Ana Sayfa Tıp&Sağlık Istanbul Heart

Istanbul Heart

Dünyada sadece ABD, Almanya ve Japonya’da bulunan yapay kalp pompası 11 yıllık çalışma sonucu Türkiye’de ilk kez üretildi. Doktor, makine ve biyomedikal mühendislerinin geliştirdiği ve ‘Istanbul Heart’ (İstanbul Kalp) adı verilen pompadan hayvanlar üzerinde yapılan ameliyatlarda başarılı sonuçlar alındı. Son aşama olarak Acıbadem Üniversitesi Klinik Simülasyon ve İleri Düzey Endoskopik-Robotik Cerrahi Eğitim Merkezi’ndeki (CASE) operasyon başarıya ulaşırsa Türkiye bu konuda dördüncü ülke olacak.

Hürriyet’ten Mesude Erşan‘ın haberi şöyle:

Biraz sonra tanık olacağımız operasyon öncesinde ameliyathanede heyecanlı bir koşuşturma yaşanıyor. Açık mavi önlüklerini giymiş hekimler Türk tıp tarihi açısından belki de son yılların en önemli ameliyatına hazırlanıyor.

Ameliyathanedeki bütün koşullar bir insana yapılacak hayati müdahaleler için sağlanmış. Ancak operasyon bir insana değil, iki domuza yapılacak. Kalp yetersizliği hastaları için umut veren ilk yerli kalp pompası, İzmir’de özel olarak büyütülen ve kilosu yetişkin bir insana yakın olan domuzlar üzerinde denenecek. Amaç, 80 kilonun üstündeki domuzun kalbine yerleştirilen pompanın planlandığı şekilde 6 saat kan pompalaması.

Bu proje Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Kalp ve Damar Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. D. Süha Küçükaksu’nun 11 yıllık hayali. Dünyada üç ülke (ABD, Almanya ve Japonya) yapay kalp pompası teknolojisine sahip. Acıbadem Üniversitesi Klinik Simülasyon ve İleri Düzey Endoskopik-Robotik Cerrahi Eğitim Merkezi’ndeki (CASE) operasyon başarıya ulaşırsa Türkiye bu konuda dördüncü ülke olacak.

Türkiye 4. ülke

Prof. Küçükaksu ve Koç Üniversitesi Makine Mühendisi Üretim ve Otomasyon Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. İsmail Lazoğlu ile aynı bölümde biyomedikal doktorası yapan İbrahim Başar Aka (28) ve Çağlar Öztürk (27) el birliğiyle çalışarak adım adım hayata geçirdiler.

Yaklaşık 20 kişilik ekibin katıldığı ameliyat, beklendiği gibi başarıyla gerçekleştiriliyor. Yapay kalp pompası domuz kalbine takılarak önemli testi geçiyor.

Prof. Dr. İsmail Lazoğlu çalışmalarını şu sözlerle anlattı: “Türk öğrencileri yüksek teknolojili işlerde doktora yapmayı cesaretlendirmek istiyorum. Doktora öğrencilerimiz Başar (Aka) ve Çağlar (Öztürk) 4 yıldır büyük emek verdi. Son geliştirdiğimiz kalp pompasının doktora öğrencilerimizin verdiği kanla laboratuvarda yaptığımız testleri mükemmel sonuçlanmıştı. Yapay kalp pompası çok yüksek bir teknoloji. Üretebilen ülke sayısı az. Sadece ABD, Japonya ve Almanya yapabiliyor. Tasarımdan üretime çok yüksek hassasiyet gerekiyor. Vücutta yaklaşık 5 litre kan var. Onu düzgün koşullarda çeviremezseniz, 5 dakikada çamur haline getirirsiniz. Türkiye bunu ticari olarak üretebildiğinde, Türkiye’den Singapur’a bütün bölgelere satabilir. Ben, Süha Hoca ile Başar ve Çağlar ile 4 ortak patent başvurusu yaptık. Sanayiden konuştuğumuz birkaç firma var. Yerli bir firmayla üretmeyi tercih ederiz.”

Dakikada 8 litre kan basıyor

Dış çapı 50 ml olan titanyum yapay kalp pompasının ağırlığı yaklaşık 250 gram. Sistem 17 saat enerji veren pil ve elektronik kontrol ünitesinden oluşuyor. Pompanın metal ucu karıncık kasından, karıncık boşluğuna sokulacak. Oradan çektiği kanı ana atardamara pompalayacak. Dakikada 8 litre (yetişkin insanda 4.5-5 litre yeterli) kan basabiliyor. Yapay kalp ve destek sistemleri, nakil için kalp bekleyen ileri kalp yetmezliği hastalarını hayatta tutuyor. Yapay kalp pompalarının fiyatı 80 bin Euroya (SGK karşılıyor) ulaşıyor. Sistemin Türkiye’de üretilmesi halinde çok daha ucuza mal olacak.

90 kilo domuzda denediler

Ameliyatı yapan Prof. Dr. Küçükaksu: “Son 4 yıldır çok aktif çalışıyorduk. Benim ve İsmail (Lazoğlu) Hoca’nın hayali gerçek oldu. Pompanın takılabileceği ve kan dolaşımını destekleyebileceğini görmüş olduk. Çalışınca ikimizin de mutluluktan gözleri doldu. Deney hayvanımız yaklaşık 90 kiloydu. Pompamızın insanı rahatlıkla destekleyebileceğini ortaya koyduk. İki deney daha yapacağız. Sonra da uzun vadeli testlere geçeceğiz. İnsanda kullanılacak noktadayız aslında. İki yıl içinde insan modellerinde çalışmaya başlarız.”