Prof. Dr. Mecit Süerdem: KOAH’la
mücadelede en güçlü ilaç farkındalıktır
mücadelede en güçlü ilaç farkındalıktır
Solunum Derneği (TÜSAD), podcast kanalı Solunum TV’de “Duayen Doktorlarla Solunum Sağlığı” adını verdiği yeni bir seriye başladı. Serinin ilk bölümünün konuğu KOAH ile ilgili en çok merak edilenlere verdiği cevaplarla Prof. Dr. Mecit Süerdem oldu. “Bir halk sağlığı sorunu olan KOAH’la mücadelede en güçlü ilaç farkındalıktır” diyen Süerdem, sanıldığı gibi KOAH’ın sadece ‘yaşlı hastalığı’ olmadığını, en büyük tehdidin sigara ve duman maruziyeti olduğunu hatırlattı.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nin (TÜSAD) podcast kanalı Solunum TV, “Duayen Doktorlarla Solunum Sağlığı” adını verdiği yeni seriye başladı. Bu seride alanında uzman hekimler, toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyan solunum hastalıklarını masaya yatırıyor. İlk bölümde, göğüs hastalıkları alanının saygın isimlerinden Prof. Dr. Mecit Süerdem konuk edildi. Süerdem, özellikle KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) üzerine dikkat çekici bilgiler paylaştı.
DÜNYADA 300 MİLYON, TÜRKİYE’DE 5 MİLYON HASTA
KOAH Hastaları Derneği’nin Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Süerdem, KOAH’ın kalp-damar hastalıkları ve inmelerden sonra üçüncü en sık ölüm nedeni olduğunu vurguladı. Dünya genelinde 300 milyon KOAH hastası bulunduğunu, her yıl 3 milyon kişinin bu hastalık nedeniyle yaşamını kaybettiğini aktardı. Türkiye’de de tablonun oldukça ciddi olduğunu ve KOAH’ın artık bir “halk sağlığı sorunu” olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Süerdem, şu verileri paylaştı: “Ülkemizde en az 5 milyon KOAH hastası olduğu tahmin ediliyor. Her yıl 25 bin kişi KOAH’a bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Çeşitli coğrafi bölgeler arasında farklılıklar bulunmakla birlikte, ortalama olarak 40 yaş üstü her 10–15 kişiden biri maalesef KOAH hastası.
ERKEN TANI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
KOAH’ın genellikle 40 yaş üstünde teşhis edildiğini, ancak daha genç yaşlarda da ortaya çıkabileceğini söyleyen Prof. Dr. Süerdem, “Erken dönemlerde yakınmalar şiddetli olmadığı için, hastaların ortalama üçte 2’sine ileri evrede teşhis konulabiliyor. Belirtiler çoğu zaman sigaranın doğal sonucu sanıldığı için hastalar hekime başvurmakta geç kalıyor” dedi. Hastalığın tanısında “altın standart” olarak kabul edilen spirometri testinin kolay uygulanabilir, güvenilir ve yalnızca birkaç dakika süren bir yöntem olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Mecit Süerdem, geç fark edilmesi yüzünden KOAH genellikle ileri yaş hastalığı olarak kabul edilse de, daha genç yaşlarda da görülebildiğine önemle dikkat çeken Süerdem, şöyle konuştu: “Bu nedenle önleyici yaklaşım çok önemlidir. Anaokulundan lise sonuna kadar tütün ve tütün ürünlerinin zararları konusunda sürekli eğitim programları uygulanmalıdır. Bu eğitimlerin sürekliliği ve toplumsal bilinç oluşturma yönü büyük önem taşır.”
FARKINDALIK EKSİKLİĞİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
“KOAH’la mücadelede en güçlü ilaç farkındalıktır” diyen Prof. Dr. Mecit Süerdem, Türkiye’de KOAH farkındalığının çok düşük olduğuna dikkat çekerek, şu çağrıyı yaptı:
- Sivil toplum örgütleri ve sağlık otoriteleri toplumun bilinçlendirilmesi için birlikte çalışmalı.
- Hastanelerde solunum eğitim hemşireleri istihdam edilmeli, cihaz kullanımı konusunda hastalara düzenli eğitim verilmelidir.
- Aile sağlığı merkezlerinde görevli sağlık personeli de bu konuda bilinçlendirilmeli.
- Çocukluk çağından itibaren tütün ve tütün ürünlerinin zararlarını anlatan eğitimler süreklilik kazanmalı.
- Hasta ve hasta yakınları: sigara içmeyin, içiyorsanız bırakın. Çevrenizde sigara içenleri uyarın.
- KOAH hastaları düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve temiz hava koşullarına özen gösterin.
EN BÜYÜK TEHDİT: SİGARA VE DUMAN MARUZİYETİ
KOAH’ın genetik temeli olduğunu da belirten Süerdem, bu konuda şu bilgileri verdi: “Genetik yatkınlığı olan kişilerde, risk faktörleri (sigara, biyoyakıt dumanı, mesleki maruziyet vb.) mevcutsa hastalık gelişme olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle muayene sırasında sigara içen hastalara aile öyküsü mutlaka sorulur. Eğer ailede KOAH öyküsü varsa; hastaya sigarayı bırakması konusunda çok güçlü bir öneri yapılır. Sigara içmeye devam ederlerse hastalık gelişme riskinin çok yüksek olduğu vurgulanır. Çünkü sigara KOAH’ın önemli nedenlerinden biridir.”
Süerdem, kırsal bölgelerde ısınma ve yemek pişirme amacıyla kullanılan odun, tezek ve çalı dumanının da KOAH için sigaradan daha ciddi bir risk oluşturabileceğini belirtti. Ayrıca yoğun toz ve zararlı gazların solunduğu işlerde çalışanlarda riskin yükseldiğini, bu kişiler sigara içiyorsa hastalık ihtimalinin katlanarak arttığını söyledi.
YAŞAM TARZI VE AŞILARIN ÖNEMİ
Tedavide kullanılan ilaçların hastalığı ortadan kaldırmadığını, yalnızca şikâyetleri azalttığını belirten Süerdem, asıl önemli adımın sigarayı bırakmak ve risk faktörlerinden uzaklaşmak olduğunu söyledi. Ayrıca enfeksiyonlara karşı grip ve zatürre aşılarının KOAH hastalarında hayati önem taşıdığını, yeni ilaç çalışmalarının sürdüğünü ancak mucizevi bir tedavi beklenmemesi gerektiğini ekledi.
YANLIŞ TEDAVİLERE KARŞI UYARI
Prof. Dr. Süerdem, son yıllarda bazı özel merkezlerde yüksek ücretlerle önerilen “balon tedavisi”ne de değindi ve bu yöntemin yalnızca Türkiye’de uygulandığını, dünyada geçerli bir tedavi olarak kabul edilmediğini vurguladı. Balon tedavisinin KOAH’ı iyileştirmediğini, sadece bronşlarda biriken sekresyonları geçici olarak temizlediğini söyleyen Süerdem, “KOAH kalıcı hasar bırakan bir hastalıktır, hiçbir cerrahi ya da mekanik yöntem hastalığı ortadan kaldıramaz” ifadelerini kullandı.
- “Duayen Doktorlarla Solunum Sağlığı” podcast serisinin ilk bölümünü Solunum TV üzerinden dinleyebilirsiniz.
- Link: https://open.spotify.com/show/6qkW2kXvXbsgmrDZebanEK


















