığıyla ilgili toplumun güvenini artırmaya yönelik ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz?

Aşı karşıtlığı yapan bilim dışı çevrelere karşı yürüttüğünüz bir çalışma var mı?

Aşı reddinin önüne geçmek adına TTB’nin önerdiği Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile ilgili yasa teklifini gündeminize almayı düşünüyor musunuz?

Halkımıza sesleniyoruz;

İstanbul’da bir kızamık salgını yaşanmaktadır ve bundan korunmanın yolu çok basittir; kayıtlı olduğunuz aile sağlığı merkezine /göçmen sağlığı merkezine gidip yarım asrı aşkındır uygulanan, güvenirliliği kanıtlanmış kızamık aşısını çocuklarınıza 9 aylık,12 aylıkken ve 4 yaşında yaptırmaktır.

Son olarak;

Özverili çalışmalarıyla bu ülkede çiçek hastalığı eradikasyonunu, çocuk felcinden arındırılmış bölge ve son olarak anne ve yeni doğan tetanozu eliminasyonunu başarmış meslektaşlarımız ve sağlık emekçilerini; aşı kararsızlığı yaşayan vatandaşlarımızı aşı yaptırmaları konusunda her zamankinden daha fazla ısrarcı olmaya davet ediyoruz.

Saygılarımızla

İSTANBUL TABİP ODASI

Kızamık vakalarında endişe veren artış