Ana Sayfa Makaleler Alzheimer Hastalığı’nın Alternatif Nedenlerinden Biri Şekerli İçecekler Olabilir

Alzheimer Hastalığı’nın Alternatif Nedenlerinden Biri Şekerli İçecekler Olabilir

Şekerli – gazlı içecekler hayatımızın ister istemez bir parçası haline geldi öyle değil mi? Sıcak yaz günlerinde, ana yemeklerle birlikte, sinemaya gidince patlamış mısırın yanında…  Örnekler çoğaltılabilir fakat buradaki esas nokta bu içeceklerin artık su gibi tüketildiği gerçeği ve bu içeceklere erişimin pek de zor olmaması. Tabii ki bunun fizyolojik, biyokimyasal ve biyolojik sonuçlarının da olacağını tahmin etmek de zor değil.

Çok fazla kahve içmenin uykusuzluk yaptığını biliriz çünkü kahvenin ana içeriği kafeindir. Bu leziz içeceklerin de önemli bir bileşeni kafeindir. Yüksek miktarlarda kafein alımı beynimizin gün içinde uyanık tutulması gibi görevlere sahip olan retiküler aktive edici sistemin aşırı uyarılmasına sebep olur. Bu sistemin aşırı uyarılması da: uykusuzluk, psikomotor ajitasyon ve baş ağrılarına neden olur.

Peki ya diyet türde olan şekersiz gazlı içecekleri tercih etsek?

European Journal of Clinical Nutrition tarafından yayınlanan bir çalışmada bu tarz “diyet” içeceklerde kullanılan aspartam bileşiğinin uykusuzluk,  çeşitli nöbetler, baş ağrısına sebep olduğu klinik vakalarda ise körlük, nörotoksitite ve hafıza kaybına yol açtığı tespit edilmiştir.

Şekerli İçecekler ve Nörodejeneratif Etkiler ile ilişkili Fare Deneyleri

Şeker alımının beyindeki etkisini çalışan araştırmacılar, yüksek miktarda şekerli içecek alımının farelerin beyin gelişimi üzerindeki etkisini incelediler.  Yüksek dozda şekerli içeceklerin, beynin duygusal davranışı ve bilişsel işlevi kontrol eden bölgesinde, yaşamın erken dönemlerinde aşırı stres veya istismardan daha fazla değişikliğe neden olduğunu bulmuşlardır. Herhangi bir stres yaşamayan fakat düzenli bir biçimde şeker tüketen farelerin, stresli ancak şeker tüketmeyen farelerin hipokampuslarında benzer değişiklikler saptandı.

Bu çalışma hakkında benim için en endişe verici detay, şekerli içeceklerin, beynin öğrenme ve hafıza için önemli bir parçası olan ve aynı zamanda erken yaşam travmasından etkilendiğini de bildiğimiz hipokampus üzerinde erken yaşam stresine benzer bir etkiye sahip olmasıdır. Araştırmacılar, bu araştırmanın insanlarda gerçekleştirilememesine rağmen, stres tepkileri ve beslenme ile ilişkili beyin devrelerinin türler arasında genellikle aynı olduğunu belirtti.

Şekerli İçecekler ve Nörodejeneratif Etkiler ile ilişkili İnsan Deneyleri

Sadece fare deneylerinin ana fikri sizlere yeterince veremeyebileceğini düşünüyorum bu yüzden insanlarla alakalı yapılan bazı araştırmaları da paylaşmak istiyorum. Alzheimer’s and Dementia dergisinde yapılan bir çalışma, 4.000’den fazla orta yaşlı yetişkini inceledi. Bu kişilere gerekli beyin taramaları ve hafıza testleri yapıldı ve sahip oldukları diyet (beslenme biçimi, rejim ile karıştırılmamalıdır) ile ilgili ayrıntılı anketler doldurdular.

Boston Üniversitesi ve diğer araştırma merkezlerinden araştırmacılar, insanların düzenli olarak ne kadar şekerli gazoz içerse, hafıza testlerinde o kadar kötü sonuç alma eğiliminde olduğunu buldu. En şekerli içecekleri içenlerin beyinlerinde de daha fazla küçülme eğilimi vardı. Diğer çalışmalarda, azalan beyin hacmi, yıllar sonra Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.

Günde bir veya iki bardak şekerli içecek içenler, şekerli gazlı içecekler veya diğer şekerle tatlandırılmış içecekler içmeyenlere kıyasla bir ila iki yıllık yaşlanmaya karşılık gelen beyin küçülmesi yaşadıkları gözlemlendi. Ayrıca bu kişiler hafıza testlerinde de daha kötü sonuçlar elde etme eğilimindeydiler ve kendilerinden beş ya da altı yaş büyük kişilerle aynı puanları aldılar.

Not: Şekerli – gazlı bir içecek ya da benzer şekilde tatlandırılmış bir içecek  türü 10 çay kaşığı kadar şeker ve/ veya yaklaşık 150 kalori içerir.

Sonuç olarak toparlamamız gerekirse şekerli içeceklerin o an için verdiği ferahlama hissinin başlangıçta uykusuzluk ilerleyen süreçlerde de unutkanlık, zihinsel işlevlerde bozukluk ve en  son aşamada da dolaylı olarak Alzheimer’a neden olduğunu söyleyebiliriz.