Ana Sayfa Manşet Aşının uygulanmadığı 5 yaş altındaki çocuklarda vakalar artmakta

Aşının uygulanmadığı 5 yaş altındaki çocuklarda vakalar artmakta

ABD’de 5 yaşın altındaki çocukların Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatma oranı pandeminin başından bu yana en yüksek seviyesine çıktı.

VOA: Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Başkanı Rochelle Walensky, aşıya elverişli olmayan tek yaş grubu olan bu gruptaki çocukları korumak için etraflarındaki büyük çocukların ve yetişkinlerin aşı olmasının daha da önem kazandığını söyledi.

Aralık ayı ortasından bu yana Corona virüsünün bulaşıcılığı yüksek Omicron varyantı ABD genelinde hızla yayılıyor. Genç çocuklar arasında hastaneye yatma oranı 100 bin çocukta 4’ten fazlasına çıktı. Daha önce bu rakam 100 binde 2,5’ti.

CDC’nin toplam 14 eyalette 250 hastaneden aldığı verilere göre yaşları 5 ile 17 arasındaki çocuklar arasında hastaneye yatma oranı 100 binde 1.

Pfizer’in iki doz aşısı 2-4 yaş arasında beklenen korumayı sağlamadı

Pfizer 2-4 yaş arasındaki çocuklarda yaptığı aşı çalışmasıyla ilgili olarak geçen ay yaptığı açıklamada iki doz aşının bu yaş grubunda beklenen korumayı sağlamadığını açıklamıştı.

Pfizer çalışması kapsamında 5 yaş altındaki çocuklara üçüncü bir dozu da vermeye başladı. Çalışmanın sonuçlarının bahar mevsiminin başlarında açıklanması bekleniyor. tamamı için kaynağa bknz

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan “Omicron’un hedefinde 5 yaş altı çocuklar var”

‘Omicron’ varyantında en büyük vaka artışının 5 yaşın altındaki çocuklarda olduğuna dikkat çekerek, “Demek ki o zaman ‘Omicron’ varyantında 5 yaşın altındaki çocuklar daha fazla belirti göstererek diğer yaş gruplarına göre hekime başvuruyorlar. O halde bu yaş gruplarının da artık ciddi bir şekilde korunması lazım. 5 yaşın altındaki çocuklar için de henüz dünyada mevcut uygulanan bir aşı yok. O zaman bu çocuklarla temas eden herkeste ‘aşılı olma şartı’ aramamız lazım. Örneğin; vatandaşlarımız 5 yaşın altında çocuk varsa evine aşısız kişi kabul etmesinler. Kreşlerde, kreş servislerinde aşısız insanların çalışmasını devletin önlemesi lazım. Orada çalışacak insanlarda mutlaka ‘aşılı olma’ şartı aranmalıdır. Bizim bu tedbirleri almamız lazım” diye konuştu.

‘Çocuklar virüs saldırısı altında’

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden ve aynı zamanda Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, son 3 aylık süreçte giderek artış gösteren solunum yolu enfeksiyonlarının son günlerde özellikle çocuklarda adeta zirve yaptığınu söyledi:

“Sadece Omicron değil, rinovirüs, bocavirüs, RSV, influenza gibi her türlü solunum yolu enfeksiyonu çocuklara saldırır vaziyette. İşin kötü tarafı bu virüsler ve neden oldukları tablo birbirine çok benziyor. Semptom veya temas öyküsü olan ve hastaneye başvuran her çocuğa PCR testi yapılması gerekiyor. Son birkaç gündür çocuk hastalıklarına hizmet veren klinikleri adeta dolup, taşıyor. Acil servisteki asistan arkadaşlarımız nefes almadan çalışıyorlar. Omicron’a bağlı MIS-C ve yoğun bakım yatışlarında henüz artış yok ancak acil servislere başvurular katlanarak artıyor.” tamamı için haberin başlığını tıklayınız

TTB- Çocuklarda COVID-19 ve Aşılama

SARS-CoV-2 virüsü yeni doğan dönemi dâhil olmak üzere her yaş grubundan çocuk ve genci enfekte edebilen bir virüstür. Salgının ilk dönemlerinde 18 yaş altı insanlarda hastane yatışlarının nadir olduğu, son derece hafif enfeksiyon bulguları ile atlatabileceği belirtilen enfeksiyon günümüzde erişkin hasta grubunun aşılanması ve bulaşma sonrası MIS-C olgularının tanımlanması ile çocuk ve gençlerde önemli bir morbidite ve bazen mortalite nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aşı karşıtlarının ve ebeveynlerin kafasında yer etmiş doğru bilinen yanlışlara bakacak olursak, COVID-19’un sanılanın aksine çocuklarda hafif atlatıldığı ve ölüme neden olmadığı bilgisi günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Enfeksiyonun kendisi gibi bulaşma sonrası ortaya çıkan durumlarda çocuklarda hayat kalitesini düşürmekten ölüme kadar geniş bir yelpazede sağlık sorunlarıyla çocuğu yüz yüze getirmektedir. Çocuk ve ergenlerde COVID-19 sonrası 4 haftadan uzun süre yorgunluk, uykusuzluk, burun akıntısı, kas ağrısı, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, egzersiz intoleransı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi semptomların devam edebildiğini ve hayat kalitesini ve okul başarısını olumsuz yönde etkilediğini gösteren veriler bulunmaktadır (1). COVID-19 sonrası uzamış enfeksiyon belirtilerinden daha tehlikeli ve günümüzde daha iyi bilinen, çocukları tehdit eden bir diğer durum olan MIS-C, 21 yaşından küçük kişilerde akut SARS-CoV-2 enfeksiyonundan 2-6 hafta sonra ortaya çıkmakta, çok çeşitli belirtilere ve komplikasyonlara neden olmaktadır. MIS-C son derece tehlikeli bir klinik durum olup, hastaların %60-70’inde yoğun bakım ihtiyacı ortaya çıkaran ve maalesef %1-2’sinde ölümle sonuçlanan yeni tanımlanmış bir post-enfeksiyöz klinik tablodur (2, 3). COVID-19 enfeksiyonunun yanı sıra post-enfeksiyöz durumlar için de aşı ile korunabilmek 12 yaş üstü çocuklar için önemli bir olanak olarak düşünülmeli, ayrıca yapılan son çalışmalar sonucunda 5-12 yaş grubunda etkililik ve güvenlik verisi de izlenmelidir (4).

Amerika Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP), ergenlerde COVID-19’un önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtmektedir. Ergenler, CDC verilerine göre yeni COVID-19 vakalarının artan bir oranını temsil etmekte ve hane içi bulaşa katkıda bulunmaktadır (5). 1 Mayıs 2021 itibarıyla 12-17 yaş arası ergenler arasında COVID-19 ile ilişkili kümülatif hastaneye yatış oranı 100.000’de 51,3 olarak saptanmış ve aynı yaş grubunun 2009 yılında H1N1 ilişkili hastane yatış oranı ise 100.000 de 23,9 olarak kaydedilmiştir (6).

Salgının başından itibaren alınan önlemler arasında yer alan okulların kapatılması, çocuklar arasında temasın sınırlanması ve spor aktiviteleri gibi boş zaman etkinliklerinin yapılamaması çocuklar ve gençlerin COVID-19 pandemisi döneminde istedikleri birçok şeyi yapmasına engel olmuştur. Bu durum sürdürülebilir olmamakla birlikte hayatın normal akışını ve özellikle çocuk ve gençlerin yüz yüze eğitim hakkını sekteye uğratarak ciddi bir toplumsal problem oluşturmaktadır.

Aşılama konusunda kaydedilen ilerleme sayesinde bugüne dek milyonlarca yetişkine aşı yapılması ve bu sayede bu kişiler için ağır seyreden COVID-19 hastalığına karşı korunma sağlanması, hastalığın ergen grubundaki sıklığını artırırken aşı yapılacak yaş grubunda değişiklik yapılmasını da zorunlu hale getirmiştir.

 

Çocukların şikâyetleri olmadan da virüsü diğer insanlara bulaştırabilmesi nedeniyle çocuklara aşı uygulanmasının virüs yayılımını azaltabileceği, virüs ile enfekte olduğunda çocukta ağır hastalık gelişme riskini azaltacağı, ailedeki diğer bireyleri ve arkadaşları için koruyucu olacağı yönündedir. Bu kapsamda Mart 2021’de, 12-15 yaşları arasındaki 2.260 ABD’li çocukla yapılan bir araştırmada, aşının COVID-19’u önlemede %100 etkili olduğu bildirilmiştir (6). Amerika Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC), COVID-19 aşılarının 12 yaş üzerindeki çocuklarda uygulanmasının COVID-19’dan korunmada etkili ve güvenli olduğunu bildirmiştir. Araştırma ayrıca, gençlerin aşılama sonrası yetişkinlere göre daha yüksek antikor seviyeleri geliştirdiğini de ortaya koymuştur. tamamı için haberin başlığını tıklayınız