Ana Sayfa Hukuk&Etik Alternatif tıbbın popülerleşmesi tartışmaları da beraberinde getiriyor

Alternatif tıbbın popülerleşmesi tartışmaları da beraberinde getiriyor

Alternatif tıp son 20 yılda artan bir ilgiyle karşılaşırken, sadece tıbbi bitkisel ürün ve ilaçların global pazarının da 2017’de 107 milyar doları bulması bekleniyor. Ancak konunun gün geçtikçe popülerleşmesi, tartışmaları da beraberinde getiriyor

Gazete Habertürk’ten Fatmanur Boylu’nun haberine göre hacamat, sülük uygulaması, homeopati, arı tedavisi, osteopati gibi “geleneksel, alternatif, tamamlayıcı sağlık uygulamaları” nda (GATSU), son 20 yılda büyük bir artış gözlemlendi. Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) 2017 verilerine göre, dünyada her 3 kişiden 1’i GATSU’ya başvuruyor. GATSU kullanan hastaların yaklaşık yüzde 80’i, bunu hekimlerinden gizliyor.

TÜRKİYE’DE 100 MİLYON DOLAR

GATSU kapsamında tıbbi bitkisel ürün ve ilaçların global pazarının 2017’de 107 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’de ise bu pazarın 100 milyon dolar büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor. GATSU uygulamalarından sadece fitoterapi (bitkilerle tedavi) uygulaması sonucu dünyada yılda yaklaşık 100 bin kişinin öldüğü ileri sürüldü. GATSU artışındaki neden ve sonuçlar, TTB tarafından şöyle değerlendirildi:

– Devleti sağlık hizmeti sunmaktan çok denetleme çalışmalarına yönlendirdi.

– Sağlık harcamalarını bireye yükledi.

– Bireysel performansı artırma, malpraktis davalarından korunma, hasta memnuniyetini yükseltme, teknolojinin sağladığı tüm tanı olanaklarını kullanma istekleri gibi nedenlerle hastaya ayrılan zamanın azalması, modern tıbba olan güveni azalttı.

– Bilimsel bilginin teknolojiyi güçlendirmesiyle pahalılaşması, kişileri bireysel çözüm arayışlarına itti.

‘BİLİMSEL DEĞİL’

TTB Başkanı Raşit Tükel, GATSU başlığı altında anılan çoğu uygulamanın bilimsel kanıtı bulunmadığını belirtirken “Serbest piyasa koşullarında bir ‘pazar’ olması, çok farklı reklam yöntemleri ile ‘umut tacirliği’ne konu olması toplum sağlığı açısından dikkatle ele alınmalı” dedi.

‘ŞARLATANLARA KARŞI MÜCADELE EDİLMELİ’

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Yeşilada:

Ne yazık ki sağlık alanında uzman olmayan şarlatanlar, Avrupa’da bu konuda uzman olduğunu söyleyen kişilerin videolarını izleyerek kendilerini uzman diye tanıtıyor. Koruyucu tıbba daha fazla özen gösterilmeli. Yeterli kontrol yapılmadığı için bireyler aktarlara yöneliyor. Bitki en tehlikeli silahtır. Kişi bunu savunma olarak kullanamazsa kendine daha çok zarar verir. Koruyucu ve tamamlayıcı tıbbın sağlıkçı olmayan şarlatanların elinden kurtarılması için hekim ve eczacıların ortak bir mücadele yürütmesi gerekir.

‘RUS RULETİ OYNAMAK GİBİ’

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmud Miski:

Yoğun bir bilgi eksikliği mevcut. Bazı bitkilerle çok sık karşılaşıyoruz ancak hiç bilinmeyen bitkiler de satılmaya devam ediyor. Bu ürünlerin birçoğunda kanserojen madde olduğunu tespit ettik. Yani bu ürünleri kullanmak Rus ruleti oynamak gibi. Milyonlarca dolar pazarı olan bir alan. En basit örnekle, insanların papatya diye aldıkları bitkiler papatya bile değil. Benzerlikleri yüzünden karıştırılıyor ve içinde toksinli maddeler var. Belli bir grup insanda ölümcül olabilir.

‘ÖNYARGI, REDDEDİŞ BOŞLUK YARATIYOR’

Tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla ilgilenen Doç. Dr. Ali Akben:

Bitkilerle uğraşan insanlar yaftalanıyor; bu yüzden hekimler önyargılı yaklaşıyor, kökünden reddediyor. Bu reddediş, şarlatanların boşluğu doldurmasına neden oluyor. Modern tıp ve tamamlayıcı tıp, birbirine geçmiş bir mesele. Zayıflama ürünü adıyla internette satılan ürünlerden kesinlikle uzak durulmalı. Aktarlara gittiğinizde ada çayı ve ıhlamur dışındaki tüm ürünler sıkıntılı.

‘YASALLAŞMASI ÇOK ÖNEMLİ’

Patoloji ve Fitoterapi Uzmanı Dr. Elif Güveloğlu:

Son 2 yıldır bu tür uygulama ve ürünleri kullanmada çok yol katedildi. Öyle ki bu ilaçlar eczanelere de girdi, bitki çayları eczanelerde satılıyor. Bir kısmının SGK kapsamına girme çalışmaları var. Ayrıca hekimlerin önyargılarını yıkmada başarılı çalışmalar mevcut. Ben de bu konuda çabalıyorum, üniversitelerde fitoterapi eğitimleri veriyorum. Fitoterapinin yasallaşması çok önemli.